Browsing by Author "Sinan Emre"
Now showing 1 - 6 of 6
Results Per Page
Sort Options
Item Dijital masaj ile oluşturulan göz içi basınç azalmasının heidelberg retina tomografisi-II ile optik disk analizine etkileri(2009) Özcan Rasim KAYIKÇIOĞLU; Sinan Emre; Bilge DEMİRAYAmaç: Bu çalışmanın amacı oküler hipertansiyonlu (OHT) ve primer açık açılı glokomlu (PAAG) hastalarda ve normal bireylerde, dijital masaj ile göz içi basıncının (GİB) en az 5 mmHg düşürülmesinin Heidelberg retina tomografisi ile (HRT-II) optik sinir analizine olan etkilerini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışma grubu, OHT ve PAAG tanısı almış hastalardan ve normal sağlıklı hastalardan oluşan kontrol grubundan oluşmaktaydı. Tüm gruplarda 17’şer hasta olmak üzere çalışmaya toplam 51 hastanın sağ gözleri dahil edildi. Hastalara ayrıntılı oftalmolojik muayene yapıldı. Temassız tonometre (TT) ile GİB’ları ölçüldü ve HRT-II ile optik sinirin konfokal taraması yapıldı. Ardından dijital oküler masaj ile GİB’ı en az 5 mmHg düşürüldü ve HRT-II ile optik disk analizleri tekrarlandı. Optik diskin HRT-II ile yapılan konfokal taramalarında, incelenen 22 stereometrik parametre içinde, masaj öncesi ve sonrasında anlamlı değişiklik gösterenler istatistiksel olarak araştırıldı. Bulgular: Normal ve PAAG’lu olguların oluşturduğu gruplarda, dijital masajdan önce ve sonra yapılan optik sinir başının topografik analizi sonucunda herhangi bir parametre için anlamlı farklılık bulunamadı. Ancak OHT’lu olguların oluşturduğu grupta maksimum çukur derinliğinde, masaj sonrası ölçümlerde istatistiksel olarak anlamlı artış tespit edildi. Sonuç: PAAG hastalarında ve sağlıklı kişilerde GİB’ının dijital masaj ile kısa bir süre içinde düşürülmesinin optik sinir başının HRT-II ile yapılan analizine etki etmediği izlenmiştir. Ancak OHT’lu vakalarda bir parametrede de olsa saptanan anlamlı değişikliğin klinik olarak öneminin araştırılması gerektiği inancındayız.Item İnternal karotid arteri tam tıkalı olan bir olguda oküler iskemik sendrom(2009) Sinan Emre; Selim DOĞANAY; Bekir KOÇ; Soner DEMİREL; Bozgül Pembegül FIRATOküler iskemik sendrom (OİS), gözde ciddi iskemiye sebep olan kronik vasküler perfüzyon yetersizliği tablosudur. Başlıca semptomlar göz çevresinde ağrı ve görme azalmasıdır. En sık bulguları ise retina hemorajileri, iris-retina neovaskülarizasyonu ve neovasküler glokomdur. Nedenleri arasında diyabetes mellitus, hipertansiyon, santral retinal arter/ven tıkanıklıkları, üveitler, göz içi tümörleri, arteritler, karotid veya oftalmik arter patolojileri sayılabilir. Hastalarda artmış serebrovasküler ve kardiovasküler riskler bulunmaktadır. Bu nedenle tedavi sadece oküler bulgulara göre düzenlenmemelidir. Bu yazıdaki amacımız, OİS'nin ilk belirtisi olarak yoğun iris neovaskülarizasyonu tespit edilen bir olguyu sunmaktır.Item What is the ımportance of Demodex folliculorum in Behçet's disease?