Repository logo
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    Have you forgotten your password?
Repository logoRepository logo
  • Communities & Collections
  • All Contents
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    Have you forgotten your password?
  1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "ASLI GOKER"

Now showing 1 - 4 of 4
Results Per Page
Sort Options
  • No Thumbnail Available
    Item
    Manisa'da bir eğitim ve araştırma hastanesine başvuran Gebelerde anemi prevalansının retrospektif incelemesi
    (2012) Emre YANIKEREM; özer birge; ASLI GOKER
    Amaç Bu çalışmanın amacı, Celal Bayar Üniversitesi Hastanesine başvuran gebelerde anemi prevalansı ve ilişkili sosyodemografik faktörlerin incelenmesidir. Yöntem Retrospektif olarak planlanan bu çalışma Ocak 2011-Aralık 2011 tarihleri arasında Celal Bayar Üniversitesi doğum polikliniğine başvuran gebelerde yürütülmüştür. Yaşları 17-46 arasında olan kronik sistemik hastalığı olmayan, obstetrik nedenli vajinal kanama geçirmemiş 1900 gebe kadının kayıtları incelenmiştir. Kadınların sosyodemografik özeliklerini içeren veriler (yaş, gebelik, doğum sayısı vb) ile hemoglobin, hematokrit değerleri kayıtlardan elde edilmiştir. Centers for Disease Control önerileri doğrultusunda hemoglobin değeri 11 g/dlnin ve hematokrit değeri %33ün altında olan gebeler anemik kabul edilmiştir. Veriler SPSS for windows 17.0 ile değerlendirilmiştir. Kadınların hemoglobin ve hematokrit ortalamaları arasında istatistiksel anlamlılık ANOVA ve t-testi ile, kadınların tanıtıcı özellikleri ile anemi durumu arasındaki ilişki ki-kare testi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular Araştırma kapsamına alınan gebelerin %33,0ı 26-30 yaş grubu arasında, %83,6sı ev kadını, %36,3ünün ilk kez gebe kaldığı, %41,7sinin gebeliğin ilk trimesterinde olduğu belirlenmiştir. Yaklaşık üç gebeden biri (%29,4) riskli gebelik açısından bir özellik taşımakta, %12,5i gebeliğinde sigara içmekte ve %22,9unun özgeçmişinde sezaryenle doğum yaptığı saptanmıştır. Gebelerin %23,1inde hemoglobin değeri 11g/dl altında saptanmıştır. Yaklaşık üç gebeden birinin (%30,4) hematokrit değeri %33ün altındadır. Gebelerin hemoglobin ortalaması 11,9±1,3g/dl (4,6-18,4), hematokrit ortalaması 34,7±3,6 g/dl (21,5-45,8)olarak bulunmuştur. Çalışma kapsamına alınan toplam 1900 gebenin 610unda, Centers for Disease Control ölçütleri doğrultusunda (Hb<11 g/dl ve/ya da Hct<33) anemi olduğu saptanmış ve gebelerde anemi prevalansı % 32,1 olarak belirlenmiştir. Çalışan gebelerin hemoglobin değeri ortalaması 12,1g/dl, çalışmayan gebelerin 11,8g/dl olup iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlenmiştir. Gebelerin yaşları arttıkça hematokrit değerleri yükselmiştir. İlk trimesterde olan gebelerin hemoglobin ve hematokrit değerleri iki ve son trimesterde olan gebelere göre yüksek bulunmuştur (p<0.05).
  • No Thumbnail Available
    Item
    Lipoic acid decreases peritoneal adhesion formation in a rat uterine scar model
    (2013) Bekir Uğur ERGÜR; oya sayin; ASLI GOKER; Serap Mıcılı Cilaker; Pınar AKOKAY
    Amaç: Tam kat uterus hasarı yapılmış deneysel sıçan modelinde lipoik asitin postoperatif pelvik adezyonlar üzerindeki etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntemler: Yirmi sekiz dişi Wistar albino sıçan dört grubarandomize edildi. Uterin hasar grubu kontrol, 15 gün ve 30 gün, uterinhasar + lipoik asit grubu 15 ve 30 gün. Tam kat uterin hasar her biruterin boynuzdan 1.0 cm uzunlukta, mezometriyumu salim bırakarakinsizyon yapılarak ve sütüre edilerek oluşturuldu. Adezyonların yaygınlığı ve şiddeti görsel skorlama sistemi ile ve immunohistokimyasalolarak yapıldı.Bulgular: Adezyon skorları grup 1, 2, 3 ve 4 için sırasıyla yaygınlık: 2.00±0.81, 2.14±0,69 0.71±0.75, 0.85±0.69 ve şiddet: 2.28±0.48,2.14±0.69, 0.85±0.69,1.14±0.69 olarak belirlendi. Adezyon yaygınlıkve şiddeti lipoik asit ile tedavi edilen grupta anlamlı olarak daha azdıancak kısa veya uzun süreli kullanım arasında fark yoktu. Hem Vitro nectin hem u-Par boyanması tedavi grubunda kontrole göre anlamlıolarak artmıştı. Sonuç: Lipoik asit deneysel sıçan modelinde postoperatif adezyon oluşumunu önlemede etkili bulundu. (J Turkish-German Gynecol Assoc 2013; 14: 76-80)
