Browsing by Author "AYSIN KISABAY"
Now showing 1 - 6 of 6
Results Per Page
Sort Options
Item COVID-19 Pandemisi Sırasında Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Olan Hastaların Sürekli Pozitif Hava Yolu Basıncı Cihaz Tedavisine Uyumunun Değerlendirilmesi(2022) melike batum; Yagmur İnalkac Gemici; Hikmet Yılmaz; AYSIN KISABAYAmaç: Obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS) sık görülen ve pozitif hava yolu basıncı tedavisinin etkili olduğu bir hastalıktır. Pozitif hava yolu basıncı tedavileri arasında en yaygın olarak kullanılanı sürekli pozitif hava yolu basıncı (CPAP) tedavisidir. Pandemi döneminde OUAS hastalarının CPAP tedavisine uyumlarına ilişkin veriler sınırlıdır. Bu çalışmada, pandemi döneminde CPAP kullanan OUAS hastalarının cihaz kullanım sürelerinin pandemi öncesi dönemle karşılaştırılması ve bunun demografik, polisomnografik ve eşlik eden hastalıklarla olan ilişkisinin araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma, retrospektif dizaynda tasarlandı ve 27.03.2020– 01.07.2022 tarihleri arasında uyku polikliniğine CPAP cihaz kontrolü için başvuran ve pandemi başlangıcından önce en az bir yıl süreyle CPAP kullanımı olan 58 OUAS hastası dahil edildi. Demografik veriler, eşlik eden hastalıklar, apne hipopne indeksi (AHİ), Epworth uykululuk skalası (EUS) skorları, pandemi öncesinde, pandemi döneminde CPAP kullanım farkı (saat/gün) şeklinde kaydedildi. Eşlik eden hastalıkları olanlar ve olmayanlar, sigara içenler ve içmeyenler, EUS skoru ≥ 10 ve <10 olanlar, kadın ve erkek hastalar arasında grup karşılaştırmaları yapıldı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 58 OUAS hastasının 15’i kadın (%25,9), 43’ü erkek (%74,1) idi ve hastaların yaş ortalaması 52,32±10,57 yıldı. Hastaların pandemi olmayan dönemde günlük CPAP kullanımı 5,88±1,39 saat, pandemi döneminde 5,08±1,22 olarak saptandı (p<0,001). Pandemi öncesi günlük ortalama CPAP kullanımıyla pandemi dönemindeki günlük ortalama CPAP kullanımı arasındaki fark; yaş, beden kitle indeksi, sigara alışkanlığı, eğitim süresi, AHİ, EUS ve hastalık süreleri ile anlamlı bir ilişki göstermemektedir (p>0,05). Eşlik eden hastalıklar da cihaz kullanımının süresinde bir farklılığa neden olmamıştır (p>0,05). Sonuç: Pandemi döneminde OUAS hastalarının CPAP cihaz uyumları azaldı. Anksiyete, depresyon, uykusuzluk, posttravmatik stres bozukluğu, karantina döneminde gündüz yapılan napler gibi nedenlerin OUAS hastalarının cihaz uyumlarını olumsuz olarak etkilediği düşünülmektedir.Item İdiyopatik Parkinson Hastalığı’nda Stigmatizasyonun Etkisi(2023) melike batum; Yagmur İnalkac Gemici; Ayşegül Şeyma Sarıtaş; AYSIN KISABAYAmaç: Stigmatizasyon, kişinin toplum tarafından genellikle olumsuz olarak kabul edilen bir özelliği olduğunda ortaya çıkan durumdur. Parkinson Hastalığı (PH) gibi nörodejeneratif hastalıklarda stigmatizasyon sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaptığımız bu çalışmanın amacı