Repository logo
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    Have you forgotten your password?
Repository logoRepository logo
  • Communities & Collections
  • All Contents
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    Have you forgotten your password?
  1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Yamac ERHAN"

Now showing 1 - 5 of 5
Results Per Page
Sort Options
  • No Thumbnail Available
    Item
    Enterokutan fistül açılımını takiben gelişen peristomal piyoderma gangrenozum
    (2006) Mustafa Turhan ŞAHİN; Türel Aylin ERMERTCAN; Serap ÖZTÜRKCAN; Peyken TÜRKDOĞAN; Yamac ERHAN
    Piyoderma gangrenozum (PG), en çok inflamatuvar barsak hastalığıyla olmak üzere, sıklıkla altta yatan sistemik hastalıklarla ilişkili olan nadir bir ülseratif deri hastalığıdır. Minör travma ve cerrahiden sonra da gelişebilmektedir. Abdominal cerrahiden sonra gelişebilen bu durumu anlatan çoğu makalede ostomi açılmasını takiben izlendiği bildirilmektedir. Peristomal piyoderma gangrenosum (PPG), inflamatuvar barsak hastalığı olan hastalarda neredeyse hiç izlenmeyen ve sıklıkla yanlış tanı konulan, daha nadir bir PG varyantıdır. Bu makalede, geçirmiş olduğu enterokutan fistül operasyon yerinde tedaviye dirençli bir PPG gelişen, 62 yaşında bir bayan hasta sunmaktayız. PPG'nin nekrotizan yumuşak doku enfensiyonunu taklit edebilmesi nedeniyle, hasta, sonunda herhangi bir düzelme olmayan, çok sayıda gereksiz cerrahi girişime maruz kalabilmektedir. Bu nadir durumun daha da alevlenmesine yol açan bir cerrahi girişimden sakınmak için, ayırt edici klinik özellikler ve bunu destekleyen histolojik tabloya dayanan bir doğru tanıya gereksinim vardır.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Late diagnosis of a lateral abdominal wall hematoma presenting with nonspecific findings: report of a case
    (2007) hasan aydede; Yücel ÖZSOY; Özer İLKGÜL; Sema ÖZDEN; Levent YOLERİ; Yamac ERHAN
    Bu yazıda travma sonrası geç dönemde ortaya çıkan lateral abdominal duvar hematomu olgusu sunuldu. Hasta, künt vücut travması sonrası 30. günde dev hematom, plevral efüzyon ve kilo kaybı bulguları ile hastaneye yatırıldı. Bilgisayarlı tomografi incelemesinde hematomun aksilladan gluteus düzeyine kadar ulaştığı görüldü. İnce iğne aspirasyon biyopsisinde eksüda niteliğinde sıvı kolleksiyonu saptandı ve yaklaşık olarak beş litre sıvı drene edildi. Bu olguda gösterildiği gibi lateral abdominal duvar hematomları nonspesifik bulgularla karşımıza çıkmakta ve bu nedenle geç tanı almaktadırlar.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Levosimendan up-regulates transforming growth factor-beta and Smad signaling in the aorta in the early stage of sepsis
    (2010) Demet TOK; hasan aydede; Yamac ERHAN; Hafize seda Vatansever; Elgin TURKOZ; Gülay OK; İdil Tekin; KORAY ERBÜYÜN
    AMAÇ Bu prospektif kontrollü deneysel çalışma, levosimendanın erken dönem sepsiste transforming growth factor (TGF)-β3 ve Smad1, Smad2 ve Smad3 oluşumuna etkilerini araştırmak amacıyla planlandı. GEREÇ VE YÖNTEM Yirmi dört sıçan rasgele dört gruba ayrıldı: 1) sham kontrol grubu 2) dobutamin grubu - abdominal hipertansiyon, çekal ligasyon ve delme (ÇLD) tekniği ile peritonit modeli prensibiyle sepsis oluşturuldu, sonra sıçanlar 10 µg.kg-1 dk-1 intravenöz (IV) dobutamin infüzyonu ile tedavi edildi, 3) levosimendan grubu - 2. grupta olduğu gibi sepsis modeli gerçekleştirildi sonra sıçanlar levosimendan IV bolus 200 µg.kg-1 takiben, 200 µg.kg.