Browsing by Subject "Deniz ve Tatlı Su Biyolojisi"
Now showing 1 - 18 of 18
Results Per Page
Sort Options
Item Reproductive biology of the common cuttlefish Sepia officinalis L. (Sepiida: Cephalopoda) in the Aegean Sea(2005) MUSTAFA BAHADIR ÖNSOY; Mehmet Alp SALMANYaygın mürekkep balığı (Sepia officinalis), cephalopoda sınıfının ekonomik türlerinden biri olarak bilinmektedir. Bu çalışmada Ekim 2000 - Nisan 2002 tarihleri arasında Ege Denizi'ndeki Homa lagünü çevresinden 674 adet mürekkep balığı aylık olarak örneklenmiştir. S. officinalis türünün yumurtlama mevsimini ve üreme davranışlarını belirlemek amacıyla, her iki cinsiyetin gonad safhaları ve mevsimsel gonadosomatik indeks değerleri belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre S. officinalis'm üreme periyodunun tüm yılı kapsadığı Mart ve Haziran aylarında iki maksimum pik oluşturduğu tespit edilmiştir.Item Karşıyaka Yat Limanı (İzmir İç Körfezi) fitoplankton'unda görülen zamana bağlı değişimlerin araştırılması(2006) HİLAL AYDIN; SERKAN KÜKRERBu araştırmanın başlıca amacı, İzmir Körfezi’nde Karşıyaka Yat Limanı istasyonunda (38° 26' 92'' N ve 27° 06' 47'' E) 2003-2004 yılları arasında zamana bağlı olarak fitoplankton türlerinin kompozisyonunun ve fizikokimyasal ortam parametrelerindeki değişimlerin araştırılmasıdır. Bu bağlamda haftalık olarak günün aynı saatlerinde 0.5 m derinlikten yüzey suyu örnekleri alındı. Alınan su örneklerinde fizikokimyasal parametrelere ait en düşük ve en yüksek değerler sırasıyla, amonyum 0,06 - 40.72 μg-at $NH_{-4}-N$, nitrat 0.191 -24.86 μg-at $NO_{-3}-Nl^{-1}$ , nitrit (bulunma limitinin altında) - 25.9 μg-at $NO_{-2} -N$ , fosfat 0.87 -17.58 $PO_4^{-3} - P l^{-1}$, silikat 0.78 -48.6 μg-at Si $l^{-1}$, çözünmüş oksijen 4.51 -12.7 mg $l^{-1}$, deniz suyu sıcaklığı 8.8 C°-27.6 C°, klorofil-a 0.004 -3.93 μg $l^{-1}$, pH, 7.46-8.45, tuzluluk %o 35.97-%o42.85, seki derinliği 1.0 -7.0 metre ölçülmüştür. Örneklemeler sonucunda Bacillariophyceae, Dinophyceaea, Euglenophyceae ve Dictyochophyceae sınıflarına ait örnekler saptanmıştır. Fitoplankton kompozisyonuna bakıldığında Dinophyceae ve Bacillariophyceae sınıfının tür ve birey sayısı bakımından öteki sınıflara baskın olduğu belirlenmiştir. Tür sayısı bazında bu iki baskın sınıf arasında büyük farklılıklar bulunmazken, hücre sayısı bakımından diyatomların üstün olduğu gözlenmiştir. Ocak ve şubat aylarında göreceli olarak az sayıda bulunan diyatom ve dinoflagellatlar mart ayıyla birlikte sayılarını hızla arttırarak ilkbahardan yaz ortalarına kadar en yüksek seviyelerinde bulunmuşlardır.Item Dem Limanında (Çandarlı Körfezi, Ege Denizi) fitoplankton populasyon dinamiği üzerine araştırmalar(2006) Hilal Aydın GENÇAY; Baha BÜYÜKIŞIKBu çalışmada, Dem Limanında (Çandarlı Körfezi) balık üretme çiftliklerinin atık sularını bıraktıkları bölge yakınındaki iki istasyonda su kalitesi parametreleri ile fitoplankton topluluklarının yıl boyunca değişiminin incelenmesi amaçlandı.Bu bölgede ilk defa yapılan araştırmada seçilen istasyonlarda kuluçkahaneye giren ve çıkan deniz suyunda yaklaşık 15 günlük aralıklarla bir yıl boyunca (Aralık, 1994-1995) su örnekleri alındı. Su kalitesini belirlemek amacıyla nutrientler nitrat, nitrit, amonyum, silikat, fosfat ve diğer fiziko-kimyasal parametreler Chla, P.O.C. Feopigment, pH, sıcaklık, tuzluluk ve ışık şiddeti ölçüldü.Nutrient konsantrasyonları düşük olarak saptandı.Bu