Browsing by Author "Murat KUTLU"
Now showing 1 - 2 of 2
Results Per Page
Sort Options
Item İnvaziv Kandida İnfeksiyonlarında Anidulafungin Kullanımının Çok Merkezli Analizi(2019) Meltem IŞIKGÖZ TAŞBAKAN; Oya EREN KUTSOYLU; Hüsnü PULLUKÇU; Selda SAYIN KUTLU; Barçın ÖZTÜRK; Onur KAYA; Özge TURHAN; Şebnem ŞENOL AKAT; Sema ALP ÇAVUŞ; Murat KUTLU; Gülşen MERMUT; Dilek YEŞİM METİN; Betil ÖZHAK; Çağrı ERGİN; Çiğdem Banu ÇETİN; Mustafa Bülent ERTUĞRUL; Vildan AVKAN OĞUZ; Nur YAPARGiriş: Tüm dünyada fungal infeksiyonlar önemli bir sorun olup değişen hasta profili ile birlikte sıklığı artmıştır. Özellikle kandida halen ensık karşılaşılan fungal etken olup son yıllarda albikans dışı kandidaların önemi artmıştır. Bu çalışmada, invaziv kandida infeksiyonu nedeniyletedavi edilen hastaların gerçek yaşam verileriyle anidulafunginin etkinliğinin ve yan etkilerinin retrospektif olarak değerlendirilmesiamaçlanmıştır. İkincil amaç hastaların risk faktörlerinin değerlendirilmesidir.Materyal ve Metod: Yedi üniversite hastanesinde 1 Ocak 2012-31 Aralık 2014 tarihleri arasında invaziv fungal infeksiyon tanısı ile 48saatten daha uzun süre anidulafungin tedavisi alan hastaların verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Veriler oluşturulan formlarakaydedildi.Bulgular: Çalışmaya yedi merkezden toplam 257 hasta dahil edilmiştir. Hastaların 144 (%56)’ü erkek, yaş ortalaması 58.6 ± 19.5 yıldı.Hastaların 137 (%53.3)’si dahili bölümlerde [100 (%72.9)’ü yoğun bakım], 120 (%46.7)’si cerrahi bölümlerde [103 (%85.3)’ü yoğunbakım] idi. Hastalarda tanımlanmış risk faktörü olarak son bir ayda antibiyotik kullanımı, üriner kateterizasyon ve santral venöz katetervarlığı saptanmıştır. Santral venöz kateter 210 (%82.7) hastada vardı. Santral venöz kateteri olan hastaların 120 (%57.1)‘sinde kankültürü pozitifti. Kateteri çekilen 86 hastanın 41 (%47.6)’inin, çekilmeyen 124 hastanın 80 (%64.5)’inin mortalite ile sonuçlandığı görülmüştür.Kan kültüründe üreyen etkenlerin %47.7’si Candida albicans , %23.7’si Candida parapsilosis, %12.2’si Candida tropicalis idi.Anidulafungin tedavisi boyunca bir hastada anafilaksi, bir hastada cilt erüpsiyonu, bir hastada ise trombositopeni yan etkisi görülmüştür.Sonuç: Çalışmamızda kateter kaynaklı kandidemi olgularında kateterin çıkarılmasının gerekliliği vurgulanmaktadır. Ayrıca anidulafungininetkin ve yan etkilerinin az olduğu izlenmekle birlikte diğer ekinokandinlerle karşılaştırmalı prospektif çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.Item Antifungal Kullanımının Değerlendirilmesi: Türkiyenin Batısına Ait Çok Merkezli Nokta Prevelans Çalışması(2022) Şebnem ŞENOL AKAR; Oya Özlem EREN KUTSOYLU; Özge TURHAN; Sema ALP ÇAVUŞ; Meltem TAŞBAKAN IŞIKGÖZ; Barçın ÖZTÜRK; Selda SAYIN KUTLU; Çiğdem Banu ÇETİN; Onur KAYA; Betil ÖZHAK; Hüsnü PULLUKÇU; Bülent ERTUĞRUL; Murat KUTLU; Gülşen MERMUT; Çağrı ERGİN; Dilek Yeşim METİN; Nur YAPAR; Vildan Avkan- OĞUZGiriş ve Amaç: Son yıllarda yeni ajanların da kullanıma girmesiyle birlikte antifungal tüketimi giderek artmıştır. Bu durum, direnç gelişimi konusunda endişelere neden olmaktadır. Ülkemizde antifungal tüketimine ait veriler oldukça sınırlıdır. Bu çalışmada, Türkiye’nin batısındaki yedi üniversite hastanesinde yatan hastalarda antifungal kullanımının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışma ekibi tarafından hazırlanan antifungal kullanım formu, tüm merkezler tarafından, aynı gün içinde, antifungal kullanan tüm hastalar için, nokta prevalans yöntemi ile dolduruldu, elde edilen verilerSPSS programı ile değerlendirildi. Bulgular: Toplam hasta sayısı 4969 idi. Hastaların 112(%2.2) ’si antifungal tedavi almaktaydı. Bu 112 hastanın verileri değerlendirildiğinde; antifungal kullanan hastaların 56 (%50)’sı hematoloji-onkoloji, 20 (%17,8)’si yoğun bakım (YB), 23 (%20,5)’ü dahili bilimler ve 13 (%11,6)’ü cerrahi bilimlerde izlenmekteydi. En sık kullanılan antifungal flukonazol [44(%39,3)] olup %34.1’i profilaksi amacı ile kullanılmaktaydı. Tedavilerin %38’i hedefe yönelik, %26.8’i ampirik ve %18,8’i preemptif olarak tanımlanmıştı. Yattığı kliniğe göre tedavi endikasyonları değerlendirildiğinde en çok pre-emptif antifungal kullanımı hemato-onkoloji kliniğinde %71.4 (15/21) görülürken ampirik tedavi en çok yoğun bakımlarda %50 olmuştur. Sonuç: Çalışmamızda antifungal tüketim oranı %2.2 olup, antifungal ajanlar daha çok hematoloji ve dahili birimlerde kullanılmıştır. Antifungal tedaviye başlama nedeni en fazla 'kanıtlanmış mantar infeksiyonu' olarak gözlenmiştir. En sık izole edilen patojenler Candida türleri olmasına rağmen, antifungal ajan seçimi hastanın yattığı kliniğe bağlıdır. Antifungal tüketim açısından yedi merkez arasında anlamlı fark gözlenmemiştir. Bu durum ülkemizdeki antifungal kullanımı politikası ile açıklanabilir. Bu sonuçlara bağlı olarak her hastane kendi verilerini izlemelidir ve izole edilen fungal patojenlere göre antifungal tedavi politikası geliştirilmelidir.