Browsing by Author "Emel Yilmaz"
Now showing 1 - 12 of 12
Results Per Page
Sort Options
Item Minimizing short-term complications in patients who have undergone cardiac invasive procedure: a randomized controlled trial involving position change and sandbag(2007) Alev DRAMALI; Cemil GÜRGÜN; Emel YilmazAmaç: Araştırma; kardiyak invazif girişim yapılan hastalarda femoral bölgeye kum torbası konulmasının ve pozisyon değişikliğinin vasküler komplikasyonlara olan etkisini ve işlem sonrasında yatak istirahatı ile ilişkili sırt ağrısının şiddetini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntemler: Araştırmaya, rasgele örneklem tekniği ile beş farklı gruba ayrılan 169 hasta alınmıştır. İşlem sonrasında Grup 1’deki hastalara 4.5 kg.lık kum torbası 30 dk, Grup 2’deki hastalara 2.3 kg.lık kum torbası 2 saat konmuş ve işlemden iki saat sonra saatlik olarak pozisyonları değiştirilmiştir. Grup 3’deki hastalara 4.5 kg.lık kum torbası 30 dk ve Grup 4’deki hastalara 2.3 kg.lık kum torbası 2 saat konmuş ve pozisyon değişikliği yapılmamıştır. Grup 5’deki hastalara kum torbası uygulaması, pozisyon değişikliği yapılmamış ve supin pozisyonda yatırılmıştır.Bulgular: Kum torbası uygulanan ve uygulamayan gruplar arasında vasküler komplikasyonlar açısından fark saptanmamıştır. Sırt ağrısı pozisyon değişikliği yapılmayan ve yatak başının yükseltilmediği hastalarda daha fazla görülmüştür (p<0.05).Sonuç: Kum torbası, işlem sonrası vasküler komplikasyonları azaltmada etkili değildir. Hastanın konforunu artırmak ve sırt ağrısını azaltmak için hastaların pozisyonu değiştirilmeli ve yatak başı 30o-45o yükseltilmelidir.Item Üniversite öğrencilerinin sosyal destek ve yalnızlık düzeylerinin incelenmesi(2008) Ela YILMAZ; Fatoş KARACA; Emel YilmazAmaç: Araştırma, Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin algıladıkları sosyal destek ve yalnızlık düzeyleri ile ilişkili faktörleri incelemek amacıyla betimleyici olarak planlanmış ve uygulanmıştır. Yöntem: Araştırmaya Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu’nda okuyan ve araştırmaya katılmayı kabul eden toplam 339 öğrenci dahil edilmiştir (katılım oranı % 83). Veriler, 1–31 Mart 2007 tarihleri arasında öğrencilerin sosyodemografik özelliklerini içeren bilgi formu, aile, arkadaş ve özel bir insanın desteği olmak üzere 3 alan ve 12 sorudan oluşan Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (MSPSS) ve 20 soruluk UCLA yalnızlık ölçeğini içeren bir anket kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma öncesinde ilgili kurumdan yazılı izin ve öğrencilerden sözel onam alınmıştır. Verilerin analizi, SPSS 11.0 paket programında tanımlayıcı istatistikler, Student’ın t testi, Mann Whitney U, korelasyon, varyans ve multiple regresyon (çoklu analiz) testleri ile yapılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin algılanan sosyal destek toplam puan ortalaması 66.4±13.9, yalnızlık düzeyi toplam puan ortalaması 37.4±9.9’dur. Sosyal destek ve yalnızlık düzeyleri arasında negatif korelasyon ilişkisi olduğu (r=-0.361, p=0.000) ve yalnızlık düzeyi ile sosyal destek kaynakları (aile, arkadaş ve özel insan) arasındaki korelasyon ilişkisinin de negatif yönlü olduğu saptanmıştır. Sonuç: Öğrencilerin algılanan sosyal destek düzeylerinin yüksek, yalnızlık düzeylerinin düşük olduğu sonucuna varılmıştır.Item Cerrahi kliniklerinde yatan hastaların uyku durumlarını etkileyen faktörler(2008) DİLEK ÇEÇEN ÇAMLI; Emel Yilmaz; Adalet