Repository logo
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    Have you forgotten your password?
Repository logoRepository logo
  • Communities & Collections
  • All Contents
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    Have you forgotten your password?
  1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Eray ESER"

Now showing 1 - 7 of 7
Results Per Page
Sort Options
  • No Thumbnail Available
    Item
    Akut bakteri konjonktiviti tedavisinde %0.3 lomefloksasin ve %1.25 povidon-iyodin’in etkinliklerinin karşılaştırılması
    (2006) Esin BAŞER; Ahmet Barış TOPRAK; Eray ESER; HÜLYA DEVECI; CENAP GULER
    Amaç: Akut bakteri konjonktiviti (ABK) tedavisinde %1.25 povidon iyodini lomefloksasin (Okacin %0.3, Novartis Ophthalmics) ile karşılaştırmak. Gereç ve Yöntemler: Hastaların klinik bulguları daha önceden belirlenmiş bir protokol ile de­re­ce­lendirildi. Hastalar, povidon-iyodin veya lomefloksasin almak üzere iki ayrı gruba ay­rıldı. Bulgular: Hastaların 25’i lomefloksasin 23’ü ise povidon grubunda idi. Her iki ilaç birinci ve i­kin­ci kontrollerde benzer düzeyde oküler bulgularda iyileşme meydana getirdi (p>0.05, p>0.05). Doktor ve has­talar tarafından bildirilen, daha iyi olma veya tam iyi olma oranı her iki grupta aynıydı (p>0.05, p>0.05). Sonuç: Povidon-iyodin %1.25 ABK tedavisinde lomefloksasin %0.3 kadar etkilidir.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Pseudoeksfoliatif glokomda santral kornea kalınlığı
    (2006) CENAP GULER; Eray ESER; Özcan Rasim KAYIKÇIOĞLU; Esin BAŞER
    Amaç: Santral kornea kalınlığının (SKK) pseodoeksfoliatif (pex) glokomlu olgularda primer açık açılı glokomlu (PAAG) olgulardan farklı olup olmadığını ve tek taraflı pex glokomlu olgularda pseudoeksfoliasyon bulunmayan diğer gözlerinden farklı olup olmadığını araştırmak. Gereç ve Yöntem: Birinci aşamada glokom birimimizde yeni tanı konulan 31 pex glokom ve 81 PAAG olgusu ele alındı. Pex glokomlu olgularının (bilateral ise bir gözünün) ve PAAG olgularının birer gözünün SKK’ları ultrasonik pakimetri cihazı ile ölçüldü. İkinci aşama olarak tek taraflı pex glokomlu 16 hastanın pex olan ve pex olmayan gözlerinin SKK’ı ölçülerek kayıt edildi. Tüm olguların göz içi basıncı (GİB) Goldmann applanasyon tonometresi (GAT) ile ölçüldü. Sonuçlar istatistiksel olarak değerlendirildi. Bulgular: Pex glokom olgularının yaş ortalaması (67±7 yıl), PAAG olgularının yaş ortalamasından (56±9 yıl) anlamlı olarak yüksekti (p=0.000). Benzer şekilde pex glokomlu olguların ortalama GİB değerleri (27±7 mmHg) PAAG olgulardan (23±4 mmHg) anlamlı olarak daha yüksek bulundu (p=0.002). SKK pex glokomlu olgularda ortalama 548±34 μm, PAAG olgularda ise 558±33 μm olarak bulundu (p=0.141). Tek taraflı pex glokomlu olguların değerlendirilmesinde ortalama yaş 65±6 yıl, ortalama SKK ve ortalama GİB pex gözlerinde sırasıyla 551±30 μm ve 27±8 mmHg, diğer gözlerinde sırasıyla 542±30 μm ve 20±3 mmHg olarak belirlendi (sırasıyla p=0.007 ve p= 0.002). Sonuç: Pex glokomlu olgularda SKK’nın PAAG olgularından anlamlı olarak farklı olmaması nedeniyle bu gözlerde GAT ile yapılacak GİB ölçümlerinin SKK değerlerinden önemli oranda etkilenmeyeceği düşünülmüştür. Tek taraflı pex bulunan olgularda SKK’nın pex olmayan gözlerinden yüksek olması pex bulunan gözlerde endotel rezervinin daha az olabileceğine işaret edebilir.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Topikal 5-Florourasil ve mitomisin-C'nin yenidoğan fare gözlerine etkileri
