Browsing by Author "Emre Uygur"
Now showing 1 - 3 of 3
Results Per Page
Sort Options
Item Östrojenle İlgili Reseptör A Ters Agonisti Xct-790'Nın [99mtc] İle Radyoişaretlenmesi Ve Kastrasyona Dirençli Prostat Kanseri Tedavisindeki Biyoetkinliğinin İn Vitro Yöntemlerle Tespiti(2023) GUL GUMUSER; Emre Uygur; Ugur Avcibasi; Ceren sezgin; yasemin parlakBu proje, kastrasyona dirençli prostat kanseri (KDPCa) tedavisinde kullanılmak üzere geliştirilen, östrojenle ilişkili reseptör ?'nın ters agonisti XCT-790 molekülünün, 99mTc ile radyoişaretlenmesi ve biyoetkinliğinin in vitro olarak değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Çalışma sürecinde, XCT-790 molekülünün 99mTc ile radyoişaretlenmesi üzerine yoğunlaşılmış ve bu süreç optimizasyon çalışmalarıyla desteklenmiştir. Elde edilen radyokimyasal verimlilik oranı %97,75±2,22 olarak tespit edilmiş ve HPLRC analizi ile doğrulanmıştır. Molekülün yapısal analizleri, inaktif Renyum kullanılarak HPLC ve LC-MS analizleri ile gerçekleştirilmiştir. Bu analizler, XCT-790 molekülünün 99mTc ile oktahedral bir yapı oluşturduğunu düşündürmekte ve [99mTc]Tc-XCT-790?ın hidrofilik özelliklere sahip olduğunu göstermiştir. Sitotoksisite çalışmalarında, XCT-790 bileşiğinin PC-3, RWPE-1 ve PC-3-PIP hücre hatları üzerinde farklı etkiler sergilediği görülmüştür. Özellikle, androjen reseptör negatif PC-3 hücre hattında 24 ve 48 saat sonrasında canlılık değerlerinde belirgin bir azalma gözlemlenmiştir. Projenin bir diğer önemli bölümünde, [99mTc]Tc-XCT-790 ve 99mTc'nin söz konusu hücre hatları üzerindeki tutulum oranları incelenmiştir. Burada, [99mTc]Tc-XCT-790'nin RWPE-1 hücrelerinde zamanla azalan bir tutulum gösterdiği, buna karşın PC-3 ve PC-3-PIP hücre hatlarında daha yüksek tutulum oranlarına ulaştığı tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, [99mTc]Tc-XCT-790'nin hücre hatlarına göre değişken tutulum oranlarına sahip olduğunu ve bu özelliğinin potansiyel terapötik ve tanısal uygulamalarda değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir. Sonuç olarak, [99mTc]Tc-XCT-790'nin, farklı hücre hatları üzerinde gösterdiği tutulum oranları ve sitotoksik etkiler, bu bileşiğin terapötik ve tanısal uygulamalarda kullanımı için daha detaylı preklinik çalışmaların yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu çalışma, [99mTc]Tc-XCT-790'nin kastrasyona dirençli prostat kanseri tedavisinde kullanılabilir bir radyofarmasötik olarak potansiyelini ortaya koymakta ve nükleer tıp ile radyofarmasötik geliştirme alanlarına önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir. Bu bulgular ışığında, daha geniş kapsamlı preklinik çalışmaların gerçekleştirilmesi önerilmektedir.Item Fen Bilimleri Öğretmenlerine Yönelik Nükleer Bilimler Okulu(2023) Emre Uygur; HÜSEYİN EŞ; Mehmet Başaran; Fazilet Zumrut Biber MuftulerAtom çekirdeğinin parçalanmasına bağlı olarak açığa çıkan ısı enerjisinin, teknoloji vasıtasıyla kontrol edilmesi sonucu elde edilen enerji türü olan nükleer enerjinin en yaygın kullanım alanlarından bir tanesi elektrik üretimidir. Bununla birlikte nükleerin sağlık alanından arkeolojiye kadar pek çok farklı ve birbiriyle ilişkisiz görülen alanlarda da kullanımı söz konusudur. Bu araştırmada, çalışma grubunun belirlenmesi, ele alınan konu alanı, veri toplama aracı, uygulama süreci ve verilerin analizi boyutlarında nitel metodoloji esas alınmıştır. Araştırma yöntemi olarak ise durum çalışması