Browsing by Subject "Bitki Bilimleri"
Now showing 1 - 20 of 32
Results Per Page
Sort Options
Item Bilecik-Pazaryeri yöresi şerbetçiotu plantasyonlarının beslenme durumu(2005) Hakan ÇAKICI; Hüseyin YENER; Şenay AydınBu çalışma şerbetçiotu yetiştiriciliğinin yoğun bir şekilde yapıldığı Bilecik ili Pazaryeri ilçesi ve çevresinde yürütülmüştür. Çalışma materyalini yöreyi temsil edecek şekilde seçilen 31 şerbetçiotu plantasyonundan alman toprak ve yaprak örnekleri oluşturmuştur. Toprak örneklerinde bazı fiziksel ve kimyasal analizler (pH, toplam tuz, CaCO3, organik madde, bünye, N, P, K, Ca ve Mg) yaprak örneklerinde de makro besin element (N, P, K, Ca ve Mg) analizleri yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, plantasyonların %19.4'ünde N, %35.5'inde P, %45'2'sinde K ve %3 8.7'sinde Ca ile beslenme açısından yetersizlik olabileceği belirlenmiştir.Item Bağda yapraktan demir (Fe) uygulamalarının yaprak besin element içeriklerine etkisi(2005) BÜLENT YAĞMUR; Şenay Aydın; harun çobanEge bölgesinde bağcılığın büyük bir potansiyel oluşturduğu Manisa ilinin Alaşehir yöresinde yapılan incelemeler sonucunda Fe noksanlığı belirlenmiştir. Tesadüf blokları deneme desenine göre kurulan denemede Fe uygulamaları Fetrilon-13 şelat formunda yapraktan 4 farklı seviyede 3 farklı dönemde uygulanmıştır. Genelde kontrole göre demir uygulamalarının yaprak aya ve sapının besin elementi içerikleri üzerine olumlu yönde etkiler yaptığı belirlenmiştir. Yapraktan Fe uygulamalarına bağlı olarak yaprağın toplam Fe ve yaprak ayasının aktif Fe içeriklerinin de arttığı saptanmıştır.Item A study on the herbage yield and its components of different maize (Zea mays L.) cultivars under irrigated conditions of Manisa(2005) Esen KUŞAKSIZ; TAMER KUSAKSIZThis research was conducted at Alaşehir county of Manisa province in the western Turkey in 2003 and 2004. The varieties tested are Maverick, Brasco, C-955, Dracma, Doge, Tietar and Vero. Significant differences were found among the varieties for plant height, number of green leaves per plant, stem diameter, dry matter content(%), dry matter yield and herbage yield. Plant height of maize genotypes varied between 155.18 and 206.75 cm; number of green leaves per plant between 10.9 and 13.6; stem diameter between 2.06 and 2.38 cm; dry matter(%) between 27.60 and 35.01; dry matter yield between 16.27 and 23.14 t ha-1 ; herbage yield between 55.98 t ha-1 and 72.97 t ha-1. It was concluded that C-955 cultivar was superior to other cultivars for dry matter yield and herbage yield.Item Bağda yapraktan $KNO_3$ uygulamalarının yapraktaki besin element içeriklerine etkisi(2005) harun çoban; BÜLENT YAĞMUR; Şenay AydınBağcılıkta potasyumlu gübreleme kaliteli bir üretim için çok önemlidir. Yapılan araştırmalar sonucunda, Ege Bölgesi özellikle Alaşehir yöresinde bağ alanlarının büyük bir kısmında (%50) potasyumlu gübrelemeye ihtiyaç duyulduğu ve K'lu gübrelemenin bilinçsizce yapraktan yapıldığı belirlenmiştir. Bununla birlikte son yıllarda yaprak analizleri, toprak analizleri yanında bağların beslenme durumunun saptanmasında en çok uygulanan bir yöntem olmuştur. Bu nedenle bu araştırma, Sultani Çekirdeksiz üzüm üretiminde önemli bir potansiyele sahip olan Manisa-Alaşehir yöresinde yapraktan farklı dozlarda K uygulamalarının yaprak ayası ve yaprak sapının besin elementi içerikleri (N,P,K,Ca,Mg,Fe,Zn,Mn ve Cu) üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Denemede dört tekerrürlü olarak $KNO_3$ uygulamaları yapraktan (0-%0.5-%1.0-%1.5-%2.0 ) uygulanmıştır. Genelde potasyum nitrat $(KNO_3)$ uygulamaları kontrole göre yaprak ayası ve yaprak sapındaki N,P ve K kapsamları üzerinde olumlu yönde etkiler yapmıştır. Yaprak ayası ve yaprak sapında en fazla N, P ve K içerikleri en yüksek KNO3 uygulamasından (%2) elde edilmiştir. Yaprak sapının Mg içeriği ise artan K uygulamalarından olumsuz yönde etkilenmiştir. Potasyum nitrat $(KNO_3)$ uygulamalarının yaprak ayasındaki Zn, yaprak sapındaki Mn ve Cu içerikleri dışındaki diğer mikro element içerikleri üzerinde de önemli düzeyde etkiler yaptığı saptanmıştır. Mikro elementler içerisinde sadece yaprak ayasının Cu içeriğinde kontrole göre önemli düzeyde artış sağlanmıştır.Item Bağda yapraktan Zn uygulamalarının yapraktaki besin element içeriklerine etkisi(2005) harun çoban; BÜLENT YAĞMUR; NILGÜN SAATÇI MORDOGAN; Şenay AydınBu araştırma, Alaşehir'de yuvarlak çekirdeksiz üzüm çeşidinde yapraktan farklı dozlardaki çinko uygulamalarınm tane tutumu ve ben düşme dönemlerinde yaprak aya ve sapının makro ve mikro besin element (N, P, K, Ca, Mg, Fe, Zn, Mn, Cu) içerikleri üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Böylece bitkinin beslenme durumu ortaya konarak incelenen besin elementleri açısından Zn'nun yapraktan en uygun uygulanacağı dönem ve etkisi ortaya konacaktır. Deneme dört tekerrürlü olarak, Zn uygulamaları $ZnSO_4 7H_2O$ formunda yapraktan (% 0-0.025-0.05-0.10) 3 kez uygulanmıştır. Yapılan bu uygulamaların ben düşme ve tane tutumu dönemlerinde yaprağın aya ve sapının makro ve mikro element içerikleri üzerine önemli etkiler yaptığı saptanmıştır. Yaprağın aya ve sapının N, P, Ca, Mg, Fe içerikleri ile yaprak ayasmm Mn ve Cu içerikleri ben düşme döneminde tane tutumu dönemine göre daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca, yapraktan artan dozda Zn uygulamaları hem ayada hem de sapta ortalama toplam N ile P, K, Ca, Mg, Fe ve Zn içeriklerine ve ayada Cu ile Mn içeriklerini olumlu yönde etkilemiştir.Item Çanakkale' de çimento tozlarının bazı bitkilere ve topraklara etkileri(2006) TUNCAY DEMİRER; ERSİN KARABACAK; İsmet UYSAL; NURAY MÜCELLA MÜFTÜOĞLU; Tülay TÜTENOCAKLISanayileşmeye paralel olarak çevrenin çeşitli yönlerde etkilendiği bilinmektedir. Özellikle sanayi atıklarının arıtma sisteminden geçirilmeden doğaya bırakılması önemli kirlilik nedeni olarak ortaya çıkmaktadır. Arıtma sistemlerinin maliyetinin yüksek olması ve ürünlere yansıması çevreyi korumada önemli engellerdendir. Her türlü sanayi tesisinin ürettiği katı, sıvı ve gaz atıklar doğada ya da doğrudan değişime uğrayarak zararlı etkisini arttırmaktadır. Çanakkale’de sanayi tesisi olan Çimento Fabrikası (AKÇANSA) arıtma ünitesine sahip olmasına rağmen üretim sırasında çevreye toz atıklar bırakmakta ve çevre sorunlarına neden olmaktadır. Bu araştırmada çimento baca tozlarının fabrikanın çevresinde topraktaki, kültür ve doğal bitkilerdeki etkileri belirlenmiştir. Bu amaçla fabrika çevresindeki zeytin yaprağı, Poaceae familyası bitkiler ve onların topraklarındaki kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum ve demir elementi miktarları belirlenmiştir. Kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum ve demir elementlerinin miktarları fabrikanın güney yönünde kuzey yönüne göre, sonbahar mevsiminde ilkbahar mevsimine göre daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca toprak örneklerindeki Ca ve K değerlerinin bölge ortalamasının üzerinde olduğu, gerek bitki