Browsing by Author "ADEM CEYHAN"
Now showing 1 - 5 of 5
Results Per Page
Sort Options
Item Bektâşî-meşrep bir molla’nın Hz. Ali’den yüz söz açıklaması: İmamzâde Mustafa Vehbî’nin Sad-Kelime-i Alî Şerhi(2012) ADEM CEYHANHz. Ali’nin binleri bulan vecizeleri arasından ünlü Arap âlimi Câhız’ın seçtiği “Miet Emsâl” (Yüz Söz), Arap, Fars ve Türk edebiyatında hayli rağbet görmüş, çok sayıda tercüme ve şerhi meydana getirilmiş bir derlemedir. Türk edebiyatında 14-19. asırlar arasında ondan fazla mensur yahut manzum tercüme ve şerhi tesbit edilen bu metni çevirip açıklayanlardan biri de İmamzâde Mustafa Vehbî’dir. Elinizdeki çalışmada, 19. asrın siyasî ve ilmî-edebîşahsiyetleri içinde renkli kişiliğiyle tanınmış bir “molla” olan Mustafa Vehbî’nin kısaca hayat hikâyesi anlatıldıktan sonra 1871 yılında yayımlanan Sad-Kelime-i Alî şerhi hakkında bilgi verilmektedir. Mustafa Vehbî, tercüme ve şerhini meydana getirirken önce Hz. Ali’nin yüzsözünde geçen kelimeleri tek tek ele alıp Arap grameri yönünden tahlil etmiş ikinci olarak anılan vecizeleri Türkçe’ye çevirmiş üçüncü safhada onların gerektirdiği fikir ve tavsiyeleriifade etmiştir. Yazar, Hz. Ali sözlerinin izahı sırasında o hikmetli cümlelere uygun bulduğu Kur’an ayetlerini ve Hz. Peygamber’in hadislerini sık sık hatırlatmış; Ehl-i Beyt’e sevgi vebağlılığını da çeşitli vesilelerle ifade etmiştir.Item Hz. Ali'ye Ait Yüz Sözün Manzum Bir Tercümesi(2013) Muhammet ÖZDEMİR; ADEM CEYHANTürk edebiyatı tarihinde Hz. Muhammedin dört halifesinin hayatı ve şahsiyeti çevresinde meydana gelen methiye, hilye, menkıbe gibi birtakım edebî türler vardır. Anılan halifelere ait özlü sözlerin derleme, tercüme ve şerhi mahiyetindeki eserler de bahis konusu edebî türlerden birini teşkil eder. Bu çalışmada Hz. Aliye nispet edilen ve meşhur Arap âlimi Câhız (ö. 255/869) tarafından seçildiği rivayet edilen yüz veciz sözün Türkçe manzum bir tercümesi tanıtılmakta ve tenkitli metni sunulmaktadır. Eserin tespit edilebilen yazma nüshalarında mütercim adı ve tercüme tarihi konusunda herhangi bir bilgi yoktur. Bu nüshalara göre, Sad Kelimeyi nazmen Türkçeye çeviren şair, eseri için mukaddime, sebeb-i telif ve hatime gibi bahisler yazma gereği duymamış; yüz Arapça vecizeyi birer kıtayla Türkçeye tercüme etmekle yetinmiştir. Bununla birlikte, nüshaların en eski tarihli olanı ve dil hususiyetleri, çevirinin tahminen 15. asırda veya 16. asır başlarında yapılmış olabileceğini düşündürmektedir. Eserin bilinen nüshalarının üçünde kayıtlı Farsça kıtalar, Reşîdüddîn Vatvatın Hz. Aliye ait yüz sözün tercüme ve şerhi konusundaki Matlûbu Külli Tâlib Min Kelâmi Emîril-müminîn Alî bin Ebî Tâlib adlı kitabında yer alan şiirleridir. İsmi meçhul şairimiz, anılan eserde yüz söze dair mensur Arapça ve Farsça tercümelerle açıklamaları dilimize nakletmeksizin Farsça kıtaları aynı şekilde Türkçeye çevirmiştir.Item Üsküplü mutasavvıf-şair Sâdeddin Sırrî hayatı, bazı yazı ve şiirleri- II(2013) ADEM CEYHANÜsküp, sadece tabiî güzellikleriyle değil, yetiştirdiği yahut barındırdığı âlim, mutasavvıf, şair ve yazarlarıyla da tanınmış bir şehirdir. Hakîm Arab, Hâkî, Şeyh Lûtfullah, Muîdzâde, Zârî, Fakîrî, Ferîdî, Atâ, Özrî, Muîdî, Sihrî, İshak Çelebi, Hemdemî, Dürrî, Attâr, Hevesî, Mîrî-i Rûmî, Hüsâmeddin (Şeydâ), Riyâzî, Niyâzî, Tulûî, Şücâeddîn İlyâsî, Nâmî, Üskübî Mustafa, Vâlihî, Mehmed bin Mehmed, Şeyh Ömer, Fennî, Vesîm, Filintalızâde Hoca Mahmud... gibi pek çok kadı, müderris, mutasavvıf, şair ve hattat, burada doğmuş yahut buraya yerleşmiştir. 