parametrelerin fitoplankton populasyon dinamiği üzerine etkileri belirlenmeye çalışıldı.Item İzmir körfezinde yaşayan kaya balıklarında (gobius niger) solungaç dokusunda oluşabilecek toksit etkinin ışık mikroskobik incelenmesi(2007) Selma KATALAY; E. MİNARECİ; İ. TUĞLUAmaç: Sudaki kirleticiler gelisim sırasında birikim yolu ile doku hasarı olusturarak doğa insan ve hayvan sağlığı üremesi için tehdit olusturmaktadır. Çalısmada, Đzmir körfezinden toplanan indikatör Gobius balıklarında histopatolojik çalısma ile toksisitenin solungaç dokusundaki etkisinin arastırlması ve beslenme yolu ile sıçanlara olan yansıması amaçlanmıstır. Gereç ve Yöntem: Kirliliğinin çevre sağlığına olan etkilerini belirlememek için Đzmir körfezinin temiz ve kirli bölgeleri olarak farklı iki bölgesinden toplanan kaya balıklarının (Gobius niger) solungaç dokuları çıkarılarak formaldehit fiksasyonunu takiben parafin bloklandı ve alınan kesitler hematoksilen – eosin ile boyandı. Disseksiyon mikroskobu ile makroskobik, ısık mikroskobu ile histolojik görüntüler bilgisayar ortamına aktarılarak, skorlama ve morfometrik analizleri yapıldı. Balıklar öğütülerek sıçanların sularına karıstırılıp, gebe kalma, doğurma ve doğan yavruların 3 aylık büyümeleri izlendi. Bulgular: Toksik etkiden en fazla etkilenmesi beklenen solungaçların, minimal düzeyde epitel ve lameller hasar gösterdiği yapısal değisiklikler, eğer teknik nedenlerle olusmadı iseler temizlenmekte olan Đzmir körfezinde hala kirliliğin varlığına isaret edebilir. Bu balıklarla beslenen sıçanların gebe kalmalarında, gelismelerinde, doğan yavruların gelisimlerinde, ergenliğinde ve üreme yeteneklerinde hiçbir patoloji saptanmaması bu kirliliğin önemi olmadığını göstermektedir. Sonuç: Solungaç dokusu incelenen balıklarda toksik etkinin minimal değisiklikler olarak gözlenmesi hala çevre kirliliğinin varlığına isaret etmekte, sediment örnekleri ve dokuda toksik madde birikimi verileri ile doğrulanması gerekmektedir. Bu balıklarla beslenmis sıçanlarda hem gebelikte hem de gelisimde patolojiye rastlanmaması, balıkta saptanan minimal toksik etkinin insan sağlığına tehdit olusturmadığını düsündürmektedir. Bu tür çalısmaların daha ileri tekniklerle gelistirilmesi, çevre kirliliğinin biyolojik canlılara ve beslenmede oynadığı rol nedeniyle insan sağlığına etkilerinin anlasılmasına büyük yararlar sağlayacaktır.Item Seasonal fluctuations in the zooplankton composition of a eutrophic lake: Lake Marmara (Manisa, Turkey)(2007) Mehmet Borga ERGÖNÜL; Ahmet ALTINDAĞ; Şükran YILDIZMarmara Gölü'nün zooplankton faunasındaki mevsimsel değişmeler 2001 Bahar ve 2002 Kış arasında incelendi. Toplam 41 zooplankton türü (29 Rotifera, % 81,99; 8 Cladocera, % 12,88; 4 Copepoda, % 5,13) tespit edildi. Göldeki dominant zooplankton türlerinin Keratella tecta (Rotifera), Bosmina longirostris (Cladocera) ve Eucyclops serrulatus (Copepoda) olduğu belirlendi. Trofik seviyenin belirlenmesinde kullanılan QBrachionus/Trichocera indeksine (6,08) göre, gölün hipertrofik olduğu tespit edildi.Item Yayla Gölü (Denizli Türkiye) Bataklık Kurbağası (Rana ridibunda Pallas, 1771) populasyonunun büyüklüğü(2007) Murat Afsar; Murat TOSUNOĞLU; Cemal Varol TOK; Kerim Çiçek; Dinçer Ayaz; Ahmet MERMERThe population size of marsh frogs (Rana ridibunda) was estimated using the mark-recapture method in Lake Yayla (Buldan, Denizli, Turkey). According to the results, the mean estimated