Browsing by Subject "Siyasi Bilimler"
Now showing 1 - 20 of 67
Results Per Page
Sort Options
Item Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Mali Sistemdeki Değişimlerin Toplumsal Yapı Üzerine Etkisi(2006) Ali Rıza GÖKPINARMali olayların özellikle vergilerin, insanlar veya sosyal gruplar üzerinde önemli etkileri olmaktadır. Sosyo-ekonomik açıdan bir bozulma mali krizin en önemli nedenidir. Vergiler kamu hizmetlerinin finansmanını karşılamada önemli bir araç olduğu kadar ekonomik ve sosyal boyutları açısından da toplumsal yaşamda önemli bir yere sahiptir. Toplumsal yaşamla yaşıt olan vergiler, tarih boyu yöneten ve yönetilenler arasında çeşitli uyuşmazlıklara neden olmuştur. Bu çalışmada, mali sistemdeki değişimlerin özellikle de kamu harcamalarının finansmanında vergiler ve vergilerin toplanma biçimlerindeki değişimlerin toplumsal yapının biçimlendirilmesinde önemli bir paya sahip olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır.Item Aydın Vilayetinde Çırak Mektepleri(2006) ERTAN GÖKMENOsmanlı Devlet’inde sıbyan mektepleri ve medreseler en yaygın eğitim kurumları idi. Sıbyan mektepleri her mahallede bir veya birkaç tane bulunurdu. Fakir, kimsesiz ve geçim sıkıntısı çeken çocuklar sıbyan mektebine gitmeden hayatını kazanması için bir usta yanına çırak olarak verilirdi. Çırak, ustasından mesleki bilgilerini ve esnaf geleneklerini öğrenirdi. Ancak ustası yanında okuma yazmayı ve dinî görevlerini yapacak kadar dinî bilgileri elde edemezlerdi. Hem ülke çapında eğitimi yaygınlaştırmak hem de bir usta yanında çalışan çırakların cahil kalmasını önlemek için II. Mahmut döneminde ilköğretim zorunlu hâle getirilmesine rağmen yine de bazı aileler çocuklarını okula göndermeden bir usta yanına çırak olarak vermeye devam etmişlerdir. Okula gitmeyen çocuklar için 1868’de ve 1914’te bazı okullar açıldı ise de bu sadece İstanbul ile sınırlı kalmıştır. Aydın vilayetinde de yetim ve kimsesiz çıraklara okuma yazma ve dinî bilgiler öğretmek için çırak mektepleri açılmıştır. İlki 1893 yılında Saruhan sancağında diğerleri de bu tarihten sonra Aydın vilayetinin farklı sancak ve kazalarında açılmıştır. Bu çalışma, bu okulların niçin açıldığını, bu okullarda hangi derslerin öğretildiğini, okulların kaç öğrencisi ve öğretmeninin olduğunu ve çırak mekteplerinde kaç yıl eğitim verildiğini ele almaktadır.Item Item Tek parti iktidarında basın muhalefeti: Milliyet dergisi örneği(2009) SALHADİN GÖKCemal Kutay tarafından 1946 yılında çıkartılan Millet dergisinin olaylara bakış açısı özellikle tek partili siyasi yaşamın hüküm sürdüğü tarihlerde Türkiye’de yaşanılanların değerlendirilmesi açısından önem taşımaktadır.Biz, bu yazımızda derginin fikrî yönünü tespit etmek amacı ile başlıklar altında konulara yaklaşımını araştırdık.Eğilim olarak muhafazakâr, milliyetçi ve sağ görüşlü bir yayın organı olarak niteleyebileceğimiz bu dergi de daha çok siyasi içerikli yazılarla dikkat çekmekle birlikte, dinî alanda yazılar da yer almaktadır. Ele alınan konular güncel bir bakış açısı ile işlendiği gibi tarihsel olaylar ile bağlantı kurularak da değerlendirilmiştir. Dergi yayınlarında toplıma karşı var olar baskılardan şikayet etmiş, ,ktidarın icaatlarında