Browsing by Subject "Zooloji"
Now showing 1 - 20 of 20
Results Per Page
Sort Options
Item Reproductive biology of the common cuttlefish Sepia officinalis L. (Sepiida: Cephalopoda) in the Aegean Sea(2005) MUSTAFA BAHADIR ÖNSOY; Mehmet Alp SALMANYaygın mürekkep balığı (Sepia officinalis), cephalopoda sınıfının ekonomik türlerinden biri olarak bilinmektedir. Bu çalışmada Ekim 2000 - Nisan 2002 tarihleri arasında Ege Denizi'ndeki Homa lagünü çevresinden 674 adet mürekkep balığı aylık olarak örneklenmiştir. S. officinalis türünün yumurtlama mevsimini ve üreme davranışlarını belirlemek amacıyla, her iki cinsiyetin gonad safhaları ve mevsimsel gonadosomatik indeks değerleri belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre S. officinalis'm üreme periyodunun tüm yılı kapsadığı Mart ve Haziran aylarında iki maksimum pik oluşturduğu tespit edilmiştir.Item Manisa'da vajinal akıntılı kadınlarda Trichomonas vaginalis sıklığı(2005) İpek ÖSTAN; M. Emin LİMONCU; A. Ali KİLİMCİOĞLU; Ahmet Ozbilgin; Uğur SÖZENTrichomonas vaginalis'm neden olduğu enfeksiyon, kadınlar arasında en sık görülen cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biri olarak tanımlanmakta ve enfeksiyonun sıklığı farklı toplumlarda değişkenlikler göstermektedir. Bu çalışma Manisa yöresinde, vajinal akıntılı hastalarda T. vaginalis sıklığını araştırmak amacı ile planlanmıştır. Bu amaçla, Şubat-Haziran.2004 tarihleri arasında, Manisa Doğumevi ve Polikliniklerine, vajinal akıntı ve vulva kaşıntısı yakınması ile başvuran, yaş aralığı 17- 63 olan 233 kadından ve kontrol grubu olarak da rutin jinekolojik muayene için başvuran, vajinal akıntı ve vulva kaşıntısı olmayan 100 kadından vajinal akıntı örneği alınmıştır. Steril eküvyon ile, vajina arka forniksinden alınan örnekler, Trypticase - yeast extract - maltose (TYM) besiyeri içine alınarak direkt bakı ve kültür yöntemi ile incelenmislerdir. Direkt bakı ve kültür yöntemlerinin her ikisiyle, 233 vajinitli hastanın 11 'inde (%4,7) T. vaginalis saptanmıştır. 100 kontrol grubu kadında ise her iki yöntemde de etkene rastlanmamıştır.Item İzmir körfezinde yaşayan kaya balıklarında (gobius niger) solungaç dokusunda oluşabilecek toksit etkinin ışık mikroskobik incelenmesi(2007) Selma KATALAY; E. MİNARECİ; İ. TUĞLUAmaç: Sudaki kirleticiler gelisim sırasında birikim yolu ile doku hasarı olusturarak doğa insan ve hayvan sağlığı üremesi için tehdit olusturmaktadır. Çalısmada, Đzmir körfezinden toplanan indikatör Gobius balıklarında histopatolojik çalısma ile toksisitenin solungaç dokusundaki etkisinin arastırlması ve beslenme yolu ile sıçanlara olan yansıması amaçlanmıstır. Gereç ve Yöntem: Kirliliğinin çevre sağlığına olan etkilerini belirlememek için Đzmir körfezinin temiz ve kirli bölgeleri olarak farklı iki bölgesinden toplanan kaya balıklarının (Gobius niger) solungaç dokuları çıkarılarak formaldehit fiksasyonunu takiben parafin bloklandı ve alınan kesitler hematoksilen – eosin ile boyandı. Disseksiyon mikroskobu ile makroskobik, ısık mikroskobu ile histolojik görüntüler bilgisayar ortamına aktarılarak, skorlama ve morfometrik analizleri yapıldı. Balıklar öğütülerek sıçanların sularına karıstırılıp, gebe