population was 14,733 and the sex ratio was female biased (male: female, 0.56). The main limiting factors of the marsh frog population are also outlined.Item Caulerpa racemosa (Forsskal) j. Agardh'nın (Chlorophyceae=Yeşil Algler) biyokimyasal içeriği(2007) mehmet öztürk; Ergün TAŞKIN; OĞUZ KURT; Coşkun FIRATCaulerpa racemosa (Forsskål) J. Agardh ve Caulerpa taxifolia (Vahl) C. Agardh (Chlorophyceae=Yeşil Algler) Akdeniz’de problem olan istilacı türlerdir. C. taxifolia Türkiye kıyılarında bulunmamasına karşın C. racemosa Türkiye’nin Ege ve Akdeniz kıyılarında yayılış göstermektedir. Bu çalışmada, Seferihisar (İzmir, Ege Denizi)’dan 2002–2003 yıllarında toplanan C. racemosa’nın biyokimyasal içeriği mevsimsel olarak belirlenmiştir. Analiz sonuçlarında toplam su miktarı %92.75-95.93, ham protein %12.94- 20.18, inorganik madde (kül) %8.02-19.50 ve suda eriyebilir karbonhidrat 0.65-1.11 mg/100ml olduğu saptanmıştır.Item Item Gümüldür Sahili (Ege Denizi) mediolittoral kayalık biyotoplarından tespit edilen Thalestridae ve Laophontidae (Copepoda, Harpacticoida) türleri(2009) İlker PULAT; İsmet ÖZEL; HALIM VEDAT AKERBu çalışmada Gümüldür sahilleri mediolittoral kayalık biyotoplarında, Cystoseira crinita ve Haliptilon virgatum türü algler arasından toplanan, Thalestridae ve Laophontidae familyalarına ait harpaktikoid kopepodlar incelenmiştir. Sonuç olarak 5 cinse ait 6 tür tayin edilmiştir. Bunlar arasından Laophonte cornuta Phiippi, 1840 Türkiye denizlerinden ilk kez rapor edilmektedir.Item Taxonomy and description of the three marine Cyanophycean algae from the Mediterranean Sea(2010) OGUZ KURT; Ergün TAŞKIN; Mehmet Utku ÖZTÜRK; Sevilay ULCAYBu çalışmada Türkiye’nin Akdeniz kıyılarından üç Cyanophyceae türü tanımlanmıştır. Bu türler: Phormidium boryanum (Bory ex Gomont) Anagnostidis et Komárek (1988), Oscillatoria sancta f. caldariorum (Hauck) Lagerheim ex Elenkin (1949) ve Lyngbya anomala (C.B.Rao) Umezaki ve Watanabe (1994), olup hepsi Oscillatoriales ordosu üyesidir. Örnekler Dikili Körfezi’nin (Ege Denizi, Türkiye) mid-littoral zonundan toplanmıştır. Toplanan örnekler içinde yaklaşık % 4’lük formaldehit-deniz suyu karışımı bulunan cam kavanozlarda fikse edilmiştir. Alglerin tayini ışık mikroskobu altında incelenerek yapılmış ve tanımlanmasında bu alanda yayınlanmış eserlerden yaralanılmıştır. Fotoğraflar mikrofotografi tekniklerine uygun olarak çekilmiştir. Bununla birlikte tanımlanan türlerin her birinin yayılış alanları, morfolojileri ve ekolojileri ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmiştir.Item New and additional records of Paederinae (Coleoptera: Staphylinidae) from the Island of Cyprus(2012) Sinan AnlaşAdditional notes on 12 species belonging to the subfamily Paederinae (Staphylinidae) from the Island of Cyprus have been given. Amongst those six species are the first records for Cyprus fauna: Astenus thaboris (Saulcy, 1865), Nazeris ammonita (Saulcy, 1865), Scymbalium anale (Nordmann, 1837), Medon abantensis Bordoni, 1980, Pseudomedon obscurellus (Erichson, 1840) and Paederidus rubrothoracicus (Goeze, 1777), so that a total of 302 staphylinid species are now known from Cyprus.Item Some potentially toxic dinoflagellate cysts in recent sediments from İzmir bay(2013) Serdar UZAR; HİLAL AYDINÖtrofikasyon ve aşırı çoğalma olaylarıyla tanınan İzmir Körfezi‟nde 2003-2011 yılları arasında potansiyel toksik dinoflagellat kistlerinin