Browsing by Author "ASIM ASLAN"
Now showing 1 - 4 of 4
Results Per Page
Sort Options
Item Normal popülasyonda ve frontal rinosinüzitli olgularda resessus frontalisin anatomik varyasyonlarının radyolojik olarak değerlendirilmesi(2012) Beyhan ÖZYURT; ASIM ASLAN; H. Halis ÜNLÜ; Gülgün OVALI YILMAZ; Belgin KÜÇÜKGÜNAY; Petek BAYINDIR; Görkem EskiizmirAmaç: Frontal rinosinüzitli ve sağlıklı olgularda resessus frontalis komşuluğunda yer alan anatomik varyasyonların radyolojik olarak incelenmesi ve varyasyonların frontal rinosinüzit (FR) gelişimine etkilerinin araştırılması. Yöntem: Sinonazal yakınma veya başka yakınmalarla polikliniğimize başvuran 61 olgu; kulak yakınmaları olanlar (Grup I, kontrol grubu), sinonazal semptomları olup FR bulguları olmayanlar (Grup II), sinonazal ve FR bulguları olanlar (Grup III) şeklinde ayrıldı. Tüm olgulara paranazal bilgisayarlı tomografi (BT) çekilerek parasagittal rekonstrüksiyon yapıldı. Elde edilen kesitler sinüs opasifikasyonları, osteomeatal kompleks hastalığı, anatomik varyasyonlar ve fronto-etmoidal hücre varlığı açısından değerlendirildi.Bulgular: Çalışmaya dahil edilen tüm taraflarda fronto-etmoidal hücre oranı %20.9 olarak belirlendi. Sinonazal belirtileri olan olgular (Grup II ve III) ile kontrol grubu (Grup I) karşılaştırıldığında, agger nazi (p=0.001) ve intersinüs septum hücrelerinin (p=0.01) istatistiksel olarak anlamlı oranda yüksek olduğu saptandı. Frontal reses hastalığı (+) ve/veya frontal sinüs opasifikasyonu (+) olan taraflarda Kuhn tip III (p=0.03) fronto-etmoidal hücre ve bulla frontalisin (p=0.02) istatistiksel olarak anlamlı oranda fazla olduğu ve Kuhn tip IV fronto-etmoidal hücrenin (2 taraf) sadece frontal reses hastalığı (+) ve/veya frontal sinüs opasifikasyonu (+) olan olgularda bulunduğu saptandı. Frontal reses hastalığı ve/veya frontal sinüs opasifikasyonu üzerine fronto-etmoidal hücre etkinliği incelendiğinde, Kuhn tip III hücrenin 4.55 kat (%95 GS: 0.560-12.196) etkili olduğu ortaya kondu. Sonuç: Frontal rinosinüzit gelişiminde, özellikle Kuhn tip III ve tip IV fronto-etmoidal hücreler ve bulla frontalisin rolü olabilir. Frontal sinüs ve resessus frontalis komşuluğundaki anatomik varyasyonların parasagittal kesitlerle değerlendirilmesi oldukça yararlıdır.Item Investigation of Ototoxicity of Intratympanic 5-fluorouracil in Rats(2022) Elgin Turkoz Uluer; damla demirkaya taş; ASIM ASLAN; Meltem DEMİRDAĞ ÇEVİKKANObjective: Although 5-fluorouracil is beneficial in treating cholesteatoma in people, it is unknown if this drug harms the inner ear. We are planning to contribute to the literature by investigating the effects of the intratympanic administration of 5-fluorouracil solution form to the middle ear on the inner ear in rats. Materials and Methods: The study was conducted on 11 Wistar albino male rats: a positive control group was treated with amikacin, a study group was treated with 5-FU, and a negative control group received no treatment. One week after intratympanic drug administration, the rats were sacrificed, and ototoxicity was histopathologically examined by light microscopy and TUNEL (Terminal deoxynucleotidyl transferasemediated dUTP Nick End Labeling) method. Results: There was a significant difference between the two groups treated with amikacin and 5-fluorouracil in terms of apoptosis (p<0.05). The difference in stria vascularis thicknesses was significant between