Araştırma Çıktıları | TR - Dizin
Permanent URI for this community
Browse
Browsing by Subject "Bahçe Bitkileri"
Now showing 1 - 20 of 29
Results Per Page
Sort Options
Item Bilecik-Pazaryeri yöresi şerbetçiotu plantasyonlarının beslenme durumu(2005) Hakan ÇAKICI; Hüseyin YENER; Şenay AydınBu çalışma şerbetçiotu yetiştiriciliğinin yoğun bir şekilde yapıldığı Bilecik ili Pazaryeri ilçesi ve çevresinde yürütülmüştür. Çalışma materyalini yöreyi temsil edecek şekilde seçilen 31 şerbetçiotu plantasyonundan alman toprak ve yaprak örnekleri oluşturmuştur. Toprak örneklerinde bazı fiziksel ve kimyasal analizler (pH, toplam tuz, CaCO3, organik madde, bünye, N, P, K, Ca ve Mg) yaprak örneklerinde de makro besin element (N, P, K, Ca ve Mg) analizleri yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, plantasyonların %19.4'ünde N, %35.5'inde P, %45'2'sinde K ve %3 8.7'sinde Ca ile beslenme açısından yetersizlik olabileceği belirlenmiştir.Item Yapraktan potasyum nitrat $(KNO_3)$ uygulamalarının yuvarlak çekirdeksis (Vitis vinifera L.) üzüm çeşidinde verim ve bazı kalite özelliklerine etkisi(2005) harun çoban; BÜLENT YAĞMUR; Şenay AydınBağcılıkta potasyumlu gübreleme kaliteli bir üretim için çok önemlidir. Yapılan incelemeler sonucunda, Ege bölgesi özellikle Alaşehir yöresinde bağ alanlarının büyük bir kısmında (yaklaşık %50) potasyumlu gübrelemeye ihtiyaç duyulduğu ve K'lu gübrelemenin bilinçsizce yapraktan yapıldığı belirlenmiştir. Bu nedenle bu araştırma Alaşehir'de Yuvarlak çekirdeksiz (Vitis vinifera L.) üzüm çeşidinde yapraktan farklı dozlarda KNO3 uygulamalarının verim ve bazı kalite özelliklerine (pH, suda eriyebilir toplam kuru madde, titre edilebilir asillik, vitamin C) etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Denemede dört tekerrürlü olarak $KNO_3$ uygulamaları yapraktan beş değişik ddzda (%0-%0.5-%1-%1.5-%2) ve üç farklı zamanda (çiçeklenme öncesi, tane tutumu ve ben düşme) uygulanmıştır. $KNO_3$ uygulamalarının verim, suda eriyebilir toplam kuru madde ve titre edilebilir asillik üzerine istatistiki olarak önemli düzeyde etkilediği saptanmıştır. Yaş üzüm veri¬mi açısından uygulamalara bağlı önemli düzeyde artışlar ikinci uygulamadan (%1) elde edilmiştir. Potasyum nitrat uygulamalarının kontrole göre meyvedeki N,P,K ve Cu içerikleri üzerine olumlu, Mg içeriğine ise olumsuz yönde etki yaptığı belirlenmiştir.Item Bağda yapraktan demir (Fe) uygulamalarının yaprak besin element içeriklerine etkisi(2005) BÜLENT YAĞMUR; Şenay Aydın; harun çobanEge bölgesinde bağcılığın büyük bir potansiyel oluşturduğu Manisa ilinin Alaşehir yöresinde yapılan incelemeler sonucunda Fe noksanlığı belirlenmiştir. Tesadüf blokları deneme desenine göre kurulan denemede Fe uygulamaları Fetrilon-13 şelat formunda yapraktan 4 farklı seviyede 3 farklı dönemde uygulanmıştır. Genelde kontrole göre demir uygulamalarının yaprak aya ve sapının besin elementi içerikleri üzerine olumlu yönde etkiler yaptığı belirlenmiştir. Yapraktan Fe uygulamalarına bağlı olarak yaprağın toplam Fe ve yaprak ayasının aktif Fe içeriklerinin de arttığı saptanmıştır.Item A study on the herbage yield and its components of different maize (Zea mays L.) cultivars under irrigated conditions of Manisa(2005) Esen