EL-CEZİRE (CİZRE) ZENGİ ATABEGLERİNİN SİKKELERİ
Abstract
Söz konusu çalışma Mardin Müzesi’nde el-Cezire Zengi Atabegleri zamanında basılmış 6 sikkeyi kapsamaktadır. Çalışmanın amacı sikke yazıtlarını okuyarak hangi melike ait olduklarını tespit etmek ve figürlerini ikonografik bakımdan ele almaktır. İncelenen sikkelerden 2’si Muizzeddin Sencer Şah, 3’ü Muizzeddin Mahmud ve 1’i de Muizzeddin Mahmud’un el-Melikü’z-Zahir’e tâbi olduğu sırada basılmıştır. Muizzeddin Sencer Şah döneminde 584 (1189) yılında basılmış sikkelerde Roma ve Grek üslubunda uzun, dalgalı ve dağınık saçlarıyla dikkat çeken portreler görülmektedir. Bu portreler saç tarzlarıyla Grek mitolojisinde yer alan Arethusa büstlerini anımsatmaktadır. Fakat portrelerin yüz özellikleri Orta Asya üslubunda ay yüzlü, çekik badem gözlü olarak isimlendirilen Uygur tipindedir. Muizzeddin Mahmud’un 606 (1210) yılında el-Cezire’de basılmış sikkelerinde, sikkenin ön yüzünde cepheden verilmiş, bir hilali havaya kaldırmış yarım büst şeklinde kağan tasvirleri görülmektedir. Bu tasvirler Ortaçağ İslam dünyasında burçlar ve gezegenlere duyulan ilginin tezahürü şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Eski Mezopotamya toplumlarında güneş, ay ve yıldız kültleri oldukça etkiliydi. Özellikle 3. bin yılın ortalarından itibaren silindir mühürler üzerinde Ay tanrısı Sin, Ay sembolü ile beraber tasvir edilmiştir. İslamiyet öncesinde Türkler Mani dinini kabul ettikten sonra bu dinin prensiplerine göre Ay Tanrısını inançlarının merkezine yerleştirmişlerdir. Bu zamana kadar Tanrıya Gök Tanrı derlerken, bundan sonra Ay Tanrı demişlerdir. Antik Türk düşüncesine göre iktidar, insana Tanrı tarafından verilirdi. Böylece tasvirler Ay Tanrıdan kut alarak tahta çıkma şeklinde sembolleşmişti. Muizzeddin Mahmud’un el-Melikü’z-Zahir’e tâbi iken 639 (1241) yılında el-Cezire’de basılan sikkesinde ise Melik Mahmud, el-Melikü’z-Zahir, Halife el-Müstansır ve Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in isimleri yer almıştır.