Browsing by Subject "Makine"
Now showing 1 - 20 of 35
Results Per Page
Sort Options
Item Makina mühendisliğinde yapay sinir ağlarının (YSA) kullanımı(2005) Cevdet MERİÇ; Kaçar Hülya DURMUŞYapay Sinir Ağları (YSA), çözümü güç ve karmaşık olan veya ekonomik olmayan çok farklı alanlardaki problemlerin çözümünde kullanılmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Bu çalışmada, beynin bir işlevi yerine getirme yöntemini modelleyen YSA'nın \"Makina Muhendisliği'\"nde kullanımı incelenmiştir. Kompozit malzemelerin aşınma davranışının analizi, kesme takımlarının şartlarının tahmin edilmesi, metallerin şekillendirilmesi, mikro alaşımlı çeliklerin kırılma dayanımının hesaplanması, ısı değiştiricilerindeki ısı transferinin hesaplanması, alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklıklardaki davranışının tahmini, kesici takımlarda aşınma miktarının tespiti, lazer kaynağında kaynak kalitesinin açıklanması gibi pek çok konuda YSA ile yapılan çalışmalardan örnekler verilmiş, kısa sürede sonuçlara ulaşmak için YSA' nın makina mühendisliğinde de kullanılabileceği açıklanmıştır.Item Bor ve borlamanın kullanım alanları(2006) Selim Sarper YILMAZ; Bekir Sadık ÜNLÜBorlama genellikle demir esaslı malzemelere uygulanan termokimyasal bir yüzey sertleştirme işlemidir. Bu İşlem, bor elementinin yüksek sıcaklıklarda demir esaslı malzemelere yüzeyden difüzyonu ile gerçekleşir. Demir esaslı malzeme yüzeyinde ferro-bor fazları oluşarak malzemenin sürtünme katsayısı azalıp, aşınma dayanımı artar. Ayrıca, malzeme yüzeyinde çok sert bir tabaka oluşur. Sonuç olarak, malzemenin, özellikle tribolojik özellikleri iyileşir. Bu çalışmada; bor ve borlama işleminin sahip olduğu üstün özelliklerden dolayı tribolojlk, mekanik, fiziksel ve kimyasal özelliklerine yer verilmiş ve endüstrinin değişik alanlarında kullanım alanları belirtilmiştir.Item Dairesellik hatası ölçümünde kullanılan yöntemlerin incelenmesi(2007) Abdulkadir Güllü; Ahmet Murat PİNARCNC işleme merkezlerindeki eğrisel hareketler dairesel interpolasyon hareketleri ile gerçekleştirilmektedir. Bu hareketlerdeki hatalar dairesellik hatası olarak adlandırılmaktadır. Bu çalışmada, dairesellik hatası ölçüm sistemi tanıtılmıştır. Dairesellik hatası tarif edilerek, bu hatanın değerlendirildiği algoritmalar tanıtılmıştır. Ayrıca bu sistemdeki ölçüm cihazları, ayrıntılı yayın taraması ile analiz edilerek tartışılmıştır.Item Elektriksel tahrikli mikro-kirişlerde ideal olmayan sınır şartları altında titreşim analizi(2007) Hüseyin Onur EKİCİ; Hakan BOYACI-Item Değişik sınır şartlarına sahip çok kademeli millerin nonlineer titreşimleri(2008) Ahmet KESİMLİ; S. Murat BAĞDATLI; Ayla TEKİN; Erdoğan ÖZKAYA-Item 3 kW otonom bir rüzgar türbini kurulumu ve enerji eldesi(2008) Raşit ATA; Numan S. ÇETİNCelal Bayar Üniversitesi, Kırkağaç MYO Yerleşkesi'ne, 3kWh enerji kapasiteli otonom (şebeke bağlantısız) bir rüzgar türbini kurulmuştur. Kurulu olan rüzgar türbini; değişken hızlı, üç kanatlı olup kule yüksekliği 15 metredir. Sistem, 24 adet 2V 200 Ah sabit sistem aküsü ve 1 adet inverter’den oluşmaktadır. Elektrik enerjisi eldesi, daimi mıknatıslı senkron makine aracılığı ile sağlanmaktadır. Sistem yarı otomatik olarak kumanda elamanları aracılığı ile çalıştırılmaktadır. Türbin üzerinde gerekli ölçümler yapılarak