Browsing by Subject "Spektroskopi"
Now showing 1 - 12 of 12
Results Per Page
Sort Options
Item İyon aşılanmış yalıtıcı malzemelerde optiksel soğurma ve lüminesans çalışmaları(2005) TURGAY KARALI; Rana Kibar; Ahmet Çetin; Nurdoğan CANSon yıllarda optoelektronik ve doğrusal olmayan optik için ümit verici malzemelerden olan metal nanoparçacıklar içeren yalıtıcılar ve geniş kuşak aralıklı yarıiletkenlere dayalı olan yeni bileşiklerin araştırılmasına ve geliştirilmesine ilişkin büyük bir çaba harcanmaktadır. Çinko oksit (ZnO) 60 meV lik yüksek eksitön bağlanma enerjisine sahip olan geniş ve doğrudan kuşak aralıklı II-VI tipi ilginç bir yarıiletkendir. Bu malzemenin radyasyona karşı yüksek direnç göstermesi de onu değerli kılan diğer bir özelliğidir. Bu nedenle ışık ışıyan yapılar ve mavi ve morötesi lazerlerin gelişimi için ümit verici bir başvuru kaynağı olarak düşünülmüştür. Bu çalışmada, 160 keV lik bir Cu aşılamasıyla ZnO da bakır nanoparçacıklar oluşturulmuştur. Aşılanmış tabaka RBS verilerinden de gözlendiği gibi amorf bir davranış sergiler ve optik soğurma da bakır nanoparçacıkların yüzey plazmon çınlama tepe karakteristiklerini gösterir. Bakır nano parçacıklardan kaynaklanan doğrusal olmayan optik soğurma vardır. Malzemenin yeşil ve sarı ışıma kuşaklarını içeren ışıma cevaplarında çeşitli değişimler vardır. Uyartılma boyunca katodoışıma ve ömür sürelerinde yüzeydeki su ve buz ile etkileşmesinden kaynaklandığı düşünülen bazı ilginç özellikleri içeren yüzey olayları ile etkilenen değişimler olmuştur. Radyoışıma sinyalleri normal ışıma kuşakları ve serbest Zn 'dan gelen geniş kırmızı çizgi ışıması arasında salınır. Bileşik, doğrusal optik soğurma spektroskopisi ile incelenmiş ve doğrusal olmayan optik karakteristikler 532 nm lazer ışıma dalgaboyunda Z-taraması yardımıyla tayin edilmiştir. Spektrumdaki optik plazma çınlama kuşaklarındaki görünüm yüksek dozlardaki iyon aşılamanın ZnO'ın alt yüzey tabakasında bakır nanoparçacıklarının oluşumunu sağladığının bir göstergesidir. Sonuç olarak ZnO yayılmış Cu nanoparçacıklar için beklenmedik bir şekilde ilginç bir ev sahibi malzemedir.Item Batı Anadolu'da yayılış gösteren Crocus L. (Iridaceae) taksonlarının RAPD ve ISSR DNA markırları yardımıyla ve içerdikleri uçucu bileşikler bakımından incelenerek sınıflandırılması(2006) Levent Şık; Canan KARAMENDERES; Teoman Kesercioğlu; Muhammed Bahattin TANYOLAÇ; Feyza CandanBu çalışmada Czocus L. cinsine ait Batı Anadolu'da doğal yayılış gösteren 19 takson ele alınmıştır. 19 taksona ait 56 örnek arazi çalışmaları ile toplanmıştır. Bitkiler Flora of Turkey' e göre tayin edilmiş, morfolojik ölçüm ve gözlemleri yapılmıştır. 56 örneğin genç yapraklarından DNA izolasyonu yapılmış ve izole edilen DNA'larm RAPD ve ISSR primerleri ile PCR amplifıkasyonlan gerçekleştirilmiştir. Bireylerin DNA polimorfizminden yararlanarak genetik uzaklıklar hesaplanmış ve akrabalık ilişkileri dendrogram aracılığı ile belirlenmiştir. Buna göre genetik olarak en yakın iki takson C. pulchellus (Çanakkale-Yenice'den toplanan örnek) ve C. chrysanthus (Manisa-Spil Dağı, Turgutalp Köyü yakınından toplanan örnek) iken genetik olarak en uzak iki takson ise C. antalyensis (Kütahya-Domaniç'ten toplanan örnek) ile C. fleischeri (Manisa-Kırkağaç'tan toplanan örnek) olduğu saptanmıştır. Toplanan örneklerde, Crocus cinsinin yüksek varyasyon gösterdiği, elde edilen DNA polimorfîzmi ile saptanmıştır. Yapılan DNA analizleri, cinsin Flora of Turkey' deki sınıflandırmasını tam olarak desteklemediği görülmüştür. GC/MS (gaz kromatografisi) analizleri