MCBÜ Açıkerişim Sistemi :: Browsing by Subject "Nanobilim ve Nanoteknoloji"

Browsing by Subject "Nanobilim ve Nanoteknoloji"

Now showing 1 - 16 of 16

PAN-based Pd-doped activated carbon fibers for hydrogen storage: preparation, a new method for chemical activation and characterization of fibers
(2008) Özgül HAKLİ; Ahu Gümrah DUMANLI; Yuda YÜRÜM; Serkan BAŞ
The preparation of ACFs from PAN fibers under various conditions and the method to load Pd on ACFs were described. Chemical activation of the fibers increased the surface areas of the fibers from about 64 $m^ 2$/g to 381 $m^ 2$/g. SEM micrographs of Pd-loaded indicated the diameters of the fibers were in the range of 1.0-10.0 mm. Diameters of metallic Pd particles on the fibers changed between 80 nm and 100 nm. 4.5% (by wt) metallic palladium was deposited on the ACFs. This high percentage of palladium deposited on ACFs is useful for hydrogen storage, since Pd-H system is established under a wide range of pressure and temperature.
$Ti_6Al_4V$ malzeme yüzeyine olusturulan kalsiyum fosfat kaplamanın kırılma tokluğunun incelenmesi
(2010) Hakan ÇETİNEL; Ahmet PASİNLİ; Ibrahim AYDIN
Bu çalısmada Ti6Al4V malzeme yüzeyinde yeni metotla olusturulan kalsiyum fosfat (CaP) kaplamanın Vickers indentasyon yöntemi ile kırılma tokluğunun incelenmesi amaçlanmıstır. Ti6Al4V malzeme yüzeyine NaOH ile aktivasyon islemi uygulanmıs ve CaP kaplanmıstır. Olusturulan CaP kaplamanın, elastise modülü, sertlik değerleri, kaplama kalınlığı ölçülmüs, kaplama yüzeyinin XRD analizi yapılmıs, SEM görüntüleri ve IR Spektrumları alınmıstır. Vickers indentasyon metodu uygulanarak kırılma tokluğu belirlenmistir. Bu çalısma sonucunda NaOH ile aktive edilmis Ti6Al4V üzerinde olusturulan CaP kaplaması için kırılma tokluğu (K1C) değeri 0,39 MPa m1/2 olarak bulunmustur.
Synergistic effect of h-BN on thermal conductivity of polymer composites
(2022) Nilay Kucukdogan
The conductivity characteristics of polymers and polymer composites have become more significant recently. Good heat dissipation is required in many applications, such as circuit boards and heat exchangers, so it is essential to develop the thermal conductivity characteristics of the materials. The micro-fillers have been replaced with nano or hybrid fillers to increase the low thermal conductivity of the polymer. Hexagonal boron nitride (h-BN) and multi-walled carbon nanotubes (MW-CNT), both of which have good conductivity properties, are two popular filling materials. The presence of hydroxyl and amino active groups at the corners of the hexagonal structure of BN improves the thermal conductivity properties of the polymer composite. In addition, it shows high thermal conductivity behavior in polymer composite structures with BN and MW-CNT. It is essential to demonstrate the effects of the volume fraction of additives on the thermal properties of composites with various approaches. In this study, the thermal conductivity behaviors of h-BN/high-density polyethylene and h-BN/MW-CNT/high-density polyethylene composites are demonstrated using the theoretical Bruggeman model, which is based on the assumption that there are constant infinitesimal changes in the material so that there is an interaction between particles. The coefficient of determination (R²) between the thermal conductivity values of the composites and the predictions of the Bruggeman theoretical model is greater than 0.98. This way, the synergetic effect of h-BN and MW-CNT/h-BN additives on thermal conductivity has been theoretically proven.