Cp-$\\lambda$ eğrisi çizilmiştir. Son olarak yıllık bazda elde edilecek enerji miktarı, kurulan rüzgar türbinine en yakın ölçüm lokasyonu olan Akhisar (10m) ölçümleri baz alınarak hesaplanmıştır.Item SIMA prosesi ile üretilmiş Al-4Zn-3Mg alaşımında mikroyapı gelişimi elisimi(2009) Hakan ÇOLAKOGLU; Simge GENÇALP; Nurşen SAKLAKOĞLUBu makalede, Al-4Zn-3Mg alasımının SIMA prosesi ile yarı-katı halde mikroskobik morfolojisi incelenmis ve ön deformasyonun etkileri, mikroyapısal gelisim ve sertlik degisimleri belirlenmistir. Deney sonuçları göstermistir ki, tane yapısı homojen olmayan ön deformasyon nedeniyle malzemenin kenarından merkezine farklılıklar göstermistir ve izotermal ısıl islemler malzemenin sertligini azaltmıstır.Item TIG kaynağı ile birleştirilmiş demir esaslı TM Fe-SAE 1020 malzemenin kaynak bölgesinin mekanik ve metalurjik özelliklerinin belirlenmesi(2009) Selim Sarper YILMAZ; Cevdet MERİÇ; Onur ELEKTİRİKÇİ; Bekir Sadık ÜNLÜToz metalürjisi yöntemi ile parça üretimi günümüzde önem kazanmaya başlamıştır. Bu yöntem ile üretilen parçaların ek bir işlem gerektirmeden kullanıma hazır hale gelmeleri ve üretimin oldukça hızlı olması, yöntemin en önemli avantajlarıdır. Toz metaller ise poroziteli malzemeler olduğundan dolayı, kaynak edilebilirliği zordur. Bu çalışmada, toz metalürjisi yöntemiyle 600 MPa presleme basıncında ve 1120 $^ 0C$ sinterleme sıcaklığında üretilen demir esaslı toz metal Fe-C kompozitleri kimyasal yapısı birbiriyle benzer SAE 1020 malzemesiyle TMSAE 1020 olacak şekilde 80 A, 100 A, 120 A, 140 A, 160 A’de beş farklı kaynak akımında TIG kaynak yöntemiyle birleştirilmiştir. TIG kaynağı düşen karakteristikli akım üretecinde ve argon koruyucu gaz ortamında gerçekleştirilmiştir. Bu malzemenin birleşme bölgesinin metalürjik ve mekanik özellikleri belirlenmiştir.Item Effect of material properties on vibrations of nonsymmetrical axially loaded thin-walled Euler-Bernoulli beams(2010) GÖKHAN ALTINTAŞThis paper focuses on effect of material properties on free vibration characteristics of nonsymmetrical axially loaded thin-walled Euler-Bernoulli beams. Many scientists studied the vibration of coupled systems but adequate consideration has not been given to detailed and parametric studies on the effect of material properties on vibration properties. The current findings of this study show that there have been quite different effects of material properties on the systems without symmetry axis than on the systems with symmetry axis. Material properties are properties affecting the free vibration behavior. Moreover, effect of axial load on natural frequencies was also investigated in this study. Convergence work revealed that the current mathematical model simulated the problem with excellent accuracy.Item Kaynaklanmıs farklı çeliklerin yorulma ve kırılma analizlerinin sonlu elemanlar yöntemi ile gerçeklestirilmesi(2010) Tevfik Ertuğrul ÖZDEMİR; Hakan ÇETİNEL; Bahadır UYULGANBu çalısmada; ER 309L ostenitik kaynak elektrotu kullanılarak kaynaklanmıs, 17Mn4 (P295GH) kazan çeliği ve AISI 304 paslanmaz çeliği, iki boyutlu olarak ANSYS programında modellenmistir. Malzemelere ait, lineer ve nonlineer özelliklerin girilmesinin ardından, çesitli gerilme değerleri için malzemelerin statik analizi gerçeklestirilmistir. Yapılan statik