dağılımı ve bolluğu incelendi. Lingulodinium machaerophorum, Operculodinium centrocarpum, Alexandrium affine tip, Alexandrium catenella/tamarense kompleks, Alexandrium minutum tip potansiyel toksik kistler olarak bulundu. Lingulodinium machaerophorum en yüksek konsantrasyonuna (toplam 24872 kist g-1 kuru ağırlık) 2008-2009 yılında ulaştı. Bu çalışma ayrıca son on yıl için İzmir Körfezi yüzey sedimentinde potansiyel toksik dinoflagellat kistlerinin dağılımı ve konsantrasyonlarının kısa bir derlemesini içermektedir.Item İzmir körfezi yüzey sedimentinde ötrofikasyon biyoindikatörü olarak modern dinoflagellat kistlerinin dağılımı ve bolluğunun incelenmesi(2014) Emine Erdem YÜRÜR; Serdar UZAR; Hilal Aydin-Item Marine benthic Cyanobacteria in Northern Cyprus (Eastern Mediterranean Sea)(2015) Sevilay ULCAY; OĞUZ KURT; mehmet öztürk; ERGÜN TASKINIn this paper, 47 taxa (15 Chroococcales, 20 Oscillatoriales, and 12 Nostocales) of Cyanobacteria that were collected alongthe coasts of Northern Cyprus (Eastern Mediterranean Sea) are reported. Aphanocapsa litoralis (Hansgirg) Komárek & Anagnostidis,Coelosphaerium minutissimum Lemmermann, Chroococcus cf. turicensis (Nägeli) Hansgirg, Chroococcus varius A.Braun, Spirulinatenerrima Kützing ex Gomont, Calothrix fuscoviolacea P.L.Crouan & H.M.Crouan ex Bornet & Flahault, Rivularia nitida C.Agardhex Bornet & Flahault, and Scytonematopsis pilosa (Harvey ex Bornet & Flahault) I.Umezaki & M.Watanabe are recorded for the frsttime from the Mediterranean Sea, and 35 taxa are also recorded for the frst time from Northern Cyprus. Data are also providedconcerning the geographical, morphological, and ecological distribution of each species. Sampling was based on 4 diferent localities(Korucam, Girne, Dip Karpaz, and Gazimağusa) in the Northern Cyprus marine ecosystem supralittoral zone at a depth of 30 35 m inthe infralittoral zone between 2006 and 2008.Item Observation of Marine Areas (Çandarlı and Gökova Bays) and Their Biodiversity(2022) SEVILAY OZTÜRK; OGUZ KURTThis study aimed to investigate to determine the number and biodiversity of species (especially seaweed populations) in the Çandarlı and Gökova Bays. Çandarlı and Gökova Bays are defined as \"Special Environmental Protection Area (SEPA)\" by the Ministry of Environment and Forestry of the Republic of Turkey, Special Environmental Protection Agency Presidency. For this purpose, in the study, i) description of habitats and facies in the studied areas, ii) determination of the number and diversity of species, iii) retrieval of underwater photo recordings, operations were carried out. The approach of collecting these data in such a way as to make comparisons and comments, especially for the future, has been followed. The literature shows that the existing ecological conditions and habitat characteristics of the areas restricted to SEPA and fisheries are studied. Thus, a comprehensive database is developed that will be extremely useful in terms of future works. On the other hand, the studies carried out are particularly inadequate for marine algae (macroalgae) in the related areas. As a result of the study, a total of 316 taxa were identified and observed, including 192 marine algae (20 Cyanobacteria, 54 Phaeophyceae, 93 Rhodophyta, 25 Chlorophyta), 3 seagrasses, 70 invertebrates (9 Porifera, 13 Cnidaria, 2 Annelida, 19 Mollusca, 16 Arthropoda, 10 Echinodermata, 2 