(2009) Yelda KARINCAOĞLU; Özlem Makbule AYCAN; Nilgün DALDAL; Metin ATAMBAY; Şemsettin BİLAK; Sinan EmreDemodex folliculorum, insan pilosebase bezlerinin zorunlu bir parazitidir ve sıklıkla immun sistem yetmezliği bulunan kişilerde tespit edilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Demodex folliculorum sıklığını Behçet hastalığı bulunan hastalarda araştırmaktır. Çalışmaya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz hastalıkları Anabilim dalında takipleri yapılan ve Dermatoloji Anabilim dalınca refere edilen 40 Behçet hastası dahil edilmişlerdir. Refraksiyon problemleri dışında sistemik ve oküler herhangi bir hastalığı olmayan 131 hasta ile kontrol grubu oluşturulmuştur. Parazit tespiti için, her bir alt kapaktan üçer adet kirpik epile edilmiştir. Ayrıca hastaların yanak yüzlerinde parazit tespiti için standart cilt yüzey biyopsisi (SCYB) uygulanmıştır. Epile edilen kirpikler ve cilt testleri Hoyer solusyonu uygulanarak, x100 büyütmeli ışık mikroskobunda incelenmişlerdir. Çalışma grubu 15 bayan, 25 erkek Behçet hastasından, kontrol grubu 61 bayan, 70 erkek hastadan oluşmaktaydı. Grupların ortalama yaşları sırasıyla 37.62 ve 38.38 idi. Behçet hastalarında kirpik diplerinde Demodex folliculorum sıklığı % 65, kontrol grubunda % 10'du. Cilt SCYB sonuçlarına göre Demodex folliculorum sıklığı Behçet hastalarında % 7.5, kontrol grubunda % 10'du. İstatistiksel analiz, kirpik dipleri için farkın anlamlı olduğunu (p<0.05) ancak yanak yüzeyleri için anlamlı olmadığını ortaya koymuştur. Behçet hastalarında Demodex folliculorum sıklığının araştırılması, şikayetleri olmasa bile bu hastalarda oküler yüzey ve gözkapağı problemlerinin tedavisinde faydalı olabilir.Item Trabekülektomi ve derin sklerektomi+trabekülektomi cerrahilerinde indüklenmiş astigmatizmanın vektöriyel analiz programı ile karşılaştırılması(2010) Huseyin Mayali; Özcan R. KAYIKÇIOĞLU; Esin F. BAŞER; Sinan EmreAmaç: Bu çalışmanın amacı trabekülektomi ile trabekülektomi + derin sklerektomi tekniğinin meydana getirdikleri astigmatizmanın zaman içindeki değişimlerinin karşılaştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya glokom nedeniyle, klasik trabekülektomi (grup 1) veya derin sklerektomi+trabekülektomi (grup 2) cerrahilerinden biri uygulanan gözler dahil edildi. Her iki çalışma grubunda da 12 hastanın 13 gözü değerlendirildi. Tüm olgulara ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası 1. hafta,1 ay, 3 ay ve 6. ayda göz içi basınç (GİB) ölçümünün yanı sıra keratometri ve korneal topografi cihazlarıyla korneal kırıcılık ölçümleri yapıldı. Bu dönemlerdeki mutlak astigmatizma değerleri ve indüklenmiş astigmatizma değerleri vektöriyel analiz programı ile incelenerek istatistiksel olarak karşılaştırıldı.Sonuçlar: Hastaların ortalama (±SS) yaşları Grup 1 ve 2’de sırasıyla 56,2±24,0 ve 52,5±24,3 yıl idi. Ameliyat öncesi grup 1 ve 2’de 30,77±10,3 ve 27,54±11,328 mmHg olan GİB değerleri 6 ayda sırasıyla 12,38±4,13 ve 12,08±5,73 mmHg idi ve ameliyat sonrası tüm muayenelerde ameliyat öncesine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede düşmüştü (p<0,05). Vektöriyel analiz indüklenmiş astigmatizmanın keratometrik ve topografik olarak trabekülektomi grubunda ameliyat sonrasında 1.haftada sırasıyla 1,50±2,16 ve 2,60±2,65 D olduğunu, derin sklerektomi+trabekülektomi grubunda ise 1,66±1,32 ve 2,01±1,95 D olduğunu ortaya koymuştur. Ancak gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0,05). Takip eden muayenelerde indüklenmiş astigmatizmanın her iki grupta da her iki muayene yöntemi ile azaldığı ve hiçbir takipte gruplar arasında anlamlı bir fark oluşmadığı izlenmiştir. Tartışma: Glokom cerrahileri erken