KUŞAKSIZ; TAMER KUSAKSIZThis research was conducted at Alaşehir county of Manisa province in the western Turkey in 2003 and 2004. The varieties tested are Maverick, Brasco, C-955, Dracma, Doge, Tietar and Vero. Significant differences were found among the varieties for plant height, number of green leaves per plant, stem diameter, dry matter content(%), dry matter yield and herbage yield. Plant height of maize genotypes varied between 155.18 and 206.75 cm; number of green leaves per plant between 10.9 and 13.6; stem diameter between 2.06 and 2.38 cm; dry matter(%) between 27.60 and 35.01; dry matter yield between 16.27 and 23.14 t ha-1 ; herbage yield between 55.98 t ha-1 and 72.97 t ha-1. It was concluded that C-955 cultivar was superior to other cultivars for dry matter yield and herbage yield.Item Bağda yapraktan $KNO_3$ uygulamalarının yapraktaki besin element içeriklerine etkisi(2005) harun çoban; BÜLENT YAĞMUR; Şenay AydınBağcılıkta potasyumlu gübreleme kaliteli bir üretim için çok önemlidir. Yapılan araştırmalar sonucunda, Ege Bölgesi özellikle Alaşehir yöresinde bağ alanlarının büyük bir kısmında (%50) potasyumlu gübrelemeye ihtiyaç duyulduğu ve K'lu gübrelemenin bilinçsizce yapraktan yapıldığı belirlenmiştir. Bununla birlikte son yıllarda yaprak analizleri, toprak analizleri yanında bağların beslenme durumunun saptanmasında en çok uygulanan bir yöntem olmuştur. Bu nedenle bu araştırma, Sultani Çekirdeksiz üzüm üretiminde önemli bir potansiyele sahip olan Manisa-Alaşehir yöresinde yapraktan farklı dozlarda K uygulamalarının yaprak ayası ve yaprak sapının besin elementi içerikleri (N,P,K,Ca,Mg,Fe,Zn,Mn ve Cu) üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Denemede dört tekerrürlü olarak $KNO_3$ uygulamaları yapraktan (0-%0.5-%1.0-%1.5-%2.0 ) uygulanmıştır. Genelde potasyum nitrat $(KNO_3)$ uygulamaları kontrole göre yaprak ayası ve yaprak sapındaki N,P ve K kapsamları üzerinde olumlu yönde etkiler yapmıştır. Yaprak ayası ve yaprak sapında en fazla N, P ve K içerikleri en yüksek KNO3 uygulamasından (%2) elde edilmiştir. Yaprak sapının Mg içeriği ise artan K uygulamalarından olumsuz yönde etkilenmiştir. Potasyum nitrat $(KNO_3)$ uygulamalarının yaprak ayasındaki Zn, yaprak sapındaki Mn ve Cu içerikleri dışındaki diğer mikro element içerikleri üzerinde de önemli düzeyde etkiler yaptığı saptanmıştır. Mikro elementler içerisinde sadece yaprak ayasının Cu içeriğinde kontrole göre önemli düzeyde artış sağlanmıştır.Item Bağda yapraktan Zn uygulamalarının yapraktaki besin element içeriklerine etkisi(2005) harun çoban; BÜLENT YAĞMUR; NILGÜN SAATÇI MORDOGAN; Şenay AydınBu araştırma, Alaşehir'de yuvarlak çekirdeksiz üzüm çeşidinde yapraktan farklı dozlardaki çinko uygulamalarınm tane tutumu ve ben düşme dönemlerinde yaprak aya ve sapının makro ve mikro besin element (N, P, K, Ca, Mg, Fe, Zn, Mn, Cu) içerikleri üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Böylece bitkinin beslenme durumu ortaya konarak incelenen besin elementleri açısından Zn'nun yapraktan en uygun uygulanacağı dönem ve etkisi ortaya konacaktır. Deneme dört tekerrürlü olarak, Zn uygulamaları $ZnSO_4 7H_2O$ formunda yapraktan (% 0-0.025-0.05-0.10) 3 kez uygulanmıştır. Yapılan bu