Browsing by Author "YURDA SIMSEK"
Now showing 1 - 3 of 3
Results Per Page
Sort Options
Item Çocuklarda IgE aracılı besin allerjisi: Klinik, tanı ve prognostik özellikler(2014) YURDA SIMSEK; Hasan Yüksel; Özge YILMAZGiriş: Besin allerjisi besinin alımıyla ortaya çıkan istenmeyen immünolojik reaksiyonlar olarak tanımlanır. Besinlere bağlı oluşan advers reaksiyonların çoğu besin allerjisi sanılmasına rağmen immünolojik olmayan besin reaksiyonları çok daha sık görülür. Bu çalışmanın amacı; kliniğimize besin allerjisi şüphesiyle başvuran çocuklarda besin allerjisi sıklığının ve klinik özelliklerinin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif kohort çalışmaya, pediatrik allerji ve solunum biriminde besin allerjisi şüphesiyle değerlendirilen 16 yaş altı hastalar alındı. Olguların dosyalarından yaş, cinsiyet ve başvuru yakınmaları kaydedildi. Besin allerjisi tanısına yönelik olarak yapılmış olan deri prik testi, besin spesifik IgE ve/veya oral provokasyon testi sonuçları incelendi. Hastaların dosya izlemlerinden aldıkları tanılar kaydedildi. Bulgular: Hastaların 59 (%68.6)unda besin allerjisi mevcuttu. Allerji tanısı alan hastalarda sırasıyla izlenen klinik tablolar ürtiker %76.6, atopik dermatit %30.5, anjiyoödem %22, anafilaksi %10.3, karın ağrısı %1.7, bulantı-kusma %6.8, hışıltı %5.1 ve rektal kanama %1.7 idi. Besin allerjisi etkeni olarak %45.8 ineksütü, %11.9 yumurta, %16.9 inek sütü-yumurta allerjisi birlikteliği ve diğerleri kuruyemiş, et, kurubaklagil, meyve allerjisi idi. Besin allerjisi olan hastalarda eşlik eden ya da izlemde gelişen astım varlığı %17.2 idi. Sonuç: Son dekadlarda görülme sıklığı artan besin allerjisi birçok farklı allerjik hastalığa ait klinik bulgularla karşımıza çıkabilir. Bu olgularda besin allerjisinin ön tanıda bulunması gerekli tetkiklerin yapılmasını hızlandırır ve gereksiz tedavileri önler. Ayrıca, bu olgularda izlemde gelişebilecek astım gibi diğer allerjik hastalıkların izlemi önerilir.Item Komplikasyonları ile VACTERL Asosiasyonu(2014) YURDA SIMSEK; Gamze GEZGEN; Hasan Yüksel; Özge YILMAZVACTERL asosiasyonu; vertebral, anorektal, kardiyak, trakeoözafagial, renal ve ekstremite anomalilerinden en az üçtanesinin birarada olduğu 1/10000-1/40000 sıklıkta saptanan bir klinik durumdur. Spesifik bir etiyoloji tanımlanmamıştır vetanı klinik bulgulara dayanır. Bu makalede, VACTERL asosiyasyonu gözden geçirilmiş ve yineleyen trakeoözofagial fistül vehavayolu hiperreaktivitesi olan 18 aylık erkek olgunun sunumu ile klinik bulgular ve komplikasyonların izlemi vurgulanmıştır.Item Comparative Evaluation of Clinical, Spiro/ Oscillometric and Tomographic Parameters as a Global Assessment of Children with Cystic Fibrosis(2023) Esra Toprak kanık; Hasan Yüksel; hüseyin hüdaver alper; Ozge Yilmaz; YURDA SIMSEK; ali kanik; Emine Ece OzdogruAim: The aim of our study was to compare clinical severity scores and classic spirometry with impulse oscillometry (IOS) results and thoracic high resolution computed tomography (HRCT) scores in children with cystic fibrosis (CF) in order to determine the utility of the latter approach in patient follow-up. Materials and Methods: CF patients over 6 years of age were included. Shwachman-Kulczycki score, underclassical spirometry and IOS were performed when not in acute exacerbation. Thoracic HRCT images obtained within the previous 6 months were evaluated using the Bhalla scoring system. Results: The mean age of the children studied (n=30) was 12.1±4.2 years and 40% were female. Pseudomonas aeruginosa (P. aeroginosa) was isolated from sputum cultures of 40% of the patients. Patients with forced expiratory volume in one second (FEV1) below 80% exhibited significantly higher (resistance) R5, R10 values and significantly lower (reactance) X5 values on IOS (p=0.03, 0.027, 0.006, respectively). Patients with P. aeruginosa had significantly lower FEV1, forced vital capacity, and forced expiratory flow (25-75) values in classic spirometry when compared with patients without P. aeruginosa (p=0.002, p=0.002, and p=0.005, respectively). P. aeruginosa-positive patients showed significantly higher R5 and lower X5 values (p=0.047, 0.046, respectively). Bhalla scoring, bronchiectasis weight, peribronchial thickening, mucous plaques, saccularization, bronchial division, mosaic pattern parameters in groups with P. aeroginosa growth and/or FEV1 <80%; was found to be significantly more serious than the non-reproductive group (p<0.005, respectively). Again, in the group with P. aeroginosa growth, Shwachman-Kulczycki score was found to be significantly lower (p=0.001). No significant correlation was found between thoracic score data such as bronchiectasis weight and mosaic pattern presence and IOS values. In addition, in the group with high clinical score of Shwachman Kulczycki, resistance values such as R5 R10 R15 which are IOS parameters, and FEV1 were found above 80% (p=0.016, p=0.037, p=0.042, 0.004, respectively). Conclusion: IOS and tomographic scoring can be used safely in early detection of impairment in lung function. Further studies are needed to evaluate the utility of IOS in the clinical monitoring of children with CF who are not compliant with spirometry maneuvers.