Repository logo
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    Have you forgotten your password?
Repository logoRepository logo
  • Communities & Collections
  • All Contents
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    Have you forgotten your password?
  1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Vedide TAVLI"

Now showing 1 - 7 of 7
Results Per Page
Sort Options
  • No Thumbnail Available
    Item
    Lösemili çocuklarda QT dispersiyonu ve önemi
    (2005) Elif Güler kazancı; Hüseyin GÜLEN; Demet UZUNKAYA; Timur MEŞE; Vedide TAVLI; Ayşe ERBAY; Canan Vergin
    Amaç: Çocukluk çağı lösemi tedavi protokolleri çoklu ve yüksek dozlarda kemoterapik ajanları kapsar. Bunlar, kalp ve diğer birçok doku ve organ üzerinde önemli toksisite nedeni olduğundan hastalar tedavi sırasında ve sonrasında yan etkiler açısından izlenmektedir. QT dispersiyonundaki artısın kardiyak ölümler açısından artmış risk ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Bu çalışmada, halen kemoterapi alan ve tedavilerini tamamlamış remisyondaki lösemili çocuklarda olası kardiyak yan etkilerin \"düzeltilmiş QT dispersiyonu (QTcD)\" kullanılarak araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Akut lenfoblastik lösemili 24 (%43.6)'ü kız, 31 (%56.4)'i erkek toplam 55 çocukta (ortalama yaş: 8.8 ± 4.2 yıl) QT dispersiyonları değerlendirildi. Hastaların ortalama izlem süresi 34.1 ± 21.0 (aralık 1-80) ay idi. Tüm hastaların kümülatif antrasiklin dozları (mg/m2) belirlendi. EKG çekimlerinin yapıldığı gün eşzamanlı olarak serum elektrolit ve protein düzeyleri, tiroid fonksiyon testleri kontrol edildi. QT ve QTc intervalleri için dispersiyon, her EKG'deki 12 deriuasyonda maksimum ve minimum QT ve QTc intervalleri arasındaki farklılık olarak hesaplandı. Veriler SPSS 10.0 for Windows programı kullanılarak analiz edildi. Bulgular: Tedavisi süren (n:21) ve tedavisi tamamlanmış olan (n:34) olgular arasında QTc, QTD, QTcD, tiroid fonksiyonları, elektrolitler, globulin düzeyi ve tiriod fonksiyon testleri ve kümülatif antrasiklin dozları açısından farklılık saptanmazken, sadece QT süresi ve albümin düzeyi açısından farklılık saptanmıştır (sırasıyla 0.31 ± 0.04'e karşı 0.34 ± 0.04, p-. 0.009 ve 3.7 ± 0.6'ya karşı 4.2 ±0.5, p-.O.Ol). Kümülatif antrasiklin dozu <250 mg/m2 (n:44) ve >250 mg/m2 olan olgularda (n-.ll) ise elektrokardiyografik ölçümlerde farklılık saptanmazken sadece globulin seviyesi farklı bulunmuştur (2.7 ± 0.5'e karşı 3.2 ± 0.9 p.- 0.02). Sonuç: Hastalarımızda kullanılan kemoterapi protokollerinin (ALL BFM 95 ve TRALL 2000) tedavi sırasında ve tedavi sonu ortalama üç yıl içinde belirgin kardiyotoksisiteye yol açmadığı görülmüş, hastaların daha uzun süreli izlemlerinin gerekli olduğu kanısına varılmıştır.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Çocuklarda göğüs ağırısı ayırıcı tanısında kardiyak nedenler: Kardiyak enzimlerin rolü?