sonucunda kantitatif olarak izoforon (18 taksonun 6'smda), 4-ketoizoforon (18 taksonun 12'sinde) ve 2,2,6-trimetil,-1.4-siklohekzandion (18 taksonun 7'sinde) içerikleri saptanmıştır. Taksonlar içerisinde sadece C. pallasii subsp. pallasii alttürünün stigmalarmda safranal belirlenmiştir. Ayrıca C. candidus türünde diğerlerinden farklı olarak öjenol saptanmıştır. Sonuçta morfolojik olarak incelenen taksonlar arasında ve içinde bazı farklılıklar belirlenmiştir. Diğer taraftan DNA analizleri ile elde edilen bulgular cins içinde büyük bir genetik varyasyonun varlığına işaret etmiştir. Bu durum da Crocus cinsinin gen merkezlerinden en önemlisinin Türkiye olabileceği görüşünü desteklemiştir. Uçucu bileşiklerin analizinden sağlanan bilgilere göre Batı Anadolu'da yayılış gösteren bitkilerin safranal açısından önemsiz olduğu ve uçucu bileşiklerin cinsin sınıflandırmasında katkıda bulunmasının pek mümkün olmadığı görülmüştür.Item Synthesis and vibrational spectroscopic study of some metal (II) halide and tetracyanonickelate complexes of isonicotinic acid(2006) AHMET ATAÇ; FEHMI BARDAKThe $M(IN)_2Ni(CN)_4$ [where M: Cu, Mn, Zn, IN: Isonicotinic acid, abbreviated to M-Ni-IN] tetracyanonickelate and some metal halide complexes with the following stoichiometries: $Cu(IN)X_2$ (X:Br,I), $Cd(IN)_2X_2$, (X:Cl,Br), and $Zn(IN)_4X_2$ (X:Br,I) were synthesized for the first time. Their FT-IR spectra were reported in the 4000-400 $cm^{−1}$ region. Vibrational assignments were given for all the observed bands. The analysis of the vibrational spectra indicates that there are some structure-spectrum correlations. For a given series of isomorphous complexes, the sum of the difference between the values of the vibrational modes of uncoordinated isonicotinic acid that were coordinated to the metal ion isonicotinic acid was investigated and found to depend on the halogen for a given metal. The proposed structure of tetracyanonickelate complexes consists of polymeric layers of $|M-Ni( CN)_4|_{\\infty}$ with the isonicotinic acid molecules bound directly to the metal (M) atoms. Certain chemical formulae were determined using the elemental analysis results.Item Gıda Kalite Sağlama ve Gıda Bileşenlerinin Tanımlanmalarında Enstrümantal Analizlerin Yeri ve Önemi(2013) NECLA ÇAĞLARIRMAKGünümüzde spekstroskopi ve kromatografi gibi teknikler ve yöntemlerin geliştirilmesi, ilerlemesi sayesinde gıda kalite sağlama, gıda bileşenlerinin saptanması, tanımlanmasında büyük gelişmeler ve ilerlemeler kaydedilmiştir. Gıda kimyası ve biyokimyasındaki ilerlemeler; fonksiyonel bileşikler, fitokimyasallar, tıbbi bileşikler gibi insan sağlığında önemi olan beslenmede, hastalıkların önlenmesi ve korunmasında etkili besin maddelerinin keşfi, gıda güvenliğini tehdit eden unsurların belirlenmesi, gıda proseslerinin gıda bileşenlerine dolayısı ile insan sağlığına etkileri spektroskopi tekniklerini temel alan analizler ile belirlenmektedir. Kritik kontrol noktalarında tehlike analizleri temeline dayanan gıda standartlarının uygulanmasında enstrümantal gıda analizlerinin rolü önemlidir ve bu yöntemleri kullanmak elzemdir. Bu derleme makalede sözü edilen konular açıklanacaktırItem Cyclamen hederifolium Aiton ve C. persicum Mill. (Primulaceae) Türlerinin Morfolojik, Anatomik, Palinolojik ve Toprak Özellikleri Bakımından İncelenmesi(2023) yeliz uçkun; Kemal YıldızBu çalışmada, İzmir ve çevresinde yetişen Cyclamen hederifolium ve C. persicum türleri morfolojik, anatomik, palinolojik ve türlerin yetiştiği toprak özellikleri incelenmiştir. İncelenen