Repository logo
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    Have you forgotten your password?
Repository logoRepository logo
  • Communities & Collections
  • All Contents
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    Have you forgotten your password?
  1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Selma Tosun"

Now showing 1 - 3 of 3
Results Per Page
Sort Options
  • No Thumbnail Available
    Item
    Jinekolojik ameliyatlarda üriner kateterizasyon ve üriner sistem infeksiyonları arasındaki ilişki
    (2005) Bülbül Yeşim BAYTUR; Sungurtekin Ümit İNCEBOZ; Yıldız Uyar; Selma Tosun; Turan GÜNDÜZ; Ümit ATMAN
    Bu çalışmanın amacı, benign uterus hastalıkları nedeniyle jinekolojik operasyon geçiren olgularda üiiner kateterizasyon sonrası kateterizasyonun idrar yolu infeksiyonu gelişmesi üzerine etkisini ve üretral sondanın kalış süresi ile üriner infeksiyon gelişme riski arasındaki ilişkiyi araştırmaktı. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'nde Eylül 2001-Mayıs 2002 tarihleri arasında benign uterus hastalıkları nedeniyle jinekolojik ameliyat geçiren 55 kadın hastanın tümünden aseptik koşullarda pre-operatif orta akım idrar örnekleri alındı. Ameliyata başlamak üzere ameliyataneye alınan tüm olgulara anestezi sonrası aseptik koşullarda Foley sonda ile üretral kateterizasyon uygulandı. Her olguda sonda kalış süresi sondanın takılma ve çıkarılma saatleri arası fark hesaplanarak saptandı. Sondanın çıkarılmasından sonra hastaların tümü üriner sistem infeksiyonu klinik belirtileri açısından sorgulandı ve tüm olgulardan yine aseptik koşullarda orta akım idrar örnekleri alındı. Koloni sayım yöntemi ile bakteri sayımı yapıldı. Mililitrede 100.000 koloniden fazla üreme 'bakteriyüri' olarak kabul edildi. Çalışma grubunun yaş ortalaması 37±10.85 yıl olarak bulundu. Olguların tümünün pre-operatif dönemde alınan idrar kültürlerinin hiçbirinde üreme yoktu. Olgularda postoperatif dönemde üretral sondanın ortalama kalış süresi 6±15.87 saatti. %25.4 olguda sonda kalış süresi altı saat iken, % 34.6 olguda altı saatin altında, %40 olguda altı saatin üzerinde idi. Sonda çıktıktan sonra postoperatif alınan idrar kültürlerinde 7 (%12.7) olguda üreme saptandı; 48 (%87.3) olguda üreme yoktu. Postoperatif üreme olan tüm olgularda saptanan mikro-organizma Escherichia coli idi. Postoperatif dönemde üriner sistem infeksiyonu açısından klinik belirtilerinin varlığı (ateş, dizüri, pollaküri v.s.) sadece bir (%1.8) olguda mevcuttu. Bu olgu, üretra sondasının en uzun süre bırakıldığı (120 saat) olgu idi. Postoperatif idrar kültüründe üreme saptanan olgularda sondanın ortalama kalış süresi 27.71 saat, üreme saptanmayan olgularda ise 5.68 saatti. Spearman korelasyon testi ile üretra sondasının kalış süresi ve sonda çıkarıldıktan sonra idrar kültüründe üreme olması arasında orta şiddette pozitif yönde anlamlı bir korelasyon saptandı (r=0.45, p=0.001). Jinekolojik operasyonlarda üriner traktusu korumak amacıyla uygulanan üriner kateterizasyon nozokomiyal enfeksiyonların en yaygın sebebi olan kateter bağımlı üriner traktus enfeksiyonlarında predispozan bir faktördür. Üriner kateterin kalış süresi üriner enfeksiyon gelişimini etkileyen en önemli faktördür. Cerrahi sonrası üriner kateter mümkün olan en kısa, sürede çıkarılmalıdır. Postoperatif üriner kateterizasyon altı saatin üzerine çıkarılmamaya çalışılmalıdır. Ayrıca postoperatif gelişen kateter bağımlı üriner sistem infeksiyonları genellikle asemptomatik olduğu için üriner infeksiyon gelişebileceği akılda tutulmalıdır.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Prevalence of intestinal parasitosis in children with gastrointestinal symptoms associated with socio-economic conditions in Manisa region