    (2006) Berna ÇEVİK; Vedide TAVLI; Türkay SARITAŞ; Timur MEŞE; Şükrü CANGAR; HALUK MERGEN; Şebnem GÜLELİ
    Amaç: Göğüs ağrısı şikayeti ile hastanemiz acil servisine başvuran çocuklarda etnolojik nedenlerin belirlenmesi ve kardiyovasküler nedenlerin tanısında kardiyak enzimlerin tanısal değerinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: İzmir Dr. Behçet öz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Kasım 2003- Mart 2004 arasında yapılan bu prospektif çalışmaya göğüs ağrısı şikayeti ile Acil Servise başvuran 100 ardışık olgu alınmıştır. Her hastada öykü, fizik bakı, psikiyatrik değerlendirme, elektrokardiyografi, ekokardiyografi ve enzimler (CK, CK-MBve Troponin I) çalışılmıştır. Bulgular: Sol prekordiyuma lokalize keskin ağrı %78 oranı ile en sık görülen göğüs ağrısı tipi olmuştur. Göğüs ağrısı nedenleri; %53 idiopatik, %18 kas-iskelet, %15 psikiyatrik, %6 kardiyak, %5 respiratuvar ve %4 gastrointestinal sistem kökenli olarak belirlenmiştir. Kardiyak enzimler göğüs ağrısı olan tüm olgularda ve kontrol grubunda normal sınırlarda bulunmuştur (p>0.05). Sonuç: Kardiyovasküler nedenlere bağlı göğüs ağrısı pediatrik grupta %6 gibi düşük oranda bulunmuştur. Ancak morbiditesi ve mortalitesi yüksek olabileceğinden ağrının kardiyovasküler sistem kökenli olup olmadığının ayırdedilmesi önemlidir. Troponin I incelemesi kardiyak kökenli olduğu düşünülen göğüs ağrıları dışında rutin olarak yapılmamalıdır.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Çocuklarda pulmoner balon valvüloplasti: Kısa-orta dönemli sonuçlar
    (2006) HALUK MERGEN; Talat TAVLI; Vedide TAVLI; Türkay SARITAŞ; Faik OKUR
    Amaç: Pediatrik pulmoner balon valvüloplasti(PBV) işlemlerinin kısa ve orta dönem izlem sonuçlarını tartışmaktır. Gereç ve Yöntem: Nisan 1997-Mayıs 2004 tarihleri arasında ortalama yaşları 6.1±4.21 yıl (3.5 ay-17 yaş), ortalama vücut ağırlıkları 20.7±10.8 kg ve 18’i erkek olan 28 çocuğa PBV işlemi yapıldı. Bulgular: Sağ ventrikül-ana pulmoner arter arası basınç farkı işlem öncesinde ortalama 101.3±51.9 mmHg, işlemin hemen sonrasında ortalama 54.7±41.4 mmHg idi (p< 0.05). İşlem sonrası sağ ventrikül ana pulmoner arter arası gradientte ortalama % 50.3±22.6 oranında azalma belirlendi. İşleme bağlı ciddi vasküler komplikasyon, aritmi ya da ölüm olmadı. Onbir olguda (% 39.3; ortalama yaş: 7.5±3.8 yıl) işlem sonrası gradient 50 mmHg ve üzerinde saptandı. Bu olgulardan 4’ü takiplerine gelmezken, 2 olguya ikinci defa PBV, 5’ine cerrahi onarım uygulandı. Cerrahi onarım yapılan 1 olgu operasyon sonrası 5. günde sağ kalp yetmezliği nedeni ile hayatını kaybetti. Ortalama takip süresi 28.4±29.2 ay idi. İşlem sonrası gradienti <50 mmHg olan olguların takiplerinde (17 olgu, % 60.7; ortalama yaş: 5.4±4.2 yıl) 5 olguda (%29.4) ortalama 35.7±3.8 ayda yeniden daralma saptandı. Bunların 2 tanesi kontrollerine gelmez iken, 1 olguya 2. defa BVP, 2 olguya operasyon uygulandı. İşlem sonrası gradienti <50 mmHg olan ve sorunsuz takip edilen bir olguda işlem sonrası 2. yılda ani eksitus gelişti. İşlem öncesi pulmoner kapak yetersizliği (PY) olmayan 2 olguda (%6) işlem sonrasında hafif derecede pulmoner kapak yetersizliği gelişti. Sonuç: PBV kısa ve orta dönem sonuçlarına göre pulmoner kapak darlığında başarı ile tedavi olanağı sağlamaktadır.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Çocuklarda aort koarktasyonu tedavisinde balon anjiyoplastinin kısa ve orta dönem sonuçları