Koca KUTLUHasta birey için dinlendirici bir ortam hazırlamak, uyku ve diğer temel fizyolojik gereksinimlerinin yerine getirilmesini sağlamak önemli bir hemşirelik işlevidir. Bu araştırma, cerrahi kliniklerinde yatan yetişkin hastaların uyku durumlarını etkileyen faktörleri araştırmak amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı ve kesitsel olarak planlanan bu araştırmaya, Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi cerrahi servislerinde Şubat-Mayıs 2007 tarihleri arasında en az üç gün hastanede yatan, çalışmaya katılmayı kabul eden 161 hasta alınmıştır. Veriler, hastaların sosyodemografik özelliklerini belirlenmesi için Bilgi formu ve Tosunoğlu A. (1997) tarafından geliştirilen, geçerlilik ve güvenilirliği yapılmış olan Uyku Düzenini Etkileyen Etmenler Formu (UDEEF) kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma öncesinde etik kurul onayı alınmıştır. Verilerin analizleri, sayı-yüzde, Student t testi, paired t testi, Mann Whitney U, Kruskal Wallis ve One way ANOVA ile yapılmıştır. Araştırma grubunun yaş ortalaması 51,80±17,65'dir. Hastaların UDEEF puan ortalaması 82,78±19,12 olarak saptanmıştır. Hastaların %77,6'sının hastaneye yattıktan sonra uyku düzeninde değişiklik olduğu, %67,7'sinin hastanedeki gürültü nedeniyle uyku düzenlerinin etkilendiği ve en önemli gürültü nedeninin diğer hastaların sesi (%55,3) olduğu belirlenmiştir. Tüm gürültü etkenleri ile UDEEF puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0,001). Hastalar uyku düzenlerinin daha iyi olması için; ağır hastaların ayrı odaya alınması (%62,7), ağrı kontrolü sağlanması (%62,1), odaya giriş çıkışların azaltılması (%56,5) gibi önerilerde bulunmuş-lardır. Cerrahi kliniklerde yatan hastaların gürültü nedeniyle uyku süreçlerinin olumsuz etkilendiği belirlen-miştir. Elde edilen bu veriler doğrultusunda uyku kalitesini arttırmaya yönelik hemşirelik girişimleri planlanmalıdır.Item Hastanede çalışan hemşirelerde bel ağrısı prevalansının saptanması(2008) Emel Yilmaz; SULTAN OZKANAmaç: Bu araştırma, hemşirelerde görülen bel ağrısı prevalansını saptamak ve “Oswestry Bel Ağrısı Ölçeği (OBAÖ)’ne göre derecelendirmek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.Gereç ve Yöntem: Araştırmanın evrenini, Bandırma Kapıdağ ve M. Güven Karahan Devlet hastanelerinde çalışan 163 hemşire oluşturmuştur. Çalışmada herhangi bir örneklem seçme yöntemi kullanılmamıştır. Veriler 5 Ocak-5 Şubat 2006 tarihleri arasında araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ve hemşirelerin fonksiyonel yetersizliklerini değerlendirmek için kullanılan OBAÖ kullanılarak toplanmıştır. Araştırmanın yürütülmesi için belirtilen kurumlardan yazılı izin ve çalışmaya katılan hemşirelerden sözel onam alınmıştır. Veriler, SPSS 11,0 istatistik paket programında değerlendirilmiş ve verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler ve ki kare analizi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 34,51±6,71’yıldır. Elde edilen bulgulara göre, hemşirelerin %39,9’unda bel ağrısı saptanmıştır. Ağrısı olanların OBAÖ toplam puan ortalaması 7,06±4,61 olup, %69,2’sinde hafif + orta derecede fonksiyonel yetersizlik belirlenmiştir. Bel ağrısı ile çalışma süresi, uyku düzeni ve gelir durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0,05). Eğitim düzeyi, çalışılan birim ve çalışma şekli arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0,05). Sonuç: Araştırmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda, hemşirelerin