türlerin betimleri genişletilmiştir. Mikromorfolojik incelemeler, stereo ve taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile yapılmıştır. Tohum şekillerinin C. hederifolium türünün dikdörtgensi-yamuk, C. persicum türünün ise, elips şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Türlere ait gövde ve yaprak enine kesitleri alınmış ve anatomik özellikleri ışık mikroskobunda incelenmiştir. Polen özellikleri, ışık mikroskobu ve taramalı elekron mikroskobu (SEM) incelenmiştir. Palinolojik incelemelerle, polen şekillerinin her iki türde de sferoidalden oblata kadar, izopolar, yüzey ornemantasyonlarının psilat, skabrat, apertür durumlarının ise, trikolpat olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle, incelediğimiz türlerin ayrımınında polen yapılarının kullanılamayacağı sonucuna varılmıştır. Toprak özelliklerini belirlemek için, türlerin yetişme alanından alınan toprak örneklerinin analizleri yapılarak, element istekleri belirlenmiştir. Toprak özellikleri bakımdan, türlerin pH değerleri hafif alkali, tuzsuz, killi tınlı, C. hederifolium türünün orta ve çok kireçli, organik madde bakımından fakir, orta, yüksek, C. persicum türünün ise az kireçli, organik madde bakımından yüksek yüzdeli toprakları tercih ettiği tespit edilmiştir. Çalışmanın sonunda, türlerin morfolojik bakımından birbirinden kolaylıkla ayırt edilebildiği ve yetişme alanlarının genellikle benzer olduğu belirlenmiştir.Item Türkiye Suyosunları (Algler) Listesi'ne Eklentiler(2023) ERGÜN TASKIN; Mehmet Tahir Alp; Murat ÇAKIR; Özgür ÖZBAYBu makalede, Türkiye Suyosunları Listesinde bulunmayan tür ve türaltı seviyede toplam 436 takson [328 Bacillariophyta (Diyatome Bölümü), 32 Cyanobacteria (Mavi-Yeşilbakteriler Bölümü), 1 Dinophyta (Ateşrengisuyosunları Bölümü), 2 Euglenophyta (Öglena Bölümü), 5 Ochrophyta (Sarı Kahverengi Alg Bölümü), 29 Rhodophyta (Kırmızı Algler), 12 Chlorophyta (Yeşil Alg Bölümü), 27 Charophyta (Suşamdanı Bölümü)] ve bu taksonların Türkçe Bilimsel adları verilmiştir.Item Experimental and DFT-Based Investigation of Structural, Spectroscopic, and Electronic Features of 6-Chloroquinoline(2023) Etem Kose; FEHMI BARDAKThis study, spectroscopic, molecular structure, and electronic features of 6-chloroquinoline were studied via experimental techniques of FT-IR, UV-Vis, 1H and 13C NMR and electronic structure with DFT/B3LYP method and 6-311++G(d,p) basis set combination. The modes of vibrational were assigned according to the potential energy distributions through the VEDA program. The gauge-invariant atomic orbital method was utilized to obtain nuclear magnetic resonance properties and chemical shifts and provided in comparison to the experimental data. Frontier molecular orbital properties and electronic absorption spectral properties, hence UV-Vis spectrum, were obtained by TD-DFT modeling. The compound of chemical reactivity was explored according to frontier molecular orbital properties, electrostatic potential surface characteristics, and analysis of atomic charge. It has been achieved that the chlorine substitution significantly alters the reactive nature of quinoline moiety.Item Sıvı Kristaller Kullanılarak Metisiline dirençli Staphyloccoccus aureus Bakterisinin Tespiti(2023) Emine Kemiklioglu; Ebru Busra TUNCGOVDEMetisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA), halk sağlığı için temel bir patojendir ve bu bakteri genellikle insanlarda ciddi enfeksiyonlara neden olur. Son yıllarda MRSA bakterileri, zaman alıcı ve emek yoğun olan bakteri kültür ve nükleik asit esaslı