the amikacin group and the 5-fluorouracil group and the negative control group (p<0.05). Conclusion: The intratympanic administration of 5-fluorouracil to rats did not have any ototoxic effects, according to the results of the histological analysis that looked at apoptosis.Item ORTA KULAĞA TOPİKAL OLARAK UYGULANAN ANTİFUNGAL İLAÇLARIN OTOTOKSİK ETKİLERİNİN HİSTOPATOLOJİK İNCELENMESİ(2023) Gulay Guclu Aslan; ASIM ASLAN; Seda VatanseverAmaç: Otomikozis tedavisinde kullanılan topikal antifungal ajanların ototoksik yan etkilerinin olup olmadığı hakkında yeterli veri mevcut değildir. Bu çalışmada tolnaftat, sulkonazol, bifonazol, nistatinin ototoksik etkileri histopatolojik olarak incelendi. Yöntem ve Gereçler: 35 adet guinea pig 5 gruba ayrılarak sağ kulaklarına Tolnaftat, Sulkonazol, Bifonazol, Nistatin ve Neomisin (pozitif kontrol) uygulandı. İlaçlar hayvanların sağ timpanik kavitelerine topikal olarak bir haftada üç kez uygulandı. Sol kulakları negatif kontrol grubu olarak değerlendirildi. Tedaviden 2 hafta sonra hayvanlar sakrifiye edilerek kohleaları ışın mikroskopisinde incelendi. TUNEL boyaması yapılarak spiral limbus ve spiral gangliyondaki apopitotik hücre oranları belirlendi. Bulgular: Tolnaftat ve bifonazol uygulanan kulaklarda sulkonazol ve nistatin uygulananlara göre çok daha fazla sayıda apopitotik hücre tespit edildi. Ayrıca bu etkiler sadece spiral limbusda değil spiral gangliyonda da gözlenmiştir. Sonuç: Antifungal ajanlar ototoksisiteye neden olabilirler. Timpan membran perforasyonu olan vakalarda topikal antifungal tedavi için bu etkilerin daha az olduğu sulkonazol ve nistatinin kullanılması daha emniyetli olur.Item KAPSÜLLÜ JEL BAZLI GENTAMİSİNİN İNTRATİMPANİK UYGULAMASINA AİT İÇ KULAK HİSTOLOJİK BULGULARI(2024) Gulay Guclu Aslan; Ilker Burak Arslan; Ozlem Yesil-Celiktas; Seda Vatansever; İbrahim Çukurova; ASIM ASLAN; Aslihan Kazan; Sevtap GokalpGiriş: Bu çalışmada, kapsüllü jel formülasyonunda hazırlanan gentamisinin intratimpanik uygulanması sonrası iç kulakta meydana gelen histopatolojik değişiklikler araştırıldı. Gereç ve Yöntem: Enkapsüle formada 10 mg gentamisin içeren 200 μl Poloxamer 407 çözeltisi hazırlandı. Çalışma için 14 yetişkin guinea pig kullanıldı. Grup A'ya kapsüllü jel formülasyonunda gentamisin, grup B'ye 200 μl Poloxamer 407 solüsyonu, Grup C'ye tek başına gentamisin sağ kulağa haftada 3 kez 0,3 cc (6mg) intratimpanik olarak uygulandı. Bir hafta sonra intratimpanik uygulamaları takiben hayvanlar sakrifiye edildi ve histolojik değerlendirme için iç kulakları disseke edildi. 4 hayvanın sol kulakları negatif kontrol grubu (Grup D) olarak kullanıldı. Tüm numuneler TUNEL yöntemiyle boyandı. Apoptotik hücreler koklea ve lateral semisirküler kanal ampullasında sayıldı. Bulgular: TUNEL pozitif hücre yüzdesi Korti Organı’nda Grup B ve C’de, Grup A’ya göre; spiral ganglionda ise Grup B ve C'de, Grup A'ya göre daha yüksekti. Lateral semisirküler kanalın ampullasında ise pozitif hücre yüzdesi Grup C'de, Grup A ve B'ye göre daha yüksekti. Sonuç: Lateral semisirküler kanal ampullasında gentamisinin neden olmuş olduğu hasarın kapsüllenmiş gentamisin formu uygulamasında tek başına gentamisin uygulamasına göre daha az olduğu görülmüştür. Korti organı ve spiral ganglion hücrelerinde hasar oranının da benzer şekilde kapsüllenmiş gentamisin grubunda tek başına gentamisin kullanımına göre daha az olduğu tesbit edilmiştir.