Browsing by Author "Volkan Zeybek"
Now showing 1 - 7 of 7
Results Per Page
Sort Options
Item Türkiye’den Adli Tıp Alanında Yapılmış Yayınların Bibliyometrik Analizi(2022) MEHMET SUNAY YAVUZ; Volkan Zeybek; Gökmen KARABAĞAmaç: Bu bibliyometrik çalışmanın amacı, Türkiye’den 40 yıllık bir dönemde, adli tıp alanında yayınlanmış uluslararası makalelerin konu başlıklarının, yayın sayısındaki değişimin, yapılan atıfların ve yayınlandıkları dergilerin analiz edilmesidir. Yöntem: Web of Science (WoS) veri tabanlarına dahil edilen 1980-2020 yılları arasındaki yayınlar değerlendirildi. WoS veri tabanında, Web of Science Category alanına “legal medicine” ve ülke alanına “Turkey” yazılarak WoS içindeki tüm indeksler dahil edilerek 1980-2020 yılları seçilerek yapılan aramada sunulan çalışmaların içinde sadece “document type: article” olanlar çalışmamıza dahil edilmiştir. Bulgular: Türkiye’den adli tıp alanında yapılmış 613 makale olduğu, en fazla yayının (%10) 2016 yılında olduğu ve en çok makalenin yayınlandığı derginin “Forensic Science International” olduğu anlaşılmıştır. Makalelerin toplam 6202 atıf aldığı, en çok atıfın 760 (%12,2) atıf ile 2020 yılında yapıldığı anlaşılmıştır. En sık kullanılan anahtar kelimelerin “forensic science” (%21,8), “autopsy” (%10,9) ve “Turkey” (%8,4) olduğu gözlenmiştir. Yazarların bağlı olduğu kurumlara bakıldığında; 879’unun (%57,1) Türkiye’deki üniversiteler, 194’ünün (%12,6) Adalet Bakanlığı, 134’ünün (%8,8) Sağlık Bakanlığı olduğu görülmüştür. Sonuç: Bu çalışma, adli tıpla ilgili 40 yıllık süreçte Türkiye’den araştırmacıların yaptığı makalelerin bütüncül bir değerlendirmesini yapan ilk çalışmadır. Yıllar içinde adli tıp alanında yaşanan zorluklara rağmen, bu alanda yapılan çalışmaların sayısının arttığı ve bu çalışmalara yapılan atıfların da arttığı ortaya konmuştur.Item Adli Olguların Kadına Yönelik Şiddet Hakkındaki Tutumları ve Etkileyen Faktörler(2022) Volkan Zeybek; Kemalettin Acar; AYŞE SEYDAOĞULLARI BALTACIAmaç: Bu çalışma, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’na başvuran adli olguların kadına yönelik şiddete yönelik tutumlarını belirlemeyi ve şiddete yönelik tutumlarını etkileyen değişkenleri araştırmayı amaçlamaktadır. Metod: Araştırmaya katılan 152 gönüllü adli olgu tarafından, toplam 45 sorudan oluşan, olguların sosyodemografik özellikleri, şiddet görme durumu, kim tarafından şiddet gördüğü ve şiddetin türü ile İSKEBE Kadına Yönelik Şiddet Tutum Ölçeği doldurulmuştur. Bulgular: Katılımcıların cinsiyete göre İSKEBE ölçeği toplam puan ve kimliğe yönelik tutumlarıyla ilgili alt grup ortalamaları kadınlarda istatistiksel olarak anlamlı daha yüksek bulunmuştur. Bekar olanların, öğrenim durumu hem kendisi için hem de eşi için lise ve üzeri olanların ve il merkezinde yaşayanların toplam puan ve her iki alt grup ortalaması istatistiksel olarak anlamlı daha yüksek bulunmuştur. Çocuk sahibi olmayanların toplam puan ve bedene yönelik tutumlarıyla ilgili alt grup puan ortalaması istatistiksel olarak anlamlı daha yüksek bulunmuştur. Sonuç: Travmatik bir süreç yaşamış olan adli olguların kadına yönelik şiddet ile ilişkili tutumlarının ve bu tutumları etkileyen faktörlerin değerlendirildiği çalışmamızda, toplumdaki başka grupların değerlendirildiği çalışmalarla genel olarak benzer bulgular ortaya çıkmıştır. Kadına yönelik şiddetle ilişkili tutumları değiştirmek için, öncelikle toplumsal cinsiyet rollerine yönelik, özellikle erkeklerin kadınlara yönelik cinsiyetçi ve ataerkil tutumları göz önüne alınarak, toplumun her kesimini kapsayan eğitim politikalarının önemli olacağını düşünülmüştür.Item Denizli’de Meydana Gelen 0-18 Yaş Grubu Adli