yöntemlerle tespit edilmektedir. Bu çalışmada, bu sınırlamaların üstesinden gelmek için yeni bir sıvı kristal tabanlı biyoalgılama sistemi geliştirilmiştir. Bu çalışmanın birincil amacı, izotonik su ve fosfat tamponlu salin (PBS) içinde hazırlanan MRSA bakterilerinin varlığını tespit etmekti. Bu sistemde, MRSA bakterilerinin dimetiloktadesil [3- (trimetoksisilil) propil] amonyum klorür (DMOAP) kaplı yüzeye bağlanması, LC'lerin oryantasyonunu bozarak homeotropik bir yönelimden rasgele olana geçişi tetikledi. LC'lerin yönelimindeki bu geçiş, polarize ışık mikroskobu (POM) altında karanlık bir optik LC görüntüsünden parlak bir görünüme bir değişim olarak gözlemlendi ve LC moleküllerinin yansıma değerleri bir spektrometre kullanılarak belirlendi. Bu algılama mekanizması sayesinde, izotonik su içerisinde hazırlanan MRSA bakterileri 9,2x103 CFU/mL ila 9, x107 CFU/mL konsantrasyon aralığında tespit edildi. Ayrıca bu sistem kullanılarak 7.1x104 CFU/mL ile 7.1x108 CFU/mL konsantrasyon aralığında PBS'de hazırlanan MRSA bakterileri tespit edildi.Item Fotopolimerizasyon Yöntemi ile Terpolimer Adsorbentlerin Sentezi ve Karakterizasyonu: Ağır Metal Adsorpsiyon Kapasitelerinin İncelenmesi(2023) Gözde MURAT SALTANBu çalışmada, 1-vinil imidazol, metil metakrilat ve 2-allilfenol monomerleri ile fotopolimerizasyon yöntemi kullanılarak poli(allilfenol-ko-metilmetakrilat-ko-vinil imidazol) (PAMV) terpolimer adsorbanlar sentezlenmiştir. Benzofenon fotobaşlatıcı ile oda sıcaklığında ve solventsiz ortamda gerçekleştirilen çalışmada ortalama 400 nm uzunluğunda UV-A lambaları kullanıldı. Farklı mol oranları kullanılarak elde edilen PAMV polimerlerinin yapısal ve yüzey analizleri 1H-Nükleer Manyetik Rezonans (1H-NMR), Fourier-Transform Infrared Spektroskopisi (FT-IR), X-Işını Fotoelektron Spektroskopisi (XPS), Taramalı Elektron Mikroskopisi- Enerji Dağılımlı X-Işını (SEM-EDX) ve termal karakterizasyonu termogravimetrik (TG) yöntemleri kullanılarak gerçekleştirildi. Adsorpsiyon çalışmaları için İndüktif Eşleşmiş Plazma Kütle Spektrometresi (ICP- MS) kullanılmıştır. Optimizasyon koşulları pH 2, 4, 6, 8 ve 10 olarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre adsorbanların maksimum verimde çalıştığı pH aralığı 6-10 arasındadır. Birçok farklı metal üzerinde çalışılmış olmasına rağmen elde edilen polimerik adsorbanın kadmiyum, krom ve civa metal iyonları üzerindeki tutma kapasitesi oldukça dikkat çekicidir.Item 2-klorokinolinin Moleküler ve Spektroskopik Özelliklerinin Kuantum Kimyasal Hesaplama Yöntemleriyle Araştırılması(2024) FEHMI BARDAK; Etem KoseMevcut çalışma, kinolin türevlerinin aktif madde olma potansiyeli ve reaktivitesi üzerindeki klor ikame etkisini ortaya çıkarmak için 2-klorokinolin molekülünün temel moleküler özelliklerinin araştırılmasıyla ilgilidir. Buna göre FT-IR, FT-Raman, 1H ve 13C NMR spektrumlarından elde edilen deneysel sonuçlarla ve kuantum kimyasal hesaplamalarla desteklenen 2-klorokinolin için spektroskopik bir araştırmayı içermektedir. Molekülün optimize edilmiş yapısı ve enerji parametreleri, yoğunluk fonksiyonel teorisi B3LYP yöntemi 6-311++G(d,p) temel seti kullanılarak elde edildi. Molekülün titreşim özellikleri, titreşim enerji dağılımı analizi yoluyla ve moleküler modelleme yoluyla elde edilen simüle edilmiş spektrumlara uygun olarak elde edildi. Atomik Orbitalleri İçeren Gauge Yaklaşımı yöntemiyle tahmin edilen 1H ve 13C NMR kimyasal kayma özellikleri deneysel verilerle karşılaştırıldı. Ayrıca bileşiğin moleküler elektrostatik potansiyel yüzey özellikleri, atomik kısmi