19. asrın ikinci ve 20. asrın ilk yarısında yaşayan Sâdeddin Sırrî (ö. 1936) de ismi Üsküple birlikte anılan mutasavvıf, şair ve yazarlardan biridir. Sâdeddin Sırrî’nin, ünlü hemşehrisi şair Yahyâ Kemâl’in (Beyatlı, 1884-1958) hem hususî hayatında, hem de sanatında kayda değer tesirleri olduğu bilinir. Bu makalede, yetişme çağındaki Ahmed Âgâh’a (sonraki ismiyle Yahyâ Kemâl’e) edebiyat, Farsça ve tasavvuf hususunda rehberlik ettiği bilinen Sâdeddin Sırrî’nin hayatı hakkında bilgi verildikten sonra, onun 1909-10 yıllarında Yıldız gazetesinde çıkmış bazı şiirleri ve mensur yazıları tanıtılıp incelenecek; anılan bahislerin ardından söz konusu eserlerin metinleri yeni harflere çevrilerek sunulacaktır.Item Şirvanlı Hatiboğlu Habîbullâh'ın Kırk Hadis Tercümesi(2015) ADEM CEYHANBilindiği gibi kırk hadis tercümeleri, Türk edebiyatı tarihinde çok rağ- bet gören dinî türlerden biridir. 16. asırda bu konuda manzum bir eser meydana getiren şairlerden biri de Şirvanlı Hatiboğlu Habîbullâhtır. Hayatı hakkında eski ve yeni biyografik, bibliyografik kaynaklarda bil- giye rastlanamayan Şirvanlı Habîbullâh, bu tercümesini de diğer iki eseriyle birlikte Memlük sultanı Kansu Gavriye sunmak üzere, H.918 (M.1512) yılında Mısırda tamamlamıştır. Maksadı, hükümdarın dik- katini çekmek ve iltifatına erişmektir. Söz konusu tercüme, müterci- min Sultân Hitâbı Hac Kitâbı adını koyduğu çalışmasının ikinci ese- ridir. Şair, kırk hadis derleme hakkındaki rivayette bildirilen mükâfata erişmek ümidiyle Erbaîn Sözü birer beyitle Türkçeye tercüme etmiştir. Onun tercüme ettiği hadisler, Abdurrahmân-ı Câmînin (1414-1492) Hadîs-i Erbaîn (Çihl Hadîs) isimli Farsça eserinde yer alan hadislerdir. Karşılaştırma sonucunda, şairin tercümeleri sırasında Câmînin anılan eserinden bir hayli faydalandığı da anlaşılmaktadır. Bu makalede, Şir- vanlı Habîbullâhın kitabında yer alan diğer eserlerle birlikte Erbaîn Söz tercümesi de tanıtılmış; daha sonra adı geçen metnin aslıyla günü- müz Türkçesine çevirisi sunulmuştur.Item Mehmed Ali Fethî'nin Terceme- i Nesâyih- ı Eflâtûn- ı İlâhî İsimli eseri(2015) Tuğba AYDOĞAN; ADEM CEYHANÜnlü Yunan filozofu Eflâtun, sadece felsefe tarihinde değil, Türk edebiyat vetasavvuf tarihinde de önemli yer tutan, umumiyetle akıl ve bilgeliğin meşhur temsilcileriarasında sayılan bir şahsiyettir. Bununla birlikte şair ve yazarlarımızın asırlar boyumeydana getirdikleri manzum yahut mensur eserlerde rastlanan Eflâtun hakkındakitasavvur, anma ve bahisler, hep aynı manada olmayıp çeşitlilik gösterir. Bu çalışmadaönce, adı geçen filozofun Türk âlim, şair ve yazarları tarafından nasıl telâkki edildiği veanıldığı konusunda seçilen örnekler yoluyla bilgi verilmiş; giriş bölümünün ardındanbazı özlü sözleri konusunda meydana getirilmiş kısa bir mensur tercüme tanıtılıpsunulmuştur.19. asırda yaşamış Osmanlı âlimlerinden Mehmed Ali Fethî (1804- 1857),Eflâtunun İslâmî ve insanî bakımdan özlü bulduğu bazı öğütlerini, Terceme -iNesâyih- ı Eflâtûn- ı İlâhî adıyla Türkçeye çevirmiş; bu kitapçık mütercimin vefatındanyedi yıl sonra Arap harfleriyle bastırılıp yayımlanmıştır. Yazımızın asıl konusunu teşkileden bu bölümde ilkin mütercimin hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiş; dahasonra onun söz konusu eseri hem yeni harflere aktarılan aslî hâli, hem de günümüzTürkçesine çevrilmiş şekliyle sunulmuştur.