    (2008) Talat TAVLI; Türkay SARITAŞ; Faik OKUR; Vedide TAVLI
    Amaç: Çocuk hastalarda aort koarktasyonu için yapılan balon anjiyoplasti uygulamalarının kısa ve orta dönem izlem sonuçları değerlendirildi. Çalışma planı: Çalışmaya, aort koarktasyonu nedeniyle balon anjiyoplasti uygulanan 20 çocuk hasta (12 erkek, 8 kız; ort. yaş 3.4±3.7; dağılım 15 gün-13 yaş) alındı. Olgular, işlem sonrası dönemde sol ventrikül fonksiyonları ve yeniden darlık gelişimi yönünden transtorasik ekokardiyografi ile değerlendirildi. Ortalama izlem süresi 19.6±15.3 ay (dağılım 1-48 ay) idi.Bulgular: Darlığa bağlı tepe sistolik basınç farkı işlem öncesinde ortalama 49.8±14.7 mmHg, işlemin hemen sonrasında 9.3±11.1 mmHg idi (p<0.05). Üç olguda balon anjiyoplasti ile darlık bölgesinde yeterli basınç farkı azalışı sağlanamadı. İzlemde iki olguda geçici alt ekstremite nabız kaybı, bir olguda küçük anevrizma oluşumu görüldü; işlemle ilgili ölüm olmadı. İşlem sonrasında sol ventrikül kütle indeksi ortalamasında istatistiksel olarak anlamlı olmayan %4.3’lük bir azalma belirlendi (p>0.05). Girişim yaşları 11 ve 13 olan iki olguda, işlem başarılı olmasına rağmen hipertansiyon devam etti. Beş olguda ortalama altı ayda yeniden daralma gelişti. Bu olguların dördüne cerrahi rezeksiyon ve uç uca anastomoz, birine de subklavyan flep anjiyoplasti uygulandı. Rezeksiyon ve uç uca anastomoz uygulanan bir olguda ve subklavyan flep anjiyoplasti uygulanan olguda yeniden daralma görüldü ve bu olgulara balon anjiyoplasti planlandı. Sonuç: Aort koarktasyonu tedavisinde balon anjiyoplasti kısa ve orta dönem sonuçları açısından başarılı ve güvenilir bir yöntemdir.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Aort koarktasyonu ile yaygın sol ön inen koroner arter disseksiyonu
    (2009) HALUK MERGEN; Yunus NAZLI; Talat TAVLI; Mahmut ACAR; Vedide TAVLI
    -
  • No Thumbnail Available
    Item
    Klinik uygulamada kan ve kan ürünleri isteminde dikkat etmesi gereken noktalar
    (2010) Talat TAVLI; Kurtulus Ongel; Erdoğmuş Berna MERGEN; Vedide TAVLI; HALUK MERGEN
    Kan, kaynağı sadece insan olan yaşamsal önemlilikte bir sıvıdır. Pek çok önemli daldaki klinisyenin, kan ve kan ürünü istemindeki yetersizliklerini güncel uygulamalarda görmek mümkündür. Bu makalede de, kan ve kan ürünü istemiyle ilişkili pratikte karşılaşılan durumlar hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Özellikle transfüzyon endikasyonları, çapraz karşılaştırma/transfüzyon oranı, tam kanın hazırlanması, acil transfüzyon durumları hakkında dikkat edilmesi gereken durumlar özetlenmiştir.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Comparative validity and reliability study of the $QIDS-SR_{16}$ in Turkish and American college student samples
