Browsing by Author "SEMRA SEN"
Now showing 1 - 2 of 2
Results Per Page
Sort Options
Item Pediyatrik Hastalarda Optik Koherens Tomografi Kullanılarak Sistemik Hipertansiyon ile Subfoveal Koroid Kalınlığı Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi(2022) Huseyin Mayali; SEMRA SEN; Senol Coskun; Fatoş Alkan; Ercüment ÇavdarAmaç: Hipertansiyon vasküler ve mikrovasküler değişikliklere neden olabilir. Sistemik kan ile oküler bölge\rarasında bir bariyer olmayıp hipertansiyona bağlı koroid perfüzyon basıncındaki değişiklikler retina fonksiyonunu\rve oksijenasyonu bozabilir ve subfoveal koroid kalınlığı bu değişikliklerden etkilenebilir. Bu çalışmanın amacı\rçocuklarda arteriyel hipertansiyonun subfoveal koroid kalınlığı üzerine etkisini değerlendirmektir.\rYöntem: Çalışma prospektif olarak 102 olgu (51 hasta ve 51 kontrol) üzerinde gerçekleştirildi. Subfoveal koroid\rkalınlığının ölçümü için optik koherens tomografi kullanıldı ve 3 ardışık ölçümün ortalama değerleri değerlendirildi.\rTüm olgulara ambulatuvar kan basıncı takibi ile gün boyu kan basıncı ölçümleri yapıldı. Ayrıca, her iki grup da\rhedef organ hasarı açısından değerlendirildi.\rBulgular: Hasta grubunda yaş ortalaması 14,4±2,8 yıl olan 51 olgu bulunurken, 51 kontrol olgusunun geri kalanı\rortalama 14,5±2,8 yaş idi (p=0,980). Subfoveal koroid kalınlığı hedef organ hasarı olan hastalarda hedef organ hasarı\rolmayanlara göre daha ince ölçüldü (p=0,027). Hasta ve kontrol olgularının subfoveal koroid kalınlığı ölçümleri\ristatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermedi (p=0,569). Subfoveal koroid kalınlığı özellikle sol ventrikül kitlesi,\rsol ventrikül kitle indeksi artmış ve hipertansif nefropatinin olduğu olgularda istatistiksel olarak anlamlı derecede\rdaha inceydi (sırasıyla; p=0,02, p=0,00, p=0,039).\rSonuç: Hedef organ hasarı gelişen hipertansiyonlu hastalarda koroid kalınlığı azalmaktadır. Bu nedenle, hedef\rorgan hasarı gelişmeden önce hipertansif hastaların uygun yaşam değişiklikleri ve tıbbi tedavilerle yakın takibi\rönemlidir.Item SARS-CoV-2 Pandemisinin İlerleyen Dönemlerinde Akut Solunum Yolu Enfeksiyonu ile Başvuran Çocuklarda Viral Patojenlerin Mevsimsel Eğilimleri ve Etkileşimleri(2023) Sinem Akcali; Özlem Türkmen Recen; HORÜ GAZI; SEMRA SEN; Alkan BalAkut solunum yolu enfeksiyonları (SYE) etiyolojisinde çeşitli bakteriler ve virüsler tanımlanmış olmakla birlikte, çocuklarda gelişen akut SYE’lerin %90 gibi büyük bir kısmı viral kökenlidir. Bu çalışmada, şiddetli akut solunum yolu sendromu koronavirüs-2 [severe acute respiratory syndrome coronavirus-2 (SARSCoV-2)] pandemisinin ilerleyen dönemlerinde akut SYE şikayetleriyle Manisa Celal Bayar Üniversitesi Çocuk Acil Servisine başvuran 1-15 yaş arası çocuklarda enfeksiyona neden olan patojenlerin mevsimsel eğilimlerinin ve etkileşimlerinin araştırılması, akut SYE ilişkili risk faktörlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Hastaneye 01.06.2021-31.05.2022 tarihleri arasında akut SYE semptomlarıyla başvuran 314 hastadan bakteriyel kolonizasyon ve viral etkenler açısından sürüntü örnekleri alınmıştır. Viral etkenler multipleks polimeraz zincir reaksiyonu [polymerase chain reaction (PCR)], bakteriyel etkenler ise otomatize tanımlama sistemiyle tanımlanmıştır. Katılımcıların demografik verileri ve olası akut SYE risk faktörleri anket formlarına kaydedilmiştir. Çalışmada, çocukların %77.3’ünde en az bir viral etken saptanmış olup en sık enfeksiyona neden olan etkenler rinovirüs/enterovirüs (RV/EV) (%36.3), influenza (%11.2) ve SARS-CoV-2 (%10.5) olarak kaydedilmiştir. RV/EV pozitifliği, el temizliği alışkanlığı orta ve altı olarak değerlendirilen çocuklarda (p< 0.001); influenza pozitifliği, okul/okul öncesi kuruma devam edenlerde (p< 0.001) ve annesi tam zamanlı bir işte çalışanlarda (p< 0.001) daha yüksek saptanmıştır. Respiratuvar sinsityal virüs pozitifliği annenin sigara kullanımı (p= 0.013) ve ev içi aşırı kalabalık olma durumu (p= 0.014) ile ilişkili bulunmuştur. Hem bakteriyel hem viral etken için sürüntü alınan 284 çocuktan 33 (%11.6)’ünde bakteriyel kolonizasyon saptanmış, en sık saptanan etkenler Staphylococus aureus (%60.6) ve Pseudomonas aeruginosa (%15.2) olmuştur. Kardeş varlığı (p= 0.008) ve annenin sigara kullanımı (p= 0.012) bakteriyel etken saptanmasıyla ilişkili bulunmuştur. Pandemiyi takiben yapılan bu çalışmada, en sık saptanan etkenler ve mevsimsel özellikleri pandemi öncesi döneme benzer bulunmuştur. Bölgesel etiyolojinin ve risk faktörlerinin belirlenmesinin gerekli kontrol ve koruyucu önlemlerin alınmasına katkı sağlayacağı düşünülmüştür.