uygulamaların ben düşme ve tane tutumu dönemlerinde yaprağın aya ve sapının makro ve mikro element içerikleri üzerine önemli etkiler yaptığı saptanmıştır. Yaprağın aya ve sapının N, P, Ca, Mg, Fe içerikleri ile yaprak ayasmm Mn ve Cu içerikleri ben düşme döneminde tane tutumu dönemine göre daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca, yapraktan artan dozda Zn uygulamaları hem ayada hem de sapta ortalama toplam N ile P, K, Ca, Mg, Fe ve Zn içeriklerine ve ayada Cu ile Mn içeriklerini olumlu yönde etkilemiştir.Item Manisa' da (Yuntdağı) yetiştirilen üzüm çeşitlerinin ampelografik özelliklerinin belirlenmesi üzerine araştırmalar(2006) Emrehan KÜEY; harun çobanÖzet Bu çalışmada, Manisa ili Yuntdağı bölgesinde yetiştiriciliği yapılmakta olan, Deve gözü, Sık sarı, Siyah üzüm, Beyaz üzüm, Ak üzüm, Gelin üzümü, Kara erik, Sivri kara, Yediveren ve Ballı üzüm çeşitlerinin uluslar arası normlara göre ampelografik özellikleri belirlenmiştir.Item Yapraktan potasyum (K) uygulamalarının Sultani çekirdeksiz (Vitis vinifera L.) üzüm çeşidinde üzüm verimi ve yaprakların N, P, K içerikleri üzerine etkisi(2008) harun çoban; Hakan ÇAKICI; Hüseyin YENERBu çalışmanın amacı, farklı K’lu gübrelerin ve dozlarının bağlarda verim ve yaprakların N, P, K içeriklerine etkisini belirlemektir. Araştırma Manisa ili, Alaşehir ilçesinde Sultani üzüm çeşidinde 2 yıl süreyle gerçekleştirilmiştir. K uygulamaları (O: Kontrol, 1: %1 KNO3, 2: %2 KNO3, 3: %2 KNO3 + %1 NH4H2PO4, %1 KH2PO4) yapraktan meyve tutumundan sonra 15 gün arayla 3 kez yapılmıştır. Uygulamalar her iki yılda yaş üzüm verimini arttırmıştır. Bu artışlar istatistiki açıdan % 5 düzeyinde önemli bulunmuştur. En yüksek artışa, kontrole göre %13 ile %2 KNO3 uygulaması yapılan parsellerde ulaşılmıştır. Ayrıca yaprak örneklerinin K ve P içeriklerinde de istatistikî bakımdan önemli artışlar tespit edilmiştir. En yüksek K içeriğine %2 KNO3, en yüksek P içeriğine ise % 2 KNO3 +% 1 NH4H2PO4+%1 KH2PO4 uygulamaları ile ulaşılmıştır.Item The effect of fungicide application on pollen structure in tomato (Lycopersicon esculentum Mill.) plant(2009) ILKAY OZTÜRK ÇALI; Feyza CandanThe aim of the study was to investigate effect of Agri Fos 400 (400 g/ L Mono and di-potassium phosphanate) which is a fungicide widely used on tomatoes grown in greenhouse on pollen structure of tomato (Lycopersicon esculentum Mill.). The fungicide was applied to tomatoes at recommended dosage (400 mL/ 100 L tap water) by the manufacturing company. Measurements of pollen width-length, pore-crevice width-length and exine-intine layer thicknesses were made using a micrometric ocular. A reduction was observed in the values of fungicide group except for intine layer thickness when compared to the control. On the other hand, the fungicide caused changes on the surface layer of pollen. Papillae seen on the surface layer of pollen was damaged in the fungicide group.Item The effect of activator application on the anatomy, morphology, and viability of Lycopersicon esculentumMill. pollen(2010) ILKAY OZTÜRK ÇALI; Feyza CandanBu çalışmada, sera koşullarında yetiştirilen domates (Lycopersicon esculentum Mill.) bitkisine uygulanan bir activatör olan ACT-2 (K-vitamin grubu)’nin domates poleninin anatomisi, morfolojisi ve canlılığı üzerine etkileri incelenmiştir. Activatör domates bitkilerine üretici firma tarafından önerilen dozda (150 cc/100 L musluk suyu) ve önerilenin iki katı dozda (300 cc/100 L musluk suyu) uygulanmıştır. Polen en-boy, eksin-intin tabaka kalınlığı, por enboy ve yarık en-boy ölçümleri micrometrik oküler kullanılarak yapılmıştır. 