Akıllı Kampüslerin Geleceği: Dijital İkiz ve Yeşil Metriklerin Birleştirilmesi
(2023) İlknur Teke; Orkun TEKE; Murat Kılınç
Çevresel sürdürülebilirlik ile teknolojik yeniliğin birleşimini temsil eden “Akıllı Kam- püs” kavramı, geleceğin eğitim kurumlarında önemli bir rol oynamaktadır. Bu açı- dan, “Dijital İkiz” teknolojisinin ve “Green Metrics (GM)” ölçümlerinin akıllı kam- püslere nasıl katkı sağlayacağı önemli araştırma alanlarından biridir. Bu çalışma kapsamında, GM kriterleri arasında etki değeri %48 olan enerji ve iklim değişikliği, atık ve su konuları dikkate alınarak bir dijital ikiz mimarisi önerilmiştir. Bu kriter- ler kullanılarak oluşturulan sensör tabanlı çerçeve ile dijital simülasyon ve fiziksel dünya arası iletişim protokolü, tahmine dayalı analiz ve dinamik karar desteği sente- zlenebilmektedir. Bu sentez ile kampüslerdeki atıkların etkili bir şekilde yönetilerek çevresel zararın azaltılması, su kaynaklarının verimli kullanımı, enerji tüketiminin gerçek zamanlı analizi ile verimlilik açıklarının belirlenmesi, enerji tasarrufu sağla- yarak karbon ayak izinin azaltılması potansiyelleri ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada GM kriterleri doğrultusunda önerilen çerçeve ile birlikte sunulan birleşik yaklaşımla beraber, akıllı kampüslerin sürdürülebilir olması sağlanarak geleceğin eğitim ortam- larına katkıda sağlanması amaçlanmaktadır.
PRE-SERVICE PRIMARY TEACHERS’ TPACK IMPROVEMENT THROUGH LISTENING ACTIVITIES: DESIGN, OBSERVE AND EVALUATE
(2023) Nilgun Gunbas; MERAL GOZÜKÜÇÜK
Pre-service teachers are mostly trained with traditional methods in their institutions and as a result, they do not become competent in technology integration in education. To successfully integrate technology in education, it is necessary for teachers to have knowledge of the content and the pedagogical techniques to teach this content with technology (TPACK). The purpose of this study was to contribute to pre-service primary school teachers’ TPACK. For this purpose, the content was selected as listening, the most ignored skill taught in language education. In a qualitative framework, a case study approach was utilized. Eight pre-service primary teachers were selected with convenience sampling from a public university in Turkey. For eight weeks, the pre-service teachers learned block-based visual programming and designed visual and audio listening texts in pairs. Their projects were undertaken with fourth grade students, and they observed the students’ interactions with these projects. Upon the completion of this process, a semi-structured interview form, prepared by the researchers, was used to gather the pre-service teachers’ views. Results showed that they increased their technological pedagogical content knowledge in the TPACK framework. They also developed a better sense of entertaining, active, and individual learning environments.
Evaluation of the Structural, Near-Infrared Luminescence, and Radioluminescence Properties of Nd3+ Activated TTB-Lead Metatantalate Phosphors
(2023) İlker Çetin KESKİN; mustafa ilhan
The study reports the structural and spectroscopic properties of Nd3+ doped lead metatantalate phosphor series fabricated by conventional solid state method. XRD results of the PbTa2O6 phase confirm the tungsten bronze symmetry and single-phase structure between 0.5 and 10 mol% Nd3+ concentrations. The lead decrease in the structure can be associated with maintaining the charge balance and single phase due to evaporation during sintering. In SEM micrographs, the grains exhibited shapeless morphology, and the grain sizes varied from 0.5 to 7 m. In EDS results, the increase of Ta/Pb ratio in grain surfaces indicated some lead evaporation, as reported in previous studies. The absorption spectrum of PbTa2O6 host peaked around 275-280 nm, and the band gap was found to be 3.7±0.2 eV. The absorptions of Nd3+ doped phophors shifted the high wavelenght or the low band gap, where the band gaps were found between 3.1±0.2 and 3.3±0.2 eV. The PL emissions of the phosphors in near-inrared region were observed with the transitions of 4F3/2→4I9/2 (at 875 nm) and 4F3/2→4I11/2 (at 1060 nm) of Nd3+. The RL emissions or X-ray excited luminescence were monitored with the transitions of 4F3/2→4I9/2 (at 875 nm), 4F3/2→4I11/2 (at 1065 nm) in the infrared region, and the transitions of 2F(2)5/2→4F9/2, 2F(2)5/2→2H(2)11/2, 2F(2)5/2→4G5/2, 2F(2)5/2→4G7/2, 2F(2)5/2→4G9/2 in the visible region corresponding to at around 430, 455, 490, 525, and 570 nm, respectively. PL and RL emissions of the phosphors exhibited the decreasing emission intensity over 5 mol% due to the concentration quenching which may be associated with cross-relaxing mechanism. In the PL and RL spectral profiles, the similarity of splitting levels was attributed to the similarity of the local symmetry of the ligand ions surrounding the Nd3+ ion. The CIE coordinates obtained using RL emissions were found close to the blue region due to visible region transitions.
