Browsing by Author "Gulden Diniz"
Now showing 1 - 3 of 3
Results Per Page
Sort Options
Item Meningiomanın transisyonel tipte olması tek başına yineleme riskini belirler mi?: Olgu sunumu(2011) Mehmet SELÇUKİ; Aydın İŞİSAĞ; cüneyt temiz; Mustafa BARUTÇUOĞLU; Gulden DinizMeningiomlar, meningotelyal hücrelerden gelişir ve tüm intrakraniyal neoplazmların 1/5 kadarını oluşturur. Dünya Sağlık Örgütünün 2007 meningiom sınıflaması temel alındığında; transisyonel tipte meningiomlar derece 1 non-glial tümörlerden olup, düşük yineleme oranı gösteren, daha az saldırgan tümörlerdendir. Genellikle tümörün histopatolojik tipi en önemli yineleme belirleyicisi olmakla birlikte tek başına yeterli bir kıstas değildir. Benign özellikli meningiomlarda, genellikle tümörün total çıkarımı ile kür beklenir. Tümörün yerleşiminden rezeksiyonuna, histolojik derecesinden radyolojik bulgulara dek birçok faktörün nüks üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Bu yazıda, olasılıkla hamilelik öyküsü nedeni ile histolojik tipi gereği, beklenin aksine hızlı büyüme göstererek ciddi semptomlara yol açmış ve histopatolojik olarak transisyonel tip meningioma tanısı konmuş bir olgu sunulmuşturItem The evaluation of muscle biopsy findings in children with neuromuscular disorders(2012) Gül SERDAROĞLU; Gulden Diniz; Aycan Ünalp; HATİCE SABİHA TÜRE; Mustafa BARUTÇUOĞLU; Orkide GÜZEL; Hülya YILDIRIM TOSUN; Figen ÖZGÖNÜL; Muzaffer POLATAMAÇ: Dünyada çocukluk dönemi kas hastalıklarının klinik ve histopatolojik özelliklerini irdeleyen çalışmalar çok az sayıdadır. Bu çalışma Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi (BUÇH) patoloji laboratuarında değerlendirilen çocuk kas biyopsilerinin histopatolojik profilini incelemeyi ve klinik ön tanılarla kas biyopsi sonuçlarının uyumunu değerlendirmeyi amaçlamıştır. YÖNTEMLER: Dr.BUÇH patoloji laboratuarında 2004 ile 2011 yılları arasında incelenen 323 kas biyopsisi retrospektif olarak değerlendirildi. Tüm hastalar klinik olarak nöromuskuler hastalığa sahipti ve kas biyopsi materyalleri 5 farklı nörolojik hastalıklar bölümünden gönderildi. BULGULAR: Hastaların ortalama yaşı 6,15 idi (3 hafta- 18 yaş). Yalnızca 22 olgu (%6,8) 14 yaşın üstünde, 39 (%12,07) olgu 12 aydan küçüktü. Spinal muskuler atrofi (n=11, %28.2) infantil grupta en sık gözlenen patolojiydi. Muskuler distrofi tanısı 148 (%45,7) hastaya kondu ve bunların 102’si distrofinopatiydi. Diğer hastalıklar; 23 primer, 16 inflamatuvar, 19 metabolik/mitokondrial myopati ve 28 nöropatiydi. Yetmiş üç hastada (%22,6) aile öyküsü mevcuttu. Akraba evliliği oranı %25,1 bulundu. Serum enzim yüksekliği, EMG patolojisi ve myofiber tip dağılım bozukluğu sırasıyla 109 (%33,7), 188 (%58,2) ve 85(%26,3) hastada saptandı. Hastalık tipiyle CPK düzeyleri (p= 0,001) ve yaş (p=0,015) arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki vardı. SONUÇ: Bu çalışma Türkiye’nin batısındaki çocukluk çağı kas hastalıklarının panoramasını gözler önüne sermiştir. Gereksiz tanısal işlemler ve tedavilerden sakınmak isteniyorsa, çocukluk çağı kas hastalıklarının değerlendirilmesinde kas biyopsisinin sınırlılığının ve tanısal değerinin farkında olmak gerektiğini düşünmekteyiz.Item Histopathological and Genetic Features of Patients with Limb Girdle Muscular Dystrophy Type 2C(2014) Muzaffer POLAT; Özlem Bağ; Aycan Ünalp; Gulden Diniz; HATİCE SABİHA TÜRE; Yaprak SEÇİL; Galip AKHAN; Orkide GÜZEL; ajlan tukun; Gül SERDAROĞLU; Filiz Hazan; Hülya YILDIRRIM TOSUNAmaç: Bu çalışmada, kas biyopsi incelemesi ve genetik analizle tanısı doğrulanan gama sarkoglikanopatili 20 olgunun klinik, histopatolojik ve genetik özelliklerinin sunulması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Patoloji laboratuvarımızda, 2007 ile 2012 yılları arasında kas biyopsisi incelenen 20 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Tüm hastalar klinik olarak müsküler distrofi tanısı almış olup, biyopsiler 5 farklı nöroloji kliniğinde alındı. Hasta DNAları kas dokusu veya periferik kandan çıkartıldı ve genetik testler (gama sarkoglikan geni için mutasyon analizleri ve tüm 4 sarkoglikan için delesyon duplikasyon testleri) yapıldı. Bulgular: Hastaların ortalama yaşı 7,6 yıl (2- 21 yıl) idi. Yalnızca tek olgu (%5) 14 yaşın üzerindeydi. Ortalama CPK düzeyleri 10311 U/L (1311- 35000 U/L) bulundu. Grupta 4 kardeş hasta (n=8) vardı. Kas biyopsisinde tüm hastalarda (15 erkek ve 5 kadın) gama sarkoglikan boyanma defekti saptandı. Fakat genetik incelemede sadece 9 hastada gama sarkoglikan geninde hastalığa yol açacak defekt vardı. Sonuç: Çalışmamız, hem kas biyopsi incelemesi, hem de genetik analizin müsküler distrofilerin ayırıcı tanısında çok önemli olduğunu göstermiştir. Çünkü distrofinopati ve sarkoglikanopatiler benzer klinik bulgulara sahiptirler.