analizin ardından, S-N diyagramlarından elde edilen değerler programa girilmis ve farklı gerilme değerleri için ayrı ayrı yorulma analizi yapılarak her üç metale ait yorulma ömrü saptanmıstır. Ayrıca kaynaklı konstrüksiyon, içerisinde çok küçük bir çatlak ihtiva edecek sekilde yeniden modellenmis ve yapılan kırılma analizi neticesinde J integrali değerleri hesaplanmıstır.Item AISI 1060 çelik malzemenin tokluk ve sertlik değerlerine soğutma ortamının etkisi(2010) N. Sinan KÖKSAL; Göksan AKPINAR; Ibrahim AYDINIsıl islem sıcaklığı ve soğutma ortamına bağlı olarak malzeme özellikleri önemli oranda değistirilebilir. Bu çalısmada AISI 1060 çeliğine tavlama sıcaklığı ve soğutma ortamları değistirilerek malzemenin içyapısı ve mekanik özelliklerinde olusan değisimler arastırılmıstır. Tavlama sıcaklığı 820 °C ve 950 °C olup, 25 dakika süresince numuneler bekletilmis ve havada, suda ve yağda soğutulmustur. Ayrıca suda soğutulan numunelere 600 °C’ de gerilim giderme tavı da uygulanmıstır. Çentik darbe deneyi ve mikrosertlik ölçümleri ile yapıda olusan değisimler belirlenmistir. Ayrıca optik mikroskop ile içyapı görüntüleri alınmıstır. Sonuçlarda bu çeliğin 820 0C sıcaklıktan su, yağ ve hava ortamında soğutulan numunelerde elde edilen tokluk artısı su, yağ ve hava sırasıyla olmustur ve daha sonra uygulanan ısıl islemle önemli oranda tokluk artısı elde edilmistir.Item Sayısal denetimli hidrolik pozisyonlama sisteminin Taguchi metodu ile optimizasyonu(2010) Abdulkadir Güllü; Ahmet Murat PİNARBu çalışma, CNC takım tezgâhların denetiminde kullanılan FM 357 fonksiyon modülü ile kontrol edilen hidrolik sistemin pozisyonlama doğruluğunu incelemektedir. Sistem oransal yön denetim valflerinin yönlendirdiği iki adet silindirin sürdüğü iki eksenden oluşmaktadır. İlerleme oranı, hareket mesafesi, yön ve atalet yükü parametrelerinin pozisyonlama doğruluğu üzerindeki etkileri ve bunlara ait optimum seviyelerin tespiti Taguchi metodu ile gerçekleştirilmiştir. Buna göre minimum pozisyonlama hatası 10 mm/dk’lık ilerleme oranında, 5 mm’lik hareket mesafesinde,“-” yönde ve 5 kg’lık atalet yükünde elde edilmiştir. Son olarak, yapılan doğrulama deneyleri, Taguchi metodunun, sistemin optimizasyonunu yeterli doğrulukta gerçekleştirdiğini göstermektedir.Item Investigation of the reduction of mouldboard ploughshare wear through hot stamping and hardfacing processes(2011) AYSEL YAZICIBu çalışmada, pulluk uç demirinin abrazive aşınması üzerine sıcak presleme işleminin ve örtülü elektrotla metal ark kaynağı (SMAW) ve gaz altı metal ark kaynağı (GMAW) gibi farklı yüzey serteştirme tekniklerinin etkisi tarla koşullarında incelenmiştir. Aşınma kayıpları toprak işleme öncesi ve sonrasında ağırlık ve boyut değişimlerinin ölçülmesi ve değerlendirilmesi suretiyle belirlenmiştir. Aşınma kayıplarının sıcak presleme ve dolgu kaynağı yöntemiyle yüzey sertleştirme yapılmış pulluk uç demirlerinde, geleneksel ısıl işlem yapılmış numunelere göre tarla koşullarında önemli düzeyde daha az olduğu saptanmıştır. Geleneksel ısıl işlem + örtülü elektrotla metal ark kaynağı yüzey sertleştirme işlemi geleneksel ısıl işlem görmüş numunelere göre ağırlık aşınma kayıplarını % 46.31, boyut kayıplarını ise % 86.77 oranında azaltmıştır. Bu değerler geleneksel ısıl işlem + gaz altı metal ark kaynağı yüzey