    (2007) ozcan kayikcioglu; Eray ESER; Seda VATANSEVER; Sevinc Inan
    Amaç: Mitomisin C (MMC) ve 5-Florourasilin (5-FU) topikal uygulama sonrasında yeni­doğan fare gözlerinin gelişimine etkisinin değerlendirilmesi hedeflendi. Materyal ve Metodlar: On günlük yenidoğan 12 farenin sağ gözlerine 0,2 mg /mi MMC veya 50 mg/ml 5-FU günde üç kez bir hafta boyunca damlatıldı. Sol gözler her grupta kontrol amaçlı kullanıldı ve herhangi bir ilaç uygulanmadı. Her grupta yer alan 6 fareden birinci, ikinci ve altıncı haftada ikişer fare sakrifiye edildikten sonra sağ ve sol gözler alındı. Histolojik analiz için, gözler %10 formalin solüsyonu ile 48 saat tespit edildi. Daha sonra rutin göz takibi proto­kolü uygulandıktan sonra parafine gömüldü. Alınan 5 mikronluk kesitler hematoksilen-eozin, periodik asit shift (PAS) ve Masson Trikrom ile boyandı. Sonuçlar: Tedavi alan bütün gözler makroskobik olarak diğer gözlerle karşılaştırıldığında daha az gelişmişti, tedavi alan gözler kontrol grubuna kıyasla daha küçüktü. Konjonktiva, kor­nea epiteli özellikle stromanın tedavi alan gözlerde atrofik olduğu gözlendi. PAS veya Masson Trikromla boyanma sonucunda ise ekstraseluler komponentlerin arttığı saptandı. Hem MMC hem 5-FU ile tedavi edilen gözlerde ön segmentlerde atrofik değişiklikler ikinci haftada daha belirgin olduğu tespit edildi. Tartışma: MMC ve 5-FU'nun topikal uygulanması yenidoğan fare gözlerinin ön segment-lerinin gelişiminde gecikmeye neden olduğu gözlenmiştir.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Santral kornea kalınlığının ultrasonik pakimetre ile ölçümlerinde tekrarlanabilirlik
    (2007) Eray ESER; Barış TOPRAK; CENAP GULER; Ziya KAYA; Esin F. BAŞER
    Amaç: Ultrasonik pakimetre ile santral kornea kalınlığı (SKK) ölçümlerinin farklı uygulayıcılar arasında ve aynı uygulayıcının tekrarlayan ölçümlerinde tutarlı olup olmadığını araştırmak. Gereç ve Yöntem: Farklı uygulayıcılar arasında tekrarlanabilirliği araştırmak amacıyla 50 göze üç farklı tecrübede (1. en tecrübeli, 2. orta derecede tecrübeli ve 3. en tecrübesiz) uygulayıcı tarafından SKK ölçümleri yapıldı. Aynı uygulayıcının kendi ölçümleri içinde tekrarlanabilirlik olup olmadığını araştırmak içinse tek bir hekim 50 göze tekrarlayan SKK ölçümleri yaptı. Ölçümlerin tutarlılığı korelasyon katsayısı (IKK) hesaplanarak istatistiksel olarak analiz edildi. Ayrıca ölçümler arasında 10 μm ve üzerinde fark bulunma yüzdesi belirlendi. Bulgular: Birinci., 2. ve 3. uygulayıcıların ortalama SKK ölçümleri sağ gözler için sırasıyla 548, 549 ve 552 μm, sol gözler için sırasıyla 547, 548 ve 550 μm olarak bulundu. Farklı uygulayıcıların ölçümlerine ait IKK, her iki göz için, 1. ve 2. uygulayıcılar arasında 0.99, üçüncü ve diğer uygulayıcılar