PH’da stigmatizasyon ölçeği kullanarak kendilerini yaşadıkları toplumda nerede, nasıl gördüklerini ortaya çıkarmak, stigmatizasyonun ne ölçüde, hangi alanlarda olduğunu belirlemek ve hastalığın hangi özellikleriyle ilişkisi olduğunu araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya yaş ortalaması 66,24±8,63 olan 50 PH ve 63,42±5,41 olan 50 nörolojik olmayan kronik hastalığı olan hastalar alınmıştır. Tüm hastalara Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ), Geriatrik Depresyon Ölçeği (GDÖ), Kronik Hastalıklarda Beklenen Hasta Stigma Ölçeği (KHBSÖ) uygulanmıştır. Ayrıca Parkinson hastalarına, Birleşik Parkinson Hastalığı Değerlendirme Ölçeği (BPHDÖ) ve Parkinson Hastalığı Ölçeği (PDQ) yapılmıştır. Bulgular: Grupların BAÖ, GDÖ ve KHBSÖ puanları karşılaştırıldığında her üç ölçeğin de PH'da belirgin olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır (p <0,05). Her iki gruptaki hastaların demografik verilerinin, hastalığın süresinin, anksiyete ve depresyon durumlarının stigmatizasyon ile olan ilişkisi araştırılmıştır. Parkinson hastalarında yaş ve hastalık süresiyle KHBSÖ‘nün korelasyonu saptanmamıştır (sırasıyla; r =0,05 p >0,05 ve r =0,24 p >0,05). PH’da KHBSÖ, BAÖ ile korelasyon göstermezken (r =0,09 p >0,05), GDÖ skoruyla (r =0,44 p =0,031), BPHDÖ-2 (r =0,374 p =0,008), BPHDÖ-3 (r =0,30 p =0,029) ve PDQ (r =0,39 p =0,005) skorlarıyla korelasyon göstermektedir. Nörolojik hastalığı olmayan gruptaysa KHBSÖ ile yaş, hastalık süresi, BAÖ, GDÖ skorları arasında herhangi bir korelasyon saptanmamıştır (p >0,05). Sonuç: Çalışmamız PH’da stigmatizasyonun, kronik hastalıkları olan kontrol grubuna göre belirgin şekilde yüksek olduğunu, anksiyete ve özellikle depresyonun stigmatizasyona eşlik ettiğini, yaşam kalitesinin bu stigmatizasyonla birlikte azaldığını göstermektedir. PH’da stigmatizasyonu ve yarattığı depresyon, sosyal izolasyon gibi sorunları erken fark etmek en az motor semptomların tedavisi kadar önemlidir.Item Türkiye’de İnme Hastalarında Atrial Fibrilasyonun Yönetimi: NöroTek Çalışması Gerçek Hayat Verileri(2023) MEHMET TOPCUOGLU; Ethem Murat Arsava; Atilla Ozcan Ozdemir; özlem aykaç; MUSTAFA ÇETİNER; ELIF SARIONDER GENCER; Aygül güneş; yakup krespi; Erdem Yaka; Levent Öcek; Zeynep Tanriverdi; ULGEN YALAZ TEKAN; Ayca Ozkul; Esra Özkan; HADIYE SIRIN; AYSE GULER; OGUZHAN KURSUN; Refik Kunt; Utku Cenikli; Bilgehan Acar; YÜKSEL KABLAN; AYŞE YILMAZ; CANAN TOGAY ISIKAY; Eda Aslanbaba Bahadir; Mine Hayriye Sorgun; Hesna Bektaş; Murat Cabalar; Vildan Yayla; Hacı ali Erdoğan; Mustafa Gökçe; SONGÜL BAVLİ; Nedim Ongun; Ahmet Onur Keskin; Ozlem Akdogan; UFUK EMRE; Asli Bolayir; cetin kursad akpınar; hasan karadeli; tuğba özel; Ali Unal; Babür Dora; zulfikar arlier; ALPER EREN; Aysel Milanlıoğlu; Bijen Nazliel; Hale Batur Caglayan; BÜLENT GÜVEN; Mücahid Erdoğan; Zeynep Ozdemir; Mustafa Bakar; Semih GİRAY; Songul Senadim; talip asil; turgay demir; YAPRAK OZUM UNSAL BILGIN; Neslihan