Omer AydemirEKİN ATAY2025-04-142025-04-142024http://hdl.handle.net/20.500.14701/54650Amaç: Bipolar bozuklukta tanıda gecikmenin klinik seyir ve sonlanım üzerine olumsuz etkileri olabileceği düşünülmektedir. Çalışmamızda tanıda gecikme ile klinik değişkenler ve nöro/sosyal bilişsel bozukluklar arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Bipolar bozukluk tanılı remisyonda 84 hasta çalışmaya alındı. Katılımcılar sözel bellek/öğrenme, görsel bellek/öğrenme, sözel akıcılık, dikkat, işlem hızı, yürütücü işlevler, çalışma belleği ve sosyal biliş alanlarında değerlendirme imkanı veren nöropsikolojik bir batarya ile değerlendirildi. Bulgular: Tanısız geçen sürenin bipolar- II bozukluk tanılı hastalarda, yaşam boyu psikotik özellik göstermemiş hastalarda, yaşam boyu en az bir defa intihar girişiminde bulunmuş hastalarda, ilk epizodu depresif epizod olan hastalarda ve halihazırda tedavilerinde antidepresan bulunan hastalarda daha uzun olduğu bulundu. Tanısız geçen hastalık süresi ile Kontrollü Kelime Akıcılık Testi, toplam epizod sayısı, hipomanik epizod sayısı, depresif epizod sayısı, toplam epizod süresi, hipomanik epizod süresi ve depresif epizod süresi arasında anlamlı düzeyde pozitif yönde ilişki; manik epizod sayısı ve manik epizod süresi arasında ise anlamlı düzeyde negatif yönde ilişki saptanmıştır. Sonuç: Tanıda ve tedavide gecikmenin bipolar bozuklukta daha sık nüksle, daha sık depresif epizodla ve yaşamı boyunca en az bir defa intihar girişiminde bulunmuş olmakla ilişkili olduğunu bulduk. Tanısız geçen sürenin uzunluğu ile klinik seyir ve işlevsellik açısından kötü sonlanım arasındaki ilişkiye bilişsel bozulma eşlik etmemektedir.İngilizceBipolar bozuklukta tanısız geçen hastalık süresinin klinik özelikler ve bilişsel bozulmayla ilişkisi10.31362/patd.1537468