Ölümlerin \rRetrospektif Değerlendirilmesi(2022) Volkan Zeybek; Kemalettin Acar; Hatice Kübra ATA ÖZTÜRK; AYŞE SEYDAOĞULLARI BALTACIAmaç: Bu çalışmada, Denizli’de meydana gelen çocukluk çağı\radli ölüm olgularının özelliklerinin ve yaş gruplarına göre en sık ölüm \rnedenlerinin risk faktörleri ile birlikte belirlenmesi ve önlenebilir ölüm \rnedenlerinin literatür bilgileri eşliğinde tartışılması amaçlanmıştır. \rGereç ve Yöntemler: Ocak 2014-Aralık 2018 yılları arasında otopsi işlemi yapılan 0-18 yaş grubunda yer alan olguların, ölü muayene ve \rotopsi kayıtları ile toksikolojik ve histopatolojik inceleme raporları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Olguların yaş, cinsiyet, ölüm nedeni, ölüm orijini ile ilgili veriler değerlendirilmiştir. Olgular yaşa göre \r1 yaş altı, 1-4 yaş, 5-9 yaş, 10-14 yaş ve 15-18 yaş olarak gruplandırılmıştır. Bulgular: İncelenen 5 yıllık süreçte 210 çocuğa ölü muayenesi \rve otopsi işlemi yapılmıştır. Olguların yaş ortalamasının 8,94±7,02 olduğu tespit edilmiştir. Yaş dağılımına göre gruplandırıldığında en fazla \rolgu sayısının 76 (%36,2) ile 15-18 yaş arasında olduğu anlaşılmıştır. \rEn sık trafik kazası (%35,2) olmak üzere kaza orijinli ölümler gözlenmiştir. Ölüm nedenlerine bakıldığında en sık (%40) künt travmatik yaralanmalara bağlı ölümler gerçekleşmiştir. Sonuç: Çalışmamızda \rdeğerlendirilen çocukluk çağı adli otopsi olgularının büyük çoğunluğunda belirli önlemler ve müdahaleler ile engellenebilecek nitelikte kazaların olması dikkat çekmektedir. Ayrıca cinayet ve intihar orijinli \rölümlerin de azımsanmayacak seviyede olduğu görülmüştür. Çocuk \rölümleri ile ilgili tam ve kapsamlı bir medikolegal inceleme yapılması\rve bu verilerin belirli aralıklarla analiz edilerek bu konu hakkında değerlendirme yapılması, önlenebilir çocuk ölümlerin azaltılması ve engellenmesi için önemlidir.Item Compassion fatigue among forensic medicine specialists in Türkiye: A cross-sectional study(2023) Volkan Zeybek; Gökmen KARABAĞ; MEHMET SUNAY YAVUZ; Yusuf AYDIN; Fatih Turan; EMINE NUR YILMAZ; Şilan SINGINCompassion fatigue explains the reduced caregiving capacity of healthcare workers as a consequence of repeated exposure to patients' suffering. It is aimed to evaluate compassion fatigue and factors affecting this situation in forensic medicine specialists who evaluate cases that are victims of permanent trauma due to their profession. Data collection forms including demographic data and a short compassion fatigue scale (SCFS) in healthcare workers were filled out online by volunteer forensic experts. 113 forensic experts participated. It was determined that participants' total SCFS score average was 36.86±21.01, secondary trauma sub-dimension average was 12.39±7.74, occupational burnout sub-dimension average was 24.47±14.52. The total mean score of SCFS of the participants who evaluated less sexual assault was statistically significantly higher. The total mean score of SCFS and the mean of occupational burnout sub-dimension of the participants who did autopsy were found to be statistically significantly lower. The occupational burnout sub-dimension average of those who performed autopsy above the monthly autopsy median value was found to be statistically significantly lower. Sub-dimension average of burnout of participants in the first five years of their professional life was found to be statistically significantly higher. It is noteworthy that total and sub-dimension average scores of forensic medicine specialists in Turkey are significantly lower than those of different professions, especially health workers, in different countries. While this may