kalma, doğurma ve doğan yavruların 3 aylık büyümeleri izlendi. Bulgular: Toksik etkiden en fazla etkilenmesi beklenen solungaçların, minimal düzeyde epitel ve lameller hasar gösterdiği yapısal değisiklikler, eğer teknik nedenlerle olusmadı iseler temizlenmekte olan Đzmir körfezinde hala kirliliğin varlığına isaret edebilir. Bu balıklarla beslenen sıçanların gebe kalmalarında, gelismelerinde, doğan yavruların gelisimlerinde, ergenliğinde ve üreme yeteneklerinde hiçbir patoloji saptanmaması bu kirliliğin önemi olmadığını göstermektedir. Sonuç: Solungaç dokusu incelenen balıklarda toksik etkinin minimal değisiklikler olarak gözlenmesi hala çevre kirliliğinin varlığına isaret etmekte, sediment örnekleri ve dokuda toksik madde birikimi verileri ile doğrulanması gerekmektedir. Bu balıklarla beslenmis sıçanlarda hem gebelikte hem de gelisimde patolojiye rastlanmaması, balıkta saptanan minimal toksik etkinin insan sağlığına tehdit olusturmadığını düsündürmektedir. Bu tür çalısmaların daha ileri tekniklerle gelistirilmesi, çevre kirliliğinin biyolojik canlılara ve beslenmede oynadığı rol nedeniyle insan sağlığına etkilerinin anlasılmasına büyük yararlar sağlayacaktır.Item Kadınhanı (Konya) yöresi ballarında polen analizi(2007) Hayri BABABu çalışmada Kadınhanı (Konya) yöresindeki beş ayrı yerden toplanan bal örneğinde polen analizi yapılmıştır. İncelenen bal örneklerinde 9’u familya, 27’si cins ve 4’ü tür düzeyinde olmak üzere toplam 40 farklı taksona ait polen tespit edilmiştir. Bu taksonlardan 1’inin polenlerinin dominant (%>45), 2’sinin polenlerinin sekonder (% 16-45), 6’sının polenlerinin minör (% 3-16) ve 31’inin polenlerinin ise eser (%<3) miktarda olduğu belirlenmiştir. İncelenen beş bal örneğinin sadece 1’inde Asteraceae familyasında yer alan Centaurea triumfetti All. türünün polenlerinin dominant (%>45) olduğu görülmüştür.Item Bazı Batı Anadolu Triturus türleri (Salamandridae, Urodela) üzerinde sitogenetik bir çalışma(2008) Serdar Koca; Feyzan KURTBu çalışmada Salamandridae familyasına ait iki Triturus türünün (T. vulgaris ve T. karelinii) kromozom yapı ve sayıları incelenip karyotipleri çıkarılmıştır. Sitogenetik incelemeler sonucunda her iki türün kromozom sayısı 2n=24 olarak saptanmıştır. Karyotipi oluşturan kromozomlar büyük, orta ve küçük olmak üzere üç grupta toplanmıştır. T. vulgaris’ te metasentrik morfolojideki I, VIII ve XII. kromozom çiftleri; T. karelinii’de submetasentrik, submetasentrik yapıda olan VI, VII, IX, X ve XI. kromozom çiftleri ise metasentriktir. Diğer II, III, IV ve V. Kromozom çiftleri her iki türde de metasentrik morfolojide bulunmuştur. Ölçüm sonuçlarımıza göre T. karelinii’nin kromozomları daha büyük ve daha düzenli sıra halinde olup kromozomlar arasındaki intrakaryotipik varyasyon daha düşüktür.Item İlköğretim 7. sınıf öğrencilerinde yılanlarla ilgili alternatif kavramlar ve yaygın inanışlar(2009) sami olukBu çalışmada ilköğretim 7. sınıf öğrencilerinde yılanlarla ilgili alternatif kavram ve mitler araştırılmıştır. Çalışmanın örneklemi dokuz ildeki (Adıyaman, Aydın, Denizli, Diyarbakır, Gaziantep, Izmir, Mardin, Muş, Batman) 423 (211 kız, 202 