TR-Dizin Koleksiyonu
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 6383
Results Per Page
Sort Options
Item Travmatik diafragmatik rüptürün yetersiz onarımı sonucu hamilelikte gelişen strangüle diafragmatik herni \"Olgu sunumu\","Diğer(1016-5118)Yalçın AKER,Yavuz Kaya,Teoman Coskun,Hakan Uncu,ALİ EMRE ATICIItem Taşımalı İlköğretimin Bazı Sorunları: \"Kütahya/Aslanapa-Tavşanlı İlçeleri Örneği\","Araştırma Makalesi(1300-249X)NİHAT AYCAN,Senem CANKURTItem Hiperprolaktinemi saptanan bir hastada \"boş sella sendromu\","Diğer(1300-4751)Ümit SUNGURTEKİN,Refik ÇAPANOĞLU,Selman LAÇİNItem Bel ağrılarının ağrı ölçütleriyle analizi(1995)Bel ağrısı yakınmalı 50 olguda bel ağrıları grafik rating skala (GRS), verbal skala, ağrı çizimleri ve ağrı anketi ile irdelendi. Ağrı düzeyi GRS ve verbal skala ile değerlendirildi. Ayrıca verbal skala ile bel ağrılarının diğer ağrılara kıyasla düzeyi belirlendi. GRS ile verbal skalanın her iki değerlendirme yönteminin bulguları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı (p<0.01). Ağrı çizimleriyle olguların % 36'sı psikojenik ağrılı olarak belirlendi. Psikojenik ağrısı olanlarla nonpsikojenik ağrısı olanlar arasında cinsiyet ve iş stresi bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı. Bel ağrılanhın klinik değerlendiriminde özellikle GRS nın daha yaygın olarak kullanılabileceği ve ağrı çizimlerinin psikojenik ağrıların ayırımında yeterli olmasa da yardımcı olabileceği sonucuna varıldı.Item Travma tanımlayan ve tanımlamayan kronik bel ağrılı olguların psikolojik özellikleri(1995)Araştırmada, bel ağrılarının öncesinde travma geçiren ve geçirmeyen olgular psikolojik bakımdan incelendi. Bu amaçla kronik bel ağrısı olan 41 olgu Beck Depresyon Envanteri ve Semptom Check List 90- Revised ile. değerlendirildi.Beriki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamakla beraber travma tanımlayanlarda psikolojik semptomlara ait puanlar daha yüksekti.Bu kişilerin travma gibi somatik durumun varlığına rağmen, psikolojik özellikleri nedeniyle kronik ağrıya yatkınlıklarının olabileceği sonucuna varıldı.Item Açıklanamayan infertilite olgularında fallopian sperm perfüzyonu ve intrauter inseminasyon uygulamalarının karşılaştırılması(1995)Açıklanamayan infertilite olgularında yeni bir yöntem olan fallop tüplerine sperm perfüzyonu ile intrauterin inseminasyonıın etkinliğini karşılaştırmayı amaçladık. Çalışma, SSK Ege Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Hastanesi İnfertilite Bölümünde yapıldı. Yetmiş üçaçıklanamayan infertilite olgusu, Kasım 1993 ve Ekim 1994 tarihleri arasmda rastlantısal olarakj Fallopian SpermPerfüzyonu veya intrauterin İnseminasyonyöntemi iletedavi edildi. ; Süperovulasyon insan menopozal gonodotropinleri ile sağlandı. Spermlerin hazırlanması klasik ı yüzdürme (swim up) tekniği ile yapıldı. IUI için 0,5 mi, intrauterin inseminasyon kateteri yardımı ile,. FSP için ise 4 mi olarak ince bir Foley sonda kullanılarak verildi. Her iki grup arasmda; yaş, insan menopozal gonodotropin uygulama gününde> 15mm follikül sayısı, total östradiol düzeyi, endometrial kalınlık ve hareketli ve toplam sperm sayıları arasmda fark yoktu (p>0.05). Fallopian sperm perfüzyon grubunda 36 hastaya 68 tedavi siklusu uygulandı ve 11 kli¬nik gebelik (siklus basma %16.1, hasta basma %30.5) elde edildi, Intra uterin inseminasyon(için seçilen 37 hasta ise 70 tedavi siklusuna tabi tutuldu ve 9 (siklus basma %12.8, hasta başına %24.3) klinik gebelik saptandı (p>0.05). Açıklanamayan infertilite olgularında Fallopian Sperm Perfüzyonu; kolay, ucuz ve iyi bir yöntem gibi gözükmektedir. İnce bir Foley kateter kul¬landığımız çalışmamızda, olgularm yaklaşık üçte birinde klinik gebelik elde edildi. Diğer yardımcı tekniklerdeki maddi ve teknik zorlukları gözönünde alırsak yöntemin bu olgularda daha uygun bir tedavi aracı olabileceği söylenebilir..Item \"Flebotomiyle\" hipogonadizmi gerileyen hemokromatoz olgusu(1995)İdiopatik hemokroza bağlı hiipognadotropik hipogonadizmli 29 yaşında erkek hasta da 6 ay süreyle uyguladığımız flebotominin, seksüel fonksiyon bozukluğu ve hipogonadizm üzerinde¬ki olumlu etkilerini gözledik.Item İnfertil olgularda histerosalpingografi ve laparoskopi bulgularının karşılaştırılması(1995)İnfertil olgulardaki histerosalpingografi bulgularının laparoskopik bulgularla karşılaştırıl¬masını amaçladık. Çalışma, SSK Ege Doğumevi ve Kadm Hastalıkları Hastanesi, İnfertilite Bölümünde planlanıp yapıldı. Toplam 468 histerosalpingografi ve laparoskopi uygulanmış olgu çalışmaya alındı. Olgular, histerosalpingografi bulguları yönünden üç grup altmda top¬landı; Normal, Anormal, Kuşkulu. Normal (s = 188) histerosalpingografi bulgularına sahip ol¬guların laparoskopik olarak doğrulanması % 94.1, Anormal bulgulara sahip 46 olguda bu oran %93.4 ve Kuşkulu olguların laparoskopik doğrulanması %58.9 oranmda idi. Buna karşılık, nor¬mal ve anormal gruplardaki spesifite %93.47, sensitite %94.14, negatif belirleyici değer %79.62, pozitif belirleyici değer %98.33 olarak saptanmasına karşın, kuşkulu grubun da dahil edilmesi ile spesifite %64.6, sensitive %94.4, negatif belirleyici değer %94.2 ve pozitif belirleyici değer %64.2 olarak bulundu. Histerosalpingografi çekilen olgulardaki spesifite ve pozitif beliryici değeri arttırabilmek için olgulara laparoskopik incelemenin yapılması gerektiğini vurguladık.Item The relation between the risk of chorioamnionitis and time interval in premature rupture of the membranes(1996)Toplam, 280 erken membran rüptürlü terminde gf beler çalışmaya alındı. Olgular iki grup altında toplandılar. Doğum I. grupta (n=140) spontan olarak takip edilirken, ikinci grupta (n=140) doğum eylemi oksitosin ile indükte edildi. Her iki grupta enjeksiyon riski benzer olmasına karşın, II. gruptaki sezaryen oranı (n=18, %12.8), I. gruptakinden (n=10, %7.1) daha yüksek olarak bulundu (p<0.05). Sonuç olarak, daha düşük sezaryen oranı ve korioamnionitis riskinde artış görülmemesi nedenleri ile erken membran rüptüründen sonraki 24 saat içerisinde doğumun spontan olarak takip edilmesinin uygun olacağı kaatine varıldı.Item WASP modeline göre Türkiye'nin enerji stratejisi ve fosil yakıt sorunu(1996)Bu çalışmada, WASP Modeli kullanılarak geliştirilen Türkiye'nin uzun dönem (1996-2010) elektrik enerjisi üretim-yatırım planlama çalışmasının sonuçları ele almmakta, Türkiye'nin gerek enerji bağımsızlığı, gerekse temiz enerji seçenekleri gibi hayati, sorunları, fosil yakıtlara ve temiz enerji kaynaklarına dayalı projeksiyonların ağırlığı tartışılmaktadır. Enerji/çevre ikilemi itibariyle bugün gelinen nokta, enerji üretim-tüketimmde çevre boyutunun gözardı edilemeyeceğini temel bir şart olarak ortaya koymaktadır.Item Çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonlarında çinko ve bakır düzeyleri(1996)Üst solunum yolu enfeksiyonu (ÜSYE) geçirmekte olan 1.5-10 yaş arası 40 olgunun serum ve idrar çinko (Zn) ve bakır (Cu) değerleri araştırılmış ve normalden düşük bulunmuştur. Enfeksiyon başlangıcında serum Zn düzeyleri kontrol grubuna göre yüksek bulunmuş (p<0.008), buna ek olarak idrar Zn atılımında kontrollere göre artış bulunmuştur (p<0.0001). Serum ve idrar Cu düzeyleri kontrol grubuna göre anlamlı bir değişiklik göstermemiştir. Manisa yöresindeki çocukların subklinik Zn eksikliği nedeniyle beslenmelerinin Zn'dan zengin \" besinlerle desteklenmesi gerektiği kanısına varılmıştır.Item Fotokemoterapinin oküler yan etkileri(1996)Psöriazis, vitiligo, alopesia areata ve mikozis fungoides nedeniyle fotokemoterapi (PUVA) tedavisi uygulanan yaşlan 32.3±8.2 olan 62 olgu, 28.2+6.4 ay süreyle gelişebilecek oküler yan etkiler nedeniyle izlendi. Olgular tedavi öncesi ve sonrası kontrollerde görme keskin¬liği, göz içi basıncı, ön segment