Browsing by Author "ender kaya"
Now showing 1 - 5 of 5
Results Per Page
Sort Options
Item Sigarayı bırakmada ruhsal etkenlerin etkisi(2005) Ayşın ŞAKAR; Arzu YORGANCIOĞLU; Esen Ayşen DANACI; ender kayaAmaç: Bu çalışmanın amacı, sigarayı bırakmak amacıyla bir sigara bırakma polikliniğine başvuran hastaların ruhsal durumlarının sigara bırakmadaki başarılarını ne şekilde etkilediğini araştırmaktır. Yöntem: Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Sigara Bırakma Polikliniği’ne Ekim 2002 - Aralık 2003 tarihleri arasında başvuran ve çalışmaya katılmaya gönüllü olan 76 hasta çalışmaya alınmıştır. Başvuran hastaların sosyodemografik verileri toplandıktan sonra, SCID görüşmesi yapılarak DSM-IV’e göre psikiyatrik tanısı, nikotin bağımlılığı, bağımlılık süresi değerlendirilmiştir. Hastalara sigarayı bırakmadan bir hafta öncesinde Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ), Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), Hamilton Depresyon Ölçeği (HAM-D), Hamilton Anksiyete Ölçeği (HAM-A) uygulanmış-tır. Hastalar bırakma tarihinden itibaren 2 ay sonrasına kadar poliklinikte 3 kez görülmüştür. Bırakma tarihinden en az 4 ay sonra telefonla hastalara ulaşılıp sigara içimi sorgulamıştır. Dört ay sonrasında sigara içmeyen hastalar sigarayı bırakmış olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Polikliniğe başvuran hastalardan, sigarayı bırakan ve bırakma-yan gruplar arasında cinsiyet, eğitim, medeni durum, organik bozukluğun olup olmaması, kaç yıl sigara içildiği, sigaraya başlama yaşı, günlük içilen sigara sayısı ve sigarayı bırakma deneme sayısı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır. Bu gruplar arasında ruhsal hastalığı olanlarda sigarayı bırakma oranı anlamlı düzey-de düşük bulunmuştur. Yine bu gruplar arasında, uygulanan tüm psikometrik testlerin ortalama puanları, sigarayı bırakamayan grupta diğer gruba göre anlamlı düzeyde yüksek saptanmıştır. Tartışma: Sigara bıraktırma progra-mına alınacak hastaların ruhsal açıdan değerlendirilmesi gerekmektedir. Bıraktırma öncesinde, saptanacak anksi-yete ve depresif belirtilerin değerlendirilip gerekli önlemlerin alınması, sigara bırakmadaki başarı oranını artıracaktır.Item Manisa ili kent merkezinde intihar düşüncesi ve girişimi yaygınlığı(2005) Erbay Pınar DÜNDAR; M. Murat DEMET; ender kaya; Artuner DEVECİ; Erol Özmen; Gönül DİNÇ HORASAN; E. Oryal TAŞKINAmaç: İntihar girişimi önemli bir halk sağlığı sorunudur. Bu araştırmada Manisa ili kent merkezinde intihar düşüncesi ve intihar girişiminin yaşam boyu yaygınlığı ve ilişkili risk etmenlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Manisa kent merkezinde yaşayan 15-65 yaş grubundaki kişilerden küme ve sistematik örnekleme yöntemi ile belirlenen 1086 kişi araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. İntihar düşüncesi ‘‘hiç intihar etmeyi ciddi olarak düşündüğünüz oldu mu?’’ ve intihar girişimi ‘‘hiç intihar girişiminde bulundunuz mu?’’ soruları ile sorgulanmıştır. İntihar girişiminde bulunan deneklere intihar girişimi ile ilgili bilgilerin sorgulandığı ‘‘intihar girişimi özellikleri formu’’ uygulanmıştır. Bulgular: İntihar düşüncesinin yaşam boyu yaygınlığı % 6.6 (s=72), intihar girişiminin yaşam boyu yaygınlığı % 2.3 (s=25) olarak saptanmıştır. İntihar girişiminde bulunanlarda en sık stres etkeni % 44 (s=11) ile evlilik sorunları olarak belirlenmiştir. İntihar girişiminde bulunanların üçte ikisi