erkek) öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmanın verileri araştırmacı tarafından geliştirilen ve 28 maddeden oluşan anket ile toplanmıştır. Anket, yılan zehri ve yılan ısırmalarında ilk yardım, insan-yılan ilişkileri ve yaygın inanışlar, yılanların beslenmeleri, yılanların yapısal özellikleri ve sınıflandırılmaları olmak üzere bölümlerinden oluşmaktadır. Istatistiksel analizler sonucunda elde edilen bulguların değerlendirilmesiyle, öğrencilerin yılanlarla ilgili bilgilerinin yeterli olmadığı, yılanlarla ilgili çok sayıda alternatif kavramlara sahip oldukları, yaygın inanışların öğrenciler arasında da sıklıkla gözlendiği ve bu yaygın inanışların öğrencilerde alternatif kavramların oluşmasında etkili olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.Item The Role of proteins in apoptosis of somatic and germ cells in the mouse Ovary(2010) Kemal Ozbilgin; Seda VATANSEVER; Serap Cllaker MICILIBu çalışmada gelişen foliküllerde hücre ölüm mekanizmasını belirlemek için büyüyen fare foliküllerinde Bcl-2, p53 ve Bax antikorlarının eskprese edilip edilmediğini araştırmayı amaçladık. Ovaryum dokuları ve oositler 30 adet Mus Musculus tip fareden elde edildi. Ovaryum doku kesitleri ve oositler immunhistokimyasal olarak anti-Bcl-2, anti-Bax ve anti-p53 antikorları ve DNA fragmentasyonunu belirlemek için terminal deoxynucleotidyl transferase (TdT) (TUNEL) yöntemi ile incelendi. Ovaryum kesitlerinin incelenmesinde sekonder follikülerinin antrumunda ve Graaf follikülerinin granuloza hücrelerinde TUNEL pozitif hücreler gözlendi. Bcl-2 immunreaktivitesi primer ve sekonder folliküllerinde orta şiddetteydi. p53 immunboyanması Graaf follikülerinin granuloza hücrelerinde orta şiddetteyken, Bax immunreaktivitesi sekonder foliküllerde orta, Graff follikülerinde ise şiddetli olarak gözlendi. Zona pellusidadan ayrılan granuloza hücreleri ise TUNEL pozitif boyanma gösterdi. Fertilize olmamış oositlerin değerlendirilmesinde, zona pellusidadan ayrılan granuloza hücrelerinde TUNEL pozitif hücreler gözlendi. Zonaya yapışık hücreler TUNEL negatif özellikteydi. Bcl-2 immunreaktivitesi oosit ve granuloza hücrelerinin her ikisinde de zona pellusidaya yapışık granuloza hücrelerinde gözlenirken, p53 immunboyanması sadece zona pelusidadan ayrılan granuloza hücrelerinde gözlendi. Sonuç olarak, granuloza hücrelerinde apoptozisin düzenlenmesinde zona pellusidadan ayrılan granuloza hücrelerinin apoptotik kaskada uğrayabileceği ve bunun Bax ekspresyonu ile kontrol edilebileceği düşünülmüştür. Bu nedenle, granuloza hücre ölümünün Graaf folikülünde intrinsic pathway, ovulasyondan sonra ise extrinsic pathway ile düzenlendiğini düşünmekteyiz. Bu sonuçlara ek olarak daha ayrıntılı çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz.Item Contributions to the raphignathoid fauna of Turkey, with a description of a new species of Cryptognathus Kramer (Acari: Actinedida: Raphignathoidea)(2010) Mustafa Akyol; Kamil KOÇBu çalışmada, bilim dünyası için yeni olan Cryptognathus ayyildizi sp. nov. türünün tanımı ile Türkiye faunası için yeni kayıt olarak tespit edilen Raphignathus bathursti Meyer ve Ryke, 1960 (Raphignathidae) ve Cheylostigmaeus californicus