gerekse toprak örneklerindeki Na değerlerinin bölgeden alınan örneklerin ortalama değerlerinin çok üzerinde olduğu, bitki örneklerindeki Fe değerlerinin bölgeden alınan bitki örneklerindeki ortalama değerlerin üzerinde yer aldığı belirlenmiştir.Item Kuru ve sulu koşullarda yetiştirilen buğdayın bazı agronomik ve kalite özellikelrinin direkt seleksiyona karşı indirekt seleksiyon etkinliği(2006) Ali ERKUL; Süer YÜCE; Muzaffer TOSUN; Hatice EGESulu koşullar için buğday genotiplerini geliştirmede sulu koşullarda direkt seleksiyon ya da kuru koşullarda indirekt seleksiyon ile seçim yapılması hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Bu iki ıslah yaklaşımının nisbi etkinliği, sulu ve kuru koşullar arasındaki genetik korelasyona ve her bir çevredeki kalıtım derecelerine bağlıdır. Sulu ve kuru koşullardaki kalıtım dereceleri, bu iki çevre arasındaki genetik korelasyon ve direkt seleksiyona karşı bağıntılı tepki oranları buğdaydaki bazı agronomik ve kalite özellikler için hesaplanmıştır.Çalışmada sulu koşullardaki yetiştirilecek buğday için, tane verimi, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı, m2’de başak sayısı, protein oranı, sedimentasyon, düşme sayısı, kuru gluten ve gluten indeksi değerleri için sulu koşullarda direkt seleksiyon yapılması gerektiği saptanmıştır. Ayrıca, bitki boyu, başak boyu, başakta başakçık sayısı, bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı ve başaklanma gün sayısı özellikleri için kuru koşullardaki indirekt seleksiyonun yeterli olabileceği sonucuna varılmıştır.Item Avdal köyü (Manisa) florası(2006) Levent Şık; Dilek SariBu çalışma 2002-2003 yılları arasında Batı Anadolu’da Manisa iline bağlı Avdal kö-yünün florasını tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Çalışma sonucu araştırma alanından 70 familyaya ait toplam 448 vasküler bitki taksonu belirlenmiştir. Bu taksonların fitocoğrafik bölgelere göre dağılımı şöyledir: Akdeniz %31, Avrupa-Sibirya %3.4 ve İran-Turan %0.9’dur. Bölgede endemizm oranı %2.2’dir. Araştırma alanında en çok türü bulunan familyalar sırasıyla Fabaceae (%15.2, 68 tür), Asteraceae (%11.6, 52 tür), Poaceae (%7.8, 35 tür), Brassicaceae (%5.6, 25 tür), Lamiaceae (%5.6, 25 tür)’dir.Item Dumanlıdağ (Menemen-İzmir) florası(2008) N. Gökçen DİKİCİOĞLU; Levent IŞIKBu çalışma, 2003-2005 yılları arasında Batı Anadolu’da İzmir’in Menemen ilçesine bağlı Dumanlıdağın (1092 m) florasını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma sonucunda araştırma alanında 65 familya ve 233 cinse ait 258 tür belirlenmiştir. Bu türlerin % 27’si Akdeniz, % 2.6’sı Avrupa-Sibirya ve % 0.89’u İran-Turan flora bölgesi elementidir. Bölgedeki endemizm oranı % 1.18’dir. Araştırma alanında en çok takson içeren familyalar sırasıyla Fabaceae, Asteraceae, Poaceae, Rosaceae, Apiaceae, Lamiaceae, Brassicaceae, Boraginaceae, Scrophulariaceae, Caryophyllaceae’dir.Item Yapraktan potasyum (K) uygulamalarının Sultani çekirdeksiz (Vitis vinifera L.) üzüm çeşidinde üzüm verimi ve yaprakların N, P, K içerikleri üzerine etkisi(2008) harun çoban; Hakan ÇAKICI; Hüseyin YENERBu çalışmanın amacı, farklı K’lu gübrelerin ve dozlarının bağlarda verim ve yaprakların N, P, K içeriklerine etkisini belirlemektir. Araştırma Manisa ili, Alaşehir ilçesinde Sultani üzüm çeşidinde 2 yıl süreyle gerçekleştirilmiştir. K uygulamaları (O: Kontrol, 1: %1 KNO3, 2: %2 KNO3, 3: %2 KNO3 + %1 NH4H2PO4, %1 KH2PO4) yapraktan meyve tutumundan sonra 15 gün arayla 3 kez yapılmıştır. Uygulamalar