Browsing by Author "Sadettin Uslu"
Now showing 1 - 3 of 3
Results Per Page
Sort Options
Item Psöriatik Artrit Hastalarında C-Reaktif Protein/Albümin Oranının Klinik Önemi(2023) Sadettin Uslu; İrem KorGiriş ve Amaç: C-reaktif protein (CRP)-albümin (ALB) oranı (CAO), yeni bir inflamatuar biyobelirteç olarak ortaya çıkmıştır. Çalışmanın amacı, psoriatik artrit (PsA) hastalarında CAO'nın klinik önemini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: 76 PsA hastası ve 48 sağlıklı kontrol grubu çalışmaya dahil edildi. Hastalar ve kontrollerden onam alındıktan sonra dosya kayıtları incelenerek, demografik bilgiler, başvuru anındaki klinik ve laboratuvar bulguları, nötrofil/lenfosit oranı (NLO), monosit/lenfosit oranı (MLO), trombosit/lenfosit oranı (PLO) ve C-reaktif protein/albümin (CAO) kaydedildi. PsA spesifik bir cilt tutulum ölçütü olan PASI skoru ve şiş-hassas eklem sayıları PsA'daki hastalık aktivitesinin ölçütleri olarak kullanıldı. CAO ile hastalık aktivite belirteçleri (Şiş-hassas eklem sayısı, PASI) ve geleneksel akut faz reaktanları [Eritrosit sedimantasyon hızı (ESH), C-reaktif protein (CRP)] arasındaki korelasyona bakıldı. Bulgular: PsA hastalarında CAO, sağlıklı gruptan önemli ölçüde yüksekti (pItem Biological treatment in elderly and young patients with ankylosing spondylitis: TURKBIO real-life data results(2024) Sadettin Uslu; Semih Gulle; Özkan Urak; gercek can; Ediz Dalkılıç; ABDURRAHMAN SONER SENEL; Servet Akar; Nevsun Inanc; Ayse Cefle; Aydan Koken Avsar; Servet Yolbas; SEMA YILMAZ; Özgül Soysal Gündüz; Ismail Sari; Merih Birlik; Nurullah Akkoç; Fatos OnenObjectives: This study aims to investigate the effect of age on disease activity and biological treatment in patients with ankylosing spondylitis (AS). Patients and methods: A total of 811 AS patients registered in the TURKBIO registry database between 2011 and 2019 were categorized according to their age at the time of entry into the registry and assigned to one of two groups: young patients, defined as <60 years of age (n=610), and those aged ≥60 years (n=201) were recorded as elderly patients. Demographic, clinical, and laboratory characteristics, along with disease activity markers and other follow-up parameters, as well as current and prior treatments, were electronically recorded during each visit using open-source software. Results: The mean age of the elderly patients was 67±5.8 years, while the mean age of the younger patients was 49.2±10.9 years. Male predominance was lower in the older AS group compared to the younger AS group (p=0.002). During follow-up period, 397 patients (comprising 318 young and 79 elderly individuals) had a history of using at least one biological disease-modifying agent (bDMARD). There was no significant difference between the groups in terms of DMARD and bDMARD-use distributions. First tumor necrosis factor inhibitor (TNFi) retention rates were found to be similar in both groups over 10 years of follow-up. Adverse events were found to be similar in young (19.9%) and elderly (26.8%) AS patients. Conclusion: Research in the TURKBIO cohort reveals that both older and younger patients with AS exhibited similar disease activity levels with comparable treatment approaches. Moreover, the results of TNFi treatments in elderly patients were the same as those observed in younger patients, with no notable increase in safety concerns.Item Akciğer Tutulumu Olan Sistemik Skleroz Hastalarında Sınırlı Eklem Hareketliliğinin Değerlendirilmesi(2024) Sadettin Uslu; İrem Şahinoğlu; Özgül Soysal GündüzGiriş ve Amaç: Bozulmuş el fonksiyonu, sistemik skleroz (SSk) hastaların işlevselliği ile ilgili yaşam kalitesini bozar. Çalışmanın amacı, akciğer tutulumu olan SSk hastalarında elin sınırlı eklem hareketliliğini (LJM) değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: 42 SSk hastası, LJM \"dua işareti\" testi kullanılarak değerlendirildi ve LJM pozitif ve LJM negatif hastaların demografik özellikleri (cinsiyet, yaş ve hastalık süresi), laboratuvar sonuçları (ESH, CRP, ANA, anti-topoizomeraz I ve anti-sentromer) ve modifiye Rodnan cilt skoru (mRss) sonuçları karşılaştırıldı. Bulgular: Bu çalışmaya sınırlı kutanöz SSk (skSSk=12) ve diffüz kutanöz SSk (dkSSk=30) tanılı 42 (K=37, E=5) birey dahil edilmiştir. Bu kişilerin %59,5'inde (skSSk=3, dkSSk=22) LJM testi pozitif çıkmıştır. LJM'nin mevcut olup olmamasına bağlı olarak, skSSk ve dkSSk bireyler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardı (p=0,006). LJM+ olan hastaların ortalama mRss değerleri daha yüksekti (p<0,001). DLCO oranları ve 6 dakika yürüme testi mesafeleri LJM+ hastalarda anlamlı derecede düşüktü (sırasıyla p=0,021 ve p=0,004). Sonuç: Çalışmamızda, akciğer tutulumu olan SSk hastalarında LJM'nin mRss ile korele olduğu ve dkSSk hastaların daha yüksek LJM oranına sahip olduğu sonucuna vardık. \"Dua işareti\" testi günlük pratikte kolaylıkla uygulanabilir.