Magnetron sıçratma ile Tantal-Oksit kaplama öncesi uygulanan alkali, alkali-asit ve kumlama yüzey işlemlerinin 7075 Alüminyum alaşımlarının aşınma davranışlarına etkileri
(2023) irem burcu algan şimşek; SEVDA ALBAYRAK; Canser Gül; Hanifi ÇİNİCİ
Alüminyum alaşımları yüksek özgül dayanımları nedeni ile birçok sektörde yaygın kullanım alanı olan ve günümüzün gelişen teknolojisine uyum sağlayabilmek için sürekli geliştirilmeye devam eden alaşımlardır. Bu alaşım grupları içinde çökelme sertleşmesi ile sertleştirilebilen alaşım gruplarından olan 2XXX ve 7XXX serisi alaşımlarının kullanımı daha da yaygındır. Bu çalışma kapsamında 7075 alüminyum alaşımlarının aşınma dayanımlarının geliştirilmesi amacı ile RF sıçratma yöntemi ile amorf tantal-oksit tabakası kaplanmıştır. Kaplama tabakası; parlak, kumlanmış, alkali ve alkali asit işlemleri sonrasında numune gruplarına uygulanmış olup, kaplama öncesi uygulanan yüzey işlemlerinin kaplama sonrası aşınma performanslarına etkisi incelenmiştir. Kaplama sonrası yüzey morfolojilerine olan etki taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve enerji dağılım spektroskopisi (EDS) kullanılarak, yapısal analizleri X-ışını difraksiyonu (XRD) yöntemi ile incelenmiştir. Numunelerin aşınma davranışı oda sıcaklığında kuru kayma koşullarında gerçekleştirilen ball-on disk aşınma testi ile ve aşınma sonrasında gerçekleştirilen SEM incelemeleri, aşınma izi profil ölçümleri, ortalama hacim kaybı hesapları ve sürtünme katsayısı değerlendirmeleri ile gerçekleştirilmiştir. Kaplama işlemi sonrasında, çatlak, boşluk ve heterojenlik içermeyen amorf yapıda Ta2O5 eldesi sağlanmıştır. Kaplama kalınlıkları ≅2,5-5µm olarak ölçülmüştür. Tüm numuneler arasında en yüksek aşınma dayanımı alkali ve alkali asit işlemleri sonrasında kaplanmış olan numunelerde gözlemlenmiş olup, parlatılmış ve işlem görmemiş numune ile kıyaslandığında aşınma sonrası hacim kayıplarının %69-77 oranında azaldığı gözlemlenmiştir.
Sıcak presleme yoluyla üretilen Al6061/GNP kompozitlerin aşınma özelliklerine üretim parametrelerinin etkisi
(2023) Turker Turkoglu; SARE ÇELIK; Nail ASLAN; ENVER ATİK
Bu çalışmada, alüminyum farklı oranlarda grafen nano plaka (GNP) ile takviyelerindirilerek elde edilen kompozit malzemenin tribolojik özellikleri incelenmiştir. Bu kapsamda, numuneler sıcak pres cihazında belirlenmiş olan parametreler altında üretilmiştir. Kompozitlerin aşınma karakteristikleri ball on disk aşınma test metodu kullanılarak belirlenmiştir. Ball on disk test sonuçları ağırlıkça %1 oranında GNP içeren, 600 °C sinterlenen, 45 dakika süresince sinterlenen Al6061/GNPs kopozitlerin en iyi aşınma direncine sahip olduğunu göstermiştir. GNP takviyesi sayesinde, takviyelendirilmemiş Al malzemesiyle kıyaslandığında aşınma oranında %61 azalma elde edilmiştir. Sürtünme katsayısı üzerinde üretim parametrelerinin etkisi Taguchi yöntemi ile araştırılmıştır ve kompozitlerin sürtünme katsayısı üzerinde en etkin parametrenin ağırlıkça GNP oranının olduğu belirlenmiştir. GNP'nin yapıya belli oranlarda eklendiğinde aşınma oranını azaltan önemli bir takviye malzemesi olduğunu sonuçlar göstermiştir.