    (2011) Vedide TAVLI; Şeref TAN; Talat TAVLI; Ira H. BERNSTEIN; Kurtulus Ongel; HALUK MERGEN
    Amaç: Öğrenci ağırlıklı Türk örneklemine uygulanan Türkçe’ye çevrilmiş 16 maddelik Hızlı Depresif Belirti Envanteri-Özbildirim Formu’nun (HDBE16-ÖF): a) Amerikalı üniversite öğrencilerine uygulanan orijinal Amerikan versiyonu ($QIDS-SR_{16}-US$) ve b) aynı Türk öğrenci örnekleminde Beck Depresyon Envanteri-II (BDI-II) ile karşılaştırılarak geçerlik ve güvenirliğinin ortaya konması amaçlanmıştır. Çalışmamız Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasında yapılan bir kültürlerarası geçerlilik çalışmasıdır. Metod: Uludağ Üniversitesi yerleşkesi Aile Sağlığı Merkezi’ne ayaktan başvuran öğrenci ağırlıklı 626 hastaya; www.ids-qids.org adresinden ulaşılabilen ve kısmen modifiye edilerek Türkçe’ye çevrilen $HDBE_{16}$-ÖF ve BDI-II testleri uygulandı. Ayrıca Güneybatı Teksas Üniversitesi’nde HDBE16-ÖF envanterinin İngilizce orijinal versiyonu olan $QIDS-SR_{16}-US$ 584 öğrenciye uygulanmıştır. Betimleyici istatistik, klasik açıklayıcı faktör analizi ve madde tepki kuramı analizleri, SAS ve MPlus istatistik programları ile yapılmıştır. Bulgular: Türk deneklerin ortalama yaşı 21,1±2,16 (standart sapma) olup %67,8’i kadındı. Türk öğrencilerin aile içi depresyon öyküsü: annede %29, babada %8, kardeşte %14, kendisinde %16 ve akrabada %5 olarak bulundu. Amerikalı deneklerden 225 olguda hiç yaş belirtilmemiş haldeyken ortalama yaş 20.0±3,5 (standart sapma) ve tüm deneklerin %63,6’sı kadın olarak saptandı. $HDBE_{16}$-ÖF’nın madde ortalaması 6,94±4,85 (standart sapma) bulundu. $HDBE_{16}$-ÖF’ün iç tutarlılık katsayısı (Cronbach α) 0,78 idi ve ortalama madde-toplam korrelasyon katayısı 0,47 (0,33- 0,61) bulundu. $QIDS-SR_{16}-US$’nin kaşılaştırılabilir madde ortalaması 6,09±3,76, Cronbach α 0,74, madde-toplam korrelasyon katsayısı 0,43 (0,24-0,54) olarak bulundu. Hem $HDBE_{16}$-ÖF hem de $QIDS-SR_{16}-US$ tek boyutlu iken BDIII tek boyutlu olarak bulunmadı. $HDBE_{16}$’ün ve $QIDS-SR_{16}-US$’un madde-total korelasyon ortalaması birbirine benzerdi. BDI-II ile $HDBE_{16}$-ÖF arasındaki korelasyon katsayısı 0.72 bulundu, bu değer disattenüe edildiğinde 0.90’a çıkmaktaydı. Çoklu grup doğrulayıcı faktör analizi $HDBE_{16}$-ÖF ve $QIDS-SR_{16}-US$’un aynı faktör yüküne sahip olduğu farklı değişik eşiklerinin olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu durum depresyon düzeyinde grup farklılıklarını ortaya koymaktadır. Türk deneklerin, Amerikalı deneklerden farklı olarak daha fazla depresyon geçirdikleri söylenebilir. Ayrıca $HDBE_{16}$-ÖF ve BDI-II’nın skorları birbirlerine eşitlenmiştir. Tartışma: $HDBE_{16}$-ÖF’ün, hem Türkiye hem de Amerika Birleşik Devletleri’nde depresyon tanısı için çok sık kullanılan BDI-II testi gibi iyi psikometrik özellikleri ve yapısal geçerliliği olduğu saptanmıştır. Pek çok ortamda $HDBE_{16}$-ÖF’ün kullanılmasını önermekteyiz.

Manisa Celal Bayar University copyright © 2002-2025 LYRASIS

  • Cookie settings
  • Privacy policy
  • End User Agreement
  • Send Feedback