arasında 0.98 olarak bulunmuştur. SKK’nı 10 μm ve üzerinde farklı ölçme oranı 1. ve 2. uygulayıcı arasında %4, üçüncü uygulayıcı ile diğerleri arasında %13 olmuştur. Tek bir uygulayıcının tekrarlayan SKK ölçümlerinde sağ gözler için 1., 2. ve 3. ölçümleri sırasıyla 550, 550 ve 550 μm, sol gözler için sırasıyla 549, 550 ve 549 μm olmuştur. Bu uygulayıcının tekrarlayan ölçümlerinde IKK her iki göz için 0.98 olarak bulunmuştur. Yine bu uygulayıcının tekrarlayan ölçümlerinde, 10 μm ve üzerinde farklı ölçümler %4 oranında kayıt edilmiştir. Sonuç: Ultrasonik pakimetri ile SKK değişik uygulayıcılar tarafından ve aynı uygulayıcının tekrarlayan ölçümlerinde tutarlı olarak belirlenebilmekle beraber tecrübesiz hekimler tarafından daha kalın ölçülebilmektedir.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Diyabetik makula ödeminde 20 mg ve 4 mg intravitreal triamsinolon enjeksiyonunun etkinlik ve yan etkilerinin karşılaştırılması
    (2007) Eray ESER; Özcan Rasim KAYIKÇIOĞLU
    Amaç: Diyabetik makula ödeminde 20 mg/0.1 ml triamsino- lon enjeksiyonu ile 4 mg/0.1 ml triamsinolon enjeksiyonu- nun etkinlik ve yan etkilerinin karşılaştırılması. Gereç ve Yöntem: Diyabetik makula ödemi tanısı olan 60 hastanın birer gözü çalışmaya alındı. Rastgele olarak 30 hastaya 20 mg ve 30 hastaya 4 mg intravitreal triamsino- lon enjeksiyonu yapıldı. Hastalar enjeksiyon sonrası 2. gün, 7. gün, 1, 2 ve 3. ayda muayene edildi. İki grup arasında görme keskinliği, göz içi basıncı (GİB) ve komplikasyonlar oranları istatistiksel yöntemler ile karşılaştırıldı. Bulgular: Görme keskinliği artışı açısından 4 mg grubunda 13 hastada 3. ayın sonunda görme keskinliğinde en az 2 sıra artış olduğu görüldü. 20 mg grubunda 12 hastada en az 2 sıra artış olduğu görüldü (p=0.71). 20 mg grubunda en- doftalmi meydana gelen bir hastaya pars plana vitrektomi ve intravitreal antibiyotik uygulandı. Hastanın 3. ay sonun- da görme keskinliği 0,9 olduğu görüldü. GİB yüksekliği; 4 mg grubunda 10 hastada gelişti, 5 hastaya medikal teda- vi başlandı, 5 hasta ilaçsız izlendi. 20 mg grubunda GİB yüksekliği 9 hastada saptandı. Hastaların 4’üne medikal tedavi uygulandı. Hiçbir hastaya glokom cerrahisi gerek- medi. Üç aylık takipte hiçbir hastada katarakt gelişimi göz- lenmedi. Sonuçlar: Triamsinolonun intravitreal olarak 4 mg veya 20 mg uygulanması kısa dönemde görme keskinliğinde artış açısından ve komplikasyonlar açısından anlamlı fark oluş- turmadı.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Dinamik kontur tonometre, nonkontakt tonometre,tonopen ve goldmann applanasyon tonometresi ile göz içi basıncı ölçümlerinin santral kornea kalınlığı ile ilişkisi
    (2008) Göktuğ SEYMENOĞLU; Esin F. BAŞER; Eray ESER