sertleştirme işlemi için sırasıyla % 36.90 ve % 88.17 olarak gerçekleşmiştir. Aşınma kayıpları bakımından örtülü elektrotla metal ark kaynağı ve gaz altı metal ark kaynağı işlemleri arasındaki farklar istatistiki olarak önemsiz bulunmuştur. Sıcak presleme + ısıl işlem görmüş pulluk uç demirleri geleneksel ısıl işlem görmüş numunelere göre ağırlık aşınma kayıplarını % 19.03, boyut kayıplarını ise % 13.82 oranında azaltmıştır. Tüm sonuçlar dikkate alındığında, pulluk uç demirlerinde meydana gelen aşınma kayıplarının azaltılması bakımından sıcak presleme, örtülü elektrotla metal ark kaynağı ve gaz altı metal ark kaynağı yöntemleri ile yüzey sertleştirme işlemleri etkili bir çözüm olarak önerilebilir.Item NUMERICAL STUDY OF HEAT TRANSFER DUE TO TWINJETS IMPINGEMENT ONTO AN ISOTHERMAL MOVING PLATE(2013) Fatih SELİMEFENDİGİL; ANIL BASARANIn this study, heat transfer from a moving isothermal hot plate due to double impinging vertical slot jets was investigated for a laminar flow. The rectangular geometry consists of a confining adiabatic wall placed parallel to the moving impingement. The jets are located symmetrically at mid point of upper wall. Water and Al2O3 nanoparticles mixture with different volumetric fraction was used as working medium. In considered jet impingement problem, the effects of the jet exit Reynolds numbers, ranging from 50 to 200, the normalized plate velocity, ranging from 0 to 2, and volumetric fractions of nanofluid, ranging from 0% to 6% were investigated. The commercial software package based on finite volume method FLUENT (version 6.3.26) is used in this study for the computations. It has been observed that increasing normalized plate velocity increases the heat transfer from bottom surface. Similarly, increasing Reynolds number of slot jets leads to enhancement of heat transfer. Besides, increasing volumetric fraction of nanofluid conributes to heat transfer enhancement.Item NUMERICAL INVESTIGATION OF IMPINGING JETS WITH NANOFLUIDS ON A MOVING PLATE(2013) Fatih SELİMEFENDİGİL; ERDEM ERSAYINIn this study a numerical investigation of an impinging jet flow, on a heated moving plate, is presented. The purpose of this study is to numerically investigate the effects of various parameters such as nanoparticle volume fraction, pulsating frequency, plate velocity, Reynolds number on the heat transfer characteristics. Navier-Stokes equations and energy equations are solved with a commercial finite volume based code. It is observed that adding nanoparticles increases the peak value of Nusselt number. It is also observed that the value of Nusselt number at the stagnation point is higher at the low velocities of impingement surface. In the unsteady case, heat transfer enhancement is seen at low frequencies.Item 16MnCr5 ESASLI ROT PARÇASININ SOĞUK DÖVME İŞLEMİ İLE ÜRETİM SİMULASYONU VE ÜRETİM SÜREÇLERİNİN OPTİMİZASYON PARAMETRELERİNİN İNCELENMESİ(2014) Ömer KARADAĞLI; osman çulhaGünümüzde metal şekillendirme sanayisinde soğuk dövmenin payı arttıkça, soğuk dövme işlemi için gereken AR-GE ihtiyacı artmaktadır. Ancak AR-GE çalışmalarını gerçek üretim yöntemleri ile yürütmek zaman ve maliyet gerektiren bir süreçtir. Bu çalışmada, 16MnCr5 esaslı bir rot parçasının soğuk dövme ile üretimi, sonlu elemanlar yöntemi kullanan 3 