Browsing by Author "Ferhat KARABULUT"
Now showing 1 - 7 of 7
Results Per Page
Sort Options
Item Dil Ölümü Bağlamında Kayseri'de Yaşayan Uygur Türk Toplumu(2005) Ferhat KARABULUTCanlı bir organizma gibi doğup gelişebilen dil, yaşaması için uygun şartlar ortadan kalkınca varlığını devam ettirme şansını yitirir. Çin devleti tarafından uzun zamandır uygulanan politikalar neticesinde, Doğu Türkistan'da yaşamakta olan Türklerin bir kısmı anavatanlarını terketmek zorunda kalmıştır. Bir kısım Uygur Türkü de, Türkiye'ye gelerek Kayseri'ye yerleşmiştir. Bu çalışma 1965 yılından beri Kayseri'de yaşamakta olan bu küçük Türk toplumunu ve konuştukları ana dillerini, dil ölümü bağlamında incelemektedir.Item Bir gösteren olarak beden ve dili: Göstergebilim çerçevesinde göç romanı ve Dede Korkut Hikâyeleri'nin incelenmesi(2008) Ferhat KARABULUTYazıdan önce söz vardı. Sözden önce ve sözle birlikte bedenin dili vardı. İnsanoğlu duygu dünyasını yansıtmada ve kültürel birkimini sergilemede sözün yanına daima bedenin dilini de eklemiştir. Bedeni görsel bir alana yerleştiren ve bir imaj olarak sergileyen yaklaşımlar bütün dillerde tarihin en eski dönemlerinden bu yana önemini korumuştur. Dili, göstergelerden oluşan bir sistem olarak tanımlayan Ferdinan De Saussure, Peirce’in 19. yüzyılda gündeme getirdiği gösterge modeline eş zamanlı olarak yeni bir boyut getirmiştir. Saussure’ün daha çok dilsel bağlamda temellendirdiği gösterge modelini, görsel bağlamda ilk formülüze eden Charles S. Peirce, kendinden sonra Semioloji olarak adlandırılacak kuramın temelini atmış oldu. Charles S. Peirce’in ikon (icon), index (belirtke), sembol (symbol) olarak sistematize ettiği model üçlemesi, hem dilsel dünyanın hem de görsel dünyanın tanımlanmasında ve açıklanmasında önemli katkılarda bulundu. Charles S. Peirce, 19. yüzyılda modelini oluştururken, elbette göstergenin varlığı insanolğlunun tarihi kadar eskiye gitmekte idi. Dünyayı tanımlamada, olgulara ve olaylara getirelecek açıklamalarda, her birey, kuşkusuz, işaretleyenlere (signifier) ve işaretlenenlere (signified) başvurmuştur. Türk kültürünün hem art zamanlı hem de eş zamanlı yazılı kaynaklarında, bedeni veya beden unsurlarını gösterge modeline uygun kullanımlara çok sık rastlarız. Bu çalışmada, Türk kültürünün önemli eserlerinden olan Dede Korkut Hikâyeleri ve Mevlüt Süleymanlı’nın Göç romanında bedenin gösterge olarak kullanımı üzerinde durulacaktır. Dede Korkut Hikâyeleri, Peirce’in üçlemesi açısından bakıldığında oldukça zengin bir kaynak olarak karşımıza çıkar. Dede Korkut Hikâyeleri’nin yanında destansı bir anlatımla Türk Kültürün’de göç ve değişim olgusunu irdeleyen Azerbaycanlı Mevlüt Sülyemanlı da Göç romanında bedenin diline bir işaretleyen olarak sık sık başvurur. Göç romanında, yazar, Dede Korkut tarzı bir üslüp ile Karakelle Soyu’nun yerleşik hayata geçişini ve soyun güçlü ve zayıf yanlarını destansı bir dille verirken beden unsurlarından önemli ölçüde faydalanmaktadır. Bu iki eserin beden kültürü bağlamında incelenmesinde Gösterge Modeli’nden faydalanılırken, konuya sosyo-kültürel-tarihsel bir pencereden de bakılacak, yapısalcı bir bakış açısı modelin izahında kullanılacaktır.Item İktidar ve Meşrulaştırma Mücadelesinin Odağı Orta Asya: Sovyetlerin Dil ve Eğitim Politikaları(2009) Ferhat KARABULUTBu çalışmada Sovyet Hükümeti ve Komünist Partisi'nin Orta Asya Türkleri üzerinde uyguladığı dil ve eğitim politikalarını, ders kitapları bağlamında ele aldık. Ruslaştırma sürecinde ortaya çıkan iktidar mücadelesinin bir analizini yaptık. Sovyetlerin, iktidar mücadelesini anlayabilmek ve uygulanan politikaları tahlil edebilmek için Michael Foucault'nun, iktidar ve aparatları üzerine yapmış olduğu çalışmalardan ve modellemelerden faydalandık. Sovyetlerin, Orta Asya'da uyguladığı dil ve eğitim politikalarını, iktidar merkezli incelerken, iktidarın en önemli normalleştirme aparatlarından olan biri Özbekistan'da diğeri Kazakistan'da basılmış iki ders kitabını analiz ettik. 