Manisa Celal Bayar Üniversitesi

Akademik Arşiv Sistemi

Manisa Celal Bayar Üniversitesi bünyesinde üretilen kitap, makale, tez, bildiri, rapor vb. tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

 

All Communities

Select a community to browse its collections.

Now showing 1 - 5 of 9

Recent Submissions

Item
Türkiye'de sağlık çalışanları şiddet tehdidi altında
(Medikal Akademi, 2017-09) Özcan, Fatih; Yavuz, Erdinç; Özcan, Fatih; Fakülteler > Tıp Fakültesi > Dahili Tıp Bölümü > Tıp Eğitimi ABD
Bu makalede, ülkemizin sağlık ortamının önemli bir sorunu olan, sağlık personeline karşı, hasta ve hasta yakınları tarafından uygulanan sözel ve fiziksel şiddet olgusuna bir kez daha dikkat çekilmesi, bu olayların nedenlerinin irdelenmesi ve bu şiddeti önlemeye yönelik çözümlerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Konu, sağlık personeline yönelik olarak yapılmış sınırlı sayıdaki araştırmalar, Türk Tabipleri Birliği ve diğer sağlık meslek örgütlerinin bu konudaki raporları, televizyon, gazete röportajları, yazıları ve kendi gözlemlerimiz esas alınarak değerlendirilmiştir. Son iki yılda sağlık personeline yönelik 23.120 sağlıkta şiddet olgusu rapor edilmiştir. Medyada tıbbi bir komplikasyon, bazen yeterince araştırılmadan sağlık personelini yargılayıcı tarzda bir haber olarak sunulmakta, buna karşı bir yaptırım uygulanmamaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın, şiddete uğrayan sağlık personeli için başlattığı “113-Beyaz kod” uygulaması, şiddete maruz kalan sağlık personeline verilen ücretsiz avukatlık desteği olarak kalmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın mevcut yasal düzenlemeleri, sağlıkta şiddet uygulayan kişilere idari bir yaptırım öngörmemektedir. Halen ülkemizdeki sağlık personeline yönelik şiddetin varlığı, sağlık çalışanlarını son derece olumsuz etkilemekte, adeta çalışamaz duruma getirmektedir. Şiddeti önlemek için öneriler şöyle özetlenebilir: Sağlık çalışanlarının halkın gözündeki itibarını yükselten bir tutum izlenmeli, sağlık çalışanını değersizleştirecek uygulamalardan kaçınılmalıdır. Sağlık çalışanlarına yönelik bir şiddet olayı meydana geldiğinde kamudaki tüm yöneticiler aynı sert tepkiyi göstermeli; sağlık çalışanlarına yönelik şiddet davranışında bulunan bir kişi, sadece adli işlemlerle değil aynı zamanda bazı idari hak mahrumiyetlerine de maruz kalmalı; sağlıkta şiddetin önlenmesinde, kamu otoritesi, sağlık ortamının tüm bileşenleriyle, sağlık meslek kuruluşlarıyla iş birliği yapmalıdır. Sağlık çalışanlarının korunması ülkenin sağlık hizmetinin ve toplumun sağlığının da güvenceye alınması anlamına gelir.
Item
COVİD-19 mücadelesi kapsamında uzaktan eğitim sürecinde engelli öğrencilerin durumu sorunlar ve çözüm önerileri
(Manisa Celal Bayar Üniversitesi Yayınları, 2020-11-25) Kalaç, Mustafa Özhan; Telli, Gonca; Erönal, Yeşim; Erönal, Sezai Serhat; Kalaç, Mustafa Özhan; Fakülteler > Salihli İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi > İşletme Bölümü