150 cc/100 L dozdaki polen en-boy değerleri dışındaki tüm uygulama gruplarının değerlerinde kontrole göre bir azalma gözlenmiştir. Trifenil tetrazolium klorit yoluyla belirlenen polen canlılığı kontrole göre tüm uygulama grubunda doz miktarı arttıkça azalmıştır ve toksik etki 300 cc/100 L dozda daha da belirginleşmiştir. Özellikle fungisit gruplarında buruşuk polen, anormal şekilli polen gibi canlı olmayan polen tipleri gözlenmiştir. Diğer taraftan, activator domates poleninin morfolojik yapısında da değişikliklere neden olmuştur. Subprolat ve suboblat gibi kontrol grubunda gözlenmeyen bazı polen morfolojik yapıları ACT-2’nin 150 cc/100 L dozunun kutupsal görünümlü polenlerinde görülmüştür.Item Organik salata-marul yetiştiriciliğinde Agryl örtü ve bazı gübrelerin verim, kalite, yaprak besin madde içeriği ve toprak verimliliği özelliklerine etkileri(2011) Huseyin Husnu Kayikcioglu; Dilek ANAÇ; Golgen Bahar Oztekin; Hale DUYAR; Yüksel Tüzel; Özlem Gürbüz KILIÇ; DURSUN ESIYOKBu çalışma, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’ne ait organik tarım arazisinde ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde yürütülmüştür. İki farklı yetiştirme sisteminde yapılan 3 farklı organik gübre uygulamasının marul (cv. Yedikule) ile kıvırcık yapraklı salata (cv. Arapsaçı) çeşitlerinde verim, kalite, bitki gelişimi ve toprak verimliliği üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Deneme 2 yetiştirme sistemi [agryl örtü altında (A+) ve açıkta yetiştirme (A-)] 3 gübre uygulaması [Biofarm (B), Biofarm + Humik Asit (BHa) ve Biofarm + Leonardit (BL)] olarak 6 grupta, iki ayrı yıl ve yetiştirme döneminde (2005-ilkbahar ve 2006-sonbahar) faktöriyel düzende yürütülmüştür. Her iki deneme yılında da toplam verim değeri ile ortalama bitki ağırlığı agryl örtü kullanımı ile artmış; kullanılan organik gübreler içerisinde 1. yıl BHa, 2. yıl B uygulaması en yüksek verimi vermiştir. Agryl örtü kullanımının kalite özellikleri üzerine etkisi özellikle bitki boyunda olmuştur. Organik salata ve marullardaki nitrat içeriği sınır değerlerden çok daha düşük bulunmuştur. Agryl örtü ve gübre uygulamalarının yapraklardaki besin element içeriğine önemli bir etkisi olmamıştır. Denemeye alınan gübre uygulamalarının ilk yıl toprağın mikrobiyal biyomas-C’nunu ve organik madde içeriğini arttırdığı saptanmıştır. Sonuç olarak; agryl örtünün verimi artırması, organik gübrelerin ise verim, kalite ve toprak verimliliği üzerine olumlu etkisi nedeniyle organik salata ve marul yetiştiriciliğinde kullanılabileceği ortaya konmuştur.Item Pollen morphology of sections Siphonomorpha and Lasiostemones of the genus Silene from Turkey(2011) Ersin Minareci; Mehmet Yaşar DADANDI; Kemal Yıldız; Ali ÇırpıcıSilene L. (Caryophyllaceae) cinsinin Siphonomorpha Otth, Lasiostemones Boiss., seksiyonlarında yer alan 16 taksonunun polen