1962 yılında ilkokul çağındaki çocuklara yönelik hazırlanmış bu okuma ve dil öğretimi kitaplarının, iktidarın meşrulaşmasında nasıl rol üstlendiklerini göstermeye çalıştıkItem Köktürkçenin Sıfat Fiilli Yapı Tipolojisi(2009) Ferhat KARABULUTDünyada konuşulan dillerin temelde tek bir sisteme dayandığını, söz dizimindeki farklılıkların dönüşümler sonucunda meydana geldiğini ileri süren Amerikalı dilbilimci Noam Chomsky, Derin Yapı ve Yüzey Yapı kavramları ile dillerin gizli kalan yönlerini aydınlatmaya çalışmıştır. Bu makalede, Chomsky’nin 1950’lerde geliştirdiği Üretken-Dönüşümlü Dilbilgisi Kuramı ve 1980’lerde geliştirdiği Yönetim ve Bağlama Kuramı ana hatlarıyla tanıtılacak ve sıfat fiil tipolojisi Köktürkçe bağlamında analiz edilecektir.Bilindiği üzere, Türkiye’de, sıfat fiil konusu genelde bir morfolojik olgu olarak değerlendirilmekte ve şekil bilgisi başlığı altında incelenmektedir. Bu çalışmada sıfat fiil bir yapı olarak ele alınacak ve şekil-söz dizimi-anlam (morfosentaktik-semantik) boyutuyla incelenecektir. Yani sıfat fiil, sadece bir kelime olarak değil, hem kendi yönetim alanında (alt cümle) hem de üst cümlenin yönetim alanında rol üstlenen morfolojik-söz dizimsel bir unsur olarak ele alınacaktır. Derin yapıdan yüzey yapıya taşınan başadın (nitelenen ad), alt cümledeki görevi ve taşınma sonucunda geride bıraktığı boşluğun pozisyonu tespit edilecek ve ortaya çıkan sıfat fiilli yapının çeşidi belirlenecektir.Item Türk dilinde edilgen biçimbirimsiz etken yapi Tipolojisi(2010) Ferhat KARABULUTBu çalışmada Türk dilinin yüklemi edilginleştiricibiçimbirimleri olan –l- ve –n- olmadan da edilgen çatıoluşturabildiğini göstermeye çalışacağız. Özellikle sıfat- fiilli yapılarda ortaya çıkan etken morfolojili edilgençatılar Türk dilinin hemen bütün evrelerindegörülebilmektedir. Etken yapılı edilgen çatı tipolojisiniortaya koymak için Üretken Dönüşümlü DilbilgisiKuramı'nın dilin iki düzlemi olarak tanımladığı derin yapıve yüzey yapı bağlantısına dikkat çekeceğiz. Buna ilaveolarak boşluk kuramı ve yönetim bağlama ilkesinden defaydalanacağız.Item Türk Dili sıfat-fiilli yapı Tipolojisinin Japon, Kore ve Macar tipolojileri ile karşılaştırılması(2011) Ferhat KARABULUTBu çalışmada, dünya dillerinde önemli bir yere sahip olan sıfat-fiilli yapıların tipolojilerini inceledik. Bunu yapmaktaki amacımız, Türk Dili Tipi Sıfat-fiilli Yapı tipolojinsin dünya dilleri arasındaki yerini tespit etmek ve benzer tipolojiler ile karşılaştırmaktır. Türk dili ile akraba olduğu varsayılan Japon, Kore ve Macar dillerini, sıfat-fiil tipolojileri açısında analiz ederek Türk Dili Tipolojisi ile olan benzerlikleri ortaya koymaya çalıştık. Sıfat-fiil tipolojisini analiz ederken, Chomsky’nin Üretken-Dönüşümlü Dil Bilgisi ve Yönetim ve Bağlama Kuramı’ndan faydalandık. Dilin yapısal olarak incelenmesi gerektiğini ileri süren Chomsky, derin yapı ve yüzey yapı kavramları ile taşınım ve dönüşümün bütün diller için kaçınılmaz bir gerçeklik olduğunu gösterdi. Biz de bu çalışmada ad öbeği taşınımı ve boşluk kuramı ışığında, sıfat-fiilli yapı tipolojilerini karşılaştırmalı olarak ele aldık ve Türk, Japon, Kore ve Macar dilleri arasındaki Şaşırtıcı benzerliği, öbek yapı ve söz dizimi seviyesinde tespit ettik.Item SÖYLEM KURAMLARI: BİR SINIFLANDIRMA ÇALIŞMASI(2015) Ferhat KARABULUT; Tolga ELBİRLİKSöylem, 1960lı yıllardan bu yana Batıda sosyal bilimlerde ortaya konan bilimsel makale ve eserlerde revaçta olan bir terimdir. Dilbilimi içinde söylem terimi önce cümle ötesi en büyük birim ve daha sonra da dil kullanımı olarak kabul edildi. Dilbiliminin dışında ise toplumsal bir pratik olarak görüldü. Dilbilimsel olan ya da olmayan disiplinler arası çalışmaların kökeninde Saussureün bir dil sistemi olarak ortaya koyduğu ikililer (ikili zıtlıklar) vardır. Bu makale söylem kuramlarının parole/lingua, soyut nesnelcilik/somut öznellik, kognetif dil/performatif dil, eş zamanlılık/art zamanlılık, evrenselci/görececi, güç/direnç gibi ikililerden yola çıkan farklı düşüncelerini ortaya koyar. Ayrıca makale tematik olarak on farklı yaklaşımı sınıflandırır, geçişleri ve bağlantıları açıklar.