  • No Thumbnail Available
    Item
    Primipar ve multipar gebelerin emzirme tutumu ve yaşadıkları endişeler
    (2014) ASLI GOKER; Emre Yanıkkerem; Semra AY
    Amaç: Bu çalışmanın amacı primipar ve multipar gebelerin emzirme tutumu ve yaşadıkları endişelerin incelenmesidir. Yöntem: Tanımlayıcı tipte planlanan bu çalışma Şubat-Nisan 2012 tarihleri arasında Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi Doğum ve Çocuk Bakımevi ve Celal Bayar Üniversite Hastanesine başvuran 447 gebe ile yürütülmüştür. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ile toplanmış, SPSS 17.0 paket programı ile t-test ve kikare analizi yapılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Primipar ve multipar gebelerin emzirme konusunda yaşadıkları endişeler incelendiğinde, primipar gebelerin %47.5i, multipar gebelerin %34.1i doğum sonrası emzirme sırasında yardıma gereksinim duyacağımı düşünüyorum ifadesine tamamen katılmaktadır (p<0.05). Emzirmenin annenin zamanını alacağına inanıyorum ifadesine primipar kadınların %33.3ü, multipar gebelerin %28.0i tamamen katıldığını belirtmektedir (p<0.05). Primipar gebelerin yaklaşık yarısı (%51.4), multipar gebelerin %34.8i bebeğini ilk kez emzirirken güçlük çekeceğine inanmaktadır (p<0.05). Sütünün bebeğe yeterli olup olmayacağı endişesini primipar annelerin %54.6sı, multipar annelerin %45.8i tamamen taşımaktadır (p<0.05). Bebeğimi emziremeyeceğimden korkuyorum ifadesine primipar kadınların %36.1i, multipar kadınların %27.7si tamamen katıldığını ifade etmiştir (p>0.05). Primipar annelerin yaklaşık yarısı (%50.3), multipar annelerin %42.4ü sütümün az olmasından endişeleniyorum ifadesine tamamen katıldığını belirtmiştir (p>0.05). Multipar gebeler (%55.7), primipar gebelere (%50.8) göre emzirme sırasında meme başında ağrı ve acı olacağını düşünmektedir (p<0.05). Primipar kadınlar (%44.8) multipar kadınlara göre (%35.2) sütünün erken kesilmesi endişesini daha fazla taşımaktadır (p<0.05). Sonuç: Bu çalışmada primipar gebelerin emzirme deneyimi olmadığı için emzirme konusunda multipar gebelere göre daha fazla endişe yaşadıkları bulunmuştur. Sağlık çalışanları emzirme danışmanlığı yaparken kadınların emzirme tutumunu ve yaşadıkları endişeleri gözönünde bulundurmalıdır.
  • No Thumbnail Available
    Item
    TEN TENE TEMASIN PLASENTA AYRILMA SÜRESİ ÜZERİNE ETKİSİ
    (2022) BETUL PUSKULLUOGLU; FUNDA KOSOVA; ASLI GOKER
    Amaç: Ten tene temas vajinal ve sezaryen doğumlarda tercih edilen ve pek çok olumlu etkisi bilinen bir uygulamadır. Bu çalışmada vajinal doğum sonrasında ten tene temasın plasenta ayrılma süresi ve doğum hormonları üzerine olan etkisini araştırnayı planladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğine başvuran 40 gebe dahil edildi. Çalışma grubunda doğum sonrası kesintisiz ten tene temas uygulandı, kontrol grubunda anne ve bebek ayrıldı. Plasentanın ayrılma süresi not edildi ve doğum öncesi doğum sonrası kan örneklerinde oksitosin, β-endorfin ve katekolamin düzeyleri ölçüldü. Bulgular: Kadınların ortalama yaşı çalışma grubunda 28,55±5,97, kontrol grubunda 26,75±6,58 idi. Plasentanın ayrılma süresi çalışma grubunda istatistiksel olarak anlamlı biçimde daha kısa bulundu. Oksitosin ve katekolamin seviyeleri hem çalışma hem kontrol grubunda pre ve postpartum dönemde benzerdi. β-endorfin seviyeleri postpartum dönemde iki grup arasında benzerdi ancak prepartum dönemde çalışma grubunda istatistiksel olarak anlamlı biçimde daha yüksektir. Sonuç: Doğum sonrası uygulanan ten tene temas doğum hormonları arasındaki dengeyi bozmadan plasenta ayrılma süresini kısaltmaktadır. Sağlık çalışanları ten tene temasın önemi hakkında bilgilendirilmeli ve uygulama erken postpartum dönemde yaygınlaştırılmalıdır. Doğum salonunda çalışanlar yani ebe, hemşire ve doktorlar ten tene temasın pek çok avantajının yanı sıra plasenta yarılma süresini kısaltması ve doğum hormonlarına etki etmemesi konusunda da bilgilendirilmelidir.

Manisa Celal Bayar University copyright © 2002-2025 LYRASIS

  • Cookie settings
  • Privacy policy
  • End User Agreement
  • Send Feedback