morfolojisi taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile incelenmiştir. İncelenen taksonların tamamında polen tipi sferoidal, ornemantasyon çoğunlukla mikroekinat-mikroperforat (punktat), fakat Silene viridifl ora L. türünde perforat, strüktür tektat, sadece S. viridifl ora’da semitektat, en fazla por sayısı S. fruticosa L. ve S. viridifl ora’da, en az por sayısı S. gigantea L. subsp. rhodopea (Janka) Greuter ve S. marschallii C.A.Mey.’de, porlar arası uzaklık en fazla S. gigantea subsp. rhodopea’da, en az S. amana Boiss. türündedir. Perforat genişliği en çok S. viridifl ora’da, en dar S. olympica Boiss.’da olduğu tespit edilmiştir. Bu ayrıntılı incelemeler sonucu, önemli taksonomik sorunları olan, bazı Silene türlerinin taksonomik durumları palinolojik bakımdan gözden geçirilmiş ve bunlara ait öneriler getirilmiştir. Genel karekterler gore, en farklı polen yapısına sahip taksonun S. viridifl ora olduğu görülür. Por sayısı ve perforasyon durumuna gore en primitif taksonlar S. olympica, S. gigantea subsp. rhodopea ve S. olympica, en gelişmiş taksonun ise S. viridifl ora olduğu gözlemlenmiştir.Item Farklı hasat zamanlarının Gemlik zeytin (Olea europea L.) çeşidinde meyve ve zeytinyağı kalitesine etkileri(2011) Fatih ŞEN; ESEN KUTLU KUŞAKSIZIu çalışma, farklı hasat zamanlarının meyve ve zeytinyağı kalitesine etkisini 'araştırmak amacıyla 2006 ve 2007 yıllarında, Manisa-AIaşehir bölgesinde, Gemlik zeytin çeşidi üzerinde yürütülmüştür. Meyve örnekleri ilk yıl 2 Ekim, ikinci yıl 19 Eylül tarihinden itibaren, belirli aralıklarla olmak üzere dört farklı zamanda hasat edilmiştir. Hasat edilen meyve örneklerinde; olgunluk indeksi, renk (CIE L*, a*, b*), meyve ağırlığı, et/çekirdek oranı, nem miktarı ve yağ oranı belirlenmiştir. Elde edilen yağ örneklerinde ise, serbest yağ asidi ve yağ asidi komposizyonu saptanmıştır. Zeytin meyvelerinde aranan bir kalite kriteri olan meyve iriliği ve sofralık değerlendirme açısından önemli olan et/çekirdek oranı, üçüncü ve dördüncü hasat zamanında daha yüksek değerlere ulaşmıştır. Hasat zamanı ilerledikçe, meyvenin olgunluk indeksi ve yağ miktarında bir artış, nem miktarında azalış ve rengin yeşilden siyaha döndüğü gözlenmiştir. Serbest yağ asidi olgunluk ilerledikçe hafif bir artış göstermiş, % 1'in çok altında değerler vermiştir. Zeytinin en önemli yağ asidi olan oleik asit olgunlaşma ile değişmemiştir. Hasat zamanın ilerlemesiyle palmitoleik ve linoleik asit artarken, palmitik ve linolenik asit azalmıştır. Bu bölgede Gemlik zeytin çeşidinin sofralık değerlendirme için Kasım ayı sonunda, yağlık değerlendirme içinse Aralık ayında hasat edilmesinin uygun olacağı sonucuna varılmıştır.Item Effects of cooking methods on the anthocyanin levels and antioxidant activity of a local Turkish sweetpotato [ipomoea batatas (l.) lam] cultivar Hatay Kırmızı: Boiling, steaming and frying effects(2012) ÖZLEM TOKUŞOĞLU; Zihin YILDIRIMThe study was conducted on the anthocyanin (TA) level and antioxidant activity (AA) of a local genotype of sweetpotato (Hatay Kirmizi) and heating process effects including boiling, steaming, frying on TA and AA levels. The anthocyanin calibration graph of standard cyanidin-3-glucoside gave linear equation (y= 