    Amaç: Pascal dinamik kontur tonometre (DKT), nonkontakt tonometre (NKT), Goldmann aplanasyon tonometresi (GAT) ve Tonopen ile göz içi basıncı (GİB) ölçümlerinin santral kornea kalınlığı (SKK) ile ilişkisini araştırmak. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya sağlıklı bireyler ile okuler hipertansiyon tanısı almış 240 hastanın 480 gözü dahil edildi. Ultrasonik pakimetre ile tüm gözlere SKK ölçümü yapıldıktan sonra DKT, GAT, NKT ve Tonopen cihazlarıyla randomize sıralamayla GİB ölçümleri yapıldı. Bu tonometrelerin ölçümleri ile SKK arasında korelasyon olup olmadığı istatistiksel olarak analiz edildi. Bulgular: SKK ince (520 μm altındaki) gözlerde SKK ile DKT ölçümü arasında korelasyon olmadığı, diğer tonometrelerin SKK’dan etkilendiği görüldü. Normal kalınlıktaki kornealarda (520-580 μm) SKK ile GİB ölçümleri arasında en düşük korelasyonu sırayla DKT ve Tonopen gösterdi. Kalın kornealarda (580 μm üzerinde) ise Tonopen SKK ile en az korelasyonu gösteren tonometre olarak dikkati çekti; bu grupta GAT, DKT ve NKT SKK ile korelasyon gösteriyordu. Sonuç: Özellikle glokom kliniklerinde ve refraktif cerrahi geçirmiş bireylerde GİB ölçümünde SKK değerlerinin tonometrik ölçümlere etkili olabileceği akılda tutulmalıdır. Bulgularımız DKT’nin SKK’dan oldukça bağımsız ölçüm yapma potansiyeli ile gelecekte GAT’nin yanında yer alacağını düşündürmektedir.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Pascal dinamik kontur tonometre, Goldmann aplanasyon tonometresi, tonopen ve nonkontakt tonometre ile göz içi basıncı ölçümlerine korneal, refraktif ve biyometrik parametrelerin etkisi
    (2008) Göktuğ SEYMENOĞLU; Esin F. BAŞER; Eray ESER
    Amaç: Pascal dinamik kontur tonometre (DKT), Goldmann aplanasyon tonometresi (GAT), nonkontakt tonometre (NKT) ve Tonopen ile yapılan göz içi basıncı (GİB) ölçümlerine korneal, refraktif ve biyometrik parametrelerin etkisini araştırmak. Gereç ve Yöntem: Çalışma kapsamına toplam 120 oküler hipertansif (OHT) olgu ile GİB’ı normal olan 120 sağlıklı kontrol olgu alındı. Tüm olgulara refraksion muayenesi, keratometrik ölçüm, aksiyel uzunluk ölçümü ve santral kornea kalınlığı (SKK) ölçümleri yapıldıktan sonra dört farklı tonometrenin tümüyle randomize sıralamayla GİB ölçümleri yapıldı. Korneal (SKK, keratometri), refraktif (sferik ekivalan) ve biyometrik parametrelerle (aksiyel uzunluk) 4 farklı tonometrenin GİB ölçümleri arasında korelasyon olup olmadığı Pearson korelasyon analizi ile değerlendirildi. Bulgular: Hem OHT hem kontrol grubunda DKT ile yapılan ölçümler diğer tonometrelerin ölçümlerinden daha yüksek bulundu. Yine her iki grupta tüm tonometrelerde keratometri, sferik ekivalan, aksiyel uzunluk ile GİB ölçümleri arasında korelasyon olmadığı belirlendi. Korneal parametrelerden SKK kontrol grubu olgularda GAT, NKT ve Tonopen ile ılımlı düzeyde korelasyon gösterirken, DKT ile korelasyon göstermiyordu. Ağırlıklı olarak kalın kornealardan oluşan OHT grubunda ise yalnızca SSK ile Tonopen arasında korelasyon olmadığı, diğer tüm tonometre ölçümlerinin SKK ile ılımlı düzeyde korelasyon gösterdiği görüldü. Sonuçlar: Normalden ince veya kalın SKK değerleri tonometrik ölçümlerde hatalara yol açabilir. Bu çalışmada kullanılan tonometreler içinde DKT ve Tonopen sırasıyla GİB sağlıklı bireylerde ve OHT olgularında SKK’dan en az etkilenen tonometreler olarak dikkat çekmektedir.

Manisa Celal Bayar University copyright © 2002-2025 LYRASIS

  • Cookie settings
  • Privacy policy
  • End User Agreement
  • Send Feedback