Eskut; Yıldız ASLAN; Demet Funda Bas; Ufuk Sener; Bahar Degirmenci; MEHMET UFUK ALUCLU; Birgul Bastan; Zeynep Acar; Buket Niflioğlu; Duran Yazıcı; emrah aytac; Birsen Ince; halil ay; Halil Onder; Hasan Hüseyin Kozak; Irem Ilgezdi; adnan bilgic; şener akyol; LEVENT GÜNGÖR; Murat Mert Atmaca; mustafa şen; Recep Yevgi; Sinem Yazici Akkas; tahir yoldaş; HÜSEYIN TUGRUL ATASOY; Bilge Piri Cinar; Arda Yılmaz; Hamit Genç; AYSIN KISABAY; Faik Ilik; hayri demirbaş; Ipek Midi; Pınar Bekdik Şirinocak; Taşkın DUMAN; Tulin Gesoglu Demir; Ufuk Can; Vedat Ali Yurekli; ZEHRA BOZDOĞAN ŞENEL; Zekeriya Alioglu; DİLAVER KAYA; Nazire Afsar; Erdem Gürkaş; Eren Toplutaş; Eylem Degirmenci; GULSEREN BUYUKSERBETCİ; isa aydın; Tuncuk epceliden; Nilda TURGUT; Nilufer Kale; eda çoban; Nilufer Yesilot; Esme Ekizoglu; Özgü Kizek; Özlem Birgili; Recep Baydemir; Merve Akcakoyunlu; Zahide Yılmaz; Serefnur Ozturk; Özlem Kayın YILDIZAmaç: Atrial fibrilasyon (AF) iskemik inmenin doğrudan önlenebilir en sık nedendir. Ülkemizde AF nedenli inme spektrumuna dair nöroloji kaynaklı geniş ölçekte bir veri bulunmamaktadır. NöroTek-Türkiye (TR) kapsamında akut inme algoritmalarının oluşturulmasına katkı yapması beklenen AF tespit edilen akut inme hastalarına dair hastane verisi toplanmıştır. Gereç ve Yöntem: 10 Mayıs 2018 Dünya İnme Farkındalık Günü’nde 30 sağlık bölgesine yer alan 87 nöroloji biriminde yatmakta olan 1.790 hasta prospektif olarak değerlendirilmiştir. Çalışmada yer alan toplam 929 hasta [859 akut iskemik inme, 70 geçici iskemik atak (GİA)] bu analize dahil edilmiştir. Bulgular: İskemik inme/GİA sebebiyle ile interne edilmiş hastalarda AF oranı %29,8 olup bunların %65’i bilinmekte olan, %5’i paroksismal ve %30’u yeni tanıdır. AF tanısı ile gelen hastalarda “etkin” tedavi [internasyonel normalizasyon oranı ≥2,0 varfarin veya rehber dozunda non-vitamin K antagonist oral antikoagülan (NOAK)] alanların oranı %25,3 olup, %42,5 olguda ya hiç ilaç kullanılmamakta ya da sadece antiplatelet kullanılmaktaydı. Düşük doz kullanım oranı 42 NOAK alırken inme geçirmiş olguda %50 idi. Taburcu edilirken antikoagülan %94,6 (düşük molekül ağırlıklı veya non-fraksiyone heparin %28,1; varfarin %32,5 ve NOAK %31) hastaya reçete edilmişti. NOAK ile taburcu edilen olguların %22’sinde doz düşük kategoride olup gelişte NOAK almakta olan olguların yarısı aynı ilaçla taburcu edilmiştir. Sonuç: NöroTekTR ülkemizde AF’nin akut inmedeki sıklığı yanı sıra sekonder proflaksi perspektifinde yönetiminin geliştirilebilecek yönlerini ortaya koydu. Türkiye’de hastanede yatan akut inme olgularının yaklaşık üçte birinde AF saptanmıştır. AF’si bilinen akut inme olgularının dörtte üçünde etkin antikoagülan tedavi kullanılmamaktaydı. AF’de inme sekonder proflaksisi kapsamında heparin, varfarin ve NOAK planlaması benzer sıklıkta (üçte bir) olup reçete edilen NOAK dozu dörtte bir olguda subterapötiktir. AF’ye bağlı inmenin önlenebilmesi non-medikal ve medikal