muayenesi ve özellikle lens, ge¬lişebilecek opasiteler nedeniyle pupillalann maksimal dilatasyonu yapılarak incelendi. Arka segment muayenesi ise direkt ve indirekt oftalmoskopinin yaiusira retinal toksisiteyi değerlendirmek için fo-tostres, Amsler grid ve Lanthony renk muayenesi testleri yapıldı. Tedavi sonrası bir olguda kortikal punktat opasite, bir olguda ise latent diabete bağlı olabilecek posterior subkapsüler katarakt göz¬lendi. Arka segment muayenesi ve testlerinde tedavi öncesine göre herhangi bir değişiklik görülmedi. PUVA tedavisi sonrası gözlerin ultraviyoleden yeterince korunması gerektiği, aksi takdirde lenste kataraKtojenik değişikliklerin gelişebileceği kanısına varıldı.Item The Frenet and Darboux instantaneous rotation vectors of curves on time-like surface(1996)In this paper, depending on the Darboux instantaneous rotation vector of a solid perpendicular trihedron in the Minkowski 3-space $R_1^3=[R^3, (+,+,-)]$ the Frenet instantaneous rotation vector was stated for a space-Eke curve (c) with the principal normal n being a time-like vector. The Darboux instantaneous rotation vector for the Darboux trihedron was found when the curve (c) is on a time-Eke surface. Some theorems and results giving the relations between two frames were stated and proved.Item Examination of temperature distribution as a result of hard-brazing of two different materials by finite elements method(1996)Knowing the temperature effect on machine construction is the first step at material selection and planing machine parts exposed to temperature effect above, normal conditions. Since joining processes such as welding and hard-brazing were done at high temperatures, abrupt variations in temperature distributions take place. Because of these temperature variations inner structure and shape changes occur in material. If two different materials are joint, these problem becomes more important due to mismatch of physical properties of materials joint. Because of this reason, temperature distribution must be known at these kind of joinings. In this study only the temperature distribution calculations around the joining zone were carried out. In the future step the thermal stress and residual stress distributions during and after joining process will be calculated. For this purpose steel-brass material couple were chosen and the materials as thin plates were hard-brazed. The joining parts of this material couple were heated upto hard- brazing temperature and then cooled in air. In this numeric study finite elements method was used and the programming language was chosen Fortran77. In modelling two dimensionel four nodes rectangular elements were selected.Item Comparing artificial neural networks ( ANN ) image compression technique with different image compression techniques(1996)In this paper it is presented that, 256x256 16 gray level images can be compressed fast and efficiently by using neural networks . Compression results were compared with the other methods according to mean square error (MSE) and visual of the image and it is seen that by further works on ANN the images can be compressed better.Item Orbita selüliti(1996)Orbita sellüliti sık rastlanmayan ancak görmeyi ve yaşamı tehdit potansiyeli bulunan bir hastalıktır. Bu makalede 5 yıllık bir dönem içinde görülen 15 hastaya ait klinik ve terapötik sonuçlar sunulmaktadır. Başvuru anında ortalama yaşa 25' ti (2-60). Semptomların başlangıcı 2 ila 15 gün arasında değişmekteydi. Predispozan faktör olarak 7 hastada kronik sinüzit bulundu. Olguların çoğunda yüksek doz parenteral antibiyotik tedavisi enfeksiyonu kontrol altına aldı. Sadece orbita abseli bir hastada cerrahi drenaj gerekti. So¬nuçlarımız orbital sellülite bağlı körlük ve ölüm gibi ciddi kompli-kasyonlann önlenmesinde antibiyotiklerin derhal başlanması gerek¬tiğini düşündürmektedir.