her iki yılda yaş üzüm verimini arttırmıştır. Bu artışlar istatistiki açıdan % 5 düzeyinde önemli bulunmuştur. En yüksek artışa, kontrole göre %13 ile %2 KNO3 uygulaması yapılan parsellerde ulaşılmıştır. Ayrıca yaprak örneklerinin K ve P içeriklerinde de istatistikî bakımdan önemli artışlar tespit edilmiştir. En yüksek K içeriğine %2 KNO3, en yüksek P içeriğine ise % 2 KNO3 +% 1 NH4H2PO4+%1 KH2PO4 uygulamaları ile ulaşılmıştır.Item The effect of fungicide application on pollen structure in tomato (Lycopersicon esculentum Mill.) plant(2009) ILKAY OZTÜRK ÇALI; Feyza CandanThe aim of the study was to investigate effect of Agri Fos 400 (400 g/ L Mono and di-potassium phosphanate) which is a fungicide widely used on tomatoes grown in greenhouse on pollen structure of tomato (Lycopersicon esculentum Mill.). The fungicide was applied to tomatoes at recommended dosage (400 mL/ 100 L tap water) by the manufacturing company. Measurements of pollen width-length, pore-crevice width-length and exine-intine layer thicknesses were made using a micrometric ocular. A reduction was observed in the values of fungicide group except for intine layer thickness when compared to the control. On the other hand, the fungicide caused changes on the surface layer of pollen. Papillae seen on the surface layer of pollen was damaged in the fungicide group.Item Application of a new illustration technique in plant systematics: composite images of two autumn flowering Crocus L. (Iridaceae) taxa from series biflori in Turkey(2009) Levent Şık; Orhan KÜÇÜKER; Osman ErolIn this study, composite images of two rare and endemic Crocus taxa, C. biflorus Miller subsp. nerimaniae(Yüzb.) Kerndorff & Pasche and C. biflorus Miller subsp. wattiorum B.Mathew were depicted with a newillustration method application in plant systematics.Item Triticum dicoccoides ile Triticum durum melezlerinin $F_4$ neslinde ve ebeveynlerinde RAPD yöntemiyle genotip relirlenmesi(2009) BURCU ÇETIN; Süer YÜCEBuğday insan beslenmesinde önemli bir bileşendir. Bu nedenle buğdayın kalite ve kantitesini artırmak için birçok ıslah çalışması yapılmaktadır. Bugün genotipik yapıların gözlemini mümkün kılan çeşitli moleküler markörler kullanımdadır. Bu araştırmada, makarnalık buğday (Triticum durum) ve yabani buğday (Triticum dicoccoides) ekonomik beslenme ve yüksek protein içeriği açısından önemleri nedeniyle kullanıldı ve bu türlerin hibritleri RAPD markırları kullanılarak analiz edildi. Yirmi RAPD primerinin ön analiz sonuçlarına dayalı olarak önemli bantlar veren 6 primer (OPA-02, OPA-04, OPA-06, OPB-03, OPB-04, OPB-05) genetik polimorfizmi ve genotipleri belirlemek için seçilip kullanıldı. Elektroforetik bantlar Kluster yöntemine göre (jump) analiz edildi. Türler arasındaki genotip uzaklıklar dendogramlarla belirlendi. Araştırma sonucunda, Triticum dicoccoides’ in diğer kültür ebeveynleri ve melez döllerinden ayrı bir grup oluşturduğu gözlendi. Bu veriler gelecek ıslah çalışmaları için bir temel oluşturmaktadır.Item Strength of wheat and barley stems and design of new beam/columns(2010) Feyza Candan; Mehmet PAKDEMİRLİ; Gözde DEĞER; Selda AKGÜN; Hakan BAYACIIn this study, physical and mechanical properties of wheat and barley stems are examined. Transverse sections of the stems are magnified by a microscope and the material structure in the transverse sections are analysed with image processing programs. Geometric properties such as inner, outer radius, stem wall thickness and density