yöntem olarak aşırı doz ilaç kullanmış, önceden intihar girişimi % 24’ünde (s=6) gözlenmiştir. İntihar düşüncesi için kadın olma (p=0.012), sigara içme (p=0.001), alkol kullanımı (p=0.028), önceden psikiyatrik bozukluğu olma (p<0.0001), ailede psikiyatrik bozukluk öyküsü olma (p=0.021) risk etmenleri olarak belirlenmiştir. İntihar girişimi için sigara içme (p=0.005), önceden psikiyatrik bozukluğu olma (p<0.0001), ailede psikiyatrik bozukluk öyküsü olma (p=0.029) risk etmenleri olarak saptanmıştır. Sonuç: Bu araştırmaya göre intihar girişimi önceden psikiyatrik bozukluğu olan, daha önceden intihar girişiminde bulunan ve ailede psikiyatrik bozukluk öyküsü olan bireylerde dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. İntihar girişimi ile ilişkili klinik ve sosyodemografik özelliklerin bilinmesi gerekir.Item Sosyal uyum kendini değerlendirme ölçeği (SUKDÖ) Türkçe formunun geçerlik ve güvenilirliği(2008) ender kaya; AYŞEN ESEN DANACI; Selçuk Kırlı; Cengiz AKKAYA; Aslı SARANDÖL; E. Yusuf SİVRİOĞLUAmaç: Bir kendi kendini değerlendirme ölçeği olan SUKDÖ ile depresyon hastalarında klinik araştırma amaçlı olarak, sosyal işlevsellik düzeyi ölçülebilmektedir. Bu çalışmada SUKDÖ'nün Türkçe formunun geçerlik ve güvenilirliğinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Veriler, 18-65 yaşları arasında olan ve sosyal işlevselliğini bozabilecek herhangi bir bedensel rahatsızlığı bulunmayan, sağlıklı kontrollerden (N=66) ve ?Majör Depresif Bozukluk? (MDB) tanısı almış hastalardan (N=227) oluşan iki farklı örneklemden elde edilmiştir. Çalışmada; SUKDÖ, 17 maddelik-Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği ve İşlevselliğin Genel Değerlendirmesi Ölçeği kullanılmıştır.Bulgular: Güvenilirlik analizinde, ölçeğin iç tutarlığı Cronbach alfa değeri tüm grup için 0.90, yalnızca depresyon grubu için ise 0.87 olarak elde edilmiştir. Madde-toplam puan korelasyonları tüm grupta 0.22-0.66, depresyon grubunda ise 0.21-0.59 arasında bulunmuştur. Test-tekrar test güvenilirliğinde korelasyon katsayısı 0.770 (p<0.0001) olarak elde edilirken, SUKDÖ değerinin sağaltım ile 29.4±8.1'den, 37.8±8.1'e yükseldiği (p<0.0001) saptanmıştır. Faktör analizi sonucunda öz değeri 1'den büyük dört faktör elde edilmiştir. Bu faktörler içinden yalnızca birinci faktör 7.169 öz değeri ile toplam varyansın %35.8'ini açıklayarak tüm ölçeği tek başına temsil etmiştir.Sonuç: Bu çalışmada, SUKDÖ'nün Türkçe formunun özgün ölçekle benzer şekilde, MDB hastalarındaki ?sosyal işlevsellik? kaybını ölçebilecek, yeterli geçerlik ve güvenilirliğe sahip olduğu ve depresyonun sağaltımı ile değişime duyarlılık gösterdiği bulunmuştur.Item Bipolar bozuklukta öznel bilişsel değerlendirme neyi ölçüyor? Nesnel bilişsel değerlendirme ile bağıntısı(2009) Ömer AYDEMİR; ender kayaAmaç: Bipolar bozuklukta remisyonda iken bile bilişsel kusurlar sıklıkla saptanmaktadır. Bu kusurların karmaşık ve ayrıntılı testlerle değerlendirilmesi gündelik uygulamada ihmal edilebilmelerine yol açabilmektedir. Oysa daha kısa özbildirim sorularıyla bunları araştırmak yararlı olacaktır. Bu çalışmada bipolar bozuklukta nesnel ve öznel bilişsel değerlendirmenin bağıntısının araştırılması amaçlanmıştır.Yöntem: Araştırma bipolar bozukluğu olan ve son 6 aydır remisyonda olan 38 hasta ve 19 kontrol deneği ile yürütülmüştür. Öznel bilişsel değerlendirme için Bipolar Bozuklukta İşlevsellik Ölçeğinin zihinsel işlevsellik alt ölçeği, nesnel