Summers ve Ehara, 1965 (Stigmaeidae)’ın yapısal özellikleri ve dünyadaki yayılışları verilmiştir.Item Sıfır değer ağırlıklı genelleştirilmiş Poisson regresyonu yardımıyla Van Gölü’nde Notonecta viridis Delcourt, 1909 (Hemiptera: Notonectidae)’in populasyon değişimi üzerinde fiziko-kimyasal çevresel koşulların etkilerinin araştırılması(2011) ismail Karaca; Remzi ATLIHAN; MEHMET SALİH ÖZGÖKÇE; Şükran YILDIZ; Yılmaz KAYA; Abdullah YEŞİLOVA; Fevzi ÖzgökçeEkolojik çalışmalarda türlerin populasyon yoğunluklarının belli periyotlarda abiotik ve biotik birçok faktöre bağlı olarak aşırı arttığı veya azaldığı sık rastlanan bir durumdur. Bu değişimin sonucu olarak populasyon takibi çalışmalarında örneklemelerde birey sayılarında sıklıkla çok fazla sayıda sıfır değeri ile aşırı artış ve azalış şeklinde dalgalanmalar görülebilir. Bu tür sayıma dayalı olarak elde edilen verilerin normal dağılım göstermemesi ve sıfır değerli gözlemlerin çok fazla sayıda olmasından dolayı dağılımın şeklinin sağa doğru çarpık olması, sıfır değer ağırlıklı regresyon yöntemlerinin uygulanmasını gerektirmektedir. Bu çalışmada 2005–2006 yıllarında Van Gölü kıyı şeridinde yerleşim alanları, akarsu giriş noktaları ve doğal alanlar olmak üzere birbirinden farklı karakterde 20 farklı örnekleme istasyonundan Notonecta viridis’in populasyon yoğunlukları aylık örneklemelerle izlenmiştir. Sonuçlar ZIGP regresyon yöntemiyle değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda ortalama, aşırı yayılım ve sıfır değer ağırlıklı gözlemler dikkate alındığında Notonecta viridis populasyon yoğunlukları üstünde her üç regresyonda da farklı örnekleme aralıkları ve istasyonların etkisinin önemli olduğu, çevresel faktörlerden HCO3’nun sıfır değer ağırlıklı modelde negatif yönde, diğer yöntemlerde ise pozitif yönde etkili olduğu görülmüştür. Ortalama regesyonda Fe, aşırı yayılım regresyonunda ise bunlara ilaveten Cl ve Mg’nin populasyon yoğunluğunu olumlu yönde etkilediği saptanmıştır. Notonecta viridis’in bazı istasyonlarda aşırı yoğun bulunması ve bazı istasyonlarda hiç bulunmamasının suyun fiziko-kimyasal özellikleriyle yakından ilgili olduğu sonucuna varılmıştır.Item Distribution of paw preference in female and male rats: Assessed by a modified version food-reachıng test(2012) Turan Onur BAYAZIT; Fahriye MUTLU; NECİP KUTLUBiz, modifiye bir besine uzanma testi kullanarak, erkek ve dişi sıçanlarda pençe tercihi dağılımını çalıştık. Modifiye besine uzanma testi sıçanlarda dört ayaklı pozisyonda besine uzanması sağlayarak pençe tercihi dağılımını yeniden değerlendirildi. Toplam örneklemin (N=165) 86 (%52.12) sağlak, 72 (%43.64) solak ve 7 (%4.24) iki elli olduğu belirlendi. Erkek sıçanların (N=74) 36 (%48.65) sağlak, 35 (%47.30) solak ve 3 (%4.05) iki elli olduğu belirlendi. Dişilerin ise (N=91) 50 (%54.94) sağlak, 37 (%40.66) solak ve 4 (%4.40) iki elli olduğu belirlendi. Sağ eksi sol pençe normal dağılımı sağ ve sol tarafta pik yaparak gaus eğrisine uyuyordu. Dişilerde, erkeklere göre sağlaklığın daha baskın olduğu gözlendi. Erkekler sol pençe tercih dağılımının dişilerdeki sol pençe tercihine göre daha fazla olduğu saptandı. Sağ eksi sol pençe dağılımı