bel ağrısının önlenmesi için eğitilmesi, bel kaslarının güç ve dayanıklılığının artırılması için düzenli egzersiz programına alınması ve çalışılan yerlerin ergonomik düzenlemesinin yapılması önerilmektedir. Türk Fiz Tıp Rehab Derg 2008;54:8-12.Item Hasta yakınlarının organ bağışı ile ilgili bilgi ve tutumları(2009) Emel Yilmaz; SULTAN OZKANGünümüzde çeşitli nedenlerle artık tıbbi tedavisi mümkün olmayan son dönemdeki hastalıklarda kullanılan yöntemlerden birisi organ naklidir. Organ nakli konusunda ileri olduğu kabul edilen ülkelerde bile organ bağışı istenen düzeyde değildir ve bu konuda da kesin bir çözüm henüz bulunamamıştır. Bu sorunun kaynağında, halkın hayattayken ve öldükten sonra yakınlarının organlarını bağışlama konusunda çekimserliği yatmaktadır. Bu araştırma, hastanede yatan hastaların yakınlarının organ bağışı ile ilgili bilgi ve tutumlarını değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmış ve uygulanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya, 15 Nisan–31 Mayıs 2007 tarihleri arasında Bandırma Mustafa Güven Karahan (160 yataklı) ve Kapıdağ Devlet Hastanelerinde (250 yataklı) yatarak tedavi gören hastaların yakınlarından araştırmaya katılmayı kabul eden 338 kişi alınmıştır. Veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan 26 soruluk anket formu aracılığı ile toplanmıştır. Araştırmanın yürütülmesi için kurumlardan yazılı izin ve çalışmaya katılan kişilerden araştırmanın amacı anlatıldıktan sonra onam alınmıştır. Verilerin analizi SPSS 11.0 bilgisayar istatistik paket programında değerlendirilmiş, verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler ve ki kare analizi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma kapsamına alınan kişilerin yaş ortalaması 40.72±13.28, %73.1’i kadın, %76.9’u evli, %52.4’ü ilkokul mezunu %54.4’ü ev hanımı ve %71.0’i ilçede yaşamaktadır. Hasta yakınlarının %55.3’ünün organ bağışı konusunda bilgilerinin olduğu, %96.4’ünün organlarını bağışlamadığı, %75.4’ünün organ bağışında bulunmak istediği, %90.5’inin organ bağışının gerekliliğine inandığı, %92.0’ının ise organ bağışı için ne yapmak gerektiğini bilmediği saptanmıştır. Organ bağışlamama nedenleri sırasıyla; %20.4’ü hekimlere güvenmeme, %16.0’ı kişisel tercih, 10.9’u kararsızlık %9.5’i vücut bütünlüğünün bozulmasını istememe nedeniyle organlarını bağışlamak istemediklerini belirtmişlerdir. Sonuç: Araştırma sonucunda; hasta yakınlarının organ bağışı konusunda bilgi eksiklikleri olduğu, organ bağışı konusunda tutum ve davranışlarının farklı olduğu ve organ bağışlamak isteyenlerin çok azının organ bağışında bulunduğu saptanmıştır. Bu bulgular hasta yakınlarının organ bağısı konusunda eğitime gereksinimleri olduğunu düşündürtmektedir.Item Sağlık yüksekokulu öğrencilerinin problem çözme becerilerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi(2009) Fatoş KARACA; ELA YILMAZ COŞKUN; Emel YilmazAraştırma, sağlık yüksekokulu öğrencilerinin problem çözme beceri düzeylerinin incelenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmaya Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu'nda okuyan, çalışmaya katılmayı kabul eden ve ulaşılabilen 335 öğrenci alınmıştır (katılım oranı %82). Veriler, kişisel bilgi formu ve \"Problem Çözme Ölçeği\" kullanılarak 15-31 Mart 2007 tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırmanın yürütülmesi için kurumdan ve öğrencilerden onam alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler, tekyölü varyans, Kruskall Wallis, Mann Whitney Uve Student t-testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre: öğrencilerin problem çözme becerilerinden aldıkları toplam puan ortalaması 94.35±16.98'dir. Okunan bölüm, yaş, cins, anne-baba eğitim jdüzeyi ve problem çözme ile ilgili eğitim alma durumu ile problem çözme becerisi açısından gruplar arasında anlamlı bir farkın olmadığı belirlenmiştir. Problem çözme becerisi ile öğrencilerin sınıfları arasında anlamlı bir fark saptanmıştır (p<0.05). 2. sınıf öğrencilerinin problem çözme becerileri diğer sınıflardan yüksek bulunmuştur (p<0.05).Araştırma sonucunda; öğrencilerin problem çözme becerilerinin orta düzeyde olduğu bulunmuştur. Eğitim müfredatında problem çözme bilgi ve becerilerinin öğretilmesine daha fazla yer verilmesi önerilmiştir.Item Kronik Kalp Yetersizliği Anketi'nin (KKYA) Türkçe sürümünün geçerlilik ve güvenilirliği(2010) Cemil GÜRGÜN; Emel Yilmaz; Erhan ESER; Hakan KĞLTÜRSAYAmaç: Türkiye’de kronik kalp yetersizliği (KKY) hastaları için geçerliliği gösterilmiş hastalığa özel bir yaşam kalitesi ölçeği yoktur. Bu çalışmanın amacı, özgün sürümü İngilizce ve orijinal adı The Chronic Heart Failure Questionnaire (CHQ) olan Kronik Kalp Yetersizliği Anketi'nin (KKYA) Türk kültürüne uyarlanması, geçerlilik ve güvenilirliğinin gösterilmesidir. Yöntemler: Ölçek 20 soru ve dört boyuttan oluşmaktadır. Bu boyutlar; dispne (5 madde), yorgunluk (4 madde), duygudurum (7 madde) ve hâkimiyet (4 madde) tir. Cevap seçenekleri 7’li Likert tipindedir. Puan arttıkça yaşam kalitesi de artar. Araştırmaya Ege Üniversitesi hastanesi Kardiyoloji kliniğinde yatan 205 KKY’li hasta alınmıştır. İlk uygulamadan 15 gün sonra tekrar anket uygulanmıştır. Geçerlilik ve güvenilirlik analizlerinde doğrulayıcı yaklaşım kullanılmıştır. Güvenilirlik için Cronbach alfa, geçerlilik için faktör analizi kullanılmıştır. Ölçüt geçerliliği için NYHA kalp yetersizliği sınıflaması, örtüşüm geçerliliği için SF-36 ve WHOQOL-100 Genel Sağlık ve Yaşam Kalitesi faseti kullanılmıştır. Değişime duyarlılık etki büyüklüğü ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Cronbach alfa değerleri 0.72-0.94 aralığında bulunmuştur. Ölçeğin dispne boyutu dikkate değer taban ve tavan etkileri göstermiştir. Sorunlu soruya rastlanmamıştır. Doğrulayıcı faktör analizi KKYA’nin orijinalindeki dört faktör yapısını desteklemiştir. Ölçeğin ölçüt ve yapı geçerliliği tatmin edici olarak bulunmuştur. Kronik Kalp Yetersizliği Anketi'nin alt boyutları arasındaki etki büyüklüğü 0.13-0.56 olarak saptanmıştır. Sonuç: Bulgular KKYA Türkçe sürümünün KKY’li hastalarda geçerli ve güvenilir bir yaşam kalitesi ölçeği olduğunu göstermektedir.Item Miyokart enfarktüsü boyutsal değerlendirme ölçeği (MIDAS) Türkçe sürümünün psikometrik özellikleri(2011) HAKAN KULTURSAY; Emel Yilmaz; Erhan ESER; Cevad ŞEKURİAmaç: Bu çalışmada; Miyokart Enfarktüsü Boyutsal Değerlendirme Ölçeği’nin (MIDAS) Türkçe’ye uyarlanması ve psikometrik özelliklerinin çözümlenmesi amaçlanmıştır. Yöntemler: Bu araştırma, metodolojik tipte bir kültürel uyarlama çalışmasıdır. Miyokart Enfarktüsü Boyutsal Değerlendirme Ölçeği, 35 madde ve yedi alt boyuttan (fiziksel aktivite, güvensizlik, duygusal tepki, bağımlılık, beslenme şekli, ilaç hakkında endişeler ve ilaç yan etkileri) oluşmaktadır. Maddeler 5’li Likert tipindedir. Ölçekten alınabilecek en yüksek puan 100’dür. Ölçek puanları