İnsanlar doğuştan gelen ya da sonradan maruz kalınan bazı nedenlerden dolayı engelli yani özel gereksinimli olabilmektedir. Engelli bireyler, toplumda diğer bireylerle eşit haklara sahiplerdir. Engellilerin de bu haklardan eşit şekilde yararlanabilmesi için sosyal ve ekonomik bütünleşme sürecinde, kendi geleceğini tayin edebilme konusunda söz sahibi olmalıdır. Toplam 50 maddeden oluşan ve taraf olan devletlere, engellilere karşı ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve onların yaşam standartlarını yükseltmek gibi yükümlülükler getiren BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nde: “Fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel çevreye, sağlık ve eğitim hizmetlerine, bilgiye ve iletişime erişimin engellilerin tüm insan haklarından ve temel özgürlüklerden tam yararlanmasını sağlamadaki öneminin kabul edileceği” maddesi yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, küresel nüfusun yaklaşık %15’i yani bir milyardan fazla insan engelli olarak yaşamakta ve 2050 yılında bu sayının iki katına çıkarak iki milyar olması beklenmektedir (WHO, 2018). Biz bu çalışmada engellilerin eğitim hakkı üzerinde durarak Covid-19’da engellilerin de eğitim almak zorunda kaldığı uzaktan eğitim sürecinde durumlarını ve gelişmeleri irdelemek istiyoruz. TÜİK tarafından 2011 yılında gerçekleştirilen Türkiye Nüfus ve Konut Araştırması dahilinde Washington Grubu kriterleri dikkate alınarak oluşturulan engellilik modülüne yer verilmiştir. Bu araştırmaya göre Türkiye’de süreğen hastalıklar hariç olmak üzere, nüfusun % 6,9’u, en az bir engeli olduğunu ifade ederken, nüfusun, %3,3’ü yürümede veya merdiven çıkmada / inmede, %1,4’ü görmede, %1,1’i duymada, %0,7’si konuşmada, %2’si yaşıtlarına göre öğrenmede / basit dört işlem yapmada / hatırlamada / dikkatini toplamada, %4,1’i taşımada / tutmada zorluk yaşadığını ifade etmiştir. Cinsiyet bazında bu oran erkeklerde %5.9, kadınlarda ise %7.9’dur. 2011 Nüfus ve Konut Araştırmas’ına göre en az bir engeli olan 6 yaşın üstündeki nüfusun %23,3’ü okuma yazma bilmeyen kişilerden oluşmaktadır. Diğer bir ifadeyle, genel nüfus için okuma yazma bilme oranı %95.5 iken en az bir engeli olan nüfusun okuma yazma bilme oranı toplamda %76.7 olarak bulunmuştur. Bu oran erkeklerde %89.1 iken kadınlarda %67.6 olarak ortaya çıkmıştır. Engelli bireylerden %19’u ise okuma yazma bilmekle birlikte, bir okul bitirmemiştir. Sonuç olarak engelli bireylerin yaklaşık olarak yarıya yakını (%42,3) bir eğitim almamıştır. (Kalaç ve Kılınç, 2019) Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 13 Aralık 2006 tarihinde kabul edilen Engellilerin Haklarına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, 24. maddesi gereği taraf devletler, engellilerin eğitim hakkını tanır. Bu hakkın fırsat eşitliği temelinde ve ayrımcılık yapılmaksızın sağlanması için eğitim sisteminin bütünleştirici bir şekilde her seviyede engellileri içine alarak onlara ömür boyu öğrenim imkânı sağlar. Eğitim hakkının yaşama geçirilmesi için gerekli tedbirleri alır. Engellilerin toplumun eşit üyeleri olarak eğitime tam ve eşit katılımlarını kolaylaştırmak için yaşamı ve sosyal gelişim becerilerini öğrenmelerini sağlar. Engellilerin ayrımcılığa uğramaksızın diğer bireylerle eşit koşullar altında, genel yükseköğretime, mesleki eğitime, erişkin eğitimine ve ömür boyu süren eğitime erişimini sağlar. Taraf devletler bu amaçla engellilerin ihtiyaçlarına uygun makul düzenlemelerin yapılmasını temin eder (Orhan ve Genç, 2017). Covid-19 tüm toplumu eşit şekilde tehdit ettiğinden engelliler de bu tehditten paylarına düşeni almaktadır. Ayrıca engellilik konusunda yapılacak olan çalışmaların tüm topluma pozitif yansımaları söz konusu olmakta ve hatta gelişmişliğin birer göstergesi haline dönüşmektedir. Bu kitapta, Covid-19 mücadelesi kapsamında uzaktan eğitim sürecinde engelli öğrencilerin durumu, sorunlar ve çözüm önerileri irdelenmektedir. Amaç, engellilere