Metal nanopartiküllerin mikroalgler aracılığı ile yeşil sentezi
(2023) Tugce Mutaf; Gülizar Çalışkan; Suphi Oncel; Murat Elibol
Yeşil sentez olarak adlandırılan, nanopartiküllerin biyolojik kaynaklar aracılığı ile sentezlenmesine olan ilgi son yıllarda artış göstermiştir. Bunun temel nedeni geleneksel yöntemler olan fiziksel ve kimyasal yöntemlerde indirgeyici ve stabilize edici ajanlar olarak yüksek miktarlarda toksik kimyasala ihtiyaç duyuluyor olmasıdır. Daha çevre dostu ve insan sağlığı için tehdit oluşturmayan bitki, fungus, bakteri, alg gibi organizmalar yeşil nanopartikül sentezi için alternatif kaynaklardır. Sucul mikroorganizmalar olan mikroalgler üretmiş oldukları proteinler, vitaminler, pigmentler, yağ asitleri, hücre içi- hücre dışı polisakkaritler gibi fonksiyonel özelliğe sahip metabolitler sayesinde uzun yıllardır gıda, kozmetik ve ilaç endüstrilerinde formülasyonlara eklenmektedir. Bunların yanı sıra, son yıllarda yapılan çalışmalarla nanopartikül sentezinde de yüksek potansiyele sahip oldukları görülmüştür. Özellikle metal iyonlarının depolanmasını ve detoksifikasyonunu yapabildiklerinden ve metal iyonlarını elementel hale indirgeyen hücre içi ve hücre dışı metabolitlerce zengin olduklarından, metal nanopartiküllerin sentezi için yüksek potansiyele sahiptirler. Son yıllarda mikroalglerden nanopartikül sentezine odaklanmış olan yayın sayısı artmış ve pek çok mikroalg türünün gümüş, altın, titanyum, çinko, demir vb. metal nanopartikülleri hücre içi ve hücre dışı yollarla sentezleme potansiyeli araştırılmıştır. Bu derleme makale kapsamında, nanopartikül sentezi için çalışılmış olan mikroalg ve siyanobakteri türleri, kullanılan farklı sentez yöntemleri, nanopartiküllerin sentez mekanizması, temel karakterizasyon yöntemleri ve yeşil sentezle üretilen nanopartiküllerin antimikrobiyal aktivitelerine odaklanılmıştır
Eklemeli İmalat Yöntemiyle Üretilen PLA Öksetik Tasarımların Mekanik Özelliklerinin İncelenmesi
(2023) Ahu Çelebi; Mustafa Mertcan İmanç
FDM (eriyik biriktirme modelleme), eklemeli imalatta en yaygın kullanılan teknolojilerden biridir. Bu teknolojiyle genellikle PLA (polilaktik asit) gibi çeşitli polimer malzemeler kullanılır. PLA filament, biyolojik olarak parçalanabilirlik, biyolojik uyumluluk ve işlenebilirlik gibi özellikleri nedeniyle 3D baskı için yaygın olarak kullanılan bir polimerdir. Bu çalışmada, PLA hammadde ve hücresel öksetik yapıları tasarımda kullanılmıştır. Öksetik tasarımları metamalzemeler olarak adlandırılır ve ileri özelliklere sahip ve çeşitli geometrilerle elde edilebilen yapılar olarak bilinir. Çalışmada kullanılan öksetik tasarımları missing-rib, re-entrant ve kiral şeklindedir. Öksetik hücresel malzemelerin en büyük avantajlarından biri, hacimli bir malzeme olmamasıdır. İskelet yapısı yüksek mukavemeti düşük yoğunlukta sağlar. Bugün, bu mekanizmaya dayanan mühendislik uygulamalarında kullanılabilecek tasarımlar üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Özellikle tıp alanında ve yüksek hassasiyet gerektiren özel ürünlerin tasarlandığı ve üretildiği alanlarda önemli bir yere sahiptir. 3D baskı teknolojisi ile olan ilişkisini düşündüğümüzde, 3D baskı karmaşık ve kişisel tasarımlar için öksetik yapıların imalatını mümkün kılar. Üretilen parçaların mekanik ve kırılma yüzeylerinin özelliklerini karşılaştırmak amacıyla çekme, basma ve yüzey pürüzlülük testleri uygulanmıştır.
Analyzing Peak Clipping for Load Factor Improvement: Real Case Studies of a Solar Power Plant in a University Campus
(2023) OSMAN DEMIRCI; EMIR KAAN TUTUS; SEZAI TASKIN; Gökhan ÇETİN; Macit Tozak
The increasing demand for sustainable energy solutions has sparked a growing interest in solar power plants (SPPs) as a viable option for reducing reliance on conventional energy sources. With the integration of SPP, the potential arises for a decrease in grid dependency during the day and improved stability in demand-side load profiles. To enhance the contribution of SPP toward sustainable energy solutions, it is crucial to explore effective load management strate- gies, including peak clipping. This paper investigates peak clipping as one of the demand-side management (DSM) techniques facilitated by SPP. The objective of this study is to provide comprehensive insights into the practical application of peak clipping techniques and their impact on improving the load factor (LF). To achieve this objective, the analysis in this study utilizes real data derived from an operational SPP located in the central campus of Manisa Celal Bayar University. To evaluate the impact of SPP on peak clipping and LF, a series of diverse case studies which encompass a range of campus scenarios are undertaken. The aim is to thoroughly analyze and understand how SPP systems affect peak clipping and LF under different circumstances. The analysis reveals significant improve- ments in LF resulting from the integration of the SPP, ranging from 1.04% to 10.62%. Results show that transition to online education and reduced campus population positively impacted LF during coronavirus disease 2019 compared to pre-pandemic times. These findings align with the dynamics of the campus lifestyle and underscore the favorable effects of these factors on LF.
BaTiO3/SrTiO3@MO Hibrit Nanoyağlayıcılar için Termofiziksel Özelliklerin Araştırılması
(2023) Mustafa Akkaya
Son yıllarda ısıtma sistemlerinde nanoakışkanlar, soğutma ve iklimlendirme sistemlerinde de nanoyağlayıcılar çalışma sıvısı olarak kullanılmaktadır. Isı transfer özelliklerin gelişiminde, bu süspansiyonlarda metal oksitlere ve karbon bazlı bileşiklere yoğun şekilde yer verilmektedir. Birden fazla nanopartikülün hibrit olarak birleştirilmesiyle elde edilen nanoyağlayıcılar sıklıkla kullanılmaktadır. Bu bağlamda, BaTiO3/SrTiO3@MO hibrit nanoyağlayıcısının yoğunluk, ısı kapasitesi, termal iletkenlik ve viskozite gibi termofiziksel özellikleri hesaplanmıştır ve karşılaştırmalar yapılmıştır. Çalışmada hibrit yapı içerisinde katı parçacık olarak BaTiO3 ve SrTiO3 nanopartikülleri kullanılmıştır. Nanoyağlayıcı içerisindeki nanopartiküllerin termofiziksel özellikleri de incelenmiştir. Nanopartiküllerin, hibrit yapı içerisindeki karıştırma oranı 1:1 olarak katkılanmıştır. Ayrıca, 100 ml mineral yağ (MO) içerisindeki partükül kütle fraksiyonu %1.0 olarak belirlenmiştir. Tekli ve hibrit nanoyağlayıcıların termofiziksel özellikleri kıyaslandığında, soğutma sistemleri için hibrit yapıların performansının daha iyi olduğu görülmüştür.
SYSTEM IDENTIFICATION AND VIBRATION ANALYSIS OF ROTATING BEAM WITH LATTICE STRUCTURES
(2023) serkan çaşka; Muhammed Enes Dokuz; Mustafa Aydin; Mehmet Mert İlman; SAHIN YAVUZ
Today, lattice-structured materials are used in many engineering applications. Research and applications including lattice structures focused on obtaining lightweight components with the optimal distribution. In literature, studies on obtaining vibration models of the beams with lattice structures are limited. In this study, vibration models of rotating beams with lattice structure were obtained by using system identification methods. Beams used in the experimental phase of this study were produced using FDM 3D printer. Three types of lattice structure such as triangular, hexagonal, and square rotated were used. Lattice-based generative design program nTopology was used for the design of the beams. The experiments were carried out using a setup that includes a servo system and a wireless accelerometer. It was proved that the obtained models successfully represent the vibration behavior of the rotating beams. The success of the vibration models of the rotating beams was compared and discussed using tables and figures.
Structural and Dielectric Properties of RE3+, B3+ co-doped (RE3+=Sm3+, Dy3+) BaTa2O6 Tetragonal Tungsten Bronze-Type Ceramics
(2024) mustafa ilhan; Mehmet İsmail KATI; Lutfiye feray Guleryuz
In this paper, the effect of boron doping on dielectric properties was investigated using BaTa2O6:xSm3+, yB3+ (x=5 mol%, y= 0, 5, 15, 30, 50, 70, 100 mol%) and BaTa2O6:xDy3+, yB3+ (x=10 mol%, y= 0, 5, 15, 30, 50, 70, 100 mol%) tungsten bronze ceramics fabricated by the conventional solid-state synthesis. XRD (X-ray diffraction) results revealed a single BaTa2O6 phase with space group P4/mbm (127) for both series. Additionally, in both series, there was an increase in crystallite sizes and cell parameters with increasing B3+ concentration. SEM (scanning electron microscopy) examinations indicated that the increase of boron promoted grain growth and grain elongation. In impedance results, in both series, increasing boron concentration up to 100 mol% increased the dielectric constant. Moreover, the presence of boron was associated with a relaxing transition in the B-site substitution of RE3+ (RE=Sm, Dy) ions and a contribution to the dielectric permittivity, while the increase in tetragonality or c/a ratio for both series was ascribed to the increase in the ferroelectric Curie temperature. In both series, a decrease in dielectric loss (tan δ) occurred, which was explained by the increasing sintering temperature effect with increasing boron, reducing the mobility of oxygen vacancies.
Yerel olmayan elastisite teorisine göre üç mesnetli nano kirişin doğrusal olmayan titreşim davranışı
(2024) Necla Togun; Burak emre Yapanmış; Burak emre Yapanmış; SÜLEYMAN MURAT BAĞDATLI
Nano ölçekli cihazların önemi her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle nano elektromekanik yapılarda nano kiriş, nano levha, nano çubuk vb. nano yapılar son zamanlarda mühendislerin odak noktası olmuştur. Bu noktadan hareketle, sunulan çalışmada üç mesnetli nano kirişin doğrusal olmayan titreşim davranışı sayısal olarak incelenmiştir. İlk olarak doğrusal doğal frekanslar hesaplanmış ve ardından doğrusal olmayan düzeltme terimleri sayesinde doğrusal olmayan doğal frekanslar bulunmuştur. Doğrusal olmayan davranışı açıklığa kavuşturmak için genliğe bağlı doğrusal olmayan doğal frekans değişim grafikleri ve doğrusal olmayan frekans tepki eğrileri çizilmiştir. Yerel olmayan parametre, ikinci mesnet konumu ve farklı mod etkileri kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Ayrıca farklı ilk ve son mesnet türleri irdelenmiştir. Yerel olmayan parametrenin ve ortadaki mesnet konumunun nano kiriş için büyük önem taşıdığı gösterilmiştir. Söz konusu durum yüksek modlarda daha net bir şekilde görülmüştür.
Potential Anti-SARS-CoV-2 Effects of Gossypol and AT-101: Molecular Docking Study Against Angiotensin Converting Enzyme 2
(2024) Suleyman ILHAN; harika atmaca
This study explores the potential anti-SARS-CoV-2 effects of gossypol (GP) and its AT-101 derivative through in silico molecular docking simulations. GP and AT-101 are natural and modified compounds, respectively, with promising biological activities. Using Autodock Vina software, molecular docking simulations were performed to assess the binding interactions between GP, AT-101, and the receptor binding domain of angiotensin-converting enzyme 2 (ACE2) which plays a vital role in facilitating viral entry into host cells. The docking results revealed that GP and AT-101 exhibited favorable interactions with ACE2, suggesting their potential as anti-SARS-CoV-2 agents. GP formed seven hydrogen bonds with ACE2, while AT-101 formed eight, indicating more stable binding and superior interaction. However, it is important to acknowledge that these findings are based on in silico modeling and further research is required to validate the antiviral properties of l and AT-101 in vitro and in vivo. Moreover, the long-term safety and efficacy of these compounds for COVID-19 treatment warrant further investigation through clinical trials. In conclusion, this in silico study provides preliminary evidence of the potential anti-SARS-CoV-2 effects of GP and AT-101 by demonstrating their ability to interact with ACE2. However, it is important to acknowledge that these findings are based on in silico modeling and further research is required to validate the antiviral properties of GP and AT-101 in vitro and in vivo.

Browsing by Subject "Nanobilim ve Nanoteknoloji"

Results Per Page

Sort Options