arttıkça algılanan yaşam kalitesi kötüleşmektedir. Araştırmaya miyokart enfarktüs geçirmiş 185 izlem hastası alınmıştır. Güvenilirlik analizlerinde iç tutarlılık analizi (Cronbach alfa); geçerlilik analizlerinde ise, ölçüt geçerliliği, yapısal geçerlilik yaklaşımları kullanılmış ve duyarlılık analizleri yapılmıştır. Ölçüt geçerliliğinde, New York Kalp Cemiyeti (NYHA) kalp yetersizliği sınıflaması, Kanada Kalp Cemiyeti Anjina Pektoris Sınıflaması (KKCAPS); yapısal geçerlilikte birleşim-ayrışım geçerliliği, bilinen gruplar geçerliliği yaklaşımları ve faktör analizi kullanılmıştır. Bilinen gruplar geçerliliğinde sosyodemografik değişkenler ve birleşim-ayrışım geçerliliğinde boyutlar arası korelasyonlar ve SF-36 ölçeği ile karşılaştırma yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: Ölçeğin Cronbach alfa değerleri yedi boyutta, 0.79-0.90 aralığında bulunmuştur. Madde çıkarıldığında hiçbir madde ve boyutta alfa değeri yükselmemiştir. Yani sorunlu maddeye rastlanmamıştır. Ölçeğin ilaç ile ilgili alt boyutlarında önemli taban etkileri görülmüştür (%35.7- %22.7). Doğrulayıcı faktör analizi göstergeleri [Karşılaştırmalı Uyum İndeksi; KUİ (Comparative Fit Index; CFI)=0.95 ve tahminin ortalama karekök hatası (TOKH) (Root Mean Square Error of Approximation; RMSEA)=0.075] MIDAS'ın yapı geçerliğini desteklemektedir. Yapı geçerliliği açısından MIDAS’ın benzer boyutları ile SF-36 alt boyutları arasında anlamlı korelasyonlar bulunmuştur. Ölçüt geçerliliği analizlerinde ise MIDAS alt boyutları ile KKCAPS ve NYHA sınıflamaları arasında anlamlı ilişkiler saptanmıştır (p<0.05). Sonuç: Bulgular, MIDAS Türkçe sürümünün geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğunu göstermektedir.Item CERRAHİ HASTALARIN ÖĞRENİM GEREKSİNİMLERİ(2015) Emel Yilmaz; SULTAN OZKANAmaç: Tanımlayıcı türdeki bu araştırmada ameliyat olan hastaların taburcu olmadan önceki öğrenimgereksinimlerinin belirlenmesi amaçlandı. Yöntem: Araştırmanın örneklemini Türkiyenin batı bölgesindeki iki devlet hastanesinin cerrahikliniklerinde ameliyat olan 575 hasta oluşturdu. Veriler, bireysel özellikleri içeren soru formu ve Hasta ÖğrenimGereksinimleri Ölçeği (HÖGÖ) ile yüz yüze görüşme tekniği ile toplandı. Verilerin analizi SPSS 11.0programında tanımlayıcı istatistikler (sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, minumum ve maksimim) ve gruplararası karşılaştırmalar için t testi kullanılarak yapıldı. Bulgular: Araştırmaya katılan hastalar HÖGÖnin ilaçlar ve yaşam kalitesi alt boyutlarından enyüksek, duruma ilişkin duygular, toplum ve izlem alt boyutlarından en düşük puanı aldı. Toplam HÖGÖ puanıile hastaneye acil veya planlı yatma ve eğitim düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı.Sonuç: Araştırma bulguları; hastaların ameliyat sonrası taburcu olmadan önce ilaçlar ve yaşamkalitesine yönelik bilgi gereksinimleri olduğunu gösterdi. Cerrahi hemşireleri ameliyat sonrası hastaların kendibakımlarını sağlayabilmesi için gereksinimlerine göre bireysel eğitim programları düzenlemelidir.Item COVID-19 Pandemisinde Acil Servis Hemşiresi Olmak Üzerine Nitel Bir Çalışma: “Yaşam-Ölüm Çizgisi Üzerinde Dengede Kalmaya Çalışmak”(2023) Tuğba Cengiz; Duygu HELVACI; Aynur Çetinkaya; Emel YilmazAmaç: Bu çalışmada amaç acil servis hemşirelerinin COVID-19 pandemisi sırasındaki algı ve dene- yimlerini betimlemektir. Yöntemler: Araştırma, nitel yaklaşıma dayalı içerik analizi ile yürütülmüştür. Çalışma