U-dağılımı şeklinde değil de insanlarda olduğu gibi J-dağılımı şeklindeydi. Çalışılan sıçanlarda pençe tercihi dağılımının sonuçları, diğer hayvan ve insan el tercihi dağılımıyla benzerdi. Dişi sıçanlarda sağlaklığın baskın olma nedeni olarak hormonal faktörlerin olduğu sonucuna varıldı. Erkeklerde sağ pençe tercihi erkek sol pençe tercihi ve dişilerde sağ ve sol pençe tercihi göre daha az lateralizedir. Genelde erkek beyni dişi beyninden daha çok laterizedir.Item Current status of Dermaptera (Insecta) fauna of Turkey and Cyprus(2012) Sinan Anlaş; Petr KO&#ÁREKBu çalışmada Türkiye ve Kıbrıs Dermaptera faunasının son durumu, yakın zamanda toplananörnekler, müze revizyonları, kişisel kolleksiyon örnekleri ve literature dayanılarak gözden geçirilmiştir.Türkiye’den 18, Kıbrıs’dan 3 türe ait yeni lokalite kayıtları sunulmuş olup, bilinen toplam tür sayısıTürkiye’den 19, Kıbrıs’tan 6 tür olmuştur. Isolaboides kosswigi (Burr, 1947) türü Türkiye için tek endemiktür olarak bulunmuştur. Türkiye için Isolabella graeca Verhoeff, 1901 ve Forficula lucasi Dohrn, 1865türlerinin ilk kesin lokalite kaydı verilmiş ve Anechura zubovskii (Semenov, 1901) türünün ise varlığıdoğrulanmıştır. Forficula auricularia Linnaeus, 1758 türü Kıbrıs’tan ilk defa kaydedilmiştir. Ek olarakTürkiye ve Kıbrıs’dan bilinen Dermaptera türlerinin tanı anahtarı sunulmuştur.Item New and additional records of Paederinae (Coleoptera: Staphylinidae) from the Island of Cyprus(2012) Sinan AnlaşAdditional notes on 12 species belonging to the subfamily Paederinae (Staphylinidae) from the Island of Cyprus have been given. Amongst those six species are the first records for Cyprus fauna: Astenus thaboris (Saulcy, 1865), Nazeris ammonita (Saulcy, 1865), Scymbalium anale (Nordmann, 1837), Medon abantensis Bordoni, 1980, Pseudomedon obscurellus (Erichson, 1840) and Paederidus rubrothoracicus (Goeze, 1777), so that a total of 302 staphylinid species are now known from Cyprus.Item The red algal genera Laurencia, Osmundea and Palisada (rhodomelaceae, rhodophyta) in Turkey(2013) ERGÜN TASKIN; Atakan SUKATARBu çalışmada, Türkiye'den kırmızı alglerden Laurencia (7), Osmundea (2) ve Palisada (3) cinslerine ait 12 taksa (tür ve türaltı seviyede) çalışılmış ve değerlendirilmiştir. Laurencia minuta Vandermeulen, Garbary & Guiry subsp. scammaccae G. Furnari and Cormaci Türkiye'den ilk ve Laurencia uvifera (Forsskål) Børgesen ikinci kez bildirilmektedir. L. minuta subsp. scammaccae İskenderun Körfezi (Akdeniz, Türkiye) kıyılarından 10 m derinlikten toplanmıştır.Item On the genus Sunius Curtis, 1829 of Turkey I. Two new micropterous species from central western Turkey (Coleoptera: Staphylinidae, Paederinae)(2015) Sinan AnlaşIn this study, Sunius cokelezensis sp. nov. from Çökelez Mountain in Denizli Province and Sunius sandiklicus sp. nov. from theSandıklı Mountains in Afyonkarahisar Province in central western Anatolia, Turkey, are described, illustrated, and distinguished fromrelated congeners by the different shape of the ventral process of the aedeagus.Item Chromosome numbers and genome size data on species of the genus Petrorhagia\r(Caryophyllaceae) from