Browsing by Author "ERMAN ORYASIN"
Now showing 1 - 2 of 2
Results Per Page
Sort Options
Item Aydın, İzmir ve Manisa illerinde endüstriyel atıksular ile kirlenmiş Toprakların mikrofungus florasının belirlenmesi(2011) Hacı Halil Bıyık; Gamze Başbülbül; Erbil KALMIŞ; ERMAN ORYASIN; Fatih KalyoncuBu çalışmada, Aydın, İzmir ve Manisa illerinde bulunan endüstriyel tesislerin atıksuları ile kirlenmiş toplam 14 farklı alandan mevsimsel olarak toprak örnekleri alınmış ve alınan toprak örneklerinden mikrofungus izolasyonu ve tanısı yapılmıştır. En sık karşılaşılan genus Aspergillus olmuş, Penicillium genusu ikinci sırada yer almıştır. Tür bazında Aspergillus niger en sık karşılaşılan tür olmuştur. Toprak örneklerinin mikrofungus yoğunlukları 3,8 x $10^ 1$ ile 1,86 x $10^ 5$ kob/g arasında değişiklik göstermektedir. Mevsimlere bağlı olarak izolasyon yapılan istasyonların tuzluluk değerlerinin % 0,004 ile % 0,56, pH değerlerinin 6,36 ile 9,81 ve organik madde yüzdelerinin de 0,13 ile 29,15 arasında olduğu belirlenmiştir.Item T030, Türkiye’deki hastanelerden izole edilen metisiline dirençli staphylococcus aureus izolatları arasında en yaygın spa tipidir(2013) Orhan AKTEPE; SEHER AYTEN COŞKUNER; asli gamze sener; Sevin Kırdar; Müşerref OTKUN TATMAN; Huseyin Guducuoglu; Serkan ÖNCÜ; Nuri ÖZKÜTÜK; Gülçin BAYRAMOĞLU; Bülent BOZDOĞAN; Ahmet Yilmaz Coban; Ugur Arslan; ERMAN ORYASIN; Mustafa ÖZYURT; Burçin GÜLCÜ; Omer Yildiz; Nihal KARABİBERStaphylococcus aureus en sık görülen hastane enfeksiyon etkenleri arasındadır. Farklı koşullara adapte olabilme yeteneği sayesinde S.aureus, başarılı klonları ile epidemilere, hatta bir kıtadan diğerine yayılarak pandemilere yol açabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de farklı coğrafi bölgelerdeki 12 merkezden 2006-2008 yılları arasında izole edilen 397 metisiline dirençli S.aureus (MRSA) suşunun spa tiplendirmesinin yapılması ve PFGE ve MLST yöntemleri ile klonalitelerinin araştırılmasıdır. Ayrıca 12 merkezin dördünden 2011 yılında izole edilmiş olan 91 MRSA izolatının da spa tipleri belirlenmiştir. PFGE analizleri izolatlar arasında yaygın bir pulsotipin olduğunu göstermiştir. İzolatlardan 363 (%91.4)’ü pulsotip A, 18 (%4.5)’i pulsotip B ve 11 (%2.8)’i pulsotip C olarak bulunmuştur. SCCmec tipleme sonuçlarına göre 363 (%91.4) suş SCCmec tip III, 30 (%7.6) suş SCCmec tip IV olarak tanımlanmıştır. Pulsotipleri temsil eden suşların dizi analizi sonuçlarına göre en yaygın MLST tipinin ST239 (%85.1) olduğu, bunu her ikisi de SCCmec tip IV olarak bulunan ST737 (%4) ve ST97 (%2.8)’nin takip ettiği görülmüştür. İki SCCmec tip IV suşunun MLST tipi ise ST80 olarak bulunmuştur. Test edilen 397 suştan 338 (%85.1)’inin spa tipi t030 olarak saptanmış; bunu t005 (%2.5) ve t632 (%2) takip etmiştir. 2011 yılında izole edilen 91 suşun ise 64 (%70.3)’ü t030, 4 (%4.4)’ü t005, 2 (%2.2)’si t015 ve 2 (%2.2)’si t1094 olarak bulunmuştur. Spa tipi t030’un merkezlerde 2006-2008 suşları arasındaki prevalansı %59-100 arasındadır. İzole edilen suşlar arasında t030’un en yüksek düzeyi Ankara’da (%100) en düşük düzeyi ise Trabzon’da (%59) görülmüştür. İstanbul’da 2006-2008 örnekleri arasında %94.5 olan t030 oranının, 2011 suşları arasında %55’e düştüğü izlenmiştir. Benzer şekilde Konya ve Trabzon örneklerinde de t030 görülme oranının azaldığı belirlenirken, Aydın ilinde yıllar içinde t030 oranında artış olduğu saptanmıştır. Çalışmamızda, altı yıllık süreçte Türkiye’de en sık görülen MRSA klonunun t030 spa tipine sahip olduğu belirlenmiştir. PCR ile test edilen PVL toksin geni ise 5 (%3) suşta pozitif bulunmuş; bunlardan üçünün SCCmecIII-ST239 ve ikisinin SCCmec tip IV-ST80 olduğu görülmüştür. Bu çalışma şimdiye kadar Türkiye’de yapılmış olan en geniş epidemiyolojik çalışma olup, hastane kökenli Türkiye klonu olan TR09 (ST239-SCCmecIII-t030) ve toplum kökenli Türkiye klonu olan TR10’nun (ST737-SCCmecIV-t005) Türkiye’de yaygın olarak bulunduğunu göstermiştir.