Türkiye'nin batısındaki bir eğitim araştırma hastanesinin acil servisinde Temmuz-Aralık 2021 tarihleri ara- sında yapılmıştır. Amaçlı örnekleme yönteminden birisi olan ölçüt örnekleme yöntemi ile belir - lenmiş 49 hemşire ile görüşülmüştür. Çalışma grubuna acil serviste çalışan, COVID-19'lu hasta bakımı yapan ve araştırmaya katılmaya gönüllü olan hemşireler dahil edilmiştir. Veriler hemşirele- rin sosyo demografik özelliklerini sorgulayan sekiz soruluk tanıtıcı özellikleri içeren bilgi formu ve alanyazın doğrultusunda oluşturulan yarı yapılandırılmış açık uçlu 10 sorudan oluşan veri toplama formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde NVIVO 12 Pro programı kullanılmıştır. Veriler tematik ana- liz ile değerlendirilmiştir. Bulgular: COVİD-19 pandemisinde acil hemşiresi olarak çalışmış hemşireler ile yürütülmüş nitel soru çözümlemesine dayalı bu araştırmada beş kategoriye ulaşılmıştır. En çok atıf alandan en aza doğru kategori etiketleri ve atıf sayıları şöyledir: negatif duygulanım yansıması (f:275), zorlu çalışma koşulları (f:273), mücadelede yorgunluk (f:205), mesleğe verilmiş söz (f:112), baş etme çabaları (f:103). Sonuç: Araştırma sonucunda COVID-19 sürecinde acil hemşirelerinin fiziksel ve psikolojik olarak olumsuz yönde etkilendikleri, çeşitli kişisel ve mesleki sorunlar yaşadıkları ve tüm bu olumsuz - luklar ile başa çıkmada etkin yöntemler kullandıkları saptanmıştır. Hemşirelerin fiziksel ve ruhsal sağlığını geliştirmek ve sürdürmek için destek ihtiyaçları yakından izlenmeli ve destek sistemleri oluşturulmalıdır.Item Meme kanseri tanısı alan hastalarda hastalık kabulü ve yaşam kalitesinin incelenmesi(2024) Zeynep Özçınar; Emel Yilmaz; LEVENT YENIAY; Hakan BaydurAmaç: Araştırma meme kanseri tanısı alan hastalarda hastalık kabulü ve yaşam kalitesinin belirlenmesi amacı ile yapılmıştır. Yöntemler: Araştırma tanımlayıcı ve kesitsel türdedir. Çalışmaya ülkemizdeki bir üniversite hastanesinin genel cerrahi kliniği meme polikliniği’ne daha önce meme kanseri tanısı ile ameliyat olan ve kontrol muayenesine gelen 154 hasta dahil edildi. Veriler kişisel bilgi formu, Hastalığı Kabul Ölçeği, Avrupa Kanser Araştırma ve Tedavi Teşkilatı Yaşam Kalitesi (EORTC QLQ-C30) ve Meme Kanserine Özgü Yaşam Kalitesi (EORTC QLQ-BR23) ölçekleri, Kısa Form-12 (SF-12) ile toplandı. Tanımlayıcı istatistikler, tek değişkenli analizler ve Spearman korelasyon analizi verilerin analizinde kullanıldı. Bulgular: Araştırmaya katılan hastaların yaş ortalamasının 53,70±11,44 yıl olduğu belirlendi. Araştırma grubunun %57,8’inin sol memede kanser ve %44,8’inin Evre I’de ve ameliyattan sonra geçen süre ortalamasının 26,92±10,79 ay olduğu bulundu. Hastaların %39,0’ına meme koruyucu cerrahi yapıldığı, %35,7’sine ameliyat sonrası radyoterapi ve kemoterapi uygulandığı belirlendi. Hastalık Kabulü Ölçeği puan ortalaması 30,54±7,59, SF-12 fiziksel özet skor: 43,39±6,85, zihinsel özet skor: 39,44±10,05’tir. Hastaların EORTC QLQ-C30 fonksiyonel skala alt boyut puanları yüksek, semptom skalası alt boyut puanları düşük olarak saptandı. EORTC QLQ-BR23 ölçeği fonksiyonel skala (cinsel haz ve gelecek beklentisi hariç) ve semptom skalası alt boyutlarından düşük puan aldıkları belirlendi. Sonuç: Araştırma sonucunda meme kanserli hastaların hastalığı kabul düzeylerinin yüksek, kansere bağlı fonksiyonel durumlarının iyi olduğu, semptomları daha az hissettikleri ancak genel yaşam kalitelerinin düşük olduğu saptandı.