dönemde kornea kırıcılığında değişikliklere sebep olmaktadır. Trabekülektomiye derin sklerektominin ilave edilmesinin indüklenmiş astigmatizmada anlamlı bir artışa sebep olmadığı gösterilmiştir.Item Enfeksiyöz olmayan intraoküler inşamasyonların kontrolünde yeni seçenekler: biyolojik ajanlar(2011) Sinan Emre; İlknur TUTKUN TUĞALEnfeksiyöz olmayan üveitlerin tedavisinde son yıllara kadar genel olarak immün sistemi baskılayan ilaçlar kullanılmak- taydı. Ancak gen mühendisliğindeki gelişmeler, inşamatuar süreçte yer alan özgün molekülleri hedeşeyen proteinlerin sentezini ve bu proteinlerin terapötik olarak kullanılmalarını mümkün kılmıştır. Genel olarak protein yapısındaki bu ajan- lar biyolojik ajanlar olarak adlandırılmışlardır. Oftalmologların biyolojik ajanlar ile tecrübeleri sınırlı olsa da, bu ajanlar romatoloji ve dermatoloji başta olmak üzere diğer disiplinler tarafından yoğun biçimde kullanılmaktadırlar. İnterferon, inşiksimab ve adalimumab başta olmak üzere birçok biyolojik ajanın üveit hastalarında kullanımı ile ilgili literatür verisi olmasına rağmen henüz bu endikasyonda ruhsatlı kullanımları yoktur. Ayrıca bu ajanların kullanımı sırasında dikkat edilmesi gereken güvenlik önlemleri ve önemli risk faktörleri mevcuttur. Bu derlemenin amacı, dirençli üveit hastalarında kullanılabilen biyolojik ajanlar konusunda güncel ve kapsamlı bilgi sunmaktır. (Turk J Ophthalmol 2011; 41: 243-55)Item Expression of nitric oxide synthase in primary and recurrent pterygium(2012) Özcan R. KAYIKÇIOĞLU; Elgin TURKOZ; Seda H. VATANSEVER; Sinan EmreAmaç: Bu çalışmanın amacı primer ve tekrarlayan pteryjium dokularında nitrik oksid sentetaz enzimlerinin ekspresyonunu araştırmak ve pteryjium tekrarı üzerine nitrik oksid sentetazın muhtemel rolünü araştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Pteryjium cerrahisi sonrası elde edilen 40 primer pteryjium ve 10 tekrarlayan pteryjium dokusu çalışmaya dahil edildi. Ayrıca başka oftalmolojik cerrahiler için operasyona alınan 15 hastanın medial limbusundan alınan konjonktiva örnekleri ile kontrol grubu oluşturuldu. Örnekler histolojik ve morfolojik değerlendirme amacıyla hematoksilen ve eozin boyası ile boyandı. Örneklerdeki n-NOS, e-NOS ve i-NOS dağılımları immunperoksidaz yöntemi ile değerlendirildi.Sonuçlar: Örneklerin histolojik değerlendirmesi, primer ve tekrarlayan pteryjium gruplarının epitellerinin kontrol grubuna göre daha kalın olduğunu ortaya koymuştur. İmmunohistokimyasal analiz, primer pteryjium ve kontrol gruplarının, epitelyum ve bağ dokusu tabakasının herikisinde de tüm NOS türleri için immunoreaktivitenin pozitif olduğunu ortaya koymuştur. Tekrarlayan pteryjium grubunda ise, epitelde n-NOS için orta şiddette immunreaktivite izlenirken, e-NOS hem epitelde hemde bağ dokusunda zayıf pozitiflik göstermektedir ancak i-NOS immünreaktivitesi gerek epitelyum tabakasında gerek ise bağ dokusu tabakasında maalesef izlenmemektedir.Tartışma: Bu bulgular primer ve tekrarlayan pterygiumlarda NOS ekspresyonunun farklı olabileceğini göstermektedir. Ayrıca, cerrahiden sonraki pteryjiumun tekrarlama sürecinde n-NOS ekspresyonu sürer iken, i-NOS ve e-NOS ekspresyonunun baskılanmasının tekrarlama sürecinde önemli basamaklar olabileceğini düşündürtmektedir. (Turk J Ophthalmol 2012; 42: 166-71)