0.0113x+ 0.0045 ; R2 = 0.9986). Anthocyanin level of sweetpotato Hatay Kirmizi (as cyanidin-3-glucoside (C3G) equivalent) was determined as 11992 ± 15.86 mg/100g) (n=8) (p≤0.05). Anthocyanins were detected as 13767 ± 8.94 mg/100g; 24756 ± 6.70 mg/100g; 6755 ± 10.22 mg/100g in boiled, steamed and fried sweetpotatoes, respectively (n=2) (p≤0.05). The total anthocyanins increased as 1.14 fold after boiling process and increased 3.22 fold after steaming process and decreased 1.78 fold after frying process (p≤0.05). It was determined that steaming process, was the most effective among the heat-treated sweetpotatoes (HTSPs). Antioxidant activities of the HTSPs was 78.76%, 89.67%, 97.92% and 57.89% (as radical inhibition percent), respectively. With using steaming process, radical inhibition percent increased 1.24 fold. Tubers of sweetpotato Hatay Kirmizi can be consumed not only steamed > boiled > fried forms but also can be processed into food products, such as muffins, cookies, biscuits, breakfast foods with longer shelf-life, and improved characteristics. It was proposed that sweetpotato Hatay Kirmizi can be processed into flour and used as a thickener, antioxidant enhancer and color source in industrial powder soups, gravy, extruder snacks, and some bakery products.Item Effects of winter green manuring on organic cucumber production in unheated greenhouse conditions(2013) Özlem KILIÇ GÜRBÜZ; Hale DUYAR; Yüksel Tüzel; Golgen Bahar Oztekin; Zeynep YOLDAS; Dilek ANAÇ; Nilgün MADANLARThe effects of winter green manure crops on organic cucumber production were determined in unheated greenhouse conditions in order to integrate soil building and conservation practices, which are critically important in greenhouse production without crop rotation. The study was conducted between 2006 and 2008 to compare (1) pea (Pisum sativum L.), (2) Italian rye-grass (Lolium multiflorum L.), and (3) common vetch (Vicia sativa L.) as winter green manure plants. These treatments were compared with a control without green manuring (4). All of the plots were divided into halves, and poultry manure was applied as 0 ( PM) and 0.75 kg m 2 (+PM) to each. Cucumber (Cucumis sativus Sardes ) was grown as a spring cycle production after winter green manure plants were incorporated into the soil. Treatments were evaluated in terms of yield, fruit quality parameters such as electrical conductivity, pH, titratable acidity, total soluble solids, and dry weight. Soil fertility and pest/disease incidence were also determined. It was found that cucumber yield varied between 9.7 and 16.3 kg m 2 and between 10.0 and 13.6 kg m 2 in the first and second spring growing seasons, respectively. Green manuring improved the organic matter and nitrogen contents of the soils. Other available nutrients in the soil were also analyzed and found to be sufficient. Additionally, the nutrient status of the cucumber plants was found to be sufficient. Pea and vetch proved to be efficient as winter green manure crops for vegetable production in greenhouses. Poultry manure also produced positive effects, in particular on soil total N content. Therefore, it could be used with green manure crops according to the N content of the soil.Item Manisa ili Sarıgöl İlçesi bağ işletmelerinin yapısal özellikleri ve bazı kültürel işlemlerin uygulanma durumları üzerine bir araştırma(2013) A.Nuray CEBECİ; Hüseyin YENERBu çalışma, yoğun olarak sofralık Sultani çekirdeksiz üzüm üretiminin yapıldığı Manisa’ nın Sarıgöl İlçesindeki bağ işletmelerinin bazı genelözellikleri ve tarımsal uygulamalarının ortaya konulması amacıyla yapılmıştır.