be an indication that occupational depersonalization has developed over the years among forensic medicine specialists in Turkey, especially those who evaluate autopsy and sexual assault cases, from a different perspective, it can be said that increasing professional experience and working in harmony with the education received have a positive effect on compassion fatigue and burnout.Item The Importance of Radiological Imaging In The Medicolegal Evaluation of Gunshot Wounds: A Case Report(2023) aylin akın; İrem Erbaş; Gökmen KARABAĞ; MEHMET SUNAY YAVUZ; Volkan ZeybekDetermining the shooting direction in gunshot wounds is very important, especially in cases where the number of suspects is more than one. In cases of gunshot wounds, a detailed anamnesis should be taken and an examination should be performed, it should be investigated whether the injury caused a bone fracture, and the diagnosis should be confirmed by radiological examinations. With the use of radiological examinations, the direction of the shot can be determined by evaluating the appearance of the metal fragments separated from the bullet core, which crashes into the bone tissue and bone fragments. Radiological imaging of a 32-year-old male patient who was injured in the left leg area with a firearm and was sent to Forensic Medicine Department of Medical School of Manisa Celal Bayar University to determine the shooting direction was evaluated. The case, whose entrance-exit holes were distinguished and the direction of the shot was determined by radiological imaging, is presented to guide the medicolegal evaluation.Item Adli Tıp Uzmanlık Eğitiminde Ters-Yüz Sınıf Stratejisinin Kullanımına Bir Örnek: Postmortem Kalp Okulu(2023) Kemalettin Acar; Ayse Kurtulus Dereli; CÜNEYT ORHAN KARA; Volkan Zeybek; Gokhan Ersoy; AYŞE SEYDAOĞULLARI BALTACIAmaç: Bu çalışmada “Birkaç günlük kısa süreli kurslarda ters yüz sınıf stratejisi kullanılarak kurslar öğrenciler için daha verimli hale getirilebilir mi?”, “Bu tür bir uygulamaya öğrencilerin geri bildirimleri ne olur?” sorularının cevaplarının araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Eğitimin teorik kısmı için 30’ar dakikalık, kalp diseksiyonu, kalbin anatomisi, ani kardiyak ölümlerde makroskopik patoloji ve mikroskobik görünümler konularında toplam 8 adet video sunum kaydedilmiştir. Videolar kurstan bir hafta önce bir online platform aracılığıyla katılımcıların erişimine açılmıştır. Ön ve son test yapılan kursun sonunda katılımcı geribildirimleri South East Thames (SETh) kısa interaktif kurs değerlendirme ölçeği ve öğrencilerin yazılı olarak verdiği geribildirimler aracılığıyla alınmış, diseksiyon beceri değerlendirmesi amacıyla Medikolegal Otopside Kalp Diseksiyonu “Göreve Özgü” Beceri Cetveli kullanılmıştır. Kursun etkinliği, daha önce ters yüz sınıf modelinin kullanılmadığı bir kursa ait ön ve son test skorlarının bu kursta elde edilen skorlarla karşılaştırılması, geribildirim ve beceri değerlendirme sonuçlarının analiziyle değerlendirilmiştir. Bulgular: Katılımcıların bilgi seviyelerini ölçmek amacıyla yapılan ön test ortalaması 74,96±9,94 puan, son test ortalaması 91,51±6,36 puan olarak saptanmıştır. Ön testte alınan en düşük puan 43 olup, en yüksek puan 93’tür. Son testte ise alınan en düşük puan 75, en yüksek puan 100’dür. Bu kursun ön test skorları, önceki kursta elde edilenlere göre daha yüksek bulunmuştur. SETh kısa interaktif kurs değerlendirme ölçeği sonuçları incelendiğinde; katılımcıların tamamı kurs için harcadığı zamana değdiğini ifade etmektedir. Katılımcıların tamamı online videoların öğrenme açısından katkısı olduğunu ve etkileşimli oturumların bunu