boyutlu benzetim ortamına aktarılması ve daha sonra üretimdeki pres hızı ve sürtünme katsayısı parametreleri değiştirilerek, üretim sırasındaki basma kuvvetlerindeki değişimler ve üretim sonunda iş parçasında gerilmeler incelenmiştir. Çalışmaların sonucunda, pres hızının ve sürtünme katsayısının, gerilme ve basma kuvveti değerlerine olan etkisi incelenmiştir.Item ANALYSIS OF THE FACTORS AFFECTING THE SALES IN THE AUTOMOTIVE INDUSTRY(2015) HATICE NUR GERMIR; Erdal Sen; Murat Yorulmaz; MURAT KORKMAZ; ALİ SERDAR YÜCEL; Ercan ŞAHBUDAK; Ayhan AYTAÇGelişmiş ya da gelişmekte olan tüm dünya ülkelerinde üretimde kullanılan girdileri, sektörler arası bağlantılar ile istihdama sağladığı katkı boyutunda otomotiv sektörü stratejik öneme sahip lokomotif bir sektör olarak kabul edilmektedir. Demir-çelikten lastiğe, camdan elektronik sanayiine, satış sonrası hizmetlerin sunulmasından ulaştırma ve bankacılık-sigorta sektörlerine kadar birçok sektör ile karşılıklı etkileşim halinde olarak talep eden konumunda olan otomotiv sektörü, savunma sanayinin önemli girdilerini üretmesinin yanı sıra hizmetler ile taşımacılık ve ulaştırma sektörlerinin de önemli girdilerini üretmektedir. ABDde üretimi gerçekleştirilen yassı çelik, cam, kauçuk, kurşun ve yarı iletken maddelerin yüzde 25i otomotiv sektörü tarafından talep edilmektedir. Makine ve alet endüstrisinin sürdürülebilir olması için hayati öneme sahip olan otomotiv sektörü, oldukça geniş bir ürün gamına sahiptir. Otobüs, kamyon, kamyonet, midibüs, minibüs, traktör, çekici, otomobil şeklinde başlıca ürünler olarak ifade edilen karayolu taşıt araçlarını üreten otomotiv sektörü, sahip olduğu önem itibariyle dünyada teknolojik gelişmelerin öncelikle uygulanarak üretim tekniklerinin hızla adaptasyon sürecine girdiği ve rekabetin en yoğun yaşandığı sanayilerden birisidir. Uluslararası rekabetin giderek yoğunluk kazanması ile otomotiv sektöründeki firmalar üretimlerinin bir bölümünü ana karalarının dışındaki coğrafyalarda gerçekleştirmektedirler. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının hazırladığı 2013 Yılı Otomotiv Sektör Raporuna göre; yaklaşık 2 Trilyon Euro cirosu, Ar-Ge ve üretim kapsamı olarak 85 milyar Euroluk yatırım harcaması, yatırım yapılan ülkelerde 433 milyar Eurodan daha fazla vergi geliri sağlanması ile otomotiv sektörü dünyanın en büyük yatırımlarını bünyesinde barındırmaktadır. Otomotiv sektörünün ABde doğrudan istihdama katkısı 2.2 milyon kişi ve dolaylı istihdamla birlikte 9.8 milyon kişidir. Bu verilere sahip bir ülke ekonomisi olarak konuya bakıldığında dünyanın altıncı büyük ekonomisine sahip bir ülke görüntüsü vermektedir. Sektörün ileriye yönelik bağlantı etkisinin kuvvetli olması, yerli ve yabancı araçlar arası ikame esnekliğinin yüksek olması, sektörün ilgi alanına giren her parametrenin cari işlemler dengesini direk etkileyen boyutta olması nedenleri başta olmak üzere sanayileşme gayretinde olan bir ekonomi için kilit sektörlerden birisi otomotiv sektörü olarak de- ğerlendirilmektedir. Karayolu taşıt araçları ile bu araçların üretiminde kullanılan parçaları imal eden sektör, iç pazarda meydana gelen talep daralmasından en çok etkilenen sektör olarak kriz ve durgunluk dönemlerinde ilk darbeyi alan sektör olarak büyüme oranlarına karşı son derece duyarlıdır. 