    (2005) Kor YERELİ; Tonay İNCEBOZ; Selma Tosun; M. Mete DEMİREL; Turan GÜNDÜZ
    Bağırsak parazit hastalıkları hala önemli bir sağlık sorunudur. Çalışmamızda, gastrointestinal yakınması olan çocuklarda intestinal parazitozis prevalansının belirlenmesi, sosyo-ekonomik ve çevresel faktörler ile ilişkisinin tartışılması amaçlanmıştır. 3126 çocuğun dışkı örnekleri nativ-Lugol metodu ve trichrome boyama ile incelendi. 2160 çocuğa Selofan bant yöntemi uygulandı. Ailelerinin eğitim ve ekonomik düzeylerine gore, hastalar az gelişmiş, gelişmekte olan ve gelişmiş bölgelerden olmak üzere sınıflandırıldı. 3216 dışkı örneginin 770'inde (%23,9) nativ-Lugol metodu ve trichrome boyama ile çeşitli parazitler saptandı. En sık rastlanan parazitlerin Giardia intestinalis (%40,1) ve Entamoeba coli (%10,2) olduğu saptanmıştır. Enterobius vermicularis yumurtaları ise 2160 çocuğun 221 (%10,3)'inde saptanmıştır. Pozitif olgular sosyo-ekonomik ve çevresel faktörlere göre değerlendirildiğinde, çocukların daha çok gelişmemiş yada gelişmekte olan bölgelerde yaşadığı görülmüştür. Sonuç olarak, Sağlık çalışanları ve hükümet yetkilileri yaşam koşullarını iyileştirmek için işbirliği içinde çalışmalıdır. Ayrıca insanlar paraziter hastalıkların bulguları ve korunma yöntemi hakkında bilgilendirilmelidir.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Çocuklarda idrar yolu enfeksiyonlarında antibiyotik direnci: Beş yıllık sonuçlar
    (2008) Turan GÜNDÜZ; Pelin Ertan; Selma Tosun; Mahmut Mete DEMİREL
    İdrar yolu enfeksiyonu erişkinlerde olduğu gibi, çocuklarda da sık karşılaşılan bir sorundur. Bazen sadece klinik tanıya dayanarak ampirik antibiyotik tedavisi gerekebilir. Bu çalışmada, çocuklardaki idrar yolu enfeksiyonları etyolojisinde yer alan mikro-organizmaların ve bunların antimikrobiyal duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Ocak 1998-Aralık 2002 tarihleri arasında Moris Şinasi Çocuk Hastanesine başvuran ve klinik olarak idrar yolu enfeksiyonu tanısı konulan 1361 hastanın laboratuvar kayıtları retrospektif olarak incelenmiştir. Alınan idrar örneklerinin standart yöntemlerle ekimlerini takiben % 29.9’unda üreme olduğu tespit edilmiştir. İzole edilen bakteriler sırasıyla; 267 (%65.6) E.coli, 40 (%9.8) Klebsiella spp, 37 (%9.0) Proteus spp, 34 (%8.3), diğer Gram negatif bakteriler ve 30 (%7.3) Gram pozitif bakterilerdir. İzolatların Ampisilin (AMP), Amoksisilin-Klavulonat (AMC), Sefuroksim (CXM), Seftriakson (CRO), Trimetoprim-Sulfometaksazol (TMP-SXT), Gentamisin (GN) ve Amikasin (AK)’ne direnç oranları sırasıyla; % 73.7, % 37.1, % 17.7, % 0.0, % 48.8, % 14.3 ve % 0.0 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlara göre izole edilen mikroorganizmaların ikinci kuşak sefalosporinler ve beta-laktamaza dirençli penisilinlere duyarlı oldukları bulunmuş ve çocuklardaki idrar yolu enfeksiyonunun ampirik tedavisinde ilk seçenek olabilecekleri, dirençli olgularda ise aminoglikozidlerin alternatif olabileceği düşünülmüştür.

Manisa Celal Bayar University copyright © 2002-2025 LYRASIS

  • Cookie settings
  • Privacy policy
  • End User Agreement
  • Send Feedback