pekiştirdiğini ifade etmektedir. Katılımcıların %92,6’sı verilen bilgiyi özümsemek için yeterli zamanın olduğunu düşünmektedir. Katılımcıların tamamı kurstan zevk aldığını ve eğiticilerin tüm öğrencilerin katılımını sağladığını ifade etmektedir. Yapılan diseksiyon becerisinin Medikolegal Otopside Kalp Diseksiyonu “Göreve Özgü” Beceri Cetveli ile değerlendirmesinde; katılımcıların %46,4’ünün tam not aldığı görülmüştür. Katılımcılar kursun verimli geçtiğini, kurs sonunda kendilerini yetkin hissettiklerini, pratik uygulamaya da ciddi katkı sağlayacağını düşündüklerini ifade etmişlerdir. Katılımcıların %92,6’sı daha önce ters yüz sınıf uygulaması olan bir eğitim almadığını ifade etmektedir. Katılımcıların %96,3’ü ise ters yüz sınıf uygulamasının başka kurslarda da uygulanmasını önermektedir. Sonuç: Sonuç olarak çalışmamızda, adli tıp uzmanlık öğrencilerine uygulanan PMKO adlı eğitim programının, ters-yüz eğitim yöntemi ile uygulanması halinde ise katılımcıların konuya daha hazır olarak geldikleri ve geri bildirimlerde bu yöntemin olumlu etkinliğinden bahsettikleri anlaşılmıştır. Farklı konularda yapılacak başka eğitim programlarında da bu yöntemin kullanılmasının adli tıp uzmanlık öğrencilerinin eğitimleri için yararlı olacağını düşünmekteyiz.Item Birinci ve altıncı sınıf tıp fakültesi öğrencilerinin cinsel saldırı mağdurlarına karşı tutumları: kesitsel bir çalışma(2024) Fatih Turan; Volkan ZeybekAmaç: Cinsel şiddet, sözlü tacizden zorla penetrasyona kadar değişen eylemleri ve sosyal baskı ile sindirmeden fiziksel güç uygulanmasına kadar bir dizi zorlama türünü kapsar. Cinsel şiddetin kişi üzerinde çok sayıda zihinsel ve fiziksel sağlık sekelleri vardır. Hekimler, cinsel şiddet mağdurlarını bakımında kilit rolleri olduğunu tanımlasa da çeşitli tutum ve davranışları bu rolleri yerine getirmelerini engellemektedir. Çalışmamızda, tıp fakültesi birinci ve altıncı sınıf öğrencilerinin cinsel saldırı mağdurlarına karşı tutumları ve bu tutumları etkileyen sosyodemografik etkenlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 2021-2022 akademik yılında öğrenim gören 370 gönüllü dönem 1 ve dönem 6 öğrencisine, sosyo-demografik özellikleri ile “Cinsel Saldırı Mağdurlarına Karşı Toplumsal Tutum Ölçeği” ve cinsel saldırı hususunda adli-tıbbi bilgilerini değerlendirmek amacıyla hazırlanan soruları içeren toplam 38 maddelik bir anket formu uygulandı. Bulgular: Çalışmamıza katılan tıp fakültesi öğrencilerinin %55,9’unun kadın olduğu, ortalama yaşın 20,83±2,85 bulunduğu, %56,5’inin birinci dönem öğrencisi olduğu, %18,9’unun kendisinin veya yakın çevresinin suç sayılan cinsel amaçlı davranışa maruz kaldığını belirttiği, çalışmaya katılan öğrencilerin Cinsel Saldırı Mağdurlarına Karşı Toplumsal Tutum Ölçeği’ndeki ortalama puanının 95,29 saptandığı, kadınların, 17-22 yaş aralığında olanların ve aylık aile gelir durumu yüksek bulunanların ölçek toplam puan ortalamalarının istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek olduğu, katılımcıların %17,3’ünün kendilerine yöneltilen 6 adli-tıbbi sorunun tamamına doğru cevap verdiği belirlenmiştir. Kadın öğrencilerin Cinsel Saldırı Mağdurlarına Karşı Toplumsal Tutum Ölçeği toplam puan ortalamaları ile davranış ve düşünce alt boyutu puan ortalamaları erkeklere göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur. Sonuç: Katılımcılarda, cinsel saldırı mağdurlarına karşı tutum olarak olumlu bir bakış açısının hâkim olduğu saptanmıştır. Bu olumlu bakış açısının oluşmasında; aile eğitim düzeylerinin yüksek olması, tıp fakültesi ve öncesindeki dönemlerde almış oldukları eğitim ile bulundukları sosyal ortamların etkilerinin olduğu anlaşılmıştır.