Çalışmada, oransal örnek hacim formülü kullanılarak belirlenen 129 bağişletmesinde yapılan anket verileri, aritmetik ortalamalar ve yüzde hesaplamaları ile değerlendirilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, bağ işletme sahiplerinin büyük bir kısmının yaşı 41’in üzerindedir ve eğitim düzeyi düşüktür. Bağcılık yörede aile işletmeciliği şeklinde yapılmaktadır.Bağların büyük kısmı ekonomik ürün verebilecek yaşta olup, tamamı yüksek terbiye sistemlidir. Toprak analizi yaptırma oranı yüksek, bitki analizi yaptırmaoranı düşüktür. Genelde her yıl ticari gübre kullanılmaktadır. Çiftlik gübresi kullanım oranı yüksek, yeşil gübreleme oranı düşüktür. Bölgede zirai ilaç ve hormon yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.Item Seed Germination of Some Crocus Species of Western Anatolia(2013) Ercan ÖZZAMBAK; Levent Şık; Gülden HaspolatÖZ: Bu çalışmada, Batı Anadoludaki Crocus olivieri ssp. balansae, Crocus chrysanthus, Crocus baytopiorum, Crocus pallasii ssp. pallasii gibi bazı doğal Crocus taksonlarının tohum çimlendirme çalışmaları yürütülmüştür. Tohum canlılığı tetrazolium testi ile belirlenmiştir. Tohumların tohum kabuğu, endosperm ve embriyo gibi kısımları stero binokülerde incelenmiştir. Tohumları 5 oCde 4 hafta nemli kumda bekletme, suda ve 200-400 mg/llik GA3 çözeltilerinde 24 saat tutma; torf doldurulmuş viyollere doğrudan ekme çimlenme çalışmalarının ön uygulamalarını oluşturmuştur. Tohumlar, petri kapları içine yerleştirilmiş nemli 2 adet kurutma kâğıdının arasına ekilmiş ve yeterli nemi korunarak 10 oCde tutulmuştur. Crocus baytopiorum tohumları ekimden 25 gün sonra çimlenmiştir. Crocus olivieri ssp. balansae tohumları çimlenmeye 33 gün içinde başlamıştır. Crocus chrysanthus tohumları 37 günde çimlenmiştir. Tohumları doğrudan viyollere ekme uygulamasında çıkışlar ekimden 2 ay sonra olmuştur. Çıkış oranları Crocus olivieri ssp. balansaede %14; Crocus chrysanthusta % 82,5; Crocus baytopiorumda % 73,8 ve Crocus pallasii ssp. pallasiide % 73,5 olarak belirlenmiştir. In vitro koşullarda tohumlar bitki büyümeyi düzenleyici içermeyen MS ortamına tohumların 24 saat 250 ve 500 mg/L GA3 çözeltilerinde bekletildiği ön uygulamalardan sonra ekilmiştir. Çimlenme oranı 500 mg/L GA3 ön uygulamasında 250 mg/L GA3 ön uygulamasından daha yüksek bulunmuştur. In vitro tohum çimlenmesi ekimden 8 ay sonra başlamış ve oranlar Crocus olivieri ssp. balansaede % 25; Crocus chrysanthusta %9,5; Crocus baytopiorumda % 80 ve Crocus pallasii ssp. pallasiide % 90 olarak belirlenmiştir.Item Topraktan ve Yapraktan Çinko Uygulamalarının Marul (Lactuca sativa L.) Bitkisinin Gelişmesi ve Bazı Mineral Madde Kapsamı Üzerine Etkisi1(2013) BÜLENT YAĞMUR; Şenay AydınSon yıllarda birçok kültür bitkisinde çinko eksikliğini gösteren belirtiler artmıştır. Bu bitkiler arasında özellikle marul (Lactuca sativa L.) çinko eksikliğine çok duyarlı bir sebze türüdür. Bu nedenle marul bitkisinin vejetatif büyüme ve gelişme özellikleri ile bazı mineral madde kapsamı üzerinde çinko uygulamalarının etkisini saptamak amacıyla bu araştırma gerçekleştirilmiştir. Saksı denemesi olarak yürütülen araştırmada, Zn; çinko sülfat (ZnSO4.7H2O) formunda topraktan (ZnTo=0; ZnT1=10ppm; ZnT2=20ppm; ZnT3=30 ppm) ve yapraktan (ZnYo=0; ZnY1= %0,10; ZnY2=%0.20; ZnY3=%0,30) üç kez uygulama yapılmıştır. Sonuç olarak bazı vejetatif gelişme parametreleri (baş boyu, kullanılabilir yaprak sayısı, bitkide yaş ve kuru ağırlık) ve yaprağın N, P, K ve Zn içerikleri bakımından uygulamalar arasında önemli farklılıklar bulunmuştur. Her iki uygulamada da marul bitkisinin gelişme parametrelerine ve Zn içeriğine ZnT2, Zn Y2 seviyeleri ve N ile K içeriği açısından ise ZnT1, ZnY1 seviyeleri önerilebilir.Item Manisa ilinde bitkisel ürünler ihracatında karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri(2013) Şener UysalTürkiye yıllık ihracat değeri son 10 yılda yaklaşık dört kat artarak 152 milyar dolara ulaşmıştır. Aynı dönemde Manisa ilinin yıllık ihracat değeri ise 10 kattan fazla artarak 4 milyar doların üzerine ulaşmıştır. İlde bulunan 429 ihracatçı firmanın büyük çoğunluğu, tarımsal ürünler işleyen firmalar, beyaz eşya ve elektronik malzeme üreten firmalardır. Araştırmanın amacı, “Manisa ilinde bitkisel ürünlerin ihracatında karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri nelerdir?” problemine cevap aramaktır. Bunun için ürünleri işleyen işletmelerin ve ihracatını gerçekleştiren firmaların yetkilileri ile ihracat işlemlerinde görev alan kamu personelinden oluşan 51 kişinin görüşlerine başvurulmuştur. Araştırmada verilerin elde edilmesinde sıralı derecelendirme (ölçekleme) tekniği ile yapılandırılmış anket ve görüşme tekniği kullanılmıştır. İhracatla ilgili yetkililerin düşünceleri belirlenmiş, bitkisel ürünlerin ihracatında karşılaşılan sorunlara çözüm önerileri getirilmiştir.Item Manisa’da üzüm üretimi ve pazarlaması (1960–1970)(2013) İbrahim İNCİManisa, Ege Bölgesi’nde olduğu gibi Türkiye’de de bağcılığın en yaygın olduğu illerin başında gelmektedir. Diğer bölgelerde sofralık ve şaraplık üzüm yetiştirilmesine karşılık Manisa yöresinde kurutmalık çekirdeksiz üzüm yetiştirilir. İncelenen dönemde, Türkiye’nin geleneksel ihracat ürününü oluşturan çekirdeksiz kuru üzüm yörenin en önemli zenginlik kaynaklarından biriydi. Ege Bölgesi’nde yetiştirilen çekirdeksiz kuru üzümün çok büyük bir kısmını Manisa üretmekteydi. 1960’larda Türkiye dünyanın en önemli kuru üzüm dış satıcılarından biri olduğundan, Manisa bu ürünün dünya çapında üretiminin yapıldığı bir merkez durumundaydı. Ancak, verim düzeyi dünyanın birçok üzüm üreticisi ülkesinden düşüktü. Dünya piyasalarında tutunabilmek verimi artırmaya ve üretim maliyetlerini düşürmeye bağlıydı. Bunun için geleneksel sistem bağcılık yerine verim artışı sağlayan yüksek sisteme geçilmeye başlanmıştır. Üreticinin üzümünü değeriyle pazarlayabilmesi için devlet, TARİŞ aracılığıyla destekleme alımları yapmıştır. Destekleme alımları sayesinde üzümün bol olduğu ve ihracat tıkanıklarının yaşandığı yıllarda ürün arzının sürekliliği sağlanabilmiştir.