bilişsel değerlendirme için ise Stroop Testi ve İşitsel Sözel Öğrenme Testi kullanılmıştır. Ayrıca Hamilton Depresyonu Derecelendirme Ölçeği ve Young Mani Derecelendirme Ölçeği uygulanmıştır.Bulgular: Nesnel değerlendirmede, hastalarla kontrol denekleri tüm İşitsel Sözel Öğrenme Testi alanları açısından anlamlı farklılık gösterirken, Stroop Testi açısından fark göstermemişlerdir. Öznel değerlendirmede ise, yine hastalarla kontrol denekleri zihinsel işlevsellik toplam puanı ile birinci madde açısından anlamlı farklılık gösterirken, diğer maddeler yönünden fark göstermemişlerdir. Nesnel ve öznel bilişsel değerlendirmenin bağıntısına bakıldığında, zihinsel işlevsellik toplam puanı ile ?basit hesapları zihninden yapma? ve ?kendisinden istenilenleri yerine getirme? maddeleri İşitsel sözel öğrenme testinin anlık bellek, sözel öğrenme, tanıma, hatırlama ve Stroop testinin şekil renk okuma alt boyutlarıyla orta-zayıf düzeyde bağıntı göstermektedir. Diğer maddeler ile bağıntı saptanmamıştır.Sonuç: Öznel bilişsel değerlendirmede bipolar hastalar kendilerini olduğundan iyi göstermektedirler. Ayrıca bipolar hastalar etkin performans göstermeleri gereken durumlarda nesnel bilişsel değerlendirme ile bağıntılı düzeyde kusur bildirirlerken, böylesi bir durum olmadığında bu düzeyde bilişsel kusur bildirmemektedirler.Item Remisyondaki iki uçlu hastalarda kalıntı duygudurum belirtilerinin bilişsel ve toplumsal işlevsellik üzerine etkisi(2009) Deniz SELÇUKİ; ender kaya; Ömer AYDEMİRAmaç: İki uçlu bozuklukta hem bilişsel, hem de toplumsal işlevsellik remisyonda bile bozulma göstermektedir. Kalıntı duygudurum belirtilerinin mi bilişsel ve toplumsal işlevselliği bozduğu, yoksa bilişsel bozulmanın mı psikososyal işlev bozukluğunun kaynağı olduğu açıkça gösterilememiştir. Bu çalışmada, remisyondaki iki uçlu hastalarda eşik-altı kalıntı duygudurum belirtilerinin bilişsel ve toplumsal işlevsellik üzerine etkisi araştırılmıştır. Yöntem: Çalışma iki uçlu I bozukluk tanısı konan ve en az 6 aydır remisyonda olan 43 hastayla yürütülmüştür. Hastaların yaş ortalaması 38.1±13.5 yıl ve %55.8’i (s=24) erkektir. Hastalık süresi 12.1±10.2 yıl ve önceden geçirilmiş dönem sayısı 6.6±6.0’dır. Herhangi bir psikiyatrik ve tıbbi sorunu olmayan ve tedavi görmeyen 22 gönüllü kontrol grubunu oluşturmuştur. Değerlendirmede Hamilton Depresyonu Derecelendirme Ölçeği (HAM-D), Young Mani Derecelendirme Ölçeği (YMRS), Stroop Testi, İşitsel Sözel Öğrenme Testi (AVLT), Uzun Latanslı Pozitif Uyarılmış Potansiyeller (P300), İşlevselliğin Genel Değerlendirilmesi (GAF) ve Toplumsal İşlevsellik Ölçeği (SİÖ) kullanılmıştır. İstatistiksel değerlendirmede doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: HAM-D düzeyi P300 amplitüd, anlık bellek, sözel öğrenme, uzak bellek, tanıma, anımsama, Strrop etkisi gibi bilişsel işlevleri ve geri çekilme, kişilerarası ilişkiler, öncül toplumsal etkinlikler, boş zamanları değerlendirme, bağımsızlık-performans ve yetkinlik, meslek/iş gibi toplumsal işlevleri etkilemektedir. YMRS düzeyi ise yalnız sözel öğrenmeyi etkilemektedir. Bilişsel işlevlerin duygudurum belirtileri veya toplumsal işlevsellik üzerine etkisi yoktur. Sonuç: Eşik-altı kalıntı depresif belirtiler remisyondaki iki uçlu hastalarda işlevselliği etkilemekte gibi görünmektedir. İki uçlu hastalarda işlevselliği geliştirmek amacıyla bu depresif belirtilere yönelik stratejiler uygulamak yararlı olacaktır.