variation of the material along the radius are measured and density variations are approximated by a mathematical model. Moment of inertia of the cross-sectional area which plays a vital role in resistance against bending and buckling is calculated approximately. Using the material density variations of the wheat (Triticum sativum L.) stems, new beam/columns are designed. Stress distributions in this new design and conventional designs of equivalent weight are compared using ANSYS program. It is found that stresses are more uniformly distributed in the new design with maximum stresses being lower than the conventional designs.Item Adaptability of some new maize(Zea mays L.) cultivars for silage production as main crop in mediterranean environment(2010) TAMER KUSAKSIZThis research was carried out to determine the adaptability cultivars for silage production as main crop. The experiment was conducted at Alasehir county of Manisa province in western Turkey in 2006 and 2007. The varieties tested are Varenne, C-955, AG-92150, AG-92149, DKC-6022, MF-714, Tietar, AG-92148, Mitic, DKC-6610, DKC- 6842, Ada-523, Goldavid, Doge and Vero. Significant differences were detected among the varieties for plant height, number of green leaves per plant, stem diameter, dry matter content(%), dry matter yield and herbage yield traits. Average plant height of maize genotypes varied between 173.6 and 238.3 cm; number of green leaves per plant between 10.8 and 14.1; stem diameter between 2.0 and 2.5 cm; dry matter (%) between 34.28 and 53.70; dry matter yield between 20.95 and 38.54 t $ha^ {-1}$; herbage yield between 39.02 t $ha^ {-1}$ and 82.45 t $ha^ {-1}$. We concluded that C-955, Goldavid, Mitic and AG-92150 cultivars were superior than other cultivars for herbage and dry matter yield traits, respectively.Item A study on the determination of genotypic variation for seed yield and its utilization through selection in durum wheat (Triticum durum Desf.) mutant populations(2010) TAMER KUSAKSIZ; Şahin DEREThe effect of gamma irradiation on three spring durum wheat cultivars namely Salihli-92, Ege-88 and Gediz-75 were studied. Various doses of gamma irradiation i.e (0-150-300 Gy) were applied to dry seed. The mutated populations were grown at two locations (Bornova and Alasehir) in the 2003-2004 and 2004-2005 growing seasons. A total of 100 single plants were selected from each mutant and control populations in the 2003-2004 growing season. Twenty five percent selection pressure was applied. The progeny rows of the selected mutant plants were grown at two locations in the 2004-2005 growing season. A second stage selection was applied in each progeny population and selected mutant lines were advanced to the micro yield testing. Genetic advance at each stage of selection was estimated for single plant yield, and expected progeny means for plot yield was estimated. In certain mutant populations, heritability and phenotypic standard deviation values, genetic gains were higher than those of control population. The progeny means of the certain mutant populations were also higher when compared to control population.Item Taxonomy of Campanula tomentosa Lam. and C. vardariana Bocquet from Turkey(2010) Kemal Yıldız; emine alçıtepeÖnemli taksonomik problemleri bulunan Quinqueloculares (Boiss.) Phitos seksiyonundan C. tomentosa Lam. ile C. vardariana Bocquet türleri tekrar gözden geçirilmiştir. Bu iki tür morfolojik, yaprak yüzeyi anatomisi