1960lı yıllardan itibaren Türkiyede önemli mesafeler kaydedilen sektörde özellikle 1990lı yıllardan sonra dünyanın marka otomotiv firmalarıyla yapılan ortak çalışmalarla Türkiye yabancı markaların adeta üretim ve ihracat üssü konumuna getirilmiştir. 1990lı yıllardan başlayarak her yıl düzenli bir şekilde yüzde 25 düzeyinde otomotiv sektörünün ana ve yan sanayi başlıklarında gerçekleştirilen yatırımlar yanısıra teknolojik yenileme, yeni model çalışmaları ve Ar-Ge çalışmalarının hız kazandığı bu bağlamda 2002 yılında 1.021.000 adet olan motorlu taşıt yıllık üretim kapasitesi, 2007 yılında 1.317.000e, 2012 yılında ise 1.638.000 adede ulaşmıştır. Otomobilden çeşitli amaçlarla fayda sağlamaya çalışan bireyler, aracı kullanmanın yanısıra statü kazanmak, gösteriş, prestij, yenilik, özgürlük, yaşamın kolaylaşması amaçlarıyla da otomobil satın almaktadırlar. Bireyin satın alma davranışlarını en fazla hangi parametrenin neyin etkilediği veya etkilemediği dikkate alındığında marka tercihinde aile unsurunun öncelikli etken olduğu gelir, meslek, eğitim gibi sosyal sınıflarında otomobil alımında marka tercihini belirleyen diğer unsurlar olarak karşımıza çıktığı görülmektedir. Otomobil kullanmanın getirdi- ği fayda dolayısıyla bu anlamda duyulan ihtiyaç satın alma davranışını tetikleyen ilk aşamadır. Otomobilin fiyatı kısa vadede satın alma kararını etkileyen en önemli parametredir. Yakıt ve tamir gibi değişken olmakla birlikte kullanım masraflarının tek başına çok da etkili olmadığı, orta vadeli perspektifte yakıt kullanımı tasarruflu olan araçlara yönelimin olduğu, değişken masraflardan daha ziyade araç üzerindeki vergi, sigorta şeklindeki sabit masrafların talep üzerindeki etkisinin daha yoğun olduğu dikkat çekmektedir. Yeni otomobillerin nispeten daha pahalı olması eski modellere ilgi duyulmasını beraberinde getirmekte bu durum da eski modellerin kullanımını arttırmakta ve hurdaya çıkma yaşını büyütmektedir. Bütün bu unsurların yanı sıra Türkiyede karar mekanizmalarının ithalat politikaları, ücret artışları, yatırımlara uygulanan teşvik tedbirleri, kredi faiz oranlarındaki değişim şeklindeki makro ekonomik kararlar otomobil sektöründeki arz talep dengesinde ani değişimler yaşanmasına sebep olabilmektedir. Belirtilen parametreler dikkate alındığında uzun vadeli satış tahminleri yapılması zorlaşmakta ve talebe dair perspektiflerde revizyona gidilme ihtiyacı doğabilmektedir. TUIK-Haber Bulteni / Motorlu Kara Taşıtları verileri baz alınarak 2002-2015 arasındaki dönem için belirlenen değişkenler incelenmiş ve araştırmadan elde edilen veriler E-Views 8.0 programı ile analiz edilerek regresyon ve korelasyon analizleri sonucunda işgücünü en çok etkileyen faktörler belirlenmiştir. Buna göre her yıl toplam araç satışında bir önceki yıla göre 2.1 milyonluk bir artış gerçekleşirken bunun otomobil satışlarında 1.1 milyon, otobüs satışlarında 27bin, minibüs satışında 52bin dü- zeyinde artışla gerçekleşeceği, benzinli otomobil satışlarının toplam otomobil satışlarını 2,17 birim etkilediği, LPGli otomobil satışlarının toplam otomobil satışlarını 2,63 birim etkilediği, dizel otomobil satışlarının toplam otomobil satışlarını 4,15 birim arttırdığı bildirilmektedir.Item Experimental and Numerical Modal Analysis of a Bladed Rotor(2022) Ahmet Fatih AK; engin; Gözde Sarı; Ahmet