Tunicata) and 51 fish (2 Chondrichthyes, 49 Osteichthyes).Item Ecological quality status of the Turkish coastal waters by using a marine macrophytic biotic index (EEI-c)(2023) HAKAN ATABAY; Ersin Minareci; ERGÜN TASKIN; İbrahim Tan; Özge SUNGUR; Orkide Minareci; Murat CAKIRThe present study includes the results of the second benthic macrophytes’ monitoring period of a survey of ecological status from the Turkish coasts. The biotic index Ecological Evaluation Index (EEI-c) was used to assess the ecological status classes (ESC) and MA-LUSI the anthropogenic pressures. Sampling was made by the quadrat (20 × 20 cm) method, and the samples were collected from 93 sites in Turkish coastal waters between 2017 and 2019. In total, 240 taxa were found in the Turkish marine waters. Forty sites were classified into High ESC, 24 sites into Good, 12 sites into Moderate, 13 sites into Poor, and 4 sites into Bad ESC. The relationship between the pressure index MA-LUSI and EEIeqr values was also tested, and a negative correlation (R2 = 0.62) was found.Item Nadir Bilinen Örümcek Walckenaeria incisa (O. Pickard-Cambridge, 1871)'nın (Araneae: Linyphiidae) Türkiye'den Ilk Kaydı(2023) Ersen Aydın Yağmur; RAHSEN KAYA; Sinan AnlaşNadir olarak bilinen Linyphiid örümceği Walckenaeria incisa (O. Pickard-Cambridge, 1871) Türkiye'de ilk kez kayıt altına alınmıştır. Tür, kızılçam ormanına kurulan çukur tuzak yöntemi ile Spil Dağı'ndan toplanmıştır. Bu kayıt ile Türkiye'deki Walckenaeria tür sayısı 12'ye çıkarılmıştır. Ayrıca çalışma alanında Walckenaeria stylifrons (O. Pickard-Cambridge, 1875) da toplanmıştır. Her iki türün habitus ve üreme organlarının fotoğrafları verilmiştir.Item MODIS Verilerine göre İzmir ve Manisa Şehirleri ve Çevresinde Yüzey Sıcaklık Dağılışı ve Eğilimleri(2023) ŞENLİK YASİN FURKAN; Erkan YılmazHer geçen gün daha da hızla değişen ve gelişen şehirlerimizde, arazi örtüsü ve arazi kullanımı da aynı hızla değişmektedir. Bu değişimden etkilenen en önemli parametrelerden biri de yüzey sıcaklığıdır (YS). Bu çalışmada MODIS uydusunun verileri kullanılarak İzmir ve Manisa çevresinin 2002-2022 yılları arasındaki aylık ortalama YS ve eğilimleri belirlenmiş ve arazi örtüsü ile bu parametreler arasındaki ilişki ortaya konulmuştur. Elde edilen bulgulara göre YS’yi etkileyen en önemli faktörlerin denizellik-karasallık, arazi örtüsü ve yükselti olduğu anlaşılmıştır. Çalışma sahasındaki dağlık alanlar, su yüzeyleri ve orman sahaları düşük YS’ye sahipken, tarım arazileri, sanayi bölgeleri ve şehirsel alanlarda YS’nin yüksek olduğu görülmüştür. YS’nın en düşük olduğu yerler Manisa Dağı ve Bozdağlar gibi yükseltinin fazla olduğu yerlerde ve terselme etkisiyle Gediz Depresyonunda, ocak ayı gecelerinde tespit edilmiştir. En yüksek YS’ler ise temmuz ve ağustos aylarında, yine Gediz Depresyonunda ve Çal Dağı yamaçlarında belirlenmiştir. Özellikle İzmir ve Manisa şehir merkezlerinin yılın büyük bölümünde hem gündüzleri hem de geceleri yüzey ısı adası özelliği gösterdiği tespit edilmiştir. Mann-Kendall eğilim analizine göre; ocak, haziran, temmuz ve ağustos aylarının gündüzlerinde istatistiksel olarak anlamlı YS azalışları; şubat, temmuz, ağustos ve eylül aylarının gecelerinde ise istatistiksel olarak anlamlı YS artışları olduğu görülmüştür. Yaz ayları, gündüzleri anlamlı azalış, geceleri ise anlamlı artışlar göstermesiyle diğer aylara göre daha değişken bir özellik sunmuştur.