yönelik çalışmaların daha etkin ve doğru şekilde ortaya konmasıdır. Eksikliklerin ve gereksinimlerin ne olduğuna dair yapılması gerekenler açısından bir rehber niteliğindedir. İlk aşamada Covid-19 sonrasında yaşananlar ve eğitime yansımaları ele alınmaktadır. Daha sonra genel itibariyle eğitim alanında yaşananlar, ilköğretim düzeyinden üniversite düzeyine kadar ele alınmıştır. Eğitim sürecindeki hızlı değişim ve uzaktan eğitime hızlı geçişin etkileri ve engellilerin de herkesle eşit eğitim hakkı almasına dair haklarından faydalanmaları konusunda yeni gereklilikler ele alınmıştır. vi Bu kitapta aynı zamanda uzaktan eğitime geçişte yaşanan sorunlar ve pandemi sonrasına ilişkin olarak engelliler ve ailelerine yönelik olarak Türkiye Engelsiz Bilişim Platformu tarafından başlatılan uzaktan eğitim etkinliğine ve erişilebilirliğine ilişkin çalışma sonuçları üzerinde durulacaktır.
Item
Engelsiz bilişim 2019
(Manisa Celal Bayar Üniversitesi Yayınları, 2019-12-27) Tecim, Vahap; Kalaç, Mustafa Özhan; Tecim, Vahap; Kalaç, Mustafa Özhan
Toplam 50 maddeden oluşan ve taraf olan devletlere, engellilere karşı ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve onların yaşam standartlarını yükseltmek gibi yükümlülükler getiren BM Engelli Hakları sözleşmesinde: “Fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel çevreye, sağlık ve eğitim hizmetlerine, bilgiye ve iletişime erişimin engellilerin tüm insan haklarından ve temel özgürlüklerden tam yararlanmasını sağlamadaki öneminin kabul edileceği” maddesi yer almaktadır. Bu kapsamda en önemli unsurlardan birisi de hiç şüphesiz ki internet ve bilişim teknolojileridir. Son 10 yılda bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, üretim araçlarının revizyonunu zorunlu kıldığı gibi bireylerin yaşamlarını temelden etkileyecek farklı birçok ürüne sahip olabilmeyi de mümkün kılmaktadır. Teknoloji kullanımında yaş seviyesi aşağıya çekilirken, üretilip empoze edilen değil, talep doğrultusunda kısa sürede ortaya çıkan ürün ve hizmetlerin insanlara anında sunulabilmesi, teknolojinin günümüzdeki boyutunu göstermektedir. 2019 verilerine göre dünyada 7.67 milyar nüfusun 4.38 milyarı (%56) internet kullanmakta, 5.11 milyarı (%67) mobil cihaz kullanmakta, 3.48 milyarı (%45) aktif sosyal medya kullanıcısı ve 3.25 milyarı (%42) mobil sosyal medya kullanıcısı. Her yıl nüfus ortalama %1 artarken internet ve sosyal medya kullanımları %9-10 dolaylarında artmaktadır. Aynı şekilde Türkiye istatistikler incelendiğinde; yine 2019 yılında 82.44 milyon olan nüfusun 59.36 milyonu (%72) internet kullanmakta, 76.34 milyonu (%93) mobil cihaz kullanmakta, 52.00 milyonu (%63) aktif sosyal medya kullanıcısı ve44.00 milyonu (%53) aktif mobil sosyal medya kullanıcısı. Türkiye’de de nüfus artışı %1.2 seviyelerinde olup internet kullanımı %9.3 dolaylarında gerçekleşmiştir. Bu rakamlar dünyada ve Türkiye’de internet ve teknoloji kullanımı son derece hızla yükselmekte ve bireyler mobil cihazlar üzerinden sosyal medya başta olmak üzere uygulamalara erişmektedirler. Bu çarpıcı rakamlar engelli bireylerin de mobil cihazlar kullanmalarını ve hayatlarını kolaylaştıracak bir çok uygulamaya burada eriştiklerini göstermektedir. Buradan hareketle, teknolojinin engelleri kaldırmakta önemli etkisi olduğu görülmektedir. Bilişim teknoloji ve hizmetleri bir taraftan engelli bireylerin hizmetlere erişiminde önemli bir araç olurken, bir taraftan da onların eğitim, istihdam ve sosyal hayata entegre olmasına imkân tanımaktadır. Bilişimin engelli bireyler için bir başka önemi ise, kendilerini kolay geliştirebilecekleri ve başarılı olabilecekleri bir meslek olabilmesidir. İşitme engellilerin çok başarılı grafik tasarımcı olabilmesi, başarılı görme engelli yazılım geliştiriciler ve diğer örnekler bunun en önemli göstergesi olmuştur. Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nin Sekretaryasını yaptığı Türkiye Engelsiz Bilişim platformu son 10 yıldır ülke sınırlarını taşan organizasyonlar ile bilişim teknolojilerinin sağlamış olduğu her türlü yeniliği engelli bireylerin kullanıma yönelik çalışmaların ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Her türden engelli vatandaşların bir araya geldiği organizasyonlarda yeni teknolojilerin engellilere değen noktaları tartışılıp yön verilmektedir. Özellikle bilişim teknoloji ve hizmetlerinde evrensel tasarım çalışmalarının gelişmesi ve artık uygulama örneklerinin artması konusunda önemli katkı sunmaktadır. Bu yayının ana hedefi 2019 yılı itibariyle Türkiye’de engelsiz bilişim konusundaki yaklaşımları algıları ve uygulamaları irdelemek ve engelliler açısından teknoloji faktörünün ve uygulamalarının önemini bir kez daha ilgililere aktarmaktır. İçerikler Türkiye Engelsiz Bilişim Platformunun 2019 yılında yapmış olduğu organizasyonda sunulan ve yeni teknolojilerin engelliye ulaşmasını sağlayan bildirilerin genişletilmiş makalelerinden oluşmaktadır. Kitabın bu alanda katkı yapmasını temenni eder, gerek engelsiz bilişim çalışmalarında gerekse bu kitabın yayınlaması aşamasında desteklerini esirgemeyen Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet ATAÇ’a, kitabımızın hazırlanmasında emeği geçen tüm bölüm yazarlarımıza, kitabımızı yayınlayan MCBÜ Basım Evi Müdürlüğü’ne ve son olarak siz okurlarımıza teşekkür ederiz. Saygılarımızla Prof.Dr. Vahap TECİM Dr.Öğr.Üyesi Mustafa Özhan KALAÇ Aralık 2019
Item
Erişilebilir Kütüphaneler : Sorunlar ve Çözüm Önerileri
(Manisa Celal Bayar Üniversitesi Yayınları, 2022-12-13) Kalaç, Mustafa Özhan; Altay, Ahmet; Kalaç, Mustafa Özhan; Fakülteler > Salihli İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi > İşletme Bölümü
Item
Improvement of intramolecular charge transfer within a donor–acceptor blend by doping novel synthesized benzothiadiazole small molecules in solid state
(Optical Materials, 2014) Dinçalp, Haluk; Murat, Gözde; İçli, Sıddık; Dinçalp, Haluk; Murat, Gözde; Fakülteler > Mühendislik Ve Doğa Bilimleri Fakültesi > Kimya Bölümü
Three electron-deficient small molecules based on 2,1,3-benzothiadiazole (BTD) units namely, 4,7-bis (3-methoxyphenyl)-2,1,3-benzothiadiazole (BT1), (3-{7-[3-(dimethylamino)phenyl]-2,1,3-benzothiadi azole-4-yl}phenyl)dimethylamine (BT2) and 3,30 -(2,1,3-benzothiadiazole-4,7-dyl)dianiline (BT3) were synthesized and their photophysical properties were investigated systematically to understand their potential usage in ternary organic solar cells (OSCs) as additive material to enhance the cell efficiency. All these molecules show broad absorption bands in 350–750 nm on glass substrate and their optical band gaps were calculated to be around 2.50–2.80 eV. BTD fluorescence dynamics were measured in polymer:BT1:fullerene blends with varying emission wavelengths of active layer. Fluorescence emission and time resolved measurements indicated photoinduced energy shift from BT1 dye to fullerene and also from polymer to BT1 dye upon excitation of the active layer.