Turkey(2022) M. Mustafa AKINER; Jaume PELLICER; Teresa GARNATJEGenome size, i.e. the total amount of DNA in an unreplicated somatic nucleus is considered an important character in the\rbiology of organisms, and it is especially relevant for land plants given the extraordinary diversity reported. Despite the continuous\rgrowth of data and the efforts aimed at increasing our understanding of plant genome size diversity, more data are needed to have\ran evenly representation across lineages. With this premise in mind, in this work, we investigated genome size, complemented with\rchromosome data in eight species of the genus Petrorhagia (Caryophyllaceae) from Turkey. Chromosome counts made indicate that the\rspecies studied are diploid except for one species, P. saxifraga, which is probably a tetraploid, based on previously published estimations\rof nuclear DNA contents. The presence of both basic chromosome numbers x = 15 and x = 13 is confirmed, the latter being restricted\rto the species P. hispidula and P. cretica. The counts carried out for the Turkish endemic species, in P. hispidula (2n = 26), P. pamphylica\r(2n = 30) and P. peroninii (2n = 30) represent novel data for the genus. Nuclear DNA contents ranged from 1.24 to 2.32 pg/2C (varying\r1.87-fold). Based on available data, genome expansions in the genus seem to have occurred through different evolutionary mechanisms,\rsuch as polyploidy and differential repetitive DNA activation, evidencing contrasting genomic trajectories between closely related taxa.Item Protein Kaynağı Olarak Böcekler(2022) Fatma Nurdem ÇELEN; GİZEM SİMGE KILINÇ; NERIMAN BAGDATLIOGLUDünya nüfus artışına bağlı olarak geleneksel protein kaynaklarına olan talebin artması ve üretimin\rsınırlı olması sebebiyle alternatif protein kaynağı arayışına girilmiştir. Sağlıklı bir diyette gerekli olan\rtüm amino asitleri içeren yüksek protein değerine sahip yenilebilir böcekler, sürdürülebilir ve umut\rverici alternatif bir protein kaynağı olarak düşünülmektedir. Böceğin türüne ve gelişim aşamasına\rbağlı olarak protein içeriği kuru madde bazında %13-77 arasında değişmektedir. Bilinen 2100’den\rfazla yenilebilir böcek türü vardır ve 2 milyar insan tarafından geleneksel olarak tüketilmektedir.\rGenel olarak, böceklerin tadı cevizimsi olarak tanımlansa da bu büyük ölçüde pişirme tekniğine\rbağlıdır. Yenilebilir böceklerin besin içeriği zengin olmasına rağmen, mikrobiyal kontaminasyon,\rtoksinler ve alerjen reaksiyonlara sebebiyet vermeleri nedeniyle riskli olabilmektedir. Bu derlemede,\ryenilebilir böceklerin yüksek protein, esansiyel yağ asiti, vitamin, mineral ve lif içeren bir gıda\rkaynağı olarak tanıtılması amaçlanmıştır. Aynı zamanda besin içeriği açısından böcek türleri arasında\rkarşılaştırılmalar yapılmış ve böcek yemenin duyusal kalitesi ve riskleri ile ilgili bilgiler sunulmuştur.Item Türkiye Suyosunları (Algler) Listesi'ne Eklentiler(2023) ERGÜN TASKIN; Mehmet Tahir Alp; Murat ÇAKIR; Özgür ÖZBAYBu makalede, Türkiye Suyosunları Listesinde bulunmayan tür ve türaltı seviyede toplam 436 takson [328 Bacillariophyta (Diyatome Bölümü), 32 Cyanobacteria (Mavi-Yeşilbakteriler Bölümü), 1 Dinophyta (Ateşrengisuyosunları Bölümü), 2 Euglenophyta (Öglena Bölümü), 5 Ochrophyta (Sarı Kahverengi Alg Bölümü), 29 Rhodophyta (Kırmızı Algler), 12 Chlorophyta (Yeşil Alg Bölümü), 27 Charophyta (Suşamdanı Bölümü)] ve bu taksonların Türkçe Bilimsel adları verilmiştir.Item Chemical Composition and Antibacterial Activities of Corylus avellana L. Bioproducts Grown in Giresun-Türkiye(2023) Mehmet Emin SEKER; Ayşegül Erdoğan; Emriye Ay; Derya EFE; RENA HÜSEYINOGLUHazelnut has become an important commercial product in recent years due to its worldwide applications in the pharmaceutical industry as well as in the confectionery and food industry. In addition, hazelnut shell is a waste material obtained after hazelnut harvest and mainly used as heating sources. However, its bioproducts are essentially a very important phytochemical source. In this study, the composition of phenolic compounds, carotenoids, tocopherols and fatty acids of different bioproducts of hazelnut plant were investigated. The highest phenolic compound content (2630.84 µg/g), and lutein amount (73.05 µg/g) were determined in green leafy cover. The major fatty acids were found to be as oleic acid (81.493%), linoleic acid (7.778%) and palmitic acid (6.408%), respectively. Total tocopherol concentration of hazelnut kernel was determined as 364.1 µg/g. The antimicrobial activities of hazelnut components were tested against eight different pathogenic bacteria. The compounds showed strong antimicrobial activity against both Gram (+) and Gram (-) bacteria which might be attributed to the rich phytochemical composition of hazelnut bioproducts. This work comprehensively summarized the chemical composition of hazelnut bioproducts and their antibacterial activity potential grown in Giresun-Türkiye region which had an important place in the global market.Item Nadir Bilinen Örümcek Walckenaeria incisa (O. Pickard-Cambridge, 1871)'nın (Araneae: Linyphiidae) Türkiye'den Ilk Kaydı(2023) Ersen Aydın Yağmur; RAHSEN KAYA; Sinan AnlaşNadir olarak bilinen Linyphiid örümceği Walckenaeria incisa (O. Pickard-Cambridge, 1871) Türkiye'de ilk kez kayıt altına alınmıştır. Tür, kızılçam ormanına kurulan çukur tuzak yöntemi ile Spil Dağı'ndan toplanmıştır. Bu kayıt ile Türkiye'deki Walckenaeria tür sayısı 12'ye çıkarılmıştır. Ayrıca çalışma alanında Walckenaeria stylifrons (O. Pickard-Cambridge, 1875) da toplanmıştır. Her iki türün habitus ve üreme organlarının fotoğrafları verilmiştir.Item Orthochirus stockwelli (Lourenço & Vachon, 1995)'nin Morfolojisi Üzerine ve Dişinin İlk Deskripsiyonu (Scorpiones: Buthidae)(2023) Ersen Aydın Yağmur; Abolfazl Akbari; Muhammad Moradi Gharakhloo; Najmeh JafariOrthochirus stockwelli (Lourenço & Vachon, 1995) ilk olarak Bandar-Abbas'tan (Hormozgan) Paraorthochirus cinsi altında erkek holotip örneğine dayanılarak tanımlanmıştır. Bu türün morfolojisi, burada Bandar-Abbas'tan toplanan örneklere ve her iki cinsiyete dayalı olarak yeniden tanımlanmıştır. Orijinal deskripsyonda bir dişi yer almaktadır, ancak morfolojisi hakkında çok az bilgi verilmiştir ve dişiye ait illüstrasyon içermemektedir. Bu nedenle dişi ilk kez bu çalışmada tanımlanmıştır.