ve palinolojik özellikleri bakımından detaylı bir şekilde incelenmiştir. Bitkilerin morfolojik karakterleri olarak genel yapısı, yaprakların şekli, kaliks, korolla, stamen, pistil ve mikromorfolojik tohum özellikleri ve polen çap, por çap, spinül ölçüsü ve sayısı, ornemantasyon gibi palinolojik karakterleri incelenmiş ve tartışılmıştır. Bu çalışmalardan elde edilen verilere göre yeniden yaptığımız tür tayin anahtarı verilmiştir. Bu kapsamlı çalışmadan sonra, C. tomentosa ve C. vardariana’nın Türkiye Florası’nda belirtilen taksonomik sorunları çözülmüş ve farklı türler olduğu doğrulanmıştır.Item Determination of sweetpotato [Ipomoea batatas (l.) lam.] genotypes suitable to the Aegean Region of Turkey(2011) Zihin YILDIRIM; ÖZLEM TOKUŞOĞLU; Gülsüm ÖZTÜRKA total of ten sweetpotato genotypes were grown in a field trial in 2003 and 2004 and certain agronomical and quality characteristics were determined. Local variety Hatay Kirmizi (Hatay Red) was selected as suitable to the Aegean Region for storage root number (7.7) and storage root yield (8.1 tons /ha ) as well as acceptable quality characteristics: dry matter content: 41.8 %; sugar content: 2229.3 mg /kg; ßeta carotene 7.03 mg/100 g; vitamin A: 11716.3 IU; vitamin C: 38.6 Mg /100 g. Another introduced variety Regal was also selected for yield (6.6 ton /ha) and starch content (31.1 g/100 g), ßeta carotene (7.04 mg /100 g) and vitamin A (11745 IU) for the Aegean Region.Item Pollen morphology of sections Siphonomorpha and Lasiostemones of the genus Silene from Turkey(2011) Ersin Minareci; Mehmet Yaşar DADANDI; Kemal Yıldız; Ali ÇırpıcıSilene L. (Caryophyllaceae) cinsinin Siphonomorpha Otth, Lasiostemones Boiss., seksiyonlarında yer alan 16 taksonunun polen morfolojisi taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile incelenmiştir. İncelenen taksonların tamamında polen tipi sferoidal, ornemantasyon çoğunlukla mikroekinat-mikroperforat (punktat), fakat Silene viridifl ora L. türünde perforat, strüktür tektat, sadece S. viridifl ora’da semitektat, en fazla por sayısı S. fruticosa L. ve S. viridifl ora’da, en az por sayısı S. gigantea L. subsp. rhodopea (Janka) Greuter ve S. marschallii C.A.Mey.’de, porlar arası uzaklık en fazla S. gigantea subsp. rhodopea’da, en az S. amana Boiss. türündedir. Perforat genişliği en çok S. viridifl ora’da, en dar S. olympica Boiss.’da olduğu tespit edilmiştir. Bu ayrıntılı incelemeler sonucu, önemli taksonomik sorunları olan, bazı Silene türlerinin taksonomik durumları palinolojik bakımdan gözden geçirilmiş ve bunlara ait öneriler getirilmiştir. Genel karekterler gore, en farklı polen yapısına sahip taksonun S. viridifl ora olduğu görülür. Por sayısı ve perforasyon durumuna gore en primitif taksonlar S. olympica, S. gigantea subsp. rhodopea ve S. olympica, en gelişmiş taksonun ise S. viridifl ora olduğu gözlemlenmiştir.Item Scilla bifolia L. (Liliaceae) üzerinde morfolojik ve anatomik bir inceleme(2011) emine alçıtepe; canan özdemirÇalışmada Scilla bifolia L. türünün morfolojik ve anatomik özellikleri incelenmiştir. Sonuçlar dahaönce yapılan çalışmalarla karşılaştırılmıştır. Bitkinin morfolojik ölçümlerinin Türkiye Florası ile bazıfarklılıklar gösterdiği belirlenmiştir. Türün kök ve skapa enine kesitleri tipik monokotil özellikgöstermekle birlikte skapada iletim demetleri dağınık olmayıp, düzgün sıralanmı tek halka şeklindedir.Sistematik öneme sahip olan rafit kristalleri, kök ve yaprakta gözlenirken, skapada rastlanmamıtır.