kaynaklanan sorunlara dikkat çektiği gibi, milleti değerlerinden uzaklaştıracak akımlara karşı da mücadele vermiştir.Item 2004 yılında Avrupa birliği'ne aday olan ülkelerdeki eğitim sisteminde duyulan memnuniyet üzerine bir araştırma(2009) Sibel SelimÖZET: Bu çalışmada amaç, 2004 yılında Avrupa Birliğine aday olan ülkelerdeki eğitim sistemlerinden duyulan memnuniyet düzeyini etkileyen faktörleri incelemektir. Çalışmada, Eurobarometer 2004.1 veri seti kullanılarak sıralı logit model tahminleri elde edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre, ele alınan ülkeler içerisinde eğitim sisteminden duyulan memnuniyetin en düşük düzeyde olduğu ülke Türkiye’dir. Ayrıca, eğitim sisteminden duyulan memnuniyet üzerinde en fazla etkisi olan değişkenlerin; ülkelere ait olan değişkenler, hükümete duyulan güven ve eğitimin ilgili ülkede karşı karşıya olunan en önemli iki sorundan biri olup olmadığını yansıtan değişken olduğu görülmüştür.Item CUMHURİYET DÖNEMİNDE HÜKÜMETLERİN VE SİYASİ PARTİLERİN TARIM VE ÇİFTÇİ ÖRGÜTLENMESİNE YAKLAŞIMLARI(2009) O. Murat KOÇTÜRKTürkiye\\'de 1923-2009 yılları arasında iktidara gelmiş 60 hükümetin programları incelendiğinde bütün hükümet programlarında tarımın önemine değinilmiş, tarımda çiftçi örgütlenmesinin sağlanması hedeflenmiştir. 1963 yılından itibaren DPT\\'nin hazırladığı Beş Yıllık Kalkınma Planlarında da hükümet programları ile büyük benzerlikler olduğu görülmektedir. Özellikle 1980\\'den sonra serbest piyasa uygulamalarının yoğunluk kazandığı dönemde iktidara gelen ya da faal olan bazı siyasi parti programları açısından konu irdelendiğinde, partilerin tarım sektörüne genel olarak önem verdikleri, bir-iki parti hariç diğerlerinin çiftçi örgütlenmesine pek yer vermediği görülmektedir. 2000 yılından sonra ciddi biçimde ele alınan AB\\' ne tam üyelik hedefi doğrultusunda tarımda yapılan yasal düzenlemeler çok olumlu gelişmelerdir. Tarımın sorunlarının ancak çiftçilerin ekonomik amaçlı örgütlenmesi olan bağımsız kooperatifler ve güçlü Ziraat Odaları yoluyla çözülebileceğine inanmaktayız.Item İhracata dayalı büyüme modelinin imalat sanayi ihracatı üzerindeki etkisinin saptanmasına ilişkin bir araştırma(2010) İLKAY DİLBER; DENİZ ZÜNGÜNDış ticarete bakış açısına göre gelişmekte olan bir ülke, sanayileşme politikalarına yönelik olarak iki farklı yol izleyebilmektedir. Bunlardan ilki, korumacılığa dayanan ithal ikameci sanayileşme politikası; ikincisi de, uluslararası ekonomiyle bütünleşmeyi amaçlayan ihracata dayalı sanayileşme politikasıdır. Türkiye, ekonomisini kalkındırmak amacıyla her iki politikayı da uygulamıştır. Ülkemizde 1963 yılından itibaren uygulanan ithal ikameci sanayileşme politikaları yetersiz kalmaya başlayınca, 24 Ocak 1980 tarihindeki İstikrar Programı çerçevesinde alınan karar ile ihracata dayalı sanayileşme politikası benimsenmiştir. Söz konusu politikaların yarattığı olumlu gelişmeler sonucunda, Türkiye'nin ihracat hacminde önemli düzeyde artışlar gerçekleşirken; ihracat ürün kompozisyonu da değişikliğe uğramıştır. Bu değişime en iyi kanıt ise; ekonomik yapı içerisindeki en önemli sanayi dallarından imalat sanayinin ihracat kaleminde görülen inanılmaz gelişimdir.Item 1950-1970 döneminde Türkiye'de bazı önemli ekonomik ve siyasi gelişmeler(2010) O. Murat KOÇTÜRK; Sema KORKMAZ1950 'li yıllarda, Türkiye'de çok partili parlamenter rejime geçilmiştir. 