eğitim gerekli görünmektedir. Anahtar Kelimeler:Item Türkiye’de Akut İnme Yönetimi: IV tPA ve Trombektomi NöroTek: Türkiye Nöroloji Tek Gün Çalışması(2023) MEHMET TOPCUOGLU; Atilla Ozcan Ozdemir; Ethem Murat Arsava; Aygül güneş; özlem aykaç; ELIF SARIONDER GENCER; Vildan Yayla; Murat Cabalar; Hacı ali Erdoğan; Mücahid Erdoğan; Zeynep Ozdemir; Semih GİRAY; YÜKSEL KABLAN; ULGEN YALAZ TEKAN; Zeynep Tanriverdi; talip asil; cetin kursad akpınar; Vedat Ali Yurekli; Bilgehan Acar; AYSE GULER; Ayşe GÜLER; Recep Baydemir; Merve Akcakoyunlu; Levent Öcek; MUSTAFA ÇETİNER; Bijen Nazliel; Hale Batur Caglayan; Nedim Ongun; ALPER EREN; zulfikar arlier; Utku Cenikli; Mustafa Gökçe; SONGÜL BAVLİ; Erdem Yaka; Ayca Ozkul; Bahar Degirmenci; MEHMET UFUK ALUCLU; CANAN TOGAY ISIKAY; Eda Aslanbaba Bahadir; Mine Hayriye Sorgun; emrah aytac; halil ay; Refik Kunt; Songul Senadim; YAPRAK OZUM UNSAL BILGIN; Neslihan Eskut; Zekeriya Alioglu; Arda Yılmaz; Hamit Genç; Ayşe Yılmaz; Aysel Milanlıoğlu; Erdem Gürkaş; Eylem Degirmenci; Hesna Bektaş; Irem Ilgezdi; adnan bilgic; şener akyol; LEVENT GÜNGÖR; Nilufer Kale; eda çoban; Nilufer Yesilot; Esme Ekizoglu; Özgü Kizek; OGUZHAN KURSUN; Asli Bolayir; AYSIN KISABAY; Birgul Bastan; Zeynep Acar; Buket Niflioğlu; BÜLENT GÜVEN; DİLAVER KAYA; Nazire Afsar; Duran Yazıcı; Eren Toplutaş; Esra Özkan; Faik Ilik; Birsen Ince; GULSEREN BUYUKSERBETCİ; Halil Onder; hasan karadeli; Hasan Hüseyin Kozak; hayri demirbaş; Ipek Midi; isa aydın; Tuncuk epceliden; Murat Mert Atmaca; Mustafa Bakar; mustafa şen; Nilda TURGUT; Ahmet Onur Keskin; Özlem AKDOĞAN; UFUK EMRE; Özlem Birgili; Pınar Bekdik Şirinocak; Recep Yevgi; Sinem Yazici Akkas; tahir yoldaş; Taşkın DUMAN; tuğba özel; Ali Unal; Babür Dora; HÜSEYIN TUGRUL ATASOY; Bilge Piri Cinar; Tulin Gesoglu Demir; turgay demir; Ufuk Can; Yıldız ASLAN; Demet Funda Bas; Ufuk Sener; Zahide Yılmaz; ZEHRA BOZDOĞAN ŞENEL; GOKHAN OZDEMIR; yakup krespi; Serefnur Ozturk; Özlem Kayın YILDIZAmaç: Türkiye’de intravenöz doku plazminojen aktivatörü (IV tPA) ve/veya nöro-girişimsel tedavi uygulanan akut inme hastalarının profili ve uygulamaya dair pratiklerin ortaya konulması. Gereç ve Yöntem: 10 Mayıs 2018 Dünya İnme Farkındalık Günü’nde 30 sağlık bölgesine yayılmış olan 87 nöroloji biriminde yatmakta olan 1.790 hasta retrospektif ve prospektif olarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan 45 birimde 859 akut iskemik inme olgusundan %12’sine IV tPA uygulanmıştır. Aynı dönemde %8,3 olgu nörogirişimsel tedavi almıştır. Taburculuk esnasında iyi prognoz [modifiye Rankin skoru (mRS) 0–2] oranı sadece IV tPA uygulanan 83 olguda [yaş: 67 ± 12 yıl; Ulusal Sağlık İnme Ölçeği (NIHSS): 12 ± 6, hastanede yatış süresi 24 ± 29 gün] %46; sadece trombektomi (MT) uygulanan 51 olguda (yaş: 64 ± 13 yıl; NIHSS: 14,1 ± 6,5; hastanede yatış süresi 33 ± 31 gün) %35, kombine tedavi alanlarda (yaş: 66 ± 14 yıl, NIHSS: 15,6 ± 5,4, yatış süresi 26 ± 35 gün) %19 ve revaskülarizasyona