Browsing by Author "NURSEN BOLSOY"
Now showing 1 - 3 of 3
Results Per Page
Sort Options
Item 0-3 aylık bebeği olan annelerin bebek bakım becerilerini etkileyen faktörler(2006) Dilek ERGİN; NURSEN BOLSOY; SELMIN SENOLBu araştırma, annelerin bebek bakım becerilerini etkileyen faktörleri saptamak amacı ile tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Araştırma örneklemini 7 mart-16 haziran 2001 tarihleri arasında İzmir İli Bornova Sağlık Grup Başkanlığı'na bağlı Doğanlar Sağlık Ocağı'na başvuran 0-3 ay arasındaki sağlıklı bebeklerini, rutin bebek izlemine getiren anneler oluşturmuştur. Annelere çalışma içeriği açıklanmış ve kabul eden 100 anne araştırma kapsamına alınmıştır. Veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan sosyo-demografik veri formu ve \"bebeğimin bakım sorunları ile ilgilenme durumum, sorun çözme becerileri değerlendirme formu\" kullanılarak yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Araştırma verileri SPSS 10.0 istatistik analiz programında yüzdelik, ortalama, Mann Whitney U, Kruskal Wallis ve t- testi analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamındaki 25 yaş ve üzerindeki annelerin, 24 ve altındaki yaş grubu annelere göre ölçek 12 (genel bebek bakım becerileri) puanları daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Annelerin eğitim düzeyleri arttıkça ölçek 18 (çözümlerin uygun olup olmadığına karar verme) puanının arttığı saptanmıştır (p<0.05). Gelir durumlarını \"gelir gidere denk\" olarak ifade eden annelerin ölçek 13,14,15,16,17,18 ve toplam puanları \"gelir giderden az\" ifadesini veren annelere göre daha yüksek olup, istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Benzer şekilde sosyal güvencesi olan annelerin ölçek 13,14,16,17,18 ve toplam puanları sosyal güvencesi olmayanlara göre daha yüksek saptanmıştır (p<0.05). Araştırmada çekirdek aile yapısında yer alan anne grubunun ölçek 13,14,15,16,17,18 ve toplam puanları geniş aile yapısındaki annelere göre yüksek olup, istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.01 ve p<0.05). Annelerin bebek bakım becerileri ile sahip oldukları çocuk sayıları arasında ters orantılı bir ilişki saptanmıştır; annelerin çocuk sayıları azaldıkça bebek bakım beceri (ölçek 12) puanları artmış ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.01). Annelerin bebek bakım becerileri konusunda, profesyonel sağlık çalışanları rehberliğinde multidisipliner bir anlayışla desteklenmelerinin anlamlı olacağı düşünülmüştür.Item SUBMISSIVE BEHAVIOUR AND GENDER PERCEPTION OF STUDENTS(2014) Ümran SEVİL; selma şen; NURSEN BOLSOY; NURAY EGELİOĞLU CETİŞLİ; SEZER ER GÜNERİBu çalışma, üç farklı üniversitedeki sağlık yüksekokulu öğrencilerinin boyun eğici davranış ve toplumsal cinsiyet algısı arasındaki ilişkiyi incelemek ve bunları etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı ve karşılaştırmalı olarak yapılmıştır. Kadın ve erkeğin toplumdaki işlevleri, sorumlulukları, hakları, kişilik özellikleri gibi unsurları toplumsal cinsiyete göre şekillendirilmektedir. Boyun eğici davranış, insanların kendilerinden daha güçlü birisinden çeşitli sosyal tehditler aldıklarında kullandıkları savunucu bir davranış olarak tanımlanır. Boyun eğici davranış, sosyal konumu düşük, kendini yetersiz bulan, benlik saygısı az, anksiyetesi yüksek ve depresyonu olan bireylerde görülen bir davranış türüdür. Hemşireler, sağlık bakım sisteminde iletişim açısından oldukça önemli bir role sahiptirler. Bu nedenle, bilgisi ve becerisi doğrultusunda karar verebilen, aldığı kararlar doğrultusunda bakım veren ve sonuçlarını üstlenen, diğer meslek gruplarıyla birlikte çalışan, hasta savunuculuğunu üstlenen, gerektiğinde hayır diyebilen, kısacası atılgan bireyler olmalıdırlar. Çalışma, araştırmaya katılmayı kabul eden, Ege Bölgesinin üç farklı ilinde bulunan üniversitelerin, hemşirelik ve sağlık memurluğu bölümlerinde eğitim gören, üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencileri (N=498; n= 399) ile Ocak- Mayıs 2009 tarihleri arasında yapılmıştır. Araştırmanın verileri, yaş, cinsiyet, bölüm gibi özellikleri sorgulayan 11 sorudan oluşan Sosyo-Demografik Özellikler Formu; 37 maddeden oluşan likert tipinde Kadın Erkek Anlayışı Tutum Ölçeği ve 16 maddeden oluşan likert tipinde Boyun Eğici Davranışlar Ölçeği ile toplanmıştır. Veriler, Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Bilimsel Etik Kurulundan ve araştırmanın yapılacağı kurumlardan yazılı izinler alınarak Ocak- Mayıs 2009 tarihleri arasında, 15-20 dakikada araştırmacılar tarafından toplanmıştır. Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin yaş ortalaması 21.85 ± 1.59, %73.2si hemşirelik %26.8i sağlık memurluğu öğrencisi, %62.4ü bayan %37.6sı erkek, %97.5i bekar, %78.9unun geliri giderine denk, %87.5i çekirdek aile yapısına sahiptir. Kadın Erekek Anlayışı tutum ölçeği ortalaması doğrultusunda öğrencilerin geleneksel davranışa sahip olduğu (X=106.65), ancak cinsiyete göre yapılan karşılaştırmada kız öğrencilerin ve erkek öğrencilere göre anlamlı düzeyde fazla geleneksel cinsiyet algısına sahip olduğu belirlenmiştir. Boyun eğici davranışlar cinsiyete göre karşılatırıldığında, erekek öğrencilerin kız öğrencilere göre anlamlı düzeyde fazla boyun eğici davranışlara sahip olduğu belirlenmiştir. Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin okullara, cinsiyete, öğrenim gördükleri bölümlere ve ailede karar verme şekline göre Boyun Eğici Davranışlar Ölçeği ve Kadın Erkek Anlayışı Tutum Ölçeği puan ortalamaları arasında anlamlı fark olduğu saptanmıştır (p<0.05). Öğrencilerin kadın erkek anlayışı tutum ölçeği puan ortalaması ile boyun eğici davranışlar ölçeği puan ortalamaları arasında negatif yönde zayıf bir ilişki olduğu saptanmıştır (r=-0.24, p=0.00). Hemşireler ve sağlık memurları, bilgisi ve becerisi doğrultusunda karar verebilen, aldığı kararlar doğrultusunda bakım veren ve sonuçlarını üstlenen, diğer meslek gruplarıyla birlikte çalışan, hasta savunuculuğunu üstlenen, gerektiğinde hayır diyebilen, kısacası atılgan bireyler olmalıdırlar. Üniversite eğitiminde toplumsal cinsiyet bakış açısına yönelik hala geleneksel görüşlere sahip olan öğrencilerin olması, aydın bireyler yetiştirmeyi hedefleyen üniversite eğitiminin bu hedefini tam anlamıyla gerçekleştiremediğini ve öğrencilere temel mesleki bilginin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda duyarlılık kazandırılması gereğini göstermektedir.Item Kadınlarda Sağlık Okuryazarlığı Düzeyinin Emzirme ve Doğum Şekline Etkisi(2023) Gözde Sezer; VAHİDE SEMERCİ; Pakize Özge KARKIN; NURSEN BOLSOYAraştırma kadınların sağlık okuryazarlığı düzeyinin emzirme ve doğum şekline etkisinin olup olmadığını belirlemek amacı ile yapıldı. Araştırmanın tipi kesitsel olup, örneklem büyüklüğünü 318 kadın oluşturdu. Veriler “Tanıtıcı Bilgi Formu” ve “Yetişkin Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği (YSOÖ)” kullanılarak toplandı. Araştırmamız için etik kuruldan, kaymakamlıktan, ölçek sahibinden ve kadınlardan izin alındı. Verilerin istatistiksel analizinde sayısal ve yüzdelik dağılımı, Mann Whitney U testi ve Kruskal-Wallis testi kullanıldı. Kadınların yaş ortalaması 37,68±6,41’dir (min=25, max=49). Kadınların %96,9’u evli ve %51,9’u ilköğretim mezunudur. Kadınların %24,2’si primipar ve %75’8’si multipardır. Normal doğum yapanların oranı %46,5, sezeryan doğum yapanların oranı %53,5 olarak bulundu. Kadınların %45,0’i bir sağlık personelinden emzirme eğitimi aldığını belirtti. Kadınların YSOÖ toplam puanı 10,19±5,68 olarak bulundu. Kadınların YSOÖ toplam puanı ile yaşayan çocuk sayısı (p≤0,001), düşük yapma (p=0,006), küretaj yapma (p=0,006), emzirme eğitimi alma (p≤0,001) ve ilk 1 saatte emzirme (p≤0,001) oranları arasında anlamlı fark bulundu. Bunun yanı sıra kadınların YSOÖ toplam puanı ile doğum şekli (p=0,482) arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı. Araştırmanın sonuçları kadınlarda sağlık okuryazarlığının ilk bir saatte emzirmeye başlamada etkisi olduğunu, ancak doğum şekline etkisi olmadığını gösterdi.