tercih edilmiştir. Bu çalışmada fen bilimleri öğretmenlerinin nükleer bilimi ile ilgili bilgi ve uygulama becerilerinin geliştirilmesinin amaçlandığı bir TÜBİTAK projesi üzerinden elde edilen veriler sunulmuştur. Araştırmanın çalışma grubu 23 fen bilimleri öğretmeninden oluşmaktadır. Proje kapsamında katılımcılara nükleer bilimlere ve teknolojilere yönelik beş günlük bir eğitim düzenlenmiştir. Sonuç olarak gerek fen bilimleri öğretim programı (2018) kazanımları içerinde yer almasına gerekse de ülkemiz ve dünya genelinde güncel bir sosyobilimsel konu olmasına rağmen fen bilimleri öğretmenlerinin “nükleer” ile ilgili olarak istenilen düzeyde bilgiye sahip olmadıkları, bilgi kaynağı olarak ise bilimsel kaynaklardan daha fazla medyayı kullandıkları, gerçekleştirilen etkinlikler yoluyla katılımcıların konu ile ilgili bilgi kaynakları ve düzeyleri ile düşünceleri üzerinde olumlu bir değişimin yaşandığı görülmüştür. Bu bulgulara dayanarak benzer hizmet içi eğitim faaliyetlerinin mümkünse daha uzun sürelerle yaygınlaştırılması ve desteklenmesi önerilmektedir.Item Alisertib'in İyot-123 ile Radyoişaretlenme Potansiyelinin Araştırılması: Aurora A Kinaz İnhibitörünün Görüntülenme Potansiyelinin Değerlendirilmesi(2024) Emre Uygur; Ceren sezgin; Berna Yıldız Akdağ; TAYLAN ÖZBEY; yasemin parlak; Kadriye Buşra KARATAY; GUL GUMUSER; Fazilet Zumrut Biber MuftulerAlisertib (ALS), Aurora kinaz inhibitörleri arasında yer alarak, kanser tedavisinde büyük potansiyel taşımaktdır. Aurora kinazın aşırı ekspresyonu, kromozomal instabilite ve hücre transformasyonuna yol açabilir ve bu, tümör oluşumunda önemli bir rol oynamaktadır. Araştırmalar, özellikle prostat kanseri, kolorektal kanser ve T hücreli lenfomalar gibi çeşitli kanser türlerinde Aurora Kinaz A (AURK-A) ekspresyonunun arttığını göstermektedir. AURK-A ekspresyonunun görüntülenmesi üzerine literatürde kapsamlı çalışmalar bulunmaktadır. Bu araştırma, AURK-A ekspresyonunun İyot-123 [123I] kullanılarak görüntülenmesine yönelik bir ön çalışmadır. Çalışma kapsamında, Alisertib (ALS) bileşiği İyot-123 [123I] (yarı ömrü: 13,2 saat, γ: 159 keV) ile iodojen yöntemi kullanılarak radyoişaretlenmiştir. Elde edilen [123I]I-ALS kompleksinin kalite kontrol süreçleri, İnce Tabaka Radyo Kromatografı (TLRC) tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, inaktif iyot formu olan KI ile yapılan işaretleme sonrası, KI-ALS kompleksinin moleküler yapısı Yüksek Performans Sıvı Kromatografi (HPLC) ve Proton Nükleer Manyetik Rezonans (1H-NMR) teknikleriyle analiz edilmiştir. Yapılan radyokimyasal verim analizleri, [123I]I-ALS'nin %95,1 ± 0,98 (n=3) oranında başarılı bir şekilde radyoişaretlendiğini ve 24 saat sonrasında bile stabilitesinin %90 üzerinde kaldığını belirtmektedir. HPLC sonuçları, KI-ALS kompleksinin ALS bileşiğinden farklı bir alıkonma zamanına (Rt: 2,21 dk.) sahip olduğunu ortaya koymaktadır. NMR verileri ise, [123I]I atomunun ALS molekülündeki aromatik benzen halkasına orto veya para pozisyonunda bağlandığını işaret etmektedir. Bu bağlantının doğruluğunun belirlenmesi için 13C-NMR, LC/MS-QToF ve X-ışını kristalografisi tekniklerinin kullanılması önerilmektedir. Sonuç olarak, bu ön çalışma, AURK-A ekspresyonunun detaylı görüntülenmesi hakkında temel bir bilgi sunmakla birlikte, konunun derinlemesine anlaşılması için daha kapsamlı in vitro ve in vivo preklinik çalışmalarla desteklenmesi gerektiği düşünülmektedir.