yönelik tedavi uygulanmayan 695 olguda (yaş: 70 ± 13 yıl, NIHSS 7,6 ± 7,2; ortalama yatış süresi: 21 ± 28 gün) %56’dır. Semptom kapı zamanı IV tedavi alanlarda 87 ± 53 dakika iken nörogirişimsel grupta 200 ± 26 dakikadır. IV tPA grubunda ortalama kapı iğne zamanı 66 ± 49 dakikadır. Nörotrombektomi grubunda kapı-kasık zamanı 103 ± 90 dakika ve TICI 2b-3 oranı %70,3’dür. IV tPA uygulaması yapılan 103 olguda taburculuk mRS 0–2 %41 iken mRS 0–1 oranı %28 olarak belirlenmiştir. Toplam nörotrombektomi uygulanan 71 olguda mRS 0-2 %31 ve mRS 0-1 %18 olarak kaydedilmiştir. Kapı-kasık girişi zaman IV tPA almış ise yaklaşık yarım saat daha uzundur (sırasıyla; 125 ± 107 dakika ve 95 ± 83 dakika). Semptomatik kanama oranları ise sadece IV alanlarda %4,8; sadece MT yapılanlarda %17,6; kombine tedavide %15 olup IV alan hastalarda global olarak %6,8 ve MT’de %16,9’dur. Sonuç: Türkiye’de akut iskemik inmede IV trombolitik ve nörogirişimsel tedavi uygulamaları beklenen sonuçları sağlayabilmektedir. Ülkemizde “Akut İnmeli Hastalara Verilecek Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönerge”nin işaret ettiği sistemin yaygınlaştırılması ile heterojenite azaltılma yoluna girmiştir.Item Atina İnsomnia Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması ve Psikometrik Özellikleri(2024) huseyin elbi; melike batum; Ece Özlem Öztürk; Merve Vatansever Balcan; AYSIN KISABAY; Hikmet Yılmaz; Omer AydemirAmaç: Araştırmada Soldatos ve ark. tarafından geliştirilmiş “Atina İnsomnia Ölçeği”nin Türkçe’ye uyarlanması, geçerlik ve güvenirlik analizlerinin yapılması amaçlanmıştır. Yöntem: Bu araştırma Aile hekimliği, Nöroloji (Uyku Polikliniğine) ve Psikiyatri polikliniklerine uykusuzluk şikâyeti ile başvuru yapan 215 hastada yürütülmüştür. Katılımcılara Tanıtıcı Bilgi Formu, sekiz maddeli Atina İnsomnia Ölçeği ve Pittsburg Uyku Kalitesi Endeksi uygulanmıştır. Ölçeğin dil uyarlamasının sonrasında güvenilirlik analizi için tutarlılık katsayısı olarak Cronbach alfa değeri kullanılmıştır. Yapısal geçerlilik için açıklayıcı faktör analizi, birlikte geçerlik için Atina İnsomnia Ölçeği ve alt ölçekleri ile Pittsburg Uyku Kalitesi Endeksi arasındaki korelasyon katsayıları incelenmiştir. Bulgular: Araştırmada Atina İnsomnia Ölçeği’nin Cronbach alfa katsayısı 0,87 olarak hesaplanmıştır. Faktör analizine uygunluk için Kaiser-Meyer- Olkin değeri yeterli değerlendirilmiştir. Açıklayıcı faktör analizinde özdeğerleri >1 olan ve varyansın %73,4’ünü açıklayan iki faktörlü bir yapı elde edilmiştir. Atina İnsomnia Ölçeği için açıklayıcı faktör analizi sonuçlarına göre sekiz maddenin faktör yüklerinin mutlak değeri 0,650 ile 0,865 arasında değişmektedir. Atina İnsomnia Ölçeği toplam puanı ve alt boyutları ile uyku kalitesini değerlendiren bir ölçek olan Pittsburg Uyku Kalitesi Endeksi arasındaki korelasyon katsayıları 0,489–0,725 (p<0,01) arasında bulunmuştur. Ayırt edici geçerlilikte ise ölçeğin hastalarla sağlıklı gönüllüleri