Alper AkisThe behavior of an asymmetric bladed rotor was investigated in this study. The bladed rotor which performs solid-solid, liquid-liquid, liquid-solid separation processes is part of the decanter machine and named as screw conveyor. The purpose of this study is to determine the dynamics of the rotor on the free conditions for future development of the asymmetric and blade assembled rotors. It is important for the designer to determine the natural frequencies of the bladed asymmetric rotor so that some precautions can be taken during the design of the machine and in the operating conditions of the machine. This study consisted of two parts. In the experimental one, the modal test of the bladed rotor was performed and in the numerical part, the modal analysis of the rotor was carried out under free-free boundary conditions using a simulation program based on the finite-element method. The natural frequencies of the blades and the rotor were obtained experimentally and numerically. It was found that the experimental results and numerical results were in good agreement. Besides, it was concluded that the two mode shape was equal to the transverse mode frequency of the rotor and blades and the following mode shapes correspond to the bending and torsion mode frequencies of the blades. Since the shape properties of the rotor and blades are different, it has been observed experimentally and numerically that their natural frequencies also differ.Item WE43 Magnezyum Alaşımının Soğuk Sprey Kaplama Yöntemi ile Al/Zn/Al2O3 ve Zn/Al2O3 Kaplanması ve Aşınma Davranışlarının İncelenmesi(2022) Nilay Çömez; Hülya Durmuş; Canser Gül; SEVDA ALBAYRAKMg alaşımları otomotiv, uçak, uzay ve haberleşme sektörlerinde düşük özgül ağırlıkları ve yüksek mukavemetli olması nedenleriyle tercih edilmektedir. WE serisi, Mg, Y, Nd, nadir toprak elementlerini içeren Mg alaşımları serisidir. Bu alaşım serisi için sürünme dayanımı iyi olsa da aşınma dayanımı gelişmeye açıktır. Bu çalışmada amaç, özgül ağırlıkları nedeni ile kullanım potansiyeli yüksek olan WE43 Mg alaşımlarının aşınma dayanımını arttırabilecek kaplamaların, endüstride de kolaylıkla uygulanabilecek bir yöntem kullanarak geliştirilmesidir. Bu amaçla soğuk sprey kaplama yöntemi kullanılarak aynı zamanda yüzeyleri fazlasıyla aktif olan magnezyum alaşımlarının oksitlenmeden kaplanması sağlanmış ve aşınma dayanımı geliştirilmiştir. Yüzeyleri ince kumlama işlemiyle pürüzlendiren WE43 Mg alaşımları soğuk sprey yöntemi kullanılarak Al/Zn/Al2O3 ve Zn/Al2O3 içerikli ve ticari isimleri sırasıyla DYMET K-20-11 ve DYMET K-00-11 olan tozlar kullanılarak 500ºC sıcaklıkta N2 koruyucu gaz atmosferi altında süpersonik hızlardaki tozlar için 6 g/dak. toz besleme hızıyla altlıklar üzerine püskürtülmüştür. Farklı içerikli tozlarla kaplanmış ve kaplanmamış numunelerin morfolojik analizleri SEM ve XRD yöntemleri ile incelenmiş, kaplama kalınlıkları kesitten alınan SEM görüntülerinden ölçülmüş, EDS analizleri ile elementlerin yüzde oranları tespit edilmiştir. Ayrıca aşınma performansının incelenmesi için ball-on disk aşınma testlerinden hacim kayıpları değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, soğuk sprey kaplamalarla, kaplamasız duruma göre WE43 alaşımlarının aşınma kaybı yaklaşık %40 oranında azalmıştır.