-1 dk-1 IV infüzyonu ile tedavi edildi, 4) kontrol grubundakilere tedavi yapılmadı. Tüm sıçanlar ÇLD?den 8 saat sonra öldürüldü. Aort doku örnekleri immünohistokimyasal olarak boyandı. BULGULAR ÇLD hem kontrol, hem de dobutamin gruplarında ılımlı IL-1 boyanmasına neden oldu. Tumor necrosis factor (TNF)-α immünreaktivitesi sham ve kontrol grubunda ılımlıydı. Sham, kontrol ve dobutamin gruplarında TGF-β3 ılımlı derecede yüksek bulunurken, bu parametre levosmendan grubunda orta derecede yüksek saptandı. Smad1, Smad2 ve Smad3 levosmendan grubunda orta derecede yükselmiş olarak saptandı. SONUÇ Levosimendanın hemodinami ve global oksijen taşınmasına sağladığı olumlu etkiler, deneysel ve klinik çalışmalarda bildirilmiştir. Levosimendanın C++ iyon duyarlılığı üzerine etkileri yanı sıra, TGF-β3, Smad1, Smad2 ve Smad3 oluşumunu etkileyerek enflamasyonda sitokin salınımına da etkileri olabilir.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Double acute appendicitis in appendical duplication
    (2013) hasan aydede; Yamac ERHAN; Semra ŞAHİN TUTCU
    Appendiks vemiformis duplikasyonu nadir bir doğumsal anomalidir ve genellikle laparotomi esnasında tesadüfensaptanır. Apendikslerin birinin diğerine ve çekuma göre lokalizasyonunu tanımlamada ve aynı zamanda duplikas-yonun boyutunu göstermede modifiye Cave ve Wallbridgesınıflaması kullanılır. Bu yazıda akut karın ağrısı nedeniylelaparotomi uygulanan 45 yaşında bir hasta sunuldu. Ope- rasyon bulguları, apendiks duplikasyonu ile birlikte çift akut apandisit şeklinde idi. Tip B duplikasyon olması nede-niyle apendiksler ayrı ayrı alındı. Apendektomi en sık uy-gulanan abdominal cerrahi olması nedeniyle tüm cerrahlarbu nadir klinik antiteyi akılda tutmalıdırlar.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Determination of apoptosis and cell cycle modulators (p16, p21, p27, p53, BCL-2, Bax, BCL-xL, and cyclin D1) in thyroid follicular carcinoma, follicular adenoma, and adenomatous nodules via a tissue microarray method
    (2015) NALAN NESE; Fazilet UĞUR DUMAN; Cansu KARAKAŞ; Gizem AKKAŞ; Peyker Temiz; Yamac ERHAN
    Background/aim: To identify the role of gene products associated with apoptosis and cell cycle in the pathogenesis of thyroid follicularneoplasm. Materials and methods: Thirty follicular adenomas (FAs), 16 follicular carcinomas (FCs), and 20 adenomatous nodules (ANs) wereinvestigated with immunohistochemical staining of p16, p21, p27, p53, Bcl-2, Bax, Bcl-xL, and cyclin D1 via a tissue microarray method.Results: Bcl-2 showed a significant difference between the benign groups (AN and FA) and the malignant group (FC). Bax wassignificantly higher in the FC group. p53 was lowest in the AN group and highest in the FC group with significant differences betweenthe groups. p16 was significantly higher in the FC group than in the other groups. There was a significant difference between the ANgroup and neoplastic lesions in terms of p21 staining. The number of cases with positive p27 was lower in the AN group than theneoplastic groups. There was no significant difference in terms of Bcl-xL and cyclin D1. Conclusion: Cell cycle modulators, led by the Bcl-2 family, played an important role in the pathogenesis of thyroid follicular neoplasm,and p53, p16, and p21 in particular played a role in the carcinogenesis of FC.

Manisa Celal Bayar University copyright © 2002-2025 LYRASIS

  • Cookie settings
  • Privacy policy
  • End User Agreement
  • Send Feedback