ayırt ettiği saptanmıştır (Z=2,630, p=0,009). Sonuç: Atina İnsomnia Ölçeğinin Türkçe dilinde yeterli güvenilirlik ve geçerliliğe sahip olduğu gösterilmiştir.Item Clinical, Demographic, and Radiological Characteristics of Patients Demonstrating Antibodies Against Myelin Oligodendrocyte Glycoprotein(2024) Sumeyye Koc; sedat şen; Yuksel Terzi; Ferah KIZILAY; Serkan Demir; Durdane Aksoy; Fatma Kurtulus; NURAY BİLGE; Egemen Idiman; Cihat Uzunköprü; SERDAL GÜNGÖR; VEDAT CILINGIR; özlem ETHEMOĞLU; Cavit Boz; Haluk Gumus; ahmet kasim kilic; AYSIN KISABAY; Levent Sinan Bir; ömer faruk turan; Aysun Soysal; Mesrure Koseoglu; GÜLNUR TEKGÖL UZUNER; Hasan Bayındır; sibel canbaz kabay; MUSTAFA ÇAM; Vildan Yayla; Hüseyin TAN; abdulcemal özcan; OZLEM TASKAPILIOGLU; Muammer KORKMAZ; Yusuf Tamam; Yılmaz İnanç; Hüsnü Efendi; dilcan kotan; Mehmet Fatih Yetkin; adnan bilgic; Hikmet Sacmacı; Serpil Demirci; Yahya Celik; TURAN POYRAZ; Murat TerziBackground: Optic neuritis, myelitis, and neuromyelitis optica spectrum disorder (NMOSD) have been associated with antibodies against myelin oligodendrocyte glycoprotein-immunoglobulin G (anti-MOG-IgG). Furthermore, patients with radiological and demographic features atypical for multiple sclerosis (MS) with optic neuritis and myelitis also demonstrate antibodies against aquaporin-4 and anti-MOG-IgG. However, data on the diagnosis, treatment, follow-up, and prognosis in patients with anti-MOG-IgG are limited. Aims: To evaluate the clinical, radiological, and demographic characteristics of patients with anti-MOG-IgG. Study Design: Multicenter, retrospective, observational study. Methods: Patients with blood samples demonstrating anti-MOG-IgG that had been evaluated at the Neuroimmunology laboratory at Ondokuz Mayıs University’s Faculty of Medicine were included in the study. Results: Of the 104 patients with anti-MOG-IgG, 56.7% were women and 43.3% were men. Approximately 2.4% of the patients were diagnosed with MS, 15.8% with acute disseminated encephalomyelitis (ADEM), 39.4% with NMOSD, 31.3% with isolated optic neuritis, and 11.1% with isolated myelitis. Approximately 53.1% of patients with spinal involvement at clinical onset demonstrated a clinical course of NMOSD. Thereafter, 8.8% of these patients demonstrated a clinical course similar to MS and ADEM, and 28.1% demonstrated a clinical course of isolated myelitis. The response to acute attack treatment was lower and the disability was higher in patients aged > 40 years than patients aged < 40 years at clinical onset. Oligoclonal band was detected in 15.5% of the patients. Conclusion: For patients with NMOSD and without anti-NMO antibodies, the diagnosis is supported by the presence of anti-MOG-IgG. Furthermore, advanced age at clinical onset, Expanded Disability Status Scale (EDSS) score at clinical onset, spinal cord involvement, and number of attacks may be negative prognostic factors in patients with anti-MOG-IgG.