yükler, elektronik yörüngeler ve olası elektronik geçişler sunuldu. Klor ikamesinin 2-klorokinolin molekülünün temel özellikleri üzerinde önemli etkileri olduğu ve kimyasal reaktivitesini önemli ölçüde arttırdığı gösterilmiştir.Item Orange Emitting SrS: Eu2+, Dy3+ Afterglow Phosphor: Structural and Luminescence Properties(2024) Eren Cihan Karsu Asal; Serdar YILDIRIMSrS:Eu is known as an attractive material for imaging, scintillator, or persistent phosphor applications, thanks to its effective photoluminescence (PL) and thermoluminescence (TL) capabilities, but there are still great mysteries of persistent phosphors and attract great interest. Hence, this work investigated the luminescence properties of well-known persistent phosphor based on SrS using various spectroscopic techniques for detailed characterization. Measurements using X-ray photoelectron spectroscopy (XPS) and X-ray diffraction (XRD) were used to analyze the phase and elements of the phosphor. Belongs to the XRD data the microcrystalline phosphor is cubic, and the diameters ranged from 1 to 100 µm. The morphology of the phosphor was examined by scanning electron microscope (SEM). A time-resolved PL system recorded PL properties, namely the emission and excitation spectra of the phosphor. SrS emits around 626 nm with a broad excitation band peaking around 466 nm. A TLD reader system measured the TL glow curve of the phosphors after UVB radiation. The TL glow curve exhibited a broad peak around 160oC. The dose-response of this peak was obtained up to 600 seconds of exposure to UVB radiation, and it was observed that the dose-response curve exhibits a saturating exponential behavior.Item The Role of Water on the Oxidation Process of Graphene Oxide Structures(2024) Kürşat KANBUR; Işıl Birlik; FATİH SARGIN; N. Funda AK AZEM; N. Funda AK AZEM; Ahmet TÜRKGraphene oxide (GO) has recently attracted attention with its unique chemical and physical properties and serves as a raw material for graphene-based materials. GO has been produced for decades by the Hummers Method with the oxidation process of graphite. The properties and structure of GO are significantly affected by the production parameters of Hummers Method. In this study, the effect of the water content on the oxidation level of GO structure was investigated. GO was produced with different amounts of water in the oxidation stage of Hummers Method. The structural characterizations of produced GO were carried out by X-ray Diffraction Technique (XRD), Fourier Transform Infrared Spectroscopy (FTIR), X-ray Photoelectron Spectroscopy (XPS), Energy Dispersive X-ray Spectroscopy (EDS), UV-Visible Spectroscopy (UV-Vis) and Raman Spectroscopy. Additionally, morphological and thermal characterization of the produced GO samples were performed by Scanning Electron Microscopy (SEM) and Thermogravimetric Analysis (TGA)/Differential Thermal Analysis (DTA), respectively. According to XRD, FTIR, XPS, and EDS results, it was determined that the oxidation degree of GO decreased with increasing amount of water. Besides, it was revealed that the post-oxidation step generated more defects in the basal plane of graphene according to the results of the Raman Analysis. Also, it was observed that GO had a smoother surface and was found to have higher thermal stability with increasing amounts of water. The results show that the post-oxidation step reduces the oxidation degree of GO, increases the amount of the defect, provides a less wrinkled structure, and improves the thermal stability of GO.