1950 seçimleriyle Cumhuriyet Halk Partisi, iktidarı Demokrat Partiye bırakmıştır. Bu çalışmada, demokrat parti döneminde yaşanan ekonomik ve siyasi olayların, Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri değerlendirilmeye çalışılmıştır. Demokrat partinin başlattığı liberalleşme süreci, 1960 yılında yaşanan askeri darbeyle kesintiye uğramıştır. Ayrıca 1950-1970 döneminde dış ilişkiler ve politikalar da artmıştır. Türkiye'nin NATO ve AET' ye katılma süreci ve AB ilişkileri gündeme gelmiştir. Bu dönemdeki bazı dış sorunlar Bağdat Paktı ve Balkan Paktı'yla çözülmeye çalışılmıştır.Item Feminist kimliğin oluşumu: 1930’lar türkiye ve ingiltere’sinde kadın hakları(2011) BERNA AYÇA ÜLKER ERKANBu makale, Türkiye Cumhuriyeti kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün modern bir Türk toplumunu oluşturma aşamasında yaptığı reformlardan biri olan Türk kadın haklarının elde edilmesi ve 1930’lar İngiltere’sinde kadın haklarının durumu konusunu tartışır. Türkiye’deki kadınların seçme hakkı, modernleşme sürecinin bir parçası olarak birçok Batılı ülkelerden daha önce kurumlaştırılmıştır. Atatürk, kadın haklarını en ileri modern, demokratik ve laik bir Müslüman devlet kurma amacı ile devrimleştirmiştir. Halen, “kurtuluşun ötesinde özgürlük” arayışı içinde olan 1980’lerin feministleri, ülkenin modernleşme aşaması olarak görülen Kemalist devrimlerini sorgular. İngiltere’deki kadın hakları, kendi haklarını savunan kadınlar tarafından ortaya çıkartılırken, Türkiye’deki aynı haklar Atatürk’ün ulusal politikası olarak ortaya çıkmıştır.Item Bürokrasi-Demokrasi ilişkisi ve bürokratların seçilmişlerce kontrolü sorunu(2011) fatih demirBu çalışmada uluslararası literatürde bürokrasinin siyasi/demokratik kontrolü ile ilgili olarak yapılan bazı tartışmalar, ortaya atılan teoriler ve geliştirilen modeller ele alınacaktır. Çalışma idare hukuku ve anayasa hukukunda öngörülen meclis soruşturması, kamu denetçisi gibi idarenin denetlenme biçimlerine fazla değinmeksizin, konuyla ilgili teorik tartışmalara odaklanmayı amaçlamaktadır. Bürokrasinin demokratik kontrolünün nasıl sağlanacağı uzun zamandır tartışılan bir konudur; asil-vekil kuramı, temsili bürokrasi yaklaşımı, idari prosedürler ve bürokrasinin politizasyonu bu sorun için önerilen çözümler arasında sayılabilir. Bunların her birinin ideal bürokrasi tipinden uzaklaşma riski taşıdığı bir gerçektir, ancak bu, halkın egemenliğinin idareye yansıması için ödenmesi gereken bir bedel olarak kabul edilebilir.Item Kamu politikası ve politika analizi çalışmalarının teorik çerçevesi(2011) fatih demirKamu politikası ve politika analizi, Türkiye’de henüz nispeten genç bir alandır. Esasen zaten oldukça yakın olan siyaset bilimi ile kamu yönetimi disiplinleri arasındaki ortak zeminde kendine yer bulan kamu politikaları çalışmaları, politika analizi ile beraber ele alınmaktadır. Siyasa yapım süreci, gündem oluşturma, siyasa formülasyonu, siyasa tasarımı, siyasa uygulama ve siyasa değerlendirme gibi aşamalardan oluşmaktadır. Kamu politikalarının etkinliği tüm bu aşamalardan geçen siyasanın düzgün şekilde üretilmesine bağlıdır. Çalışmada kamu politikası ve politika analizi ile ilgili uluslararası literatürde mevcut olan teorik çerçeve ve tartışmalar ortaya konmaktadır.Item Prens Ferdinand ve Ekzarh Yosif arasındaki bazı mektuplaşmalarda Makedonya ve komitalar(2012) ARZU TAŞCAN1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşından sonra Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı bir Prenslik olan Bulgaristan Şarkî Rumeli ve Makedonya’yı da kapsayan tam bağımsız bir devlet olma sevdasını sürdürmüş ve faaliyetlerine başlamıştır. Prensliğin bu faaliyetlerinin başta gelen destekçisi de Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentinde bulunan Ekzarhâne olmuştur. Makedonya’da da aynı amaca hizmet etme amacıyla ihtilâl komitaları kurulmuştur. Bu durumda karşılıklı ilişkiler içerisine giren “Ekzarhâne-Prenslik-Komita” aynı hedeflerde birleşmişlerdi: Makedonya’yı Prenslik sınırlarına dâhil etmek ve bağımsız Bulgaristan’ı kurmak. Bu nedenle Ekzarhâne’ye bağlı din adamları ve Prenslik Berlin anlaşmasının hemen ardından ihtilâl komitalarına her türlü yardım ve desteği sağlamış, Bulgarlar arasında propagandalar yapmak yoluyla da onları bağımsızlık için teşvik etmiştir. Bununla birlikte Ekzarhâne ve Bulgar Prensliği’nin Makedonya ihtilâl komitalarıyla olan ilişkileri her zaman iyi olmamıştır. 1900 yılının başlarından itibaren komitalarla Ekzarhâne arasında ciddî problemler görülmeye başlamıştır. Bu çalışmamızda, Bulgar Ekzarhânesi ile Bulgar Prensliği arasında yapılan söz konusu problemleri içeren bazı gizli mektupları ele alacağız. Ayrıca bu mektuplardan yola çıkarak Bulgar Ekzarhı’nın Osmanlı Devleti’nin bir memuru olarak siyasi gayelerle nasıl hareket ettiğini ortaya koyacağız.Item Demokrat parti’nin manisa vilayeti’nde teşkilatlanması (1946)(2012) Ömer KARAKAŞBu çalışmada, Demokrat Parti’nin 1946 senesinde Manisa Vilayeti’nde teşkilatlanma konusu ele alınmıştır. Öncelikle, DP’nin ülke genelinde örgütlenme konusuna değinilmiş, daha sonra Manisa vilayetinde merkez ilçe teşkilatlanması incelenmiştir. DP’nin Manisa kazaları ve köylerindeki teşkilatlanma çalışmaları da ayrıca ele alınıp değerlendirilmiştir. Sonuç bölümünde ise halkın DP’ye karşı olan teveccühünün altında yatan nedenler ve Manisa vilayetinde süratli bir şekilde teşkilatlanmasının sebepleri irdelenmiştir.Item Küreselleşme ile Yeniden Şekillenen Ulus-Devlet Anlayışı(2012) Neslihan YALÇINKAYA; MUSTAFA HAKAN YALÇINKAYA; COŞKUN ÇILBANTSanayi devrimi ile birlikte liberal düşüncenin önem kazanması “Piyasa Ekonomisi” olarak adlandırılan ekonomik sistemin gelişmesi ve buna bağlı olarak zamanla sınırların ortadan kalkması ile herhangi bir ülkede ortaya çıkan ekonomik kriz diğer ülkelerin temel makro ekonomik göstergelerini daha hızlı ve derinden etkiler olmuştur. Küresel krizler ulus devletlerin ulaşmak istediği makro ekonomik hedeflerin gerçekleşmesini güçleştirirken ülkelerin üretim yapısı, fiyat istikrarı, ödemeler dengesi gibi makro ekonomik değişkenleri kökten etkileyerek hem bir yandan ulus devletlerin ortadan kalkmasına hem de ülkelerin ekonomik performans yapılarının düşmesine neden olmaktadır. Özellikle zengin doğal kaynaklara sahip ülkelere giren sermayenin bir ekonomik kriz anında ülkeyi hızlı bir şekilde terk etmesi krizin etkilerini daha da derinleştirmekte ulus devletin makro ve mikro ekonomik dengelerini alt üst edebilmektedir. Küresel krizlerde ekonominin ulus devletlerce yönetiminin güç olması ve sahip olduğu ekonomiyi yönlendirecek enstrümanların yeterince etkin kullanılamaması sonucu Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için krizlerin ekonomideki makro ve mikro etkileri gerekli önlemlerin zamanında alınmaması halinde daha da yıkıcı olabilmektedir.Item 1954 Kıbrıs olaylarının İzmir basınına yansımaları(2013) NURETTIN GÜLMEZ; Mehmet TAŞKINOĞLUII. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan yeni düzenin bir yansıması olarak Kıbrıslı Rumlar adanın Yunanistan’a ilhakı tezini ortaya atmışlardır. Yunan hükümeti bu süreçte Türk ve İngiliz dostluk ilişkilerinin hassasiyetine rağmen konuyu BM’ye taşımak suretiyle Kıbrıs’ı topraklarına katmak için yoğun diplomatik faaliyetlerde bulunmuştur. Bu çalışmalarla Yunanistan siyasal ve hukuki kazanımlar elde etmek istemiş; ancak BM’deki müzakerelerde uluslararası toplumu tam olarak ikna edememiş ve istediği sonuca ulaşamamıştır. Adada yaşayan Türklerin sayıca az olması, ekonomik ve siyasal varlıktan yoksun olmalarının yanı sıra Türkiye’nin çeşitli nedenlerle Kıbrıs davasına ilgisiz kalması 1954 Kıbrıs olaylarında Rum kesiminin elini güçlendirmiştir.Item BALIKESİR'DE SERBEST CUMHURİYET FIRKASI'NINTEŞKİLATLANMASI VE BELEDİYE SEÇİMLERİ (1930)(2013) Ömer KARAKAŞBu makalede, Cumhuriyet döneminde Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası'ndan sonra kurulan ve ikinci demokrasi deneyimi olan Serbest Cumuriyet Fırkası'nın Balıkesir vilayetindeki teşkilatlanması ve 1930'da yapılan belediye seçimleri ele alınmıştır. Öncelikle, SCF'nin teşkilatlanma öncesinde ve teşkilatlandığı sırada Balıkesir vilayetinin sosyo- ekonomik yapısı değerlendirilmiştir. Bahsi geçen yıllarda, zeytin, tütün gibi ihracat ürünleri ile geçimini sağlayan Balıkesir halkının zor durumda olduğu görülmektedir. Özellikle köylü, üzerine düşen vergileri ödemekte zorlanmakta, Ziraat Bankasından tarımsal faaliyetlerini sürdürmekte gerekli olan krediyi alamamaktadır. Ayrıca, vilayet halkınının devlet memurlarından da bazı şikayetlerinin olduğu anlaşılmaktadır. Memurların görevlerindeki bazı suistimalleri mahalli basın kaynaklarında yer almıştır. Hükümetin başta sıtma olmak üzere bulaşıcı hastalıklarla mücadelede yetersiz kaldığı görülmektedir. Söz konusu şikayet konularının SCF'nin Balıkesir' de siyasi teveccüh görmesinde önemli bir etken olduğu söylenebilir. SCF lideri Fethi Okyar, çıktığı Ege gezisinde Balıkesir'de bir miting düzenlemiştir. Balıkesir halkının mitinge olan yoğun katılımı SCF'nin bu ildeki siyasi ağırlığını göstermesi bakımından anlamlıdır. SCF lideri konuşmasında, ağırlıklı olarak yukarıda dile getirilen halkın hükümetten şikayetçi olduğu konuları ele almnıştır. SCF Balıkesir'de hızlı bir şekilde teşkilatlanmıştır. Sadece şehir merkezinde değil aynı zamanda ilçelerde ve köylerde de teşkilatlanma çalışmaları yaptığı anlaşılmaktadır. Bu çalışmalar sırasında CHF'nin muhalefeti hatta yer yer engelemeleri ile de karşılamıştır. Diğer Batı Anadolu vilayetlerinde olduğu gibi Balıkesir'de de 1930 belediye seçimlerinde yolsuzluk ve usulsüzlükler olduğu vakıa'dır. CHF lilerle SCF üyeleri arasında yaşanan tartışmalardan sonra SCF seçimlere katılmaktan vazgeçmiştir. Bilindiği gibi Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın feshinden sonra Menemen olayı meydana gelmiştir. Olaydan sonra Örfi idare ilan edilen illerden birisi de Balıkesir'dir. Balıkesir vilayetinde, SCF ile Menemen olayı arasında bir ilişki var mıdır? Olaydan sonra tutuklananlar olmuş mudur? Makale'de bu soruların da cevabı aranmaya çalışılmıştır.Item Mustafa Fevzi (Sarhan) son şer’iye ve evkaf vekili, manisa milletvekili(2013) Mehmet TAŞKINOĞLUCumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Manisa milletvekilliği yapmış olan Mustafa Fevzi (Sarhan), 30.10.1923 – 03.03.1924 yılları arasında görev yapan son Şer’iye ve Evkaf Vekili’dir. Akhisar’da bilahare İstanbul’da geçirdiği başarılı tahsil hayatından sonra devletin çeşitli kademelerinde memuriyet hizmetlerinde bulunmuştur. Osmanlı Mebusan Meclisi’nde II ve III. Dönem Saruhan mebusu, II, III ve IV. Cumhuriyet hükümetleri döneminde de, Manisa milletvekili olarak parlamentoda aktif görevler üstlenmiştir. Kamuoyunda “Karga Fetvası” olarak bilinen olayla ilgili olarak, TBMM’de soru önergesine muhatap olmuştur. Modern Türkiye’nin inşasında Halifelik, Şeyhülislamlık, Şer’iye ve Evkaf Vekâleti gibi geleneksel dini kurumların devlet işlerinden ayrı tutulmasına yönelik gerçekleştirilen inkılâplara sadık kalarak yenilikçi kadroyla birlikte hareket etmiştir. Mustafa Fevzi (Sarhan), Manisa milletvekili olarak seçim çalışmalarında bulunmuş, devlet adına kamu davalarına katılmış ve TBMM’de çok sayıda konuşma yapmıştırItem Alaşehir Kongresi’nde bir belediye başkanı: Galip bey(2013) Meltem ÖNDER; NURETTIN GÜLMEZI. Dünya Savaşı’nda mağlup olan Osmanlı Devleti, 30 Ekim 1918’de koşulları çok ağır olan Mondros Mütarekesi’ni imzalamak zorunda kalmıştı. Bu antlaşma hükümleri ile Anadolu’yu işgal için uygun fırsatı yakalayan Avrupalı devletler, bu düşüncenin ilk uygulamasını 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal ederek gerçekleştirmişlerdi. Böylece Batı Anadolu’da Yunanlılarca başlatılan işgaller iç bölgelere doğru üç koldan devam etmiş ve 25 Mayıs 1919’da Manisa işgal edilmiştir. Manisa’nın işgalinin ardından sıra diğer Batı Anadolu kentlerine gelmiş ve bunlardan biri olan Alaşehir, düşman ilerleyişine dur diyebilmek için gereken çabayı, 16–25 Ağustos 1919 tarihleri arasında düzenlediği kongre ile göstermiştir. Kuva-yı Milliye’nin örgütlenmesine sağladığı yararlar ile dikkat çeken ve temeli 26 Temmuz 1919’da Balıkesir Harekâtı Milliye Kongresi’ne dayanan Alaşehir Kongresi’ne, Alaşehir delegesi olarak Belediye Reisi Galip Bey, Ethem Beyzade Ömer Bey (Kongre Kâtibi), Mütevellizade Akif, Cevdet, Nazmi, Hacı Ali Beyler ve Kuva-yı Milliye Kumandanı Hüseyin Paşazade Mustafa Bey (Kongre Reisi Vekili) katılmıştır. Bu makalenin konusunu oluşturan Alaşehir Belediye Reisi Galip Bey, Mütevellizade Akif Bey ile birlikte Alaşehir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni kurarak Alaşehir ve yöresindeki Milli Mücadele hareketinin oluşumuna katkı sağlamıştır. Ayrıca kendisi Alaşehir’deki Kuva-yı Milliye faaliyetlerinin yürütülmesinde uyulacak kuralları belirlemek için toplanan talimatname hazırlama komisyonu üyesi olarak da önemli hizmetlerde bulunmuştur. Dolayısıyla bu makale ile öncelikle Galip Bey’in kısaca hayat hikâyesine değinilecek; ardından kendisinin Alaşehir Kongresi sürecindeki faaliyetleri açıklanarak kongreye etkisi değerlendirilmeye çalışılacaktır.Item Alaşehir Kuva-yı Milliye komutanı Mustafa Şahyar Bey(2013) NURETTIN GÜLMEZ; Bülent TAHANCIİtilaf Devletleri, Anadolu toprakları üzerindeki işgal planlarını, Yunanlıların İzmir’i işgal etmesiyle uygulamaya başlamışlardır. Bu durum özellikle Batı Anadolu üzerinde büyük bir tehdit oluşturmuştur. Savunmasız bırakılan devletin durumu karışışında Anadolu halkı, kendi kurduğu Kuva-yı Milliye adı verilen gönüllü birliklerle düzenli ordu kuruluncaya kadar düşmanı oyalayarak, Millî Mücadele’nin teşkilatlanma çalışmalarına zaman kazandırmıştır. Batı Anadolu’da ilk Kuva-yı Milliye birliği Alaşehir’de Mustafa Bey tarafından kurulmuş, Kaymakam Bezmi (Nusret) Bey, başından beri Kuva-yı Milliye’nin kurulmasında silah ve cephane vererek destek olmuştur. Batı Anadolu’da Yunanlılara karşı oluşturulacak savunma hattının belirlenmesi, silah ve mühimmat ihtiyacının karşılanması amacıyla düzenlenen Alaşehir Kongresi’ne ev sahipliği yapması, bu şehrin önemini arttırmıştır. Mustafa Bey, Alaşehir Kongresi’nin düzenlenmesinde de görev alarak, Millî Mücadele’ye olan katkılarını sürdürmüştür. Kongreden sonra Çerkez Ethem’le cephede yaptıkları egemenlik mücadelesi, üzerinde önemle durulması gereken konulardan biridir. Bu makalede Alaşehirli Hüseyin Paşazade Mustafa Bey’in Millî Mücadele döneminde şehrin kurtuluşu adına yapılan çalışmalara olan katkısı ve üstlendiği vazifeler üzerinde durulacaktır.Item Alaşehir Kongresi’ne katılanlar ve sosyal statüleri(2013) Göktuğ İpekKongreler, Kurtuluş Savaşı’na ve bağımsızlığa giden yolda oldukça önemlidir. Ülkede işgalin en yoğun yaşandığı Batı Anadolu’da gerçekleştirilen kongreler ise ayrı bir öneme sahiptir. Haziran 1919’dan Mart 1920’ye kadar Batı Anadolu’da yapılan çeşitli kongrelerle Milli Mücadele’de önemli eşikler aşılmış ve ilerisini etkileyecek kararlar alınmıştır. Bu kongrelerin çoğu her ne kadar yerel kongreler olsalar da, ülkenin kaderinde önemli role sahiptirler. Bu kongrelerden biri olan Alaşehir Kongresi de, Batı Anadolu’daki kongreler silsilesinin en mühimlerindendir. 16–25 Ağustos 1919 tarihleri arası gerçekleştirilen kongre aynı zamanda, Manisa bölgesinde yapılan tek kongre olma özelliğine de sahiptir. Gerek alınan kararlar gerekse katılımcılarıyla hem kendinden sonraki kongrelere ve hem de ülkedeki gelişmelere etki etmiştir. Tüm bu sebeplerden dolayı Alaşehir Kongresi’ne katılanların irdelenmesi önem arz etmektedir. Zira Batı Anadolu’nun birçok yerinden gelerek kongreye katılan kişiler, Milli Mücadele’de etkin görevler üstlenerek değerli hizmetlerde bulunmuştur. Bu çalışmayla aynı zamanda bugün hayatları hakkında